
AB, tasarrufların ABD’ye kaçışını önlemek için sermaye piyasalarını birleştirmeyi hedeflerken, kara parayla mücadele için nakit ödemelere tavan getiriyor.
Avrupa Birliği (AB), on yıl önce başlattığı sermaye piyasaları birliği projesinde, tasarruf sahiplerini paralarını ABD yerine kıtada değerlendirmeye teşvik edecek bir çerçeve üzerinde anlaşmakta zorlanıyor.
Üye ülkeler arasındaki görüş ayrılıkları, teknik karmaşıklık ve değişen siyasi öncelikler, 27 üyeli birliğin bazı ülkelerini kendi başlarına hareket etmeye yöneltiyor.
Eski İtalyan Başbakanı Enrico Letta, geçen ay yaptığı açıklamada, Avrupa’daki tasarruflardan her yıl 300 milyar euro’nun (349 milyar dolar) bölge dışına çıktığını vurgulamıştı.
Letta, varlıkların Avrupa’ya yeniden yatırım yapan ABD firmalarına akıtılmasını, devam eden parçalanmışlığın neden olduğu “bir tür kolektif intihar” olarak tanımlamıştı.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından mayıs ayında yayımlanan çalışma da 2015’ten bu yana sunulan 60’tan fazla yasa teklifine rağmen piyasa entegrasyonundaki ilerlemenin ulusal çıkarlar tarafından engellendiğini ortaya koydu.
Birlik, bu tıkanıklığı aşmak amacıyla çarşamba günü yeni bir paket sunmaya hazırlanıyor.
TASARRUFLAR ABD EKONOMİSİNİ BESLİYOR
AB’nin son eylem planından bu yana geçen beş yılda hane halkları nakit ve banka mevduatlarında yüzde 15 daha fazla birikim yaptı.
Toplam tutar 12,1 trilyon euro’ya ulaşırken, bu rakam Avrupalıların servetinin yaklaşık yüzde 30’una denk geliyor. ABD’de ise nakitte tutulan varlık oranı sadece yüzde 11 seviyesinde bulunuyor.
Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomisi Almanya’da bu eğilim daha keskin bir tablo çiziyor.
ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyi’nin geçen yılki verilerine göre Almanlar, finansal varlıklarının yüzde 40’ından fazlasını nakit veya banka mevduatında tutarken, hisse senetlerindeki payları yalnızca yüzde 12’de kalıyor.
Öte yandan eski Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi tarafından hazırlanan rapor, Avrupalıların net servetinin 2009 ile 2023 yılları arasında yüzde 55 arttığını, aynı dönemde ABD’deki artışın ise yüzde 151 olduğunu belgeledi.
Bu fark kısmen, Euro Bölgesi’ndeki cari hesapların düşük getirisinden kaynaklanıyor. Eylül ayında ortalama yüzde 0,25 getiri sağlayan hesaplar, vadeli mevduatlarda yüzde 1,78’e yükselse de yüzde 2,2’lik yıllık enflasyon oranının altında kalıyor.
İSPANYA ÖNCÜLÜĞÜNDE “FINANCE EUROPE” ETİKETİ GELİYOR
İspanya liderliğindeki yedi ülke, tasarruf sahiplerinin AB firmalarını destekleyen yatırım ürünlerini seçmelerine yardımcı olacak “Finance Europe” etiketini içeren bir pilot proje başlattı.
Yetkililer, hangi araçların bu etikete uygun olduğunun belirlenmesinin ardından ülkelerin düzenlemelerde değişiklik gerekip gerekmediğini değerlendireceğini ve talebi ölçmek için özel sektöre danışacağını belirtti.
Planın beklenenden yavaş ilerlediğini ifade eden bir yetkili, Madrid’in 2026 başlarında bir duyuru yapabileceğini kaydetti.
İtalya, Fransa, Almanya ve İspanya’daki düşünce kuruluşları, İtalya’nın yerel ekonomiye tasarruf akışını başarıyla sağlayan Tasarruf Yatırım Planı’nın (PIR) AB düzeyine ölçeklenmesini öneriyor.
2017’de başlatılan bu program, varlıkların yüzde 70’inin İtalyan şirketlerine yatırılması koşuluyla vergi muafiyeti sağlayarak ilk beş yılda 21 milyar euro topladı.
PIR’ı tasarlayan ve benzer bir AB girişimi üzerinde çalışan eski İtalyan Maliye Bakanlığı yetkilisi Fabrizio Pagani, “Tek bir üye ülkenin ekonomisinde yüzde 70 yerine, bu oran tüm AB ekonomisi için geçerli olacak, belki küçük bir kısmı yine yerel yatırımlara ayrılacak” dedi.
