
Macaristan’da parlamento seçimlerine beş ay kala, Başbakan Viktor Orbán ile eski müttefiki olan rakibi Péter Magyar arasındaki mücadele yoğunlaşıyor.
Macaristan’da parlamento seçimlerine henüz beş ay olmasına rağmen ülke, Başbakan Viktor Orbán ile rakibi Péter Magyar arasında şimdiden yoğun bir siyasi çekişmeye sahne oluyor.
İlk olarak 1998’de başbakan seçilen ve 2010’dan itibaren aralıksız dört dönem daha görev yapan Orbán, toplamda 20 yıldır Macaristan’ı yönetiyor.
Avrupa’nın en uzun süre görevde kalan lideri olan Orbán, uzun zamandır destekçileri tarafından sevilen ancak muhalifleri tarafından yolsuzluk ve otoriter taktikler uygulamakla suçlanan bir lider olarak öne çıkıyor.
Associated Press’in (AP) haberine göre, ekonomide kötüleşen performansı ve kronik enflasyon nedeniyle Orbán’a yönelik destek azalma kaydediyor.
Bu ortamda ortaya çıkan yeni bir rakip, ülkeyi “daha müreffeh ve demokratik bir yola sokma” vaadiyle siyasi dengeleri değiştirdi.
Fidesz’in içinden gelen 44 yaşındaki Magyar, yaptığı açıklamada, “Viktor Orbán’ın alçak ve yozlaşmış hükümeti, çaldıkları ganimeti ve iktidarlarını korumak için her şeyi yapacaktır, bundan şüphemiz yok” diye konuştu.
Magyar, sözlerini “Bu iktidar reforme edilemez, halkla yeniden bağ kurma kabiliyetini yitirmiştir. Bu iktidar insanlık dışı bir hâle gelmiştir” diyerek sürdürdü.
KAMPANYA KIRSALDA BAŞLADI
Anketlerin çoğu, Magyar ve partisi Tisza’nın, Orbán’ın Fidesz partisine karşı sağlam bir üstünlüğe sahip olduğunu gösteriyordu.
Macaristan’daki pek çok gözlemci, Orbán’ın önceki rakiplerinin aksine Magyar’ın iki yıldan kısa bir sürede göreceli olarak tanınmazlıktan çıkıp bu denli önemli bir desteğe sahip bir parti kurmayı nasıl başardığını anlamakta zorlanıyor.
Budapeşte merkezli Policy Solutions adlı düşünce kuruluşunun direktörü András Bíró-Nagy, Magyar’ın Macaristan kırsalındaki “taban kampanyasının” ve hayat pahalılığı ile yetersiz kamu hizmetleri gibi temel meselelere odaklanmasının başarı ihtimaline katkıda bulunduğunu belirtti.
Magyar, geçen hafta perşembe günü ülkenin güneybatısında 4 binden az nüfusa sahip bir yerleşim yeri olan Tab’ı ziyaret etti.
Bu durak, “Zafere Giden Yol” adını verdiği ülke turu kapsamında planladığı onlarca ziyaretten sadece biriydi.
Yüzlerce kişi kasabanın sosyalist dönemden kalma kent merkezini doldurarak Magyar’ın yaklaşık iki saat süren konuşmasını dinledi.
Etkinliğe katılan 76 yaşındaki dul emekli Erika Bognár, aylık emekli maaşının geçinmek için çok düşük olduğunu öfkeyle dile getirerek, “Bir sistem değişikliği istiyorum, çünkü bu sistem berbat” dedi.
Bognár, “Dükkanlarda herkes geçinemediğinden yakınıyor. Sefalet içinde yaşıyoruz, bütünüyle sefalete itildik” ifadelerini kullandı.
Diğer taraftan Avrupa Birliği, hukukun üstünlüğü ve yolsuzluk endişeleri nedeniyle Macaristan’a yönelik yaklaşık 14 milyar euro’luk fonu askıya almış durumda.
