Sidney’in Bondi plajında 16 kişinin öldüğü saldırıda, tetikçilerin aracından terör örgütü DAEŞ’in bayrakları çıktı. Katliamdan kurtulanlar ise saldırı anını anlattı.
ARAÇTAN DAEŞ BAYRAKLARI ÇIKTI
Avustralya’nın son 30 yılda karşılaştığı en ölümcül saldırının yankıları tüm dünyada sürereken, katliamın ayrıntıları netleşiyor.
Sidney’deki Bondi Plajı’nda dün, Yahudilerin kutsal bayramı Hanuka kutlamasını hedef alan silahlı saldırıda 16 kişi hayatını kaybetti. 40 kişinin yaralandığı, bunlardan beşinin durumunun kritik olduğu bildirildi.
Ateşi, baba-oğul olan iki saldırganın açtığı, 50 yaşındaki babanın öldürüldüğü açıklandı.
Avustralya basını, babanın adını Sajid Akram, oğlunun adı ise Naveed Akram olarak duyurdu. Saldırganların terör örgütü DAEŞ mensubu olduğu iddia ediliyor.
South Wales Polis Şefi Mal Lanyon, gazetecilere yaptığı açıklamada, şu an için tetikçiler hakkında çok az ayrıntıya sahip olduklarını söyledi. Ancak Avustralya ulusal yayıncısı ABC News, saldırganların aracında iki DAEŞ bayrağı bulunduğunu rapor etti.
Babanın ruhsatlı altı silahı olduğu, tamamını dünkü saldırıda kullandığı bildirildi.
ÖĞRENCİ VİZESİYLE GELMİŞ
Başbakan Anthony Albanese, şüphelilerin 2019 yılında güvenlik yetkililerinin radarına takıldığını belirterek, “Kendisi başkalarıyla ilişkileri bağlamında incelenmiş ve devam eden bir tehdit ya da şiddete başvurma tehdidine dair herhangi bir belirti olmadığına karar verilmişti” açıklamasını yaptı.
İçişleri Bakanı Tony Burke de babanın 1998 yılında öğrenci vizesiyle Avustralya’ya geldiğini, 2001 yılında ise eş vizesine geçtiğini açıkladı. Burke, o tarihten bu yana babanın yalnızca üç kez yurt dışına çıktığını ve her seferinde oturma izniyle ülkeye geri döndüğünü ifade etti. Ayrıca babanın “hobi amaçlı avcılık ruhsatına” sahip olduğu ifade edildi.
Saldırganın, Bondi Plajı’na yaklaşık 30 dakikalık sürüş mesafesinde bulunan tek katlı bir evi kısa süreliğine kiraladığı da ortaya çıktı. Polis, saldırganların bu evde yaklaşık iki haftadır kaldığını belirtti.
KATLİAMDAN KURTULANLAR ANLATTI
Sidney’deki Yahudi toplumuna öncülük eden Arsen Ostrovsky, karısı ve çocuklarıyla törene katılmıştı. Saldırıda başından vurulan Ostrovsky, Avustralya yerel basınından 9News’e yaptığı açıklamada, “Tam bir kaostu” ifadesini kullandı.
Ostrovsky, saldırganların rastgele bir şekilde her yöne ateş açtığını söyledi ve şunları ekledi: “İnsanların vurulduğunu, yere düştüğünü gördüm. Çocukların, yaşlıların, engellilerin düştüğünü gördüm. Her yere kan fışkırıyordu.”
AFP haber ajansına konuşan 25 yaşındaki öğrenci Camilio Diaz ise şunları aktardı: “Şok ediciydi, 10 dakika boyunca sadece silah sesi vardı. Güçlü bir silah gibi duyuluyordu.”
O sırada sahilde bulunan İngiliz bir tusit de siyahlar içindeki iki tetikçiyi gördüğünü söyledi ve yarı otomatik tüfekler kullandıklarını ifade etti.
SURİYELİ AHMED İÇİN BAĞIŞ TOPLANDI
Saldırı anında plajda yaklaşık bin kişinin olduğu bildirildi. Kurbanlardan en küçüğünün 10 yaşındaki bir kız çocuğu olduğu açıklandı.
İki saldırgan Bondi plajındaki kalabalığa ateş ederken, adı Ahmed el-Ahmed olarak açıklanan Suriyeli bir manav, tetikçilerden birine cesurca müdahale etti ve elinden silahını aldı. Yaralanan Ahmed, hastanede tedavi altına alındı ve durumun ilk önce kritik olduğu daha sonra iyiye gittiği bildirildi. ABD Başkanı Donald Trump, Ahmed için “Gerçekten çok ama çok cesur biri” ifadesini kullandı
Ahmed için başlatılan bağış kampanyasında birkaç saat içinde 132 bin 900 dolar toplandı.
Saldırı, Türkiye dahil olmak üzere çok sayıda ülke tarafından kınandı. İsrail ise saldırıdan antisemitizmi körüklediğini iddia ettiği Avustralya hükümetini sorumlu tutuyor.
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, saldırı sonrası yaptığı açıklamada, silah yasalarını sertleştirmeyi değerlendirdiklerini açıkladı. Albanese, lisanslı silah sayısına sınır getirebileceklerini ve silah ruhsatlarının sürelerini gözden geçirebileceklerini ifade etti.
Bondi Plajı katliamından önce, 1996 yılında Avustralya’da bir saldırgan turist kasabası Port Arthur’da 35 kişiyi öldürmüştü.