Teknoloji devleri, Avrupa genelinde milyarlarca dolarlık veri merkezi yatırımları yapıyor. Ancak Avrupa’da artan su kıtlığı, kıtanın geleceğine ilişkin karamsar teorilere yansıyor.
Amazon, Microsoft ve Meta gibi teknoloji devleri, Avrupa genelinde milyarlarca dolarlık veri merkezi yatırımları yapıyor. Ancak uzmanlara göre, bu yatırımların sürdürülebilirlik ve su kaynakları üzerindeki etkileri konusunda politika yapıcılar yeterince önlem almıyor.
Oxford Üniversitesi’nden Prof. Kevin Grecksch, yapay zeka yatırımlarının istihdam ve büyüme vaat ettiğini, ancak temel bir sorunun göz ardı edildiğini söylüyor: “Kuraklık sırasında öncelik halkın su ihtiyacına verilirse, veri merkezleri ne olacak?”
“ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK”
Avrupa Komisyonu, yeni nesil “yeşil bilişim” projelerinde enerji verimliliği ve çevresel sürdürülebilirliği ön planda tutuyor. Almanya’daki Jupiter süper bilgisayarı, yenilenebilir enerji ve gelişmiş soğutma teknolojileriyle bu yaklaşımın örneklerinden biri. Buna rağmen endişeler sürüyor. Amazon’un İspanya’nın kurak Aragon bölgesinde üç veri merkezi kurma planı, çiftçiler ve çevre örgütleri arasında gerilim yarattı. Benzer şekilde, Birleşik Krallık’ta Culham’ın “yapay zeka merkezi” ilan edilmesi, yerel su kaynaklarına ek yük getireceği endişelerini doğurdu. Analistlere göre, teknoloji şirketleri genellikle soğutma için kullandıkları doğrudan su miktarını raporlasa da, elektrik üretimi ve çip üretimi gibi dolaylı su ayak izlerini çoğu zaman göz ardı ediyor. S&P Global’in analizine göre, 2020’li yıllarda veri merkezi sektörünün su stresi riski giderek artacak, en ağır etkileri ise İspanya ve Yunanistan gibi Güney Avrupa ülkeleri hissedecek.
AVRUPA’NIN ÜÇTE BİRİ SU STRESİ ALTINDA
Avrupa Veri Merkezleri Derneği (EUDCA), su tüketiminin ciddi bir sorun olduğunu kabul ederek içme suyu yerine endüstriyel işlemler için kullanılabilecek alternatif su kaynaklarına yöneldiklerini açıkladı. Dernek, veri merkezlerinin Avrupa ekonomisi için “trilyonlarca dolarlık katma değer” ve “milyonlarca nitelikli iş” sağladığını vurgulasa da, su kıtlığına ilişkin kaygılar devam ediyor. Avrupa Çevre Ajansı da bir kez daha uyarıda bulundu: Avrupa nüfusunun ve topraklarının üçte biri su stresi altında.