İsrail, bu yıl Gazze’ye insani yardım ulaştırmayı ve deniz ablukasını kırmayı amaçlayan çok sayıda uluslararası yardım filosuna uluslararası sularda müdahale etti. Aralarında aktivist Greta Thunberg ve Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan’ın da bulunduğu yüzlerce kişi gözaltına alındı.

Müdahaleler, uluslararası toplumda sert tepkilere neden olurken, İsrail hükümeti eylemlerini güvenlik gerekçesiyle savundu.

Özgürlük Filosu Koalisyonu (FFC) gibi gruplar tarafından organize edilen girişim, 40’tan fazla gemi ve 500’ün üzerinde uluslararası katılımcıdan oluşuyordu.

Katılımcıların “tehlikeli ve caydırıcı manevralar” olarak tanımladığı ve tazyikli su kullanılan müdahale, uluslararası sularda gerçekleşti.
Operasyonun ardından Avrupa, Orta Doğu ve Amerika’da protesto gösterileri düzenlendi.

6 Ekim itibarıyla yüzden fazla aktivist sınır dışı edilirken, 42 tutuklu, tutuklanmalarını ve İsrail’in Gazze’deki “topyekun aç bırakma harekatını” protesto etmek için açlık grevine başladı.

Filoda iklim aktivisti Greta Thunberg, Fransız AP üyesi Rima Hassan ve eski Barselona Belediye Başkanı Ada Colau gibi tanınmış isimlerin de aralarında bulunduğu 44’ten fazla ülkeden 500’ün üzerinde aktivist, siyasetçi, sanatçı ve doktor yer aldı.

Yangınlara neden olan ancak yaralanmaya yol açmayan saldırılardan organizatörler İsrail’i sorumlu tuttu.
CBS News, daha sonra ABD’li istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberinde, saldırıların doğrudan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından emredildiğini bildirdi.

Organizatörler, 11 kadar geminin ses bombaları ve rahatsız edici maddeler kullanan İHA’lar tarafından hasara uğratıldığını bildirdi.
Saldırılara yanıt olarak İtalya ve İspanya, filoyu uluslararası sularda izlemek ve desteklemek için deniz firkateynleri gönderirken, Milli Savunma Bakanlığı da gerekirse konvoyun güvenliğini sağlayacağını açıkladı.

1 Ekim’de İsrail savaş gemileri konvoyun etrafını sarmaya başladı ve tüm gemilere 3 Ekim’e kadar el konuldu.
Mikeno adlı bir geminin Gazze kıyısına yedi deniz mili kadar yaklaşarak, ablukanın başladığı 2009’dan bu yana izinsiz bir insani misyonun ulaştığı en yakın nokta olduğu bildirildi.

Organizatörler ise bu iddiayı, gemilere yüklenen yardımın fotoğrafik kanıtlarını göstererek “sistematik bir karalama kampanyası” olarak nitelendirdi.
Türkiye ve İran müdahaleyi “terör eylemi” olarak kınadı. Kolombiya tüm İsrailli diplomatları sınır dışı etti ve İsrail ile serbest ticaret anlaşmasını sonlandırdı.
İspanya, İrlanda, Güney Afrika, Malezya ve Pakistan sert kınama mesajları yayımladı.
Gözaltına alınan aktivistler ciddi kötü muamele gördüklerini bildirdi. Hukuk merkezi Adalah, katılımcıların tekmelendiğini, itildiğini ve saatlerce kablolarla bağlandığını belirtti.

Serbest bırakılan aktivistler, aşırı kalabalık kafeslerde tutulduklarını, fiziksel ve psikolojik istismara maruz kaldıklarını, tıbbi bakımdan mahrum bırakıldıklarını ve 7 Ekim saldırılarının görüntülerini izlemeye zorlandıklarını anlattı.
Greta Thunberg’in saçlarından sürüklendiği ve diğer aşağılayıcı muamelelere maruz kaldığı bildirildi.

Küresel Sumud Filosu’nun engellenmesinden sadece birkaç gün sonra, 8 Ekim’de FFC ve “Gazze’ye Bin Madleen” tarafından düzenlenen dokuz gemilik bir başka filo da İsrail ordusu tarafından uluslararası sularda durduruldu ve tüm yolcuları gözaltına alındı.

FFC tarafından düzenlenen sivil deniz misyonu, İsrail ablukasını kırmayı ve insani yardım malzemeleri ulaştırmayı amaçlıyordu.
Mürettebat, müdahaleden kısa bir süre önce bir İsrail IAI Heron İHA’sı tarafından çevrelendiklerini bildirdi.
Yaklaşan iki geminin İsrail Donanmasına ait olduğunu düşünen Hanzala, Mısır karasularına paralel seyretmek için rotasını değiştirdi. Gemiye kısa bir süre sonra uluslararası sularda İsrail güçleri tarafından çıkıldı.

İsrail ordusu tarafından fiziksel saldırıya uğradıklarını, hijyenik olmayan, havalandırmasız ve tahtakurularıyla dolu aşırı kalabalık odalarda tutulduklarını anlattılar.
Amerikalı sendika organizatörü Chris Smalls’un yedi polis memuru tarafından boğulmaya çalışıldığı ve tekmelendiği bildirildi.
Hanzala, adını Filistinli sanatçı Naci el-Ali’nin yarattığı ikonik çizgi film karakterinden alıyordu.

İspanya Dışişleri Bakanlığı, vatandaşlarının yasa dışı olarak gözaltına alınmasını protesto etmek için İsrail’in Madrid’deki maslahatgüzarını çağırdı.
Belçika merkezli Hind Receb Vakfı (HRF), Hanzala’nın İngiliz bayraklı bir gemi olması nedeniyle İngiltere Metropolitan Polisi’nin savaş suçları birimine suç duyurusunda bulundu.

FFC’ye göre, İsrail’in Shayetet 13 deniz komando birimi tarafından durdurulan gemi, Aşdod limanına çekildi.
Koalisyon, el koymadan önce iki İsrail İHA’sının gemiyi çevrelediğini ve yolcuların tahriş edici olarak tanımladığı beyaz, boya benzeri bir madde püskürttüğünü belirtti.

1 Haziran’da Sicilya’nın Katanya kentinden ayrılan Madleen’in kargosunda bebek maması, 100 kilogram un, 250 kilogram pirinç, bebek bezleri, tıbbi kitler, koltuk değnekleri ve çocuk protezleri bulunuyordu.
Gözaltına alınan Thunberg, olayı “adam kaçırma” olarak nitelendirdi.
Thunberg ve diğer üç aktivist 10 Haziran’da sınır dışı edilirken, aralarında AP üyesi Hassan’ın da bulunduğu sekiz yolcu sınır dışı edilmeyi reddederek yasal süreci hapishanede geçirmeyi seçti.
Müdahale, uluslararası kuruluşlar ve hükûmetler tarafından sert bir dille kınandı. Türkiye hükûmeti, İsrail’in eylemini “vahşice bir hareket” ve “uluslararası hukukun açık bir ihlali” olarak nitelendirerek İsrail’in “terörist bir devlet gibi” davrandığını belirtti.
