ABD Büyükelçisi Barrack ilk röportajını NTV'ye verdi

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Barrack, ilk röportajını NTV’ye verdi. Barrack, Rusya-Ukrayna görüşmelerinde Türkiye’nin kilit rolüne dikkat çekti.

ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, ilk röportajını NTV Diplomasi Muhabiri Deniz Kilislioğlu’na verdi.

Barrack, Rusya – Ukrayna Savaşı, Gazze soykırımı ve Türkiye – ABD ilişkileriyle ilgili soruları yanıtladı.

“HAYATIMIN EN BÜYÜK FIRSATI”

Ailenizin Osmanlı İmparatorluğu kontrolündeki Lübnan’dan ABD’ye gittiğini anlatmıştınız. Köklerinize dönmek nasıl bir duygu? Biliyorsunuz benim hikayem aslında Amerikan göçmenlerinin hikayesi. Ama manşeti de basit; hayatımda ulaştığım tüm başarılar aslında iki şeyin sonucu. Amerikan özgürlüğü, yani sıfırdan bir şeyler başarma becerisi ve bu da muhteşem Osmanlı DNA’sıyla birleşince elinizde bir tür kültürel altıncı his elde ediyorsunuz. Bu da tabi ki buraya atfetedilebilir. Çok mütevazı bir aileden geliyorum. Bir kargo gemisinin dibinden geldiğimiz bölgeye geri dönmek, Türkiye’de yanyana diplomatik bir konuma gelmek hayatımın en büyük fırsatı. Bu işi kabul ettiğimde insanlar sadece saç ekimi için olduğunu düşündüler. Başkan Trump, geçmiş başkanlardan o kadar farklı bir görüşü var ki; tabi ki Türkiye dahil, herkes Türkiye’den büyük bir NATO müttefiki diye bahsediyor. Ama bundan öte, Rusya – Ukrayna savaşında gördüğümüz gibi, son derece bölgesel bir öneme sahip.  Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump çok iyi bir ilişki içinde. “TÜRKİYE KİLİT BİR ROL OYNUYOR” Rusya – Ukrayna görüşmeleri… Bugün herkesin dikkati İstanbul’da. Dün çok büyük bir drone saldırısı oldu. Biliyoruz ki, bu bazılarına göre bu Rusya’nın Pearl Harbor’ı olduğu söyleniyor. Bu konuda iyimser misiniz? Evet, bence Türkiye’nin kilit bir rol oynadığını düşünüyorum. Tüm bu anlamsız savaşlar hepimiz için bir felaket. Türkiye’nin, hem Rusya hem Ukrayna ile geleneksel bir işbirliği var. Bu da diyalogda önemli bir diyalog kurmanızı sağlıyor. “ANLAMLI BİR TOPLANTI OLMASI GEREKİYOR” Başkan Trump, Putin’e baskı yapmaya çalıştı son açıklamalarının istediği gibi sonuçlanmadığını görüyoruz. Türkiye dörtlü bir toplantı önermişti ve Rusya liderinin Zelenski ile anlaşmak istemediğini, Başkan Trump ile anlaşmak istediğini görüyoruz. Peki Trump buna nasıl bakıyor? Tabi Başkan Trump adına konuşamam. Ancak tabi ki toplantıda alınan kararların etkili ve güvenlik garantili olduğu anlamlı bir toplantı olması gerekiyor. Türkiye, tüm ilgili taraflar için, mantıklı bir çözüm üretmek için ihtiyaç duyduğumuz birkaç konuyu daraltmada yardımcı olabilir. Artık Başkan Trump sabrının sonuna geldi, o çok sabırlı biri diyemezsiniz. Türkiye’nin şu anda müdahale edip ve operasyonel sorunları ortadan kaldırmasıyla liderler arasında zirve noktasında en tepede bir görüşme olabilir. Ve bu konuyu herkes için çözebiliriz diye düşünüyorum. “SURİYE POLİTİKAMIZ SON 100 YILDAKİ POLİTİKAYA YAKIN OLMAYACAK” ABD, nasıl bir Suriye politikasına sahip olmak istiyor? Suriye’den çekilecek misiniz? Çünkü Trump’ın böyle açıklamaları da mevcut. Tabi sizi temin edebileceğim şey şu, bugünkü Suriye politikamız son 100 yıldaki Suriye politikasına yakın olmayacak, çünkü bunların hiçbiri işe yaramadı. ABD, SDG’ye verdiği desteği ne zaman açıklasa DEAŞ ile mücadele deniyor. Sizce ABD ne zaman “tamam YPG’ye ihtiyacımız yok” diyecek? Böyle bir gün gelecek mi? Bence bahsettiğiniz sonuç aynı şekilde bu sonuç değil. Çünkü SDG bir müttefik. SDG’ye verilen bir müttefiğe verilen bir destek. Kongremiz için çok önemli bir faktör. Onları yeni bir Suriye hükümetine entegrasyonuna yönlendirmek çok ama çok önemli. Herkesin beklentilerinde makul olması gerekiyor. Başkan Trump, Başkan Erdoğan inanılmaz bir şey yaptı. Bu yeni rejime şans vereceğini söyledi. Hiç kimse bunu tahmin etmemişti. Tabi ki, bizim askeri üslerimizin azalması da önemli. 8 üsten, sonunda bire düşecek.

