Üç çocuk annesi bir kadın, yıllarca süren kronik yorgunluk, migren ve nörolojik belirtilerin ardından, doğum sonrası tükenmişlik ya da hormonlara bağlanan semptomlarının aslında ciddi bir beyin rahatsızlığına işaret ettiğini öğrendi.
Başlangıçta sıradan bir annelik yorgunluğu gibi görünen belirtiler, zamanla bir dizi otoimmün rahatsızlığa ve felç benzeri nörolojik sorunlara dönüştü. Migrenler, görsel halüsinasyonlar, okuma güçlüğü ve motor beceri kaybı kadının hayatını ciddi şekilde kısıtladı.“Sadece yorgun değildim. Sadece bunalmış değildim. Hastaydım. Ve zorlayarak daha iyiye gitmiyordum.”Sağlık hizmetlerine başvurularında çoğu zaman ciddiye alınmadığını belirten kadın, “Sadece ağrı kesici arıyorsunuz” sözleriyle karşılandığını söylüyor. Bir noktada, çaresizlik içinde psikolojik destek istemek zorunda kaldı:“Sanırım bir psikoloğa ihtiyacım var. Eğer beni düzeltemezseniz, böyle yaşamak istemiyorum.”Ancak bu yardım arayışı, asıl teşhise giden süreci de başlattı.Kapsamlı testlerin ardından nadir görülen Arnold-Chiari Malformasyonu tanısı kondu. Bu yapısal bozuklukta beyinciğin bir kısmı, omuriliğe baskı yaparak ciddi denge, koordinasyon ve ağrı sorunlarına yol açabiliyor.Kadının durumunda, doğum sırasında alınan epidural anestezinin ardından omurilik sıvısı sızıntısı yaşandığı ve bu durumun mevcut anormalliği daha da kötüleştirdiği tespit edildi.“Sıkıştırılmış bir beyin sapıyla dolaşıyordum ve kimse fark etmemişti.”2012-2023 yılları arasında üç büyük beyin ameliyatı geçiren kadın, menenjit dahil birçok komplikasyon yaşadı. Fiziksel ve duygusal travmanın yanı sıra, bu süreç evliliğinin de sonunu getirdi.“O ameliyathaneden çıkan kadın, içeri giren kadınla aynı değildi.”Ancak tüm bu sürecin ardından, yeniden okumaya başlayabilmek gibi küçük ama devrimsel bir iyileşme yaşandı. Bugün, tam zamanlı çalışıyor, yüksek lisans yapıyor, çocuklarını büyütüyor ve yaşadığı deneyimleri açık yüreklilikle paylaşıyor.