ABD'de kürtaj tartışması yeniden Yüksek Mahkeme'ye taşındı

ABD Yüksek Mahkemesi, kürtaj karşıtı gebelik merkezlerinin bağışçı listelerini eyalet soruşturmasına teslim edip etmeyeceğini karara bağlayacak. Eş zamanlı olarak Cumhuriyetçiler, milyonlarca kişiyi etkileyen sağlık sigortası fonlarının uzatılması için daha sıkı kürtaj kısıtlamaları talep ediyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) kürtaj hakkı konusundaki hukuki ve siyasi tartışmalar, iki farklı alanda kritik bir aşamaya ulaştı.

 

Yüksek Mahkeme, New Jersey’de faaliyet gösteren ve kadınları kürtajdan caydırmayı amaçlayan gebelik merkezlerinin eyalet soruşturması kapsamında bağışçı listelerini açıklamaya zorlanıp zorlanamayacağını ele alıyor.

 

Aynı zamanda Kongre’de, milyonlarca Amerikalının sağlık sigortası primlerini etkileyen fonların uzatılması, Cumhuriyetçilerin talep ettiği yeni kürtaj kısıtlamaları nedeniyle kilitlenmiş durumda.

 

SORUŞTURMA NASIL BAŞLADI?

 

Davanın merkezinde, New Jersey’de beş merkezi bulunan First Choice Kadın Kaynak Merkezleri (First Choice Women’s Resource Centers) adlı kuruluş yer alıyor.

 

Reuters’ın haberine göre Demokrat New Jersey Başsavcısı Matthew Platkin, kuruluşun bağışçıları ve danışanlarını, merkezlerin kürtaj ve diğer üreme sağlığı hizmetleri sunduğuna inandırarak yasa dışı bir şekilde aldatıp aldatmadığını soruşturuyor.

 

Yüksek Mahkeme, 2022’de ülke genelinde kürtajı yasallaştıran 1973 tarihli “Roe v. Wade” kararını bozmuştu.

 

Kararın ardından Başsavcı Platkin, gebelik merkezlerinin kürtaj hizmeti vermediği ve “kürtaj hakkında yanlış veya yanıltıcı bilgi sağlayabileceği” konusunda halkı uyaran bir tüketici uyarısı yayımladı.

 

Platkin, 2023 yılında eyaletin tüketiciyi koruma yasası kapsamındaki olası yasa dışı uygulamaları soruşturmak amacıyla First Choice’a bir mahkeme celbi göndererek doktorlarının ve bağışçılarının isimleri de dahil olmak üzere kurum içi kayıtları talep etti.

 

New York Times’ın haberine göre First Choice, kayıtlarını teslim etmesine günler kala, Başsavcı Platkin’e karşı federal mahkemede dava açtı.

 

Kuruluş, mahkeme celbinin ABD Anayasası’nın birinci maddesi kapsamındaki ifade ve örgütlenme özgürlüğü haklarını ihlal ettiğini savundu.

 

Cumhuriyetçi avukat grubu Alliance Defending Freedom (ADF) tarafından temsil edilen First Choice, bu tür bir talebin bağışçılarla ilişkilerine zarar verdiğini ve faaliyetlerini olumsuz etkilediğini belirtiyor.

 

Davada Başkan Donald Trump yönetimi de First Choice’u destekliyor.

 

Başsavcı Platkin ise mahkeme celbinin ancak bir eyalet mahkemesi kararıyla uygulanabileceğini ve bu süreç devam ederken kuruluşun anayasal haklarının ihlal edildiğine dair bir kanıt bulunmadığını savunuyor.

 

ACLU’DAN KÜRTAJ KARŞITI MERKEZLERE BEKLENMEDİK DESTEK

 

Dava bazı beklenmedik ittifaklara da yol açtı. Genelde sosyal konularda Demokratlardan yana tavır benimseyen Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU), First Choice’un iddialarını destekleyen bir hukuki görüş sundu.

 

ACLU, bağışçı listelerinin talep edilmesinin ifade özgürlüğü üzerinde “caydırıcı bir etki” yaratabileceğini ve bu tür taktiklerin tüm siyasi kesimlerden başsavcılar tarafından kullanılabileceğini ifade etti.

 

Örnek olarak Florida başsavcısının “drag şovlara” ev sahipliği yapan restoranlara yönelik çıkardığı mahkeme celpleri gösterildi.

 

MAHKEMENİN ÖNÜNDEKİ SORU

 

Yüksek Mahkeme’nin önündeki temel soru, davanın esası değil, usule ilişkin.

