.jpg?width=930&format=webp)
Japonya’nın ilk kadın başbakanı Sanae Takaichi, yüzlerce yıllık “kadınlar sumo ringine çıkamaz” tabusuyla karşı karşıya. Tokyo’daki Yeni Yıl Turnuvası yaklaşırken, gözler Takaichi’nin vereceği kararda.
Ekim ayında Japonya’nın ilk kadın başbakanı olarak tarihe geçen Sanae Takaichi, şimdi bir başka tartışmanın odağında. Kadınların sumo ringine çıkmasını yasaklayan ve yüzyıllardır süren tabu.
Ocak ayında Tokyo’da düzenlenecek Yeni Yıl Turnuvası, bu tartışmalı geleneği kırıp kırmayacağına dair ilk gerçek sınavı olacak.
Sumonun en üst düzey organizasyonu olan Grand Sumo Tournament yılda altı kez, dört farklı şehirde düzenleniyor. Her turnuvada rikishi adı verilen sumo güreşçileri 15 gün boyunca her gün birer maç yapıyor ve en çok galibiyeti alan sporcu turnuvanın galibi oluyor.
Şampiyon ise ödülünü, dohyo’nun (sumo güreşi müsabakalarının yapıldığı alan) ortasında Japonya başbakanının elinden alıyor.
KADIN YASAĞI MODERN JAPON TOPLUMUYLA ÇELİŞİYOR
Kadın bir liderin ülkenin başına geçmesi, sumoda ve başka dini alanlarda süren kadın yasaklarının modern Japon toplumuyla ne kadar uyumlu olduğu yönündeki tartışmaları yeniden alevlendirmiş durumda.
Japonya’da yüzyıllardır kadınlar kutsal dağlara, dini eğitimlere, bazı tapınaklara ve festival alanlarına girmekte çeşitli yasaklarla karşılaşıyor. Birçok kutsal mekanda bu yasaklar son yıllarda kaldırılmış olsa da bazı tapınaklar ve festivallerde hala devam ediyor.
SUMO TARİHİ KADINLARI DIŞLAMIYOR
Sumonun kökenleri, Şinto ritüelleri ve hasat kutlamalarına dayanıyor. Ritüellerin gerçekleştirildiği dohyo, özel toprakla hazırlanmış ve sınırları pirinç saplarıyla belirlenmiş kutsal bir alan olarak görülüyor. Profesyonel sumoda kadınların ringe çıkması yasak.
Ancak bu tabu, sumonun köklü tarihine dayanmıyor. Tarihsel belgeler, 7. yüzyılda imparatorun isteğiyle saray kadınlarının sumo yaptığına, 16. yüzyılda ise kadın sumocuların varlığına işaret ediyor.
Buna rağmen Japonya Sumo Birliği, yasağın dini kaygılardan değil “geleneksel erkek mücadele alanı” vurgusundan kaynaklandığını savunuyor.
KADINLARIN RİNGE ALINMAMASI YILLARDIR TEPKİ ÇEKİYOR
1978’de bir kız çocuğu yerel bir sumo yarışmasında dereceye rağmen ringe çıkamamış, bu durum protestolara neden olmuştu. 1990’da, hükümet sözcüsü Mayumi Moriyama’nın Başbakanlık Kupası’nı ringde vermesine izin verilmedi.
2018’de, Kyoto’nun Maizuru kentinde belediye başkanı ringde fenalaştığında kadın sağlık görevlileri ilk yardıma koşmuş, ancak sumo yetkilileri kadınların meydanı terk etmesini anons etmişti. Olay sonrası ringe tuz serperek “arındırma” ritüeli uygulanmıştı.
TAKAİCHİ GELENEKSEL SEÇMENİ KAYBETMEK İSTEMİYOR
Sanae Takaichi feminist bir lider olarak görülmüyor. Japon tahtının yalnızca erkeklere açık kalmasını destekliyor. Evlilikte çiftlerin farklı soyadları kullanmasına imkan tanıyacak yasal değişikliğe karşı çıkıyor.
Bu nedenle sumo ringine çıkması, özellikle milliyetçi seçmen tarafından “geleneğe meydan okuma” olarak algılanabilir. Hükümet sözcüsü Minoru Kihara’nın, “Başbakan Takaichi sumo kültürünün geleneğine saygı duymayı düşünüyor.” açıklaması da bu yönde bir işaret olarak yorumlanıyor.
GÖZLER BAŞBAKANIN VERECEĞİ KARARDA
Japonya modernleşen bir toplum olsa da sumo ringindeki kadın yasağı, ülkenin en tartışmalı geleneklerinden biri olmaya devam ediyor. Takaichi’nin gelecek turnuvalarda vereceği karar, yalnızca sumonun değil Japonya’nın toplumsal cinsiyet anlayışının da geleceğini şekillendirebilir.