BRÜKSEL YETKİ ALANINI GENİŞLETİYOR
AB, ABD ve Çin ile rekabet gücünü artırmak amacıyla Tasarruf ve Yatırımlar Birliği (SIU) planlarını yarın detaylandıracak.
Reuters ajansına konuşan ve ismi belirtilmeyen bir Avrupa Komisyonu yetkilisi, teklifler arasında Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi’ne (ESMA) daha fazla yetki verilmesi ve varlık yöneticileri için sınır ötesi engellerin kaldırılmasının yer alacağını aktardı.
Hollanda Finansal Piyasalar Otoritesi (AFM) kıdemli politika danışmanı Jan van Ewijk, SIU’nun 2020’de ortaya çıkan ve yasalaşmayı bekleyen Perakende Yatırım Stratejisi (RIS) üzerine inşa edildiğini belirtti.
Van Ewijk, RIS’in olayların gerisinde kaldığını ifade ederek, “orijinal anlatının bir parçası olmayan, endüstri için basitleştirme ve yük azaltmaya yönelik yeni vurguya” dikkat çekti.
Avrupa Bankacılık Otoritesi (EBA) Başkanı José Manuel Campa, geçen hafta Draghi’nin finansla ilgili önerilerinin uygulanması konusunda “daha fazla eylem” çağrısında bulunurken, Letta ise SIU’nun “finansal piyasa içerisindekilerle sınırlı kalması” halinde başarısız olacağı uyarısını yaptı.
NAKİT ÖDEMELERE 10 BİN EURO TAVANI GELİYOR
Birlik, yatırımları teşvik etmenin yanı sıra kara para aklama ile mücadele kapsamında nakit akışını kontrol altına almayı hedefleyen yeni bir paketi devreye sokuyor.
Mevcut durumda AB genelinde nakit işlem limitleri konusunda farklı uygulamalar bulunuyor; İtalya’da sınır 5 bin euro iken Avusturya’da herhangi bir limit uygulanmıyor.
AB, nakit ödemelere 10 bin euro üst sınır getirerek ödemeleri izlenebilir kanallara yönlendirmeyi, böylece kara para aklama ve diğer finansal suç fırsatlarını azaltmayı amaçlıyor.
Avrupa Komisyonu, ülkeler arasındaki görüş ayrılıklarının giderilmesinin kuralları uyumlu hale getireceğini ve dolandırıcılar için boşlukları kapatacağını savunuyor.
Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi, küresel GSYİH’nin yüzde 2 ila 5’inin (yaklaşık 1,87 trilyon euro) her yıl aklandığını tahmin ediyor.
Ofisin 2023 tarihli raporu, AB’deki suç ağlarının neredeyse yüzde 70’inin faaliyetlerini finanse etmek ve varlıklarını gizlemek için kara para aklamayı kullandığını ve çoğunluğun nakit tercih ettiğini ortaya koydu.
FRANKFURT MERKEZLİ YENİ OTORİTE KURULUYOR
Temmuz 2027’de yürürlüğe girecek paket kapsamında Frankfurt’ta bir AB Kara Para Aklamayla Mücadele Otoritesi kurulacak ve kurum tam yetkiyle faaliyete geçecek.
Bankalar, işletmeler ve düzenleyicilere sistemlerini yeni kurallara uyarlamaları için üç yıllık bir geçiş süresi tanınacak.
Uzmanlar, nakit limitinin getirilmesinin suçluları kripto varlıklar gibi başka yöntemlere veya sınır ötesi hareketlere yönlendirip yönlendirmeyeceğini tartışıyor.
Politikanın başarısının tüm üye ülkelerde sorunsuz uygulanmasına bağlı olduğu, ancak bunun her ülkede eşit şekilde gerçekleşmeyebileceği belirtiliyor.
Nakit kullanımına yönelik düzenlemeler, Avrupa genelinde bazı yanlış söylentilere neden oluyor.
İspanya’da 50 euro’luk banknotların tedavülden kalkacağı yönündeki asılsız iddialar paniğe yol açarken, İspanya Merkez Bankası böyle bir kararın olmadığını açıkladı.
Mart ayında Norveç ve İsveç’te ulusal güvenlik endişeleri nedeniyle tamamen nakitsiz topluma geçiş planlarının kısıtlandığına dair haberler, her iki ülkenin de dijital ödemeleri tamamen kaldıracağı şeklinde yanlış bir anlatıya dönüştü.