“Dünyanın tepesinde” tırmanan rekabet

İngiliz basınına yansıyan bir analiz, ABD’den İngiltere’ye, Rusya’dan Çin’e bir dizi ülkenin Kuzey Kutup Bölgesi’nde artan faaliyet ve rekabetini ortaya koydu.

Rusya-Ukrayna savaşı gibi silahlı çatışma ve gerilimler devam ederken, ABD’den Rusya ve Çin’e kadar bir dizi ülkenin Kuzey Kutup Bölgesi’ni (Arktik) kontrol altına almak için mücadelesi de hem hızlanıyor hem de hiç olmadığı kadar riskli bir hal alıyor.  BBC’nin haberine göre, tüm bu savaş ve mücadeleler sürerken “dünyanın tepesindeki gerilimler de büyümeye” devam ediyor.  ABD Başkanı Donald Trump Danimarka’ya bağlı olan Grönland’ı isterken, Rusya da bu esnada Arktik bölgesindeki askeri üslerini modernize ediyor. Çin’e ait buz kırıcı araçlar ise bu sırada bölgede yeni rotalar açmak için çalışma yürütüyor. Dünyanın en soğuk bölgelerinden biri için mücadele kızışırken, gittikçe daha kırılgan bir hale gelen güvenlik dengesi de artan bir silahlanma yarışını beraberinde getiriyor.  “ABD, TENİS TOPU KADAR KÜÇÜK NESNELERİ DAHİ GÖREBİLİYOR” ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş döneminde nükleer silahlar “terör dengesini koruyan nihai savaş araçları” durumundaydı. Silahların hedeflerine ulaşmasının en hızlı yolu ise Kuzey Kutbu olarak kabul ediliyordu.  Soğuk Savaş’ın “şafağında” ABD, Grönland’ın kuzeyindeki uzak bir noktada önemli bir üs kurdu. Bu üsse daha sonra Pituffik Uzay Üssü adı verildi. Bu üste dünyanın üzerinden geçen her türlü şeyi tespit etmek üzere gökyüzünde tarama çalışması yapmak için büyük bir radar bulunuyor. BBC’ye konuşan askeri yetkililer, bu radar sayesinde uzayda hareket eden tenis topu kadar küçük nesneleri dahi görebildiklerini ifade etti.  Soğuk Savaş dönemi geride kalmış olsa da bu alan bugün halen önemini koruyor ve ABD’nin “Balistik Füze Erken Uyarı Sistemi”nin (BMEWS) önemli bir parçasını oluşturuyor.  “BATI AVRUPA ÇEKİLDİ, RUSYA YATIRIMLARI ARTIRDI” ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD için oluşturmak istediği “Altın Kubbe” için erken uyarı alanları da bir o kadar önemli görülüyor. Trump’ın ABD’nin olmasını istediği Grönland da “hem savunma hem saldırı için ileri bir operasyon üssü” olma yönünde önemli bir potansiyel taşıyor.  ABD’nin bölgedeki mevcut ve artma olasılığı olan varlığının ve faaliyetlerinin ise bölgedeki bir diğer önemli aktör olan Rusya’yı endişelendirdiği ifade ediliyor. Rusya’nın topraklarının beşte biri Arktik bölgesinde bulunuyor. Kıyı şeridinin yarısından çoğu da burada yer alıyor.  BBC’nin değerlendirmesine göre, Batılı güçler yakın zaman öncesine kadar büyük ölçüde bölgeden çekilirken Rusya buradaki varlığı için yatırım yapmış durumda. Bunların arasında Nagurskoye gibi hava üslerinin güncellenmesi de yer alıyor.  Rusya’nın nükleer denizaltı filosunun büyük bir kısmı da Kola Yarımadası’nda bulunuyor. Ukrayna İstihbarat Servisi Direktör Yardımcısı Nils Andreas Stensønes, haziran ayında verdiği demeçte, “Baltık Denizi, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılmasının ardından Rusya’nın askeri operasyonları için daha az erişilebilir bir hal aldı. Bu da Kuzey Filosu’nun daha önemli hale geldiği anlamına geliyor” dedi.  Nükleer caydırma konusuna daha fazla güvenin olduğuna işaret eden yetkili, Rusya’nın nükleer silahlarının önemli bir kısmının Arktik bölgesindeki Kola Yarımadası’nda olduğunu aktardı.  “BURASI, ÇIKARLARIN KESİŞTİĞİ BİR BÖLGE” Kuzey ülkelerinden İngiltere resmi olarak bir “Arktik gücü” olmasa da onun da bölgedeki dahli kısmen Rusya’ya karşı koyma gerekçesiyle artıyor.  