Söz konusu hamle, ülkedeki kronik durgun ekonomik performansı daha da kötüleştirdi.
Orbán hükümeti ise pek çok ürüne tavan fiyat getirerek ekonomik sıkıntıları hafifletmeye çalışıyor.
Aynı zamanda, ilk evini alanlara düşük faizli krediler ve en az iki çocuklu anneler için gelir vergisinin kaldırılması gibi seçim öncesi kamu harcamalarıyla seçmenlerin gönlünü kazanmayı hedefliyor.
Yine de, şimdiye kadar seçimlerde nadiren oy kullandığını söyleyen Bognár, Magyar’ın seçilmesi halinde durumun “daha kötü olmayacağına” dikkat çekti.
ORBAN’IN DIŞ POLİTİKASI
Neredeyse diğer tüm AB liderlerinin aksine Orbán, Rusya’nın askeri müdahalesine karşı Ukrayna’ya ekonomik yardım veya silah tedarik etmeyi reddetmiş ve Kiev’i destekleyen ülkeleri “savaş çığırtkanı” olarak nitelendirmişti.
Orbán ayrıca AB’yi baskıcı bir güç olarak tasvir ederek birliği, 20. yüzyılda Macaristan’ı on yıllarca işgal altında tutan Sovyetler Birliği’ne benzetmişti.
Orbán’a göre Tisza partisi, hükümetini devirmek ve Macaristan’ın mali kaynaklarını Ukrayna’ya akıtacak, hatta ülkeyi doğrudan savaşa dahil edecek bir kukla rejim kurmak için Brüksel’de tasarlanmış bir projeden öte değil.
Orbán, geçen ay on binlerce destekçisine yaptığı konuşmada, “Hükümet değişikliğini desteklediğini düşünen herkes, bilsin ya da bilmesin, aslında savaşı destekliyor” diye konuşmuştu.
Başbakan, “Brüksel’i ve onun kukla hükümet adaylarını desteklediklerinde iyi bir amaca hizmet ettiklerine inanan çok sayıda Macar var. Onlara şunu söylemeliyiz: Brüksel bugün bir yardım kaynağı değil, bir tehlike kaynağıdır” diye eklemişti.
POLITICO: AVRUPA İÇİN KRİTİK BİR SEÇİM
Bununla beraber Politico dergisi, Macaristan’daki seçimin sadece ülke içi değil, aynı zamanda Avrupa Birliği için de önemli sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor.
Dergide yer alan makaleye göre, Başbakan Orbán’ın uzun iktidarı, AB’nin karar alma mekanizmalarında sık sık bir engel teşkil etti.
Orbán’ın hem ABD Başkanı Donald Trump hem de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile olan yakınlığı, diğer AB liderlerinin çoğu için “kabul edilemez” bir durum.
Macar lider, bu durumu kendi lehine kullanarak dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. AB zirveleri defalarca, Orbán’ın belirli konularda her ulusal liderin sahip olduğu veto hakkını kullanıp kullanmayacağı meselesine kilitlendi.
Politico’ya göre, pek az AB lideri Orbán’ın kaybetmesinden üzüntü duyacak. On yıldan uzun bir süredir ilk defa böyle bir ihtimal belirginleşmiş durumda.
Fidesz’in anketlerde, büyük ölçüde 2024’te Péter Magyar tarafından kurulan tek kişilik bir parti olan Tisza’nın oldukça gerisinde kalması, bu beklentiyi güçlendirmişti.
Tisza, muhaliflerin arkasında birleşebileceği birleşik bir Orbán karşıtı cephe sunuyor.
Magyar’ın Macar siyasetini yeniden başlatacak kişi olarak görülmesi, bir zamanlar Orbán’ın yakın bir müttefiki ve eski adalet bakanının eski eşi olan bir Fidesz döneği olması nedeniyle ironik bulunabilir.
