ABD’nin Türkiye’yi yeniden F-35 savaş uçağı programına alma olasılığının Atina’da yarattığı endişeler Yunanistan basınında yer buldu.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’ye F-35 savaş uçakları satma konusunda ılımlı bir tutum takındığı haberleri ABD basınına yansırken, Yunanistan basını da ABD’den bu konuda gelen “sinyalleri” ve Atina’nın bu sinyaller karşısındaki endişelerini mercek altına aldı. Kathimerini gazetesinde “ABD, Türkiye için F-35’ler konusunda karışık sinyaller veriyor” başlığıyla yayınlanan yazıda, “Washington’dan gelen karışık sinyaller, Türkiye’nin F-35 askeri uçak programına olası geri dönüşü konusunda Atina’da yeni endişeler yarattı” gözlemine yer verildi. AVANTAJDAN DENKLİĞE DEĞİŞEN KAVRAMLAR ABD politikasının yakın zaman öncesine kadar “Yunanistan’ın teknolojik avantajını sürdürmeyi vurguladığı” belirtilen haberde, Türkiye’nin modernize edilmiş F-16 Vipers ya da F-16 Block 70/72’lerine karşılık F-35’lerle birlikte “Ankara’nın hava gücü konusundaki sayısal avantajının” Yunanistan açısından bu şekilde dengelenmeye çalışıldığına işaret edildi. Habere göre, konu hakkında bilgi sahibi kaynaklar, ABD ve Yunanistan arasındaki görüşmelerde, her iki NATO müttefiki ile savunma ilişkilerinde “denklik” kavramının ortaya çıktığını anlattı. Haberde, ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) Türkiye’nin F-35 programına olası geri dönüşünü artık Ege’deki dengeye bir tehdit olarak değerlendirmediği haberlerine de işaret edildi. ABD, ATİNA’NIN ENDİŞELERİ KARŞISINDA NE YAPTI? Kathimerini, konu hakkında Yunanistan’ın endişeleri karşısında ABD’nin Beyaz Saray’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapılan görüşmelere yaptığı referansların “not edildiğini” aktardı. Buna göre, söz konusu görüşmelerde “F-35’ler de dahil olmak üzere Türkiye’ye ABD silahlarının satışının azaltılması umutlarının kırıldığı” belirtildi. “Bu diplomatik muğlaklık, Yunanistan için ABD’nin bölgedeki tercih edilen ortağı rolünü tekrar teyit etmek için uzun bir çaba anlamına geliyor” denilen haberde, ABD’nin Yunanistan ve İsrail’in Türkiye’nin bölgesel politikası konusundaki ortak bakış açılarını not ettiği, ancak nihayetinde kararların başkanların iradesine bağlı kalmayı sürdürdüğü belirtildi, ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki “güçlü kişisel bağlara” işaret edildi.