Gazze için kritik görüşme bugün Beyaz Saray’da gerçekleşecek. ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail-Hamas savaşını bitirmeyi amaçlayan 21 maddelik barış planı konusunda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya baskı yapması bekleniyor. Gazeteci Serkan Demirtaş, görüşmenin ayrıntılarını ntv.com.tr için yazdı.
Ortadoğu’nun geleceği açısından beklenen o kritik görüşme bugün Beyaz Saray’da gerçekleşecek. ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile göreve geldiğinden bu yana dördüncü görüşmesini gerçekleştirecek. Bugünkü görüşmeyi farklı kılan en önemli unsur Trump yönetiminin hazırladığı ve 7 Ekim 2023’ten bu yana süren İsrail-Hamas savaşını bitirmeyi amaçlayan 21 maddelik somut barış planının masada olması. Trump ve onun Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, barış planının olumlu sonuçlanacağı konusunda son bir haftadır iyimser mesajlar verdiler.
Amerikan Başkanı, 27 Eylül’de yaptığı bir açıklamada, “Bunun rehineleri geri getirecek bir anlaşma olduğunu düşünüyorum, savaşı bitirecek bir anlaşma olacak” ifadelerini kullandı. Ancak İsrail Başbakanı Netanyahu’nun savaşı sonlandırmayı içeren bir anlaşmayı kabul edip etmeyeceği belirsiz. Netanyahu, 26 Eylül’de BM Genel Kurulu’na yaptığı konuşmada, İsrail Ordusu’nun başladığı işi bitireceğini, Gazze’yi Hamas’tan temizlemeden durmayacağı mesajını verdi.
Ayrıca İsrail Başbakanı’nın asıl amacının “iki devletli çözüm” vizyonunu tamamen ortadan kaldırmak olduğu biliniyor. Netanyahu, Filistin Devleti’nin kurulmasının İsrail açısından “ulusal intihar” olacağı iddiasında bulundu ve buna izin vermelerinin olanaklı olmadığını kaydetti. TRUMP NE KADAR BASKI YAPACAK? Bu süreçte İsrail hükümetinin önce ateşkes sonra da kalıcı barışa götürecek planı kabul etmesini sağlayacak tek önemli etkenin ABD Başkanı Trump’ın uygulayacağı baskı olacağı tüm uzmanların üzerinde uzlaştığı bir unsur. Trump’ın geçen görüşmelere oranla İsrail’e baskı uygulama konusunda biraz daha farklı bir noktada olduğu gözleniyor. Beyaz Saray’ı İsrail’e baskıyı yoğunlaştırmaya iten nedenler arasında şunlar ön plana çıkıyor. Trump daha fazla görmezden gelemedi: BM Genel Kurulu gösterdi ki uluslararası toplum ve özellikle Batı dünyası, 7 Ekim 2023’ten sonra geliştirdikleri yaklaşımı terk ettiler ve Filistin sorununu iki devletli çözüm temelinde ele alma yönünde kararlılık gösterdiler.
ABD’de dahil dünyanın birçok yerinde giderek artan protesto ve eylemler, Trump dahil tüm hükümetler için bir uyarı mesajı oldu. İsrail’in Gazze’de son 4 aydır uyguladığı ve genel olarak soykırım olarak kabul edilen katliamları karşısında ABD’nin de daha fazla göz yumamayacağı bir noktaya gelindiği bizzat Trump’ın aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da olduğu İslam dünyasının önde gelen liderleriyle yaptığı görüşmede ortaya kondu.
Trump, bu görüşmede Batı Şeria’nın işgal edilmesine izin vermeyeceğini de kayda geçirdi. Fransa ve İngiltere’nin de Filistin’i tanımasıyla BM Güvenlik Konseyi’nde tamamen yalnızlaşan ABD, bu nedenle ilk kez somut bir barış planını hazırladı ve tarafların önüne koydu.
Plan taraflar arasında ateşkesin sağlanmasını, tüm rehinelerin 48 saatte İsrail’e verilmelerini, Gazze’den İsrail ordusunun çekilmesini ve Hamas’ın bölgedeki kontrolünü teknokrat bir yönetime devretmesi gibi unsurlar içeriyor. İSRAİL, ABD’NİN KÖRFEZ İLE İLİŞKİLERİNE ZARAR VERİYOR Bölgesel ilişkilere zarar veriyor: Ortadoğu’da İsrail kaynaklı askeri gerilimin sürmesinin ABD’nin başta Körfez ülkeleri olmak üzere bölgesel ilişkilerine giderek daha fazla zarar vermesi da Trump’ın dikkat ettiği unsurlardan biri. İsrail’in Katar’a saldırısı bu anlamda Washington ile Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri arasındaki başta güvenlik ve savunma olmak üzere işbirliklerinin gözden geçirilmesine neden oldu. Trump, ikinci dönem başkanlığında ilk yurtdışı ziyaretini Körfez’e yapmış ve yüz milyarlarca dolarlık anlaşmalara imza atmıştı. Ukrayna-Rusya gerilimi tırmanıyor: Nobel Barış Ödülü’nü hakkettiğini birçok kereler açıklayan Trump, göreve geldiğinden bu yana Hamas-İsrail savaşının yanı sıra Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesi için de çaba gösterdi ancak sonuç elde edemedi. Ağustos ayında mesaisinin büyük bölümünü Rusya-Ukrayna konusuna ayıran ve hatta Rus lider Vladimir Putin ile Alaska Zirvesi’nde buluşan Trump, bu çabalarına karşın Moskova’nın hiçbir somut adım atmamasından dolayı duyduğu hayal kırıklığını açıkça dile getirdi.
Barışı sağlayan lider imajının sarsılmasını istemeyen Trump’ın bu aşamada Netanyahu üzerinde daha fazla baskı uygulayabileceği öngörülüyor. NETANYAHU ZOR DURUMDA İsrail Başbakanı Netanyahu ise giderek daha da zor durumlara düşüyor. Sadece siyasi alanda değil İsrail’in sanat ve spor hayatından da uzaklaştırılması çabalarının arttığı bu dönemde Eurovision ve EUFA’nın alacağı kararlar da büyük önem taşıyor. Ayrıca Gazze’ye deniz ablukasını kırmak üzere oluşturulan Sumud filosu girişiminin korunması için İtalya ve İspanya deniz kuvvetlerinin görevlendirilmesi de bu sürecin çok daha farklılaştığını göstermesi açısından değerli gelişmeler olarak görülüyor. BM Genel Kurulu’ndan hem salonda hem salon dışında protesto edilen Netanyahu’yu koalisyon ortağı aşırı sağcılar da köşeye sıkıştırmış durumdalar. İsrail basınına göre, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’in başını çektiği koalisyon ortakları Netanyahu’ya bu planı olduğu gibi kabul etmesi durumunda siyasi sonuçlarına katlanması gerekeceği uyarısında bulundular ve önüne önemli koşullar koydular. Netanyahu’nun bugün Trump ile yapacağı görüşmede henüz resmileşmemiş planda değişiklikler talep edebileceği, özellikle Batı Şeria konusunda bastırmaya devam edeceği öngörülüyor. İsrail Başbakanı’nın Trump’tan plan üzerinde çalışmak için biraz daha süre istemesi olası senaryolar arasında. Ancak Netanyahu’nun planı kabul etse bile ordunun Gazze’den geri çekilmesi, yeterli insani yardımların sağlanması gibi konularda sözünü ne kadar tutacağı kestirilemiyor.