Yine de AB’de çok az kişi, Magyar’ın ile çalışmanın mevcut liderden daha kolay olacağından şüphe ediyor.
EŞİTSİZ OYUN ALANI
Associated Press’e konuşan analist Bíró-Nagy, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) tarafından geçmişteki birkaç Macaristan seçiminin “özgür ama adil olmadığı” şeklinde değerlendirildiğini belirtti.
AGİT, Fidesz ile hükümetin mesajlarının büyük oranda örtüştüğünü ve seçmenlerin “bilinçli seçim yapma fırsatını sınırlayan” taraflı haber yayınları yapıldığını tespit etmişti.
Bíró-Nagy, 2026 seçimleri için durumun “hiçbir şekilde değişmediğini” söyledi ve “Şahit olduğumuz şey, eşit bir oyun alanının olmadığıdır” dedi.
Tab’daki Tisza teşkilatının üyesi olan Sándor Rofrics de AP’ye yaptığı açıklamada, “Fidesz için para, hatta kamu parası bile sorun değil. Bu kampanyaya çok fazla kamu parası harcayacaklar” diye konuştu.
Magyar’ın kendisi de partisinin kampanya için daha az kaynağa sahip olduğunu kabul ediyor ve mücadeleyi “Davud ile Calut” savaşına benzetiyor.
Magyar, “Esasen propaganda, istihbarat kurumları, sınırsız hükümet parası gibi tam bir cephaneliğe sahip bir makineyle karşı karşıyayız” ifadesini kullandı.
ANKETLER NE SÖYLÜYOR?
Péter Magyar ve Tisza koalisyonunun Orbán’ın Fidesz partisi karşısındaki çıkışına rağmen, Daily News Hungary’nin yayımladığı son kamuoyu yoklaması, 2026 seçim yarışına dair net bir kanaate varmanın zor olduğunu gösteriyor.
IDEA Enstitüsü tarafından yapılan araştırma, rakibin avantajı azalırken, başbakan ve partisinin popülaritesindeki bir düşüş döneminin ardından yeniden zemin kazandığını ortaya koyuyor.
Yaz aylarından bu yana büyük bağımsız anket kuruluşları tarafından gözlemlenen eğilimi teyit ediyor. Buna göre, iki ana karşıt kamp kabaca istikrara kavuşmuş, hükümet partilerinin erozyonu ve Tisza’nın yükselişi durmuş vaziyette.
Hatta Orbán’ın Fidesz’i, açıklanan bir dizi refah tedbiri sayesinde düşüş eğilimini tersine çeviriyor. Bu sosyal yardımlar arasında 14. aylık emekli maaşı, piyasa faiz oranının yarısı olan yüzde 3 sübvansiyonlu konut kredisi, kamu sektörü çalışanlarına 1 milyon forint destek ve KOBİ kredileri bulunuyor.
Söz konusu tedbirlerin, bu ayın başında tüketici güven endeksinin 11 ayın en yüksek seviyesine ulaşmasına katkıda bulunması şaşırtıcı değil. Bu endeks, seçim sonuçlarının güvenilir bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
IDEA anketine göre, genel nüfusta Tisza yüzde 35, hükümet partileri ise yüzde 29 bandında yer alıyor.
Ayrıca anket sonuçları, kararlı seçmenler arasında yüzde 40 destekle Fidesz için şimdiye kadarki en iyi sonucu gösteriyor.
Seçimlere beş ay kala ve Tisza’nın liderliği devam ederken, Magyar kampanya turunda ziyaret ettiği kasaba ve köylerde bir değişim arzusu hissettiğini belirtiyor.
Ancak partisinin performansına rağmen, “Rakibinizi, özellikle de Viktor Orbán’ı asla küçümsememeniz gerektiğini düşünüyorum” diyor ve ekliyor:
“O tecrübeli bir aktör ve bu seçimde kaybedecek çok şeyi var, belki de sadece başbakanlık koltuğundan daha fazlasını.”