İngiltere basınına göre, İsrail ve İran arasındaki gerilim ve çatışmanın tırmanmaya devam etmesi halinde bölgeyi ve dünyayı beş olası “en kötü senaryo” bekliyor.
İsrail’in İran’a başlattığı kapsamlı hava saldırıları, İran’ın misillemesi ve İsrail’in saldırıları ile devam ediyor. İki gündür süren çatışmanın ne zaman ve nasıl sona ereceği belirsizliğini korurken, dünya basını da karşı karşıya kalınabilecek “en kötü senaryoları” mercek altına aldı. BBC’nin değerlendirmesine göre, taraflara yapılan itidal çağrılarının cevapsız kalması ve çatışmanın sürmesi halinde dünyanın önünde beş olası kötü senaryo bulunuyor. “ABD, SAVAŞA SÜRÜKLENEBİLİR” ABD her ne kadar İsrail’in saldırılarında dahlinin olmadığını savunsa da İran ABD güçlerinin İsrail’in saldırılarına onay verdiğini ya da en azından zımnen bu saldırılara destek olduğunu düşünüyor. İran’ın Ortadoğu’daki ABD hedeflerine saldırabileceği öngörüsünde bulunan BBC, bu olası hedeflerin arasında Irak’taki özel kuvvetler kamplarının, Körfez’deki askeri üslerin ve bölgedeki diplomatik misyonların olduğunu aktardı. Son yıllarda bölgedeki İran destekli Hizbullah ve Hamas’ın güç kaybetmiş olabileceğine işaret edilen haberde, Irak’taki İran destekli grupların ise halen silahlı ve zarar görmemiş vaziyette olduğu savunuldu. ABD de esasında bu tür saldırılardan endişe ederek bölgedeki bazı personelini çekmişti. Öte yandan, İran’ın saldırılarında ABD vatandaşlarının da ölmesi halinde ABD Başkanı Donald Trump kendisini “eyleme geçmek zorunda olduğu” bir durumda bulabilir. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da sık sık “ABD’yi İran’ı yenilgiye uğratmaya yardımcı olmaya çekmek istemekle” suçlanıyor. Askeri analistlere göre, sadece ABD’nin İran’ın yerin derinliklerinde bulunan Fordo gibi nükleer tesislerine ulaşabilecek bombardıman uçakları ve sığınak delici bombaları bulunuyor. Trump, her ne kadar göreve gelmeden önce Ortadoğu’da “sonsuza kadar süren savaşlar” başlatmayacağını taahhüt etmiş olsa da pek çok Cumhuriyetçi Partili hem İsrail hükümetini hem de “Tahran’da rejim değişikliğinin zamanının şu an olduğu” görüşünü destekliyor. Fakat ABD’nin aktif olarak çatışmaların tarafı ve parçası olması halinde bu, şiddet, gerilim ve çatışmanın uzun bir süre boyunca tırmanabileceği anlamına geliyor. “KÖRFEZ ÜLKELERİ DE SAVAŞIN İÇİNE ÇEKİLEBİLİR” Bu noktada ikinci bir olası senaryo ise Körfez ülkelerinin muhtemel bir çatışma ya da savaşın içine çekilmesi. BBC’nin değerlendirmesine göre, İran’ın İsrail’deki askeri ve diğer hedeflere zarar verme konusunda başarısız olması halinde, özellikle “düşmanlarına yardım ve yataklık etmekle” suçladığı ülkeler de dahil olmak üzere Körfez’deki “daha yumuşak hedefleri” füzeleri ile hedef alabileceği düşünülüyor. Bölgede pek çok enerji ve altyapı hedefi bulunuyor. İran, 2019 yılında Suudi Arabistan’daki petrol yataklarına saldırmakla suçlanmıştı. İran destekli Husiler de 2022 yılında Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) hedefleri vurmuştu. O zamandan bu yana İran ve bazı bölge ülkeleri arasında bir çeşit yakınlaşma olsa da söz konusu ülkeler aynı zamanda ABD’nin hava üslerine ev sahipliği yapıyor. Bu ülkelerden bazıları, geçen sene İran’ın füze saldırısına karşı İsrail’in kendisini savunmasına yardımcı olmuştu. Körfez ülkelerinin bir saldırı ile karşı karşıya kalması halinde bu ülkeler de kendi savunmaları için ABD ve İsrail’den yardım isteyebilir ve bu talep ABD savaş uçakları yönünde olabilir. İRAN’IN NÜKLEER GELECEĞİ İsrail, İran’a düzenlediği saldırılarda ülkenin nükleer ve askeri tesislerin hedef aldı. İran’ın uranyum zenginleştirmesini istemeyen ve bir gün nükleer silahı olması ihtimaline karşı çıkan İsrail, bu sebeple İran’ın nükleer kapasitesini hedef alıyor. İran’ın nükleer tesislerinin iyi korunduğunu ve yeraltında olduğunu hatırlatan BBC, “Ya yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş 400 kilogramlık uranyum yok edilmezse?” diye sordu. Buna göre, İsrail’in saldırılarının İran yönetimini “başka saldırıları uzak tutmanın tek yolunun olabilecek en hızlı şekilde nükleer kapasite yarışına girmek olduğu” konusunda ikna edebilir.
Bu noktada İran’ın yeni askeri liderlerinin ölen seleflerinden “daha dik başlı” ve “daha az ihtiyatlı” olma ihtimali de bulunuyor. Böyle bir durumda ise İsrail de yeni saldırılar düzenleme yoluna gidebilir, bu da bölgeyi bir saldırı-karşı saldırı sarmalının içine sokabilir. “KÜRESEL EKONOMİK ŞOK YAŞANABİLİR” Bir diğer kötü senaryo ise dünyada bir ekonomik şok yaşanması. Petrol fiyatları halihazırda artmaya devam ederken İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatması ve petrol hareketlerine sınırlama getirmesi olası. Bu esnada Yemen’deki Husiler de Kızıldeniz’deki gemilere yönelik saldırılarını yeniden tırmandırabilir. Dünyadaki pek çok ülke halihazırda hayat pahalılığı krizi yaşarken petrol fiyatlarının artması küresel ölçekte enflasyonun artmasını beraberinde getirebilir. Bu durum, ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergisi tarifeleri ile de bir araya geldiğinde daha da zor bir durum yaşatabilir. OLASI BİR İKTİDAR BOŞLUĞU NASIL DOLAR? BBC, son olarak, “İsrail’in İran’daki rejimin çöküşünü sağlama yönündeki uzun erimli amacında başarılı olursa” ne olacağı sorusunu yöneltti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün yaptığı açıklamada, öncelikli hedeflerinin İran’ın nükleer kapasitesini yok etmek olduğunu söylese de İran’da bir “rejim değişikliği” amaçladığının da sinyalini verdi. BBC’ye göre, böyle bir durumda geride büyük bir “vakum” ya da “boşluk” kalabilir. “Bunun öngörülmeyen ne gibi sonuçları olur? İran’daki bir iç çatışma neye benzerdi” sorularının yöneltildiği haberde, Irak ve Libya’da yaşananlar hatırlatıldı.