
Bulgaristan’da hükümetin istifa etmesi, giderek daha fazla tepki çeken koalisyonun sonunu getirirken, ülkenin 1 Ocak’ta euroya geçişi öncesinde uzun bir siyasi belirsizlik dönemine girileceği tahmin ediliyor.
Avrupa Birliği (AB) ve NATO üyesi Bulgaristan, son dört yılda yedi ulusal seçim yaptı. Parçalı parlamentoda hiçbir hükümet uzun süre istikrar sağlayamadı. Ocak ayından bu yana görevde olan Başbakan Rosen Jelyazkov, haftalardır süren yolsuzluk karşıtı protestolar ve vergi artıran yeni bütçeye yönelik tepki nedeniyle istifasını sundu. Üstelik istifa çağrısı, yetkileri büyük ölçüde sembolik olan Devlet Başkanı Rumen Radev’den bile gelmişti.
Sofya sokaklarında protestoların ardından sessiz bir memnuniyet hissi hakimdi. Göstericiler, hükümetin sonunda kendilerini dinlediğini söylüyor.
VERGİ ARTIŞLARI VE ARTAN YOLSUZLUK İDDİALARI
Hükümeti sokağa döken olay, Kasım sonunda açıklanan ve sosyal güvenlik primlerini, temettü vergilerini artıran bütçe tasarısı oldu. Tasarı, polis ve yargı gibi, yıllardır ülkenin en çok eleştirilen kurumlarına daha fazla kaynak ayırıyordu. Bütçe geri çekilse de öfke dinmedi.
Ayrıca liberal ve AB yanlısı muhalefete baskı yapıldığı algısı da tepkileri artırdı. Örneğin Varna Belediye Başkanı Blagomir Kotsev’in aylarca süren tartışmalı tutukluluğu büyük tepki topladı.
Bu gerilim sonucunda Çarşamba gününe gelindiğinde on binlerce kişi, 1989 sonrası dönemin en büyük hükümet karşıtı gösterilerinden biri olarak, ülke çapında sokaklara döküldü. Protestocular arasında hem euroya geçişi destekleyen kentli kesimler hem de euroya geçişin enflasyonu artıracağını düşünen ya da ülkenin Batı yanlısı çizgisine karşı olan gruplar bulunuyordu.
HÜKÜMET KRİZİ DERİNLEŞEBİLİR
Şimdi Cumhurbaşkanı Radev, parlamentonun en büyük partisi GERB’e hükümeti kurma görevini verecek. Ancak dokuz partiden oluşan bölünmüş mecliste GERB’in yeterli desteği bulması zor görünüyor.
GERB başarısız olursa, görev diğer iki partiye geçecek. Onlar da hükümet kuramazsa cumhurbaşkanı geçici bir hükümet atayacak ve erken seçime gidilecek. Bu da ülkeyi yeni bir seçim döngüsüne sokabilir.
Euroya geçiş konusunda halk ikiye bölünmüş durumda. Uzmanlar, hükümetin güçlü bir denetim mekanizması oluşturmaması halinde, bazı perakendecilerin fiyatları yapay şekilde artırabileceği uyarısında bulunuyor.