Gökbilimciler, Samanyolu'nun merkezindeki kara deliğin on yıllık gizemini çözdü

Gökbilimciler, Samanyolu’nun merkezindeki süper kütleli kara delik Sagittarius A’dan dışarı madde püskürten ve uzun süredir aranan rüzgarların kanıtına erişti. Şili’deki ALMA teleskobuyla yapılan gözlemler, soğuk gazın süpürüldüğü koni şeklinde bir bölgeyi ortaya çıkardı.

Gökbilimciler, Samanyolu’nun merkezindeki süper kütleli kara delikten dışarıya doğru esen ve uzun zamandır varlığı teorik olarak bilinse de kanıtlanamayan rüzgarların izine ulaştı.
Komşu galaksilerdeki benzer kara deliklerde güçlü rüzgarlar gözlemlenirken, kendi galaksimizin merkezindeki Sagittarius A onlarca yıldır şaşırtıcı derecede sessizdi.
Geçen ay bilimsel makale arşivi arXiv’de yayımlanan çalışmaya göre, araştırmacılar soğuk gazın temizlenmiş olduğu koni biçiminde bir bölge tespit etti.
Bu keşif, astronominin son yarım yüzyıldaki en önemli gizemlerinden birini aydınlatma potansiyeli taşıyor.
Science.org’a konuşan Maryland Üniversitesinden astrofizikçi Lia Hankla, “Eğer bu doğruysa, galaksimizin merkezi açısından çok heyecan verici ve geniş sonuçlar doğuracak bir keşif” dedi.
Ancak Hankla, “Bu rüzgarın varlığını gösterecek bir kanıtın olması, ölçülebilir bir parçacık akışına dair veri bulunması faydalı olur” diye ekledi.
Süper kütleli bir kara deliğin etrafındaki madde diskine düşen gaz, aşırı derecede ısınır. Bu gazın bir kısmı kara deliğe düşmek yerine ısı, radyasyon ve manyetik kuvvetlerin etkisiyle dışarı fırlatılır.Bu rüzgarlar, çevrelerindeki soğuk gazı dağıtarak yeni yıldızların oluşmasını zorlaştırır ve galaksilerin evriminde kayda değer rol oynar.
Fakat galaktik merkezin yoğun yıldız, gaz ve toz bulutlarıyla kaplı olması, Sagittarius A’dan kaynaklanan rüzgarların tespitini neredeyse imkansız hale getiriyordu.
Olay Ufku Teleskobu 2022’de Sagittarius A’yı görüntülemiş olsa da, gözlem alanı kara deliğin çevresi hakkında yeterli bilgi sunamayacak kadar dardı.
Öte yandan Northwestern Üniversitesinden astrofizikçi Lena Murchikova ve gökbilimci Mark Gorski, Şili’de bulunan Atacama Büyük Milimetre/Milimetre-altı Dizisi (ALMA) teleskobunu kullanarak bu engeli aşabileceklerini düşündü.
66 antenden oluşan bu radyo teleskop dizisi, hem toz bulutlarının arkasını görebiliyor hem de soğuk moleküler gazın zayıf sinyallerini algılayabiliyor.
Yaklaşık 100 saatlik gözlem sonucunda ekip, karbon monoksit gazına ait verileri haritalandırdı.
Gorski, sinyallerin çok karmaşık olacağı düşünüldüğü için 1990’lardan beri bu gazın galaktik merkezde detaylı aranmadığını belirterek, “Zaman kalırsa bakarız diye düşünüyorduk” dedi.
Ancak haritalama sonucunda kara deliğin yakınında koni biçiminde belirgin bir boşlukla karşılaştılar.
Ekip, bu haritanın üzerine NASA’nın Chandra X-ışını Gözlemevi verilerini eklediğinde, X-ışınlarının da aynı konik şekli takip ettiğini gördü. 
Araştırmacılar bu durumu, daha önce tespit edilemeyen sıcak bir plazma rüzgarının yolundaki soğuk gazı süpürerek X-ışınları yaymasına bağladı.
Bulgulara göre rüzgar, galaktik diskin düzleminden 45 derecelik açıyla dışarı doğru yayılıyor ve yaklaşık 3 ışık yılı uzunluğunda bir alanı etkiliyor.
Bu açı, Sagittarius A’nın dönüş ekseninin galaktik düzlemle tam olarak hizalı olmadığına işaret ediyor.
Murchikova, “Bu bulgu evrendeki yerimizin eşsiz olmadığını doğruluyor” dedi ve ekledi:”Şimdi araştırmacıların, bu rüzgarların kara deliğin etrafında dönen maddeden nasıl doğduğunu ayrıntılı biçimde anlaması gerekiyor.”Bununla beraber George Mason Üniversitesinden astrofizikçi Shobita Satyapal ise bu keşfin, kara delik rüzgarlarının zaman içinde nasıl değiştiğini ve yıldız oluşumunu nasıl şekillendirdiğini anlamak için yeni araştırmaları tetikleyeceğini söyledi.
Satyapal, “Sanırım bu alanda büyük bir dönüşüme şahit olacağız” diye konuştu.
Araştırmanın bir sonraki adımı, Sagittarius A’nın geçmişteki aktivitesini anlamak ve bu rüzgarların galaktik düzlemin 50 bin ışık yılı üzerine ve altına uzanan “Fermi kabarcıkları” olarak bilinen dev gama ışını yapılarını nasıl oluşturduğunu çözmek olacak.
Diğer yandan Gorski, rüzgarın “tuhaf bir şekle sahip olduğunu” ve yakındaki gaz bulutlarının akış yönünü değiştiriyor olabileceğini belirtse de, bu bulgunun “kendi kozmik yuvamıza bakışımızı kökten değiştirdiği” görüşünde.

Door Haluk