Rusya’nın Kuzey Filosu’nun Atlantik’e kolayca erişebilmesi için “GIUK bölgesi” denen alandan geçmesi gerekiyor. Söz konusu bölge ise Grönland ve İngiltere arasında yer alıyor ve ortasında İzlanda bulunuyor.  İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, mayıs ayının sonunda Arktik bölgesini ziyaret ederek, İzlanda ile birlikte bölgedeki “düşman faaliyetleri” izlemek için yapay zeka kullanımını öngören yeni bir ortak planı kamuoyuna duyurmuştu. İngiltere’de hazırlanan yeni Stratejik Savunma Değerlendirmesi de ülkenin denizaltı sayısının artırılması vaadini içeriyor.  Eski bir savunma bakanlığı yetkilisi olan Peter Watkins, “Arktik, ABD, Kanada ve Avrupa’nın güvenlik çıkarlarının açık ve artan bir şekilde kesiştiği bir yer. Kilit bir Avrupa-Atlantik gücü olarak İngiltere’nin Arktik’in daha fazla dikkat ve kaynağını çekmesi gerekiyor” dedi.  ÇİN’İN GENİŞLEYEN VARLIĞI, ABD’NİN ARTAN KAYGISI Söz konusu Arktik bölgesi olunca burada Çin’in de faaliyetlerinden bahsetmek mümkün.  BBC’nin haberine göre, Kuzey Kutup Bölgesi’ndeki sularda iklim krizi sebebiyle yeni bir güvenlik zorluğu ortaya çıkıyor. İngiltere’nin Stratejik Savunma Değerlendirmesi’ne göre, Yüksek Kuzey (High North) bölgesinde 2040 yılı itibarıyla hiç buzul kalmayabilir. Bu ise yeni fırsatlar ile birlikte talebin yüksek olduğu minerallere ve balıkçılık alanlarına daha fazla erişim anlamına gelebilir.  Habere göre, Rusya’nın ekonomik çıktılarının yaklaşık onda biri Arktik bölgesinden gelen doğal kaynaklardan geliyor. Eriyen buzullar ise Rusya’nın “savunmak zorunda hissettiği alanın artması ve daha fazla silahlanma ve askerileşmeye gidilmesi” anlamına gelebilir. Çin’in de burada resme girdiği gözlemini yapan BBC’nin haberine göre, Pekin, her ne kadar ülke bölgeye uzak olsa da kendisini “Arktik’e yakın” bir devlet olarak konumlandırıyor ve burada gittikçe daha aktif bir hal alıyor.  Bunun arkasında ise kısmen Kuzey bölgesi boyunca açılabilecek yeni bir ticaret rotası olasılığı yer alıyor. Habere göre, Çin için yeni bir “Kutup İpek Yolu” Süveyş Kanalı’ndan daha hızlı ve olasılıkla daha güvenli bir rota görevi görebilir. Bu “İpek Yolu” konusunda güç mücadelelerinin olduğu ifade edilen habere göre, Çin de bu konuda “güç gösterisi” yapıyor. Bu ise Çin ile halihazırda küresel bir rekabet içinde olan ABD’yi endişelendiriyor. RUSYA’NIN “ARKA BAHÇESİNDE” ÇİN ENDİŞESİ Eski bir Avustralya savunma yetkilisi olan Dr. Elizabeth Buchanan da konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Pekin, bölgeyle bağlarını ve ilişkilerini derinleştirmek için yüksek öğrenimden bilimsel misyonlara, çevre işbirliği programlarından uluslararası balıkçılık anlaşmalarına ve ikili stratejik ortaklıklara kadar karma bir strateji kullandı… Bu, Çin’in Arktik bölgesindeki varlığını normalleştiriyor ve Pekin’i Arktik devletleri için giderek daha fazla tercih edilen bir ortak haline getiriyor” diye konuştu.  Çin, bu süreçte, halihazırda geniş olan buzkıran filosunu hızla genişletti ve Çin ile Rusya, Alaska kıyıları yakınlarındaki Bering Denizi üzerinde ortak bir devriye düzenledi.  Ancak, BBC’nin değerlendirmesine göre, Rusya, “arka bahçesi” olarak gördüğü bir bölgede Çin etkisinin artmasından da derin endişe duyuyor. ABD’nin The New York Times (NYT) gazetesine yansıyan bir habere göre, Rusya Güvenlik Servisi’nden sızdırılan belgeler, Moskova’nın Çinli casusların madencilik şirketlerini ve akademik araştırmaları bahane ederek Arktik’te casusluk yaptığına dair endişelerini ortaya koymuştu. 

Door Haluk