“ÇOK ZOR BİR BÖLGEDE YAŞIYORUZ AMA TÜRKİYE İNANILMAZ BİR ŞEKİLDE BAŞA ÇIKIYOR” Suriye bölgesinde İsrail ve Türkiye arasında büyük bir gerginlik var. ABD bu konuda ne yapabilir? Her iki tarafla da görüşüyor musunuz? Çünkü çatışmayı önleme mekanizmasının kurulduğunu biliyoruz ama nasıl gittiğini bilmiyoruz…  Öncelikle Türkiye İsrail’i tanıyan ilk ülkelerden biriydi. Yani dini bir çekişme olduğu, tamamen gerçek dışıdır. Dini bir çekişme yoktur. Geriye dönelim; 48’ye, 67’ye, 6 Gün Savaşı’na, Ürdün Nehri’ne, Golan Tepeleri’ne geri dönelim. Golan Tepeleri, suyla ilgilidir aslında, güvenlikle ilgilidir. Her iki tarafta da güven eksikliği ile ilgilidir. Dürziler için de aynı şey geçerlidir. Dürziler de Suriyelidir. Dolayısıyla Türkiye ile İsrail arasındaki diyalog, YPG ile Türkiye arasındaki diyalog ile aynı zamana denk geliyor ve Türkiye burada çok kritik, anahtar bir unsur. Bölge dünyasının geri kalanını İsrail’in toprak gaspı istemediğine ve Suriye’yi almaya çalışmadığına ikna edecek kilit bir unsur… Türkiye’nin de zaten Suriye topraklarında gözü yok.

Herkes için bir tuvaliniz var, yeni bir ticari alan olarak önümüzde bir tuval var. Burada Türk şirketleri, Körfez’den gelen para, İsrail’den gelen yaratıcılık, yani mümkünse yeni bir aşiret dışı deneyim de işbirliği yapabilir. Bence tüm bu sınırlar Sykes-Picot’ya kadar gidiyor, San Remo Anlaşması’na kadar gidiyor, tüm başarısız sınırlara kadar gidiyor. Sadece yeniden atama ve anlaşmaya varma zamanı. Lübnan’da da durum aynı. Lübnan’daki gidişat da aynı olacaktır. Hizbullah geri planda kaldı, Hamas geri planda kalmalı, İran ise bambaşka bir soru tabii ki.

Çok zor bir bölgede, çok zor bir posta kodunda yaşıyoruz ama Türkiye inanılmaz bir şekilde başa çıkıyor. Yunanistan’ımız var, Kıbrıs’ımız var, İran var, Rusya var, Ukrayna, Ermenistan, Azerbaycan var, Mısır’ımız var, Körfez’imiz var, Rusya’mız ve Çin’imiz var. Şaşırtıcı bir şekilde tüm bunların arasında yol alıyor. Ancak gelecek, bölgesel saygınlıktır, yani sadece bir NATO müttefiki olarak değil. Bence Türkiye’yi öfkelendiren şeylerden biri Avrupa Birliği. Değerli savunma müttefikinin AB’ye kabul edilmemesi son derece saçma

“GAZZE’DE ANLAMSIZ BİR KATLİAM VAR”

Gazze’de uzun zamandır gördüğümüz şey, Hamas’ın saldırısının ardından İsrail’in Gazze’ye orantısız bir tepkisi ve yaşanan bir dehşet ve vahşet. Ancak ABD’nin İsrail’e koşulsuz bir desteği var. Peki, bu sorunu nasıl çözeceksiniz? ABD, iki devletli çözüme katılıyor mu? Trump ve Trump yönetimi iki devletli çözüme onay veriyor mu ya da hangi noktadalar?

Tabii yönetim adına konuşamam ama ABD halkı adına konuşabilirim diye düşünüyorum. Gazze’de anlamsız bir katliam var ve bu, herkes için dehşet verici. Hamas’ın tabii ki yaptıkları yüzünden yeryüzünde var olma amaçları gerçekten yok ama Filistinliler Hamas ile aynı şey değil. Bu ikisini ayırmak, bunu nasıl sonlandıracağımız sürecinde karmaşık oldu. Ve Steve Witkoff, Başkan Trump gibi parçaları bir araya getirme ve sonuca ulaşma çabalarında harika bir iş çıkarıyor. Bu tabii ki neredeyse 100 yıldır devam eden bir sorun. Tabii ki bunu tek bir çözüme getirmek zaman alıyor ve çok fazla cinayet işleniyor. Bu da tüm dünya için dehşet verici. Yani, size katılıyorum, bu sorunu çözmeden bölgenin farklı parçalarına yara bandı yapıştırıp çözmeyi deneyemezsiniz. Bence Başkan’ın niyeti tüm bunları çok yakın bir gelecekte çözmek. Buna iki devletli çözüm veya kalıcı çözüm diyebiliriz.

Bölgedeki herkesin, İsrail dahil, yeni bir ilişki türü konusunda anlaşması gerekiyor. Bu sürecin devam ettiğini düşünüyorum ama bu süreçler gerçekten zor. Rusya ve Ukrayna gibi… Bunu çözmek için Türkiye’de anlamlı bir diyalog yürütüyoruz dedik, bir gece öncesinde muazzam bir saldırı oldu. Bu, birilerinin taktiği. Buna bakıp belki “Bu, Ukrayna’nın dünya sahnesinde faydasına mıydı?” diyebilirsiniz. Belki de Ukrayna için, kendi halkı için faydalıydı. Belki de Zelenski bu sorunun bir kısmını çözmeye çalıştığı, kendi halkının zayıflık gibi görünen şeylerden dolayı üzülmesini istemediği için onlar için faydalıydı – Ki zayıf da değiller, harika bir iş çıkardılar.

Bence benim Başkan’ımın yaptığı şey şu: Her yerde anlamsız ölümleri sonlandırmak istemiyorsanız bize uzun süre güvenmeyin diyor çünkü Amerika artık küreselci olmayacak, neocon düşüncesinde değil; barış, refah ve anlayış istiyoruz.

Door Haluk