 

Yargıçlar, First Choice’un federal mahkemeye başvurmak için doğru zamanda mı hareket ettiğini, yani davanın hukuki jargonda “olgun” (ripe) olup olmadığını değerlendirecek.

 

Daha önce bir federal yargıç, eyalet mahkemesi henüz mahkeme celbini uygulamaya çalışmadığı için davanın erken olduğuna karar vererek dosyayı reddetmişti.

 

Temyiz mahkemesi de bu kararı onayınca, First Choice davayı Yüksek Mahkeme’ye taşıdı.

 

Kuruluş, federal medeni haklar yasasının, taraflara anayasal haklarını savunmaları için bir federal forum garanti etmeyi amaçladığını, eyalet mahkemesinde dava açmaya zorlanmanın bu hakkı fiilen ortadan kaldıracağını savunuyor.

 

Yüksek Mahkeme’nin vereceği karar, First Choice’un anayasal iddialarını federal mahkemelerde sürdürüp sürdüremeyeceğini belirleyecek.

 

KONGRE’DE SAĞLIK FONLARI KÜRTAJ KISITLAMALARINA BAĞLANDI

 

Yüksek Mahkeme’de bu hukuki mücadele sürerken, ABD Kongresi’nde de kürtaj konusu farklı bir boyutta gündemde.

 

Geçen ay Cumhuriyetçi senatörler, Uygun Bakım Yasası (ACA) veya bilinen adıyla Obamacare kapsamındaki milyonlarca Amerikalı için sağlık sigortası primlerini düşüren fonların uzatılmasını, daha sıkı kürtaj kısıtlamalarının getirilmesine bağlamıştı.

 

Yıl sonunda sona erecek olan fonlar uzatılmazsa, 20 milyondan fazla kişi primlerinde binlerce dolarlık artışlarla karşı karşıya kalabilir.

 

NBC News’in haberine göre Senato Çoğunluk Lideri John Thune, federal fonların kürtaj için kullanılmasını yasaklayan Hyde Değişikliği’ne atıfta bulunarak, “Hyde korumaları olmadan bir yıllık bir uzatma teklifi masaya bile gelemez” dedi.

 

Bu talep, Senatörler Mike Rounds, Steve Daines ve Mike Lee gibi diğer Cumhuriyetçiler tarafından da destekleniyor.

 

Demokratlar ise bu talebi kesin bir dille reddediyor. New Hampshire Senatörü Jeanne Shaheen, daha sıkı kürtaj sınırlamalarını kabul edip etmeyecekleri sorusuna net bir şekilde “hayır” yanıtını verdi ve “Bu, müzakereye açık bir konu değil. Bu konuyu zaten çözmüştük” diye ekledi.

 

Demokratlar, Obamacare’in mevcut yapısının federal fonların kürtaj için kullanılmasını halihazırda engellediğini ve Cumhuriyetçilerin talebinin gereksiz olduğunu savunuyor.

 

TARTIŞMANIN MERKEZİNDEKİ “HYDE DEĞİŞİKLİĞİ”

 

Öte yandan Georgetown Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Profesör Katie Keith, mevcut yasanın Hyde Değişikliği uyarınca, federal fonların Obamacare planları üzerinden kürtaj hizmetleri için kullanılmasını zaten engellediğini belirtiyor.

 

“Hyde Değişikliği”, ABD’de federal bütçe yasalarına düzenli olarak eklenen ve federal fonların çoğu kürtaj işlemi için kullanılmasını yasaklayan yasa maddesi. Değişiklik, ilk olarak 1976 yılında Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi Henry Hyde tarafından bütçe tasarısına eklenmişti.

 

Temel işlevi, Medicare (düşük gelirli ve engelli kişilere yönelik sağlık programı) gibi programlar aracılığıyla sağlanan federal vergi mükelleflerinin parasının kürtaj işlemlerini finanse etmesini engellemek olarak öne çıkıyor.

 

Keith, prim vergi kredilerinin de bu yasağın kapsamında olduğunu vurguladı.

 

Fakat bazı eyaletler, sigortalıların ek bir ücret ödeyerek kürtaj teminatı alabileceği ayrı gelir akışları oluşturmalarına izin veriyor.

 

Cumhuriyetçilerin talebi, bu tür eyalet veya özel finansmanlı teminatları da engelleyerek mevcut Hyde Değişikliği’nin ötesine geçmeyi amaçlıyor.

 

Keith, bu durumu “Hyde artı-artı” olarak tanımladı ve “Bu, federal fonların hizmete değil, ayrı finanse edilse bile teminata akmasıyla ilgili. Kürtaj teminatını tamamen ortadan kaldırmak istiyorlar” diye konuştu.

Door Haluk