Avustralya emniyeti, Bondi Plajı saldırısına dair yeni detaylar paylaştı

Avustralya polisi, Bondi Plajı’ndaki Hanuka kutlamasını hedef alarak 15 kişiyi öldüren baba ve oğulun, saldırıdan aylar önce kırsal alanda “taktik silah eğitimi” aldığını belgeledi.

Avustralya polisi, Bondi Plajı’nda Musevilerin Hanuka Bayramı kutlamasında 16 kişinin ölümüne yol açan silahlı saldırının faillerinin, eylemden önce kırsal bölgede kapsamlı bir “taktik eğitim” sürecinden geçtiğini tespit etti.

 

Ülkenin son otuz yılda gördüğü en büyük kitlesel saldırı olarak kayıtlara geçen olayın ardından Başbakan Anthony Albanese, Yahudi toplumundan resmi olarak özür diledi ve aşırıcılıkla mücadele yasalarının sertleştirileceğini duyurdu.

 

Polis tarafından yayımlanan soruşturma belgeleri, saldırıyı gerçekleştirmekle suçlanan baba Sacid Ekrem ve oğlu Navid’in, aylarca süren “titiz bir planlama” yaptıklarını ortaya koydu.

 

New South Wales eyaleti kırsalında gerçekleştirildiği düşünülen eğitimlere ait fotoğraflarda, ikilinin pompalı tüfeklerle ateş açtığı ve polis raporunda “taktiksel bir tarz” olarak tanımlanan manevralar yaptığı görüldü.

 

AFP’nin haberine göre soruşturma dosyasında yer alan bilgilere göre şüpheliler, saldırıdan aylar önce, ekim ayında terör örgütü IŞİD bayrağı önünde bir video kaydetti.

 

“Siyonistlere” karşı ifadelerin yer aldığı videoda saldırının gerekçeleri detaylandırıldı.

 

İkilinin ayrıca katliamdan sadece birkaç gün önce Bondi Plajı’na giderek gece keşfi yaptığı ve olay günü kalabalığın üzerine patlamayan el yapımı patlayıcılar attığı belirlendi.

 

BAŞBAKAN ALBANESE YENİ YASAL DÜZENLEMELERİ DUYURDU

 

Saldırının üzerinden bir hafta geçerken Avustralya genelinde dün saat 18.47’de bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

 

Bondi Plajı’nda hayatın yavaş yavaş normale döndüğü gözlenirken, kurbanlar için oluşturulan anıt alanına çiçekler bırakılmaya devam edildi.

 

Başbakan Anthony Albanese, yaptığı açıklamada “nefret vaazları” için ağırlaştırılmış suç kapsamı getiren yeni yasalar üzerinde çalıştıklarını açıkladı.

 

Albanese, Yahudi toplumuna yönelik mesajında “Hükümet, Yahudi Avustralyalıları korumak; onların kimlikleriyle gurur duymaları, inançlarını yaşamaları, çocuklarını eğitmeleri ve Avustralya toplumuna mümkün olan en tam şekilde katılmaları yönündeki temel haklarını muhafaza etmek için her gün çalışacak” ifadesini kullandı.

 

SİLAH TOPLAMA PROGRAMI BAŞLIYOR

 

Öte yandan federal hükümet, silah sahipliği ve nefret söylemi yasalarında köklü reformlara gidileceğini, ayrıca emniyet ve istihbarat teşkilatlarının işleyişinin gözden geçirileceğini bildirdi.

 

Albanese, sokakları silahlardan arındırmak amacıyla kapsamlı bir “silah geri alım programı” başlattı.

 

Bu hamle, 1996 yılında Port Arthur’da 35 kişinin öldüğü katliamın ardından uygulanan sıkı denetimlerden bu yana atılan en büyük adım niteliğini taşıyor.

 

Saldırının gerçekleştiği New South Wales eyalet yönetimi ise parlamentoyu olağanüstü toplayarak “ülkenin en sert ateşli silah reformlarını” yasalaştırma sürecini başlattı.

 

New South Wales Eyalet Başbakanı Chris Minns, gazetecilere yaptığı açıklamada dünyanın artık pazar günkü saldırıdan önceki gibi olmadığını vurguladı.

 

Minns, “Olayın yaşanmaması için bir hafta, bir ay ya da iki yıl geriye gitmek için her şeyi verirdim; ancak bunun bir daha asla yaşanmamasını sağlamak için adım atmak zorundayız” diye konuştu.

 

Yeni düzenlemeler, bireysel silah sahipliğini kişi başına dört adetle sınırlandırırken, çiftçiler için bu sayı on olarak belirlendi. Resmi verilere göre eyalette halihazırda 1,1 milyondan fazla ateşli silah bulunuyor.

 

Yasa tasarısı ayrıca, saldırganlardan birinin aracında bulunan IŞİD bayrağı gibi “terör sembollerinin” sergilenmesini yasaklıyor.

 

Yetkililer, bir terör olayının ardından üç aya kadar protesto gösterilerini yasaklama yetkisine de sahip olacak.

 

Saldırı sırasında polis tarafından vurularak öldürülen 50 yaşındaki Hindistan vatandaşı Sacid Ekrem’in 1998 yılında vizeyle Avustralya’ya giriş yaptığı belirlendi.

 

Avustralya doğumlu 24 yaşındaki oğlu Navid ise tedavisinin ardından hastaneden cezaevine nakledildi.

 

Eyalet Başbakanı Minns, gelecek yıl nefret söylemi yasalarının daha da sıkılaştırılacağını ve “intifadayı küreselleştirin” gibi sloganların kullanımına kısıtlama getirileceğini belirtti.

 

FİLİPİNLER, SUÇLAMALARA YANIT VERDİ

 

Soruşturmanın uluslararası boyutunda ise şüphelilerin Filipinler’de askeri eğitim aldığına dair iddialar yalanlandı.

 

Geçen hafta Reuters haber ajansına konuşan Filipinler Ulusal Güvenlik Danışmanı Eduardo Año, baba ve oğulun Bondi saldırısından önce ülkeye yaptıkları ziyaret sırasında herhangi bir askeri eğitim aldıklarına dair kanıt bulunmadığını açıkladı.

 

Año, yaptığı yazılı açıklamada “Sadece ülkeyi ziyaret etmiş olmaları, terör eğitimi iddialarını doğrulamaz. Kaldıkları süre, anlamlı veya yapılandırılmış herhangi bir eğitime imkan vermeyecek kadar kısaydı” dedi.

 

Filipinler hükümeti, 1-28 Kasım tarihleri arasındaki seyahati incelemeye alırken, Avustralya makamlarıyla ziyaretin amacını belirlemek için işbirliği yapıyor.

 

Göçmenlik kayıtlarına göre ikili Manila’ya indikten sonra, uzun süredir silahlı İslamcı grupların faaliyet gösterdiği Mindanao bölgesindeki Davao şehrine geçti.

 

MindaNews haber portalına konuşan bir otel görevlisi, baba ve oğulun Davao’da ucuz bir otele yerleştiğini, yaklaşık bir ay boyunca odalarından nadiren çıktığını ve kimseyle görüşmediğini aktardı.

 

Güvenlik Danışmanı Año, medyanın Filipinler’in güneyini halen şiddet yanlısı aşırılıkçılığın merkezi gibi göstermesinin “güncelliğini yitirmiş” ve “yanıltıcı” bir yaklaşım olduğunu belirtti.

 

Açıklamada, IŞİD bağlantılı Maute grubunun 2017’deki Marawi kuşatmasından bu yana bölgedeki terör unsurlarının ciddi ölçüde zayıflatıldığı vurgulandı.

Door Haluk