Dünyanın en büyük sanat müzesi olan Paris’teki Louvre Müzesi’nden İmparator Napolyon ve İmparatoriçe Eugenie’ne ait paha biçilemez mücevherler çalındı. Fransa hükümeti soygundaki başarısızlığını kabul etti. Peki dört hırsız, müzenin güvenlik açığından nasıl faydalandı?

Fransız İçişleri Bakanlığı, hırsızların müzeden “paha biçilmez” tarihi değere sahip kraliyet mücevherlerini çaldığını açıkladı. Bu değerli koleksiyonların sergilendiği, birinci katta yer alan Apollon Galerisi’ne yük asansörüyle çıkan dört hırsız, kırdıkları pencereden içeri girdi. Ellerinde küçük bir testere vardı. Soygun yalnızca 7 dakika içinde gerçekleşti. Daha sonra aynı yoldan geri dönüp scooter ile kaçtılar.
Kültür Bakanı Rachida Dati, TF1’e verdiği demeçte, “Hırsızlar şiddet veya panik göstermeden profesyonelce hareket ettiler” dedi.
İçişleri Bakanı Laurent Nunez, soygunların örgütlü çete hırsızlığı ve suç işlemek için suç ortaklığı” soruşturması başlatıldığını, bunun eşkıyalıkla mücadele tugayına devredildiğini bildirdi. BFM TV’ye konuşan Paris Cumhuriyet Savcısı Laure Beccuau’ya göre, hırsızlığın “sponsorunun” yabancı bir güç olması ihtimali dışlanmıyor.

Çalınan parçaların; Kraliçe Marie-Amelie ve Kraliçe Hortense’in takılarından sekiz safir ve 631 elmastan oluşan gerdanlık ile İmparatoriçe Eugenie’nin yaklaşık 2 bin elmastan oluşan tacı olduğu açıklandı. Hırsızlar, imparatoriçenin 1.354 elmas ve 56 zümrütten oluşan tacını ise yolda düşürdü. Mücevher hasarlı bir şekilde kurtarıldı.
Bakan Dati, müzelerin hedef haline geldiğini söyleyerek bu kurumların güvenliğinin artırılması meselesinin “eski bir sorun” olduğunu ifade etti ve “40 yıldır kimse bu büyük müzelerin güvenliğine dikkat etmedi. Bu müzeler yeni suç biçimlerine uyum sağlamalı. Bu artık organize suç haline geldi” diye konuştu.

Ancak Le Monde’un görüştüğü bir Louvre çalışanına göre bu galeri, artık altı görevli yerine yalnızca beş görevli tarafından korunuyor. Üstelik 30 dakika süren ilk sabah molasında yalnızca dört görevli bulunuyor. Bu, tam da suçluların harekete geçmek için kullandığı an. Kültür Bakanlığı tarafından yakın zamanda başlatılan bir “güvenlik planının” Louvre Müzesi’ni korumadığını hatırlatan İçişleri Bakanı, “Fransız müzelerinde büyük bir güvenlik açığı olduğunu çok iyi biliyoruz” dedi.
Müzenin güvenlik sistemini modernize etmeyi amaçlayan güvenlik planının 2025-2029 performans sözleşmesinde ertelendiğini belirten sendikalar, ölümcül güvenlik açıklarına yol açan sürekli bir kaynak eksikliğine işaret ediyor.

Son hırsızlık vakası 1998 yılında küçük bir manzara tablosunun çalınmasıyla meydana geldi. Camille Corot’nun bir tablosu, gün ışığında çalındı ve bir daha bulunamadı.
Müzenin sanat eserleri ve eserlerinin çoğu, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin Fransa’yı işgali sırasında, yağma ve bombalamalardan kaynaklanan hasarı önlemek amacıyla personel tarafından saklanmıştı.

Bu plan, “koleksiyonların güvenliği ve emniyetinin” artırılmasının yanı sıra müzenin gözetim ve bilgi teknolojisi sistemlerinin iyileştirilmesini de içeriyordu.
ADALET BAKANI: BAŞARISIZ OLDUK
Adalet Bakanı Gerard Darmanin, Fransız radyo istasyonu France Inter’e verdiği röportajda, hırsızlığın güvenlik hizmetlerinin başarısızlığını gösterdiği için Fransa’ya “çok olumsuz bir imaj” verdiğini söyledi. “Kesin olan şey, başarısız olduğumuzdur” diye ekledi.

Ülkede birkaç aydır müze hırsızlıkları yeniden canlanıyor. Eylül ortasında, Doğa Tarihi Müzesi’nden 600 bin avro değerinde 6 kilo doğal altın çalındı.
Geçtiğimiz eylül ayında, Limoges’daki bir müzede 6,5 milyon euro’luk hasara yol açan bir hırsızlık olayı yaşandı. Öte yandan Kasım 2024’te Paris’teki Cognacq-Jay Müzesi’nde gerçekleşen silahlı soygunda çalınan yedi enfiye kutusundan beşi bulundu .
