Mısır’da, yaklaşık 4 bin yıl öncesine tarihlendirilen ve içinde 11 kişinin kalıntılarını barındıran antik bir mezar keşfedildi.
Mısır’ın Luksor bölgesinde, Nil Nehri’nin batı kıyısında, Kraliçe Hatshepsut Tapınağı’nın hemen yanında bulunan bu mezar, 12. ve 13. Hanedanlar dönemine ait olup, bir aile mezarlığı olarak nesiller boyu kullanılmış. Arkeologlar, bu önemli keşifle birlikte, bölgede şimdiye kadar bulunmamış ilk Orta Krallık mezarına ulaşmış oldu.
11 KİŞİ YAN YANA GÖMÜLMÜŞ Güney Asasif Koruma Projesi araştırmacıları tarafından ortaya çıkarılan mezarda erkek, kadın ve çocuklardan oluşan 11 kişi yan yana, başları birbirine zıt yönlerde gömülü halde bulundu. Seller nedeniyle ahşap lahitler ve keten bezler büyük zarar görmüş olsa da, mezarın içindeki figürinler ve takılar günümüze sağlam ulaşmayı başardı. Arkeologlar, biri nilüfer saplı, diğeri ise gökyüzü, kadınlar, doğurganlık ve aşk tanrıçası Hatşor’un tasvirini taşıyan iki bakır ayna da buldu. Mezarda bulunan 11 cesetten beşi kadın, ikisi erkek, üçü ise çocuk olmak üzere toplam 10 kişinin yaşı ve cinsiyeti tespit edilirken, bir kişinin yaşı ve cinsiyeti ise hâlâ gizemini koruyor. Bu önemli keşif, Mısır Turizm ve Antikalar Bakanlığı (MTA) tarafından, 25. Hanedanlık dönemine ait Thebai belediye başkanı ve Amun tapınağının dördüncü rahibi Karabaskin’in mezarını restorasyon çalışmaları sırasında ortaya çıkarıldı.
12 AİLEYE AİT OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR
Daha önce bölgedeki mezarların yalnızca 1550–525 yılları arasında hüküm süren 18., 22., 25. ve 26. Hanedanlıklara ait olduğu düşünülüyordu. Ancak bu keşif, Güney Asasif’in tarihine yeni bir pencere açarak, Orta Krallık döneminde de önemli ailelerin burada defnedildiğini ortaya koydu. MTA yetkilileri, mezarların bölgedeki en önemli 12 aileye ait olduğunu tahmin ediyor.
SU AYGIRI FİGÜRÜNÜN ANLAMI
Takıların çoğu kadın kalıntılarının arasında bulunurken, erkek mezarlarından birinde 30 ametist ve 2 akik boncuktan oluşan, ortasında bir su aygırı başı bulunan zarif bir kolye dikkat çekti. Bu kolye, özellikle o erkeğin yüksek sosyal statüsünü simgeliyordu. Su aygırı figürleri, Nil Nehri’nin gücünü temsil ediyor. Orta Krallık mezarlarında sıkça rastlanan bu sembol, ölülerin ahirette korunması için mezarlara yerleştirilirdi. Bazen de doğurganlık ve koruyuculuk tanrıçası olan hamile Taweret olarak betimlenirdi. Blakeney, bu işçiliğin Orta Krallık’ın kültürel ve sanatsal gelişmişliğini gözler önüne serdiğini belirtti. Amerikan arkeolog ekibi, bölgede daha fazla kazı yaparak bu antik mezarlık alanının sırlarını ve Orta Krallık dönemindeki yaşamı daha detaylı ortaya çıkarmayı hedefliyor.