Danimarka'da Sosyal Demokratlar 100 yıllık kalelerini kaybetti

Danimarka’da Sosyal Demokratlar 100 yıllık kaleleri Kopenhag’ı kaybetti. Başbakan Frederiksen