New York Eyalet Üniversitesine bağlı Binghamton Üniversitesinden uzmanların da yer aldığı ekip, dev heykellerin halatlar ve şaşırtıcı derecede az insan gücüyle “yürütülerek” hareket ettirildiğini doğruladı.

Fizik, üç boyutlu modelleme ve saha deneylerini birleştiren araştırma, dev heykellerin az sayıda insan tarafından halatlar yardımıyla “yürütülerek” hareket ettirildiğini ortaya koydu.
Araştırmacılar; fizik kuralları, üç boyutlu modelleme ve saha deneylerini bir araya getirerek Paskalya Adası’nın (Rapa Nui) ikonik moai heykellerinin nasıl taşındığına dair en büyük gizemlerden birini aydınlattı.
New York Eyalet Üniversitesine bağlı Binghamton Üniversitesinden uzmanların da yer aldığı ekip, dev heykellerin halatlar ve şaşırtıcı derecede az insan gücüyle “yürütülerek” hareket ettirildiğini doğruladı.

Journal of Archaeological Science dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, Rapa Nui halkı bu devasa anıtları, özel olarak tasarlanmış yollar boyunca halatlarla zikzaklar çizdirerek “yürüttü”.
Lipo ve ekibi, daha önceki çalışmalarında da heykellerin ahşap düzenekler üzerinde yatay taşındığı teorisini çürütmüştü.
Yapılan deneyler, dev heykellerin taş ocaklarından tören platformlarına dik bir pozisyonda, salınım hareketiyle taşındığını göstermişti.
Pyhs.org’a konuşan Profesör Lipo, “Heykelleri bir kez harekete geçirdikten sonra hiç de zor değil; insanlar kollarıyla çekiyor, enerji tasarrufu sağlıyor ve çok hızlı ilerliyor” dedi.
Lipo, asıl zorluğun ilk salınımı başlatmak olduğunu belirterek, “Soru şu: Eğer heykel gerçekten büyükse, bunu başarmak için ne gerekir? Deneylerde gördüklerimiz, fizik açısından beklediklerimizle tutarlı mı?” diye konuştu.
Lipo, “Fiziksel olarak mantıklı. Deneysel olarak gözlemlediğimiz şey gerçekten işe yarıyor. Hatta heykeller büyüdükçe daha da iyi çalışıyor. Devasa boyutlara ulaştıkça bu yöntemin tutarlılığı artıyor, zira başka türlü taşınmaları mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Ekip, bu bulgular ışığında öne eğimli tasarlanmış 4,35 ton ağırlığında bir moai replikası inşa etti. Sadece 18 kişilik bir grup, halatlar yardımıyla bu devasa replikayı 40 dakika içinde 100 metre hareket ettirmeyi başardı.
Bu sonuç, önceki dikey taşıma denemelerine kıyasla önemli bir ilerleme olarak kaydedildi.Lipo, “Fiziksel olarak mantıklı. Deneysel olarak gözlemlediğimiz şey gerçekten işe yarıyor. Hatta heykeller büyüdükçe daha da iyi çalışıyor. Devasa boyutlara ulaştıkça bu yöntemin tutarlılığı artıyor, zira başka türlü taşınmaları mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Araştırmayı destekleyen bir diğer önemli kanıt ise Rapa Nui’de bulunan antik yollar.
Genişliği 4,5 metreye ulaşan ve enlemesine içbükey bir yapıya sahip olan bu yolların, heykellerin ilerlerken dengede kalması için ideal bir zemin oluşturduğu belirtiliyor.Profesör Lipo, yol yapımının taşıma sürecinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı ve şunları söyledi:
“Her heykel taşındığında, adeta bir yol inşa ediyorlar. Yol, taşıma sürecinin parçası. Hatta bazen yolların birbirine paralel ya da üst üste bindiğini görüyoruz. Muhtemelen yolu açıp heykeli biraz ilerletiyor, sonra yolu biraz daha temizleyip tekrar ilerletiyorlar. Yani yol inşasına ciddi zaman harcıyorlar.”

Lipo, Rapa Nui tarihinin temelsiz iddialarla dolu olduğunu hatırlatarak, bu araştırmanın bilimi merkeze aldığını söyledi:
“İnsanlar yıllardır olasılıklardan söz ediyor ama kimse gerçek manada kanıtları değerlendirmeye çalışmıyor. Bizse geçmişi anlamak ve gördüğümüz izleri tamamen bilimsel yollarla açıklamak için çabalıyoruz. Bu araştırmanın bir adımı da, ‘Bakın, burada gerçekten bir yanıt oluşturabiliriz’ demek.”
Çalışmanın aynı zamanda sınırlı kaynaklarla olağanüstü bir mühendislik başarısı sergileyen Rapa Nui halkına bir “saygı duruşu” niteliği taşıdığına dikkat çeken Lipo, “Rapa Nui halkı inanılmaz derecede zekiydi. Bunu çözmeyi başardılar. Sahip oldukları kaynaklarla uyumlu bir yöntem geliştirdiler. Bu da onların başarısına duyulan saygıyı artırıyor. Onlardan öğreneceğimiz çok şey var” diye ekledi.

Volkanik tüften oyulan bu taş figürler, çoğunlukla 4 ila 10 metre arasında değişen boylarıyla etkileyici bir görkeme sahip.
Bazıları 80 tona yaklaşan ağırlıklarıyla dönemin teknolojik imkânlarını zorlayarak adanın iç kesimlerinden kıyıya taşınmış. Arkeologlar, bu taş devlerin kızaklar ve halatlar yardımıyla adeta “yürütülerek” yerlerine ulaştırıldığını düşünüyor; yani Moailer, sadece yapılırken değil, taşınırken de bir ritüelin parçasıydı.
Uzun yüz hatları, derin bakışları ve ciddi ifadeleriyle tanınan Moailer, Rapa Nui halkının atalarını gözetleyici birer ruh gibi yüceltmesinin taşlaşmış hâli.
Uzun süre sadece baş kısmı görüldüğü sanılan bu heykellerin, yapılan kazılarla gövdeleriyle birlikte toprağa gömülü olduğu anlaşılmış durumda. Ayrıca heykeller, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor.