Sumud Filosu yüksek riskli bölgede

Gazze’ye doğru ilerleyen Küresel Sumud Filosu, İsrail’in müdahale tehdidiyle karşı karşıya. 20’den fazla İsrail savaş gemisinin filoyu kuşattığı belirtildi. Donanma gemilerinin, teknelere müdahale için anons geçtiği duyuruldu.

Gazze’ye yardım ulaştırmayı hedefleyen ve 50’den fazla gemiden oluşan Küresel Sumud Filosu “yüksek riskli bölgeye” girdi.
Sumud Filosu’nun sosyal medya hesabından, yolculuğa ilişkin paylaşım yapıldı.
Paylaşımda onlarca İsrail savaş gemisinin filoya yaklaştığı ve bir saat içinde müdahale beklendiği belirtildi. 
İsrail savaş gemilerinin filoyu kuşattığı ve müdahale için teknelere yanaştığı kaydedildi. https://www.ntv.com.tr/canli-yayin/ntv
Filonun organizatörlerden yapılan son açıklamada, tekneleri engellemek için 20’den fazla İsrail savaş gemisinin filoya yaklaştığı belirtilerek “İsrail donanmasının bir saat içinde müdahalesini bekliyoruz. Güvertede alarm durumundayız” denildi.   
Organizatörler,  20’den fazla geminin filoya yaklaşık üç deniz mili uzaklıktaki olduğunu kaydetti.
Gazze’ye doğru ilerleyen Küresel Sumud Filosu, şu anda daha önceki misyonların saldırıya uğradığı yüksek riskli bölgede seyrediyor.
İsrail kamu yayıncısı Kan, ordunun filoyu durdurmak için donanma komandoları ve savaş gemileri hazırladığını, gemilerin bir kısmını batırmayı planladığını bildirdi.
İsrail, yüzlerce aktivisti donanma gemilerinde gözaltına almayı, sorguladıktan sonra Aşdod Limanı üzerinden sınır dışı etmeyi hedefliyor.
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Sumud Filosu’na ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada insani yardım faaliyetleri kapsamında 3’ü Türk vatandaşı olmak üzere 11 kişinin Türk Deniz Kuvvetlerince karaya tahliye edildiğini bildirdi.
MSB’den yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Doğu Akdeniz’de seyreden sivil gemilerle gerçekleştirilen insani yardım faaliyetleri kapsamında şu ana kadar yardım talebinde bulunan 3’ü Türk vatandaşı olmak üzere 11 kişi Deniz Kuvvetleri unsurlarımızca karaya tahliye edilmiştir.”
İsrail, 2010’dan bu yana tüm özgürlük filolarını durdurdu.
En çok ses getiren olay 31 Mayıs 2010’da Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda düzenlenen baskında yaşandı.
İsrail komandoları 10 aktivisti öldürdü, onlarcasını yaraladı. Olay Türkiye–İsrail ilişkilerinde uzun süreli kriz yarattı.
İsrail donanması, Özgürlük Filosu Koalisyonu’na (Freedom Flotilla Coalition) bağlı Madleen isimli yelkenliyi uluslararası sularda durdurarak Aşdod Limanı’na yönlendirdi.
Teknede iklim aktivisti Greta Thunberg ve Filistin kökenli Fransız Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan gibi tanınmış isimlerin bulunması, olayı dünya gündeminin üst sıralarına taşıdı.
İsrail Dışişleri Bakanlığı, tüm yolcuların güvende olduğunu ve ülkelerine geri gönderileceğini duyurdu. İsrail’in paylaştığı görüntülerde askerlerin aktivistlere yiyecek ve su verdiği görüldü.
Ancak Freedom Flotilla, İsrail güçlerinin müdahale sırasında drone’lar kullandığını ve teknedekilere “tahriş edici bir madde” sıktığını belirterek, operasyonu “hukuksuz” diye niteledi.
Kara sularının sınırı: Kıyı devletleri kıyılarından 22 kilometre mesafeye kadar tam egemenlik sahibi.
Münhasır Ekonomik Bölge (MEB): 370 kilometreye kadar uzanıyor. Burada balıkçılık, sondaj gibi faaliyetler düzenlenebilir; fakat seyrüsefer serbesttir.
Açık denizler (uluslararası sular): Dünyanın denizlerinin yüzde 64’ünü kapsar ve hiçbir devletin kontrolünde değildir.1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) uyarınca açık denizlerde gemilerin serbest dolaşım hakkı garanti altındadır. Gemiler, yalnızca kendi bayrak devletlerinin yargı yetkisine tabidir.
Uluslararası kurumlar ve hukukçular, İsrail’in müdahale planlarının bir dizi uluslararası sözleşmeyi ihlal ettiğini vurguluyor:
BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS): Açık denizlerde serbest seyrüseferi garanti eder.
San Remo Deniz Hukuku El Kitabı: Aç bırakmaya yol açan veya insani misyonları hedef alan abluka yasa dışıdır.
BM Güvenlik Konseyi 2720 ve 2728 sayılı kararları: İnsani yardıma engelsiz erişim talep eder.
Soykırım Suçunun Önlenmesi Sözleşmesi: Sivilleri kasten tehlikeye atmayı yasaklar.
Dördüncü Cenevre Sözleşmesi: İnsani yardıma serbest geçiş hakkı tanır.
Roma Statüsü: Sivilleri aç bırakmayı savaş suçu olarak tanımlar.

Door Haluk