Nazilerin ölüm merkezinden binlerce Yahudi’nin Kızıl Ordu tarafından kurtarılmasının 80’ıncı yıldönümüne günler kaldı. Hitler yönetimi altında 1,1 milyon kişinin katledildiği toplama kampı Auschwitz’den kurtulanlar, Holokost tarihinin unutulmasından endişe ediyor. 96 yaşındaki Esther Senot ve 99 yaşındaki Albrecht Weinberg, 80 yıl önce yaşadıklarını AFP’ye anlattı. Biri, ablasının ona verdirdiği yeminden söz etti. Diğer ise Birinci Dünya Savaşında Alman askeri olan babasının gaz odasına gönderdildiğini anlattı…

Auschwitz, yaklaşık 6 milyon insanın toplama kamplarında öldürüldüğü Yahudi soykırımı için simge niteliği taşıyor.
Sadece Auschwitz kampında yaklaşık 1,1 milyon kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor.

Senot, tanınmayacak kadar zayıf ve çelimsiz olan ablasının, Nazi Almanyası’nın Yahudi soykırımının ürkütücü bir anıtı olan kampın anısını aktarmaya yemin ettirdiğini söyledi.
Senot, “Bana ‘Daha fazla dayanamayacağım’ dedi. Sen gençsin: bana söz ver, eğer kurtulursan bu hikayeyi anlatacaksın ki tarihin unutulmuşları biz olmayalım” dedi.
Senot, ablasına verdiği sözü yerine getirmek için esir tutulduğu yere geri döndü ve tarihin en karanlık bölümlerinden birine ilişkin anılarını Fransa’dan gelen bir okul gezisindeki çocuklara aktardı.

Holokost’un toplu katliamında tüm ailesinin, 40’tan fazla kişi öldürüldüğünü söyleyen Weinberg, “Babam Birinci Dünya Savaşı’nda Alman askeriydi, hayatını ülkesine adamış biriydi ve onu gaz odasına gönderdiler” dedi.
7 Mart’ta 100. yaş gününü kutlayacak olan Weinberg, AFP haber ajansında, büyüdüğü Leer’deki evin dış tarafını gösterdi.
Kaldırımda Stolpersteine ya da “tökezleme blokları” olarak adlandırılan beş tane pirinç plaket duruyordu. Bu plaketler, tüm ailesinin Nazi kamplarına sürülmesini hatırlatıyor.
Anne ve babası bu kamplarda can vermiş, ancak Albrecht ve iki kardeşi hayatta kalmış.

Naziler tarafından toplanan üç kardeş, Nazi işgali altındaki Polonya’da bulunan Auschwitz’e gönderildi.
Albrecht ve kardeşi Dieter, tutukluların IG Farben kimya şirketi için çalışmak zorunda olduğu Monowitz-Buna alt kampında korkunç koşullarda köle gibi çalıştırılmaktan kurtuldu.
Kız kardeşi Friedel ise Auschwitz’in başka bir bölümüne gönderildi. Auschwitz’in kurtarılmasından sonra kardeşler başlangıçta Almanya’da kaldı.

Kardeşlerinin ölümünden sonra Albrecht ve Friedel’i Almanya’da tutan hiçbir şey kalmadı ve Albrecht’in kasap olarak çalıştığı ve diğer Alman Yahudi sürgünlerle kaynaştığı New York’ta yeni bir hayata başladılar.
Ancak onlarca yıl boyunca kampların dehşeti hakkında konuşmayı reddetti.

Fransa’dan 1942 yılında Auschwitz’e sürülen 6 bin Yahudi çocuktan hayatta kalan tek kişi olan Henri Borlant aralık ayında 97 yaşında öldü.
Merkezi Fransa’nın Loiret kentinde bulunan bir anma örgütünün başkanı olan Alexandre Borycki, 21. yüzyılın çocukları için Holokost’un “eski zamanlardaki gibi tarihe karışacağından” endişe ediyor.
Borycki, “Tüm bu tarihi, onunla farklı bir şekilde ilişki kuran genç nesillere nasıl aktarmaya devam edebileceğimizi düşünmemiz gerekiyor” dedi.

Auschwitz, Nazi Almanyası’nın İkinci Dünya Savaşı’nda 6 milyon Avrupalı Yahudi’yi acımasızca katletmesinin simgesi haline geldi.
Dikenli tellerle çevrili barakalar, gaz odaları ve krematoryum fırınları arasında, tıraş edilmiş saçlarıyla kaderlerine doğru gittiler.

Binlercesi Temmuz 1942’de Paris’te toplandıktan sonra yakındaki Pithiviers tren istasyonuna yerleştirildi ve buradan Auschwitz’e sürüldü. Çoğu bir daha geri dönmedi.
