Alman silah şirketleri ile teknoloji startup'ları bütçe savaşına tutuştu

Almanya’nın son aylarda başlattığı kapsamlı silahlanma süreci, geleneksel ağır silah üreticileri ile yapay zeka odaklı startup’lar arasında bütçe rekabetine dönüştü.

Almanya, Rusya’nın 2022’de Ukrayna’ya dönük askeri müdahalesinin ardından başlattığı ve Şansölye Friedrich Merz’in “Avrupa’nın en güçlü konvansiyonel ordusunu kurma” vaadiyle hız kazanan silahlanma sürecinde kritik bir yol ayrımına girdi.

 

ABD Başkanı Donald Trump’ın NATO müttefiklerine yönelik savunma harcamalarını artırma baskısı ve ABD’nin kıtaya sunduğu güvenlik garantisini çekme tehdidi gündemdeyken, yüz milyarlarca euro’luk fonların nereye akacağı konusunda sektör içinde derin bir çatlak oluştu.

 

Silah sanayisinin yerleşik devleri geleneksel ağır silah üretiminden yanayken, yeni nesil teknoloji startup’ları yapay zeka destekli modern donanımların önceliklendirilmesi gerektiğini görüşünde.

 

HARCAMA MODELİ NASIL OLACAK?

 

Alman silah teknolojisi startup’ları, Ukrayna savaşının büyük ölçüde gökyüzünde insansız hava araçlarıyla yürütülen bir mücadeleye dönüştüğünü belirterek, gelecekteki çatışmaların anahtarının yapay zeka destekli, ucuz ve seri üretilebilir insansız hava araçları (İHA) olduğunu savunuyor.

 

Söz konusu şirketler, bütçenin büyük kısmının tanklar ve zırhlı araçlar gibi zamanla test edilmiş ancak pahalı sistemlere ayrılmasını eleştiriyor ve bu araçların yeni nesil ucuz hava mühimmatlarına karşı savunmasız olduğunu öne sürüyor.

 

Münih merkezli savunma teknolojisi şirketi Helsing’in kurucularından Gundbert Scherf, AFP’ye yaptığı açıklamada, mevcut harcama alışkanlıklarının değişmesi gerektiğini belirtti.

 

Spotify kurucusu Daniel Ek’in yatırım şirketi tarafından desteklenen ve değeri 12 milyar euro civarında olan Helsing, yakın zamanda Alman ordusuyla başarılı testler gerçekleştirdi.

 

Scherf, harcama dengesindeki çarpıklığa dikkat çekerek şunları söyledi:

 

“Geleneksel platformlara aşırı güçlü bir odaklanma olduğu aşikar. Etrafımızdaki dünya değiştikçe harcama modelleri de değişmek zorunda. Harcama modelinin yüzde 99 geleneksel sistemler ve yüzde 1 otonom sistemler odağından daha dengeli bir yapıya evrileceğini umuyorum.”

 

Yatırımcıları arasında, gözetleme teknolojileri üreten Palantir’in kurucusu Peter Thiel’in de bulunduğu ve henüz 18 ay önce kurulan Alman savunma girişimi Stark da benzer bir iyimserlik taşıyor.

 

Şirketin üst düzey yöneticisi Josef Kranawetvogl, Almanya’daki tedarik sürecinin değiştiğini ancak bu değişimin yeterince hızlı olmadığını ifade etti.

 

Kranawetvogl, Avrupa’nın strateji belirlemede iyi olduğunu ancak uygulamada yavaş kaldığını belirterek, “Avrupa’da stratejik belgeler yazma konusunda gerçekten iyiyiz ancak daha fazlasını uygulamamız gerekiyor. Hızlanmalıyız ve tempoyu yakalamalıyız” dedi.

 

RHEINMETALL AĞIR ZIRHLI ARAÇLAR İSTİYOR

 

Tartışmanın diğer tarafında ise Ukrayna savaşıyla satışlarını önemli ölçüde artıran Almanya’nın en büyük silah üreticisi Rheinmetall yer alıyor.

 

Piyasa değeri yaklaşık 70 milyar euro olan şirketin CEO’su Armin Papperger, İHA’ların öneminin arttığını kabul etmekle birlikte, bunların gelecekte hayati önem taşıyacak pek çok sistemden sadece biri olduğunu savunuyor.

 

Papperger, yakın zamanda düzenlenen bir medya brifinginde, NATO’nun dahil olduğu olası bir savaşın Ukrayna’daki mevcut durumdan çok daha farklı görüneceğini vurguladı.

 

Zırhlı araçların vazgeçilmezliğine dikkat çeken Papperger, “Zırhlı araçlar olmadan bir ülkeyi savunmak veya işgal durumunda bir saldırganı püskürtmek mümkün olmaz. Eğer NATO’nun dahil olduğu bir savaş çıkarsa, bu şu anda Ukrayna’da gördüğümüzden çok farklı görünürdü. İHA’lar şimdikinden daha az önemli bir rol oynardı” dedi.

 

ALMANYA’NIN 2026 BÜTÇESİNDE NELER VAR?

 

Sektördeki bu tartışmalar sürerken Almanya’da 2026 yılına ilişkin federal bütçe, geçen ayın sonunda parlamentodaki Bütçe Komisyonu’ndan geçti. Kabul edilen plan, 180 milyar euro’nun üzerine çıkan borçlanma öngörüyor.

 

Komisyon, yalnızca federal çekirdek bütçe kapsamında yaklaşık 98 milyar euro’luk yeni kredi kullanımına izin verdi.

 

Savunma ve altyapı alanları için oluşturulan özel fonlardan sağlanacak ek kaynaklarla birlikte, toplam yeni borçlanmanın 180 milyar euro sınırını aşacağı hesaplanıyor.

 

Bütçede öngörülen toplam harcama tutarı ise hükümetin ilk planlamasının 4 milyar euro üzerine çıkarak 524,5 milyar euro’ya ulaştı.

 

Bütçede yapılan en dikkat çekici değişikliklerden biri ise Maliye Bakanlığı’nın önerisi doğrultusunda Ukrayna’ya sağlanacak askeri destek kaleminde gerçekleşti. 

 

Bu çerçevede topçu mühimmatı, insansız hava araçları, zırhlı araçlar ve iki adet Patriot hava savunma sistemi için 3 milyar euro ek kaynak tahsis edildi.

 

Böylece Almanya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri ve mali desteği 8,5 milyar euro’dan 11,5 milyar euro’ya yükseldi.

 

“BERLİN TEDARİK SÜRECİNDE İKİLEM YAŞIYOR”

 

Diğer yandan İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Chatham House tarafından yayımlanan analizde, Almanya’nın “Zeitenwende” (dönüm noktası) olarak adlandırılan güvenlik politikası değişikliğinin etkileri ve karşılaşılan zorluklar ele alındı.

 

Analizde, Almanya’nın 2026 yılı için planladığı 108,2 milyar euro’luk savunma bütçesiyle askeri gücünü artırma yolunda olduğu, ancak paranın nasıl harcanacağı konusunun tartışmalı kalmaya devam ettiği vurgulandı.

 

Analizde, Almanya’nın tedarik süreçlerindeki tarihsel yavaşlığa ve Avrupa içi üretim ile hazır alım arasındaki denge sorununa şu ifadelerle dikkat çekildi:

 

“Almanya’nın karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri, birçok tedarik takviminin yeterince iddialı olmamasıdır. Danimarka istihbaratı Rusya’nın beş yıl içinde NATO’ya saldırabileceğini tahmin ediyor ancak Avrupa Uzun Menzilli Saldırı Yaklaşımı (ELSA) projesinin 2035’e kadar operasyonel olması beklenmiyor. Berlin’in daha hızlı üretilebilecek ekipman siparişleri vermesi hayati önem taşıyor.”

 

Kuruluş ayrıca, sağ görüşlü Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin yükselişinin, Rusya tehdidine karşı kamuoyu algısını ve Ukrayna’ya desteği tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

 

Almanya hükümetinin acil ihtiyaç duyulan hava savunma sistemleri ile uzun vadeli projeler arasında doğru bir denge kurması, NATO açısından kritik önem taşıyor.

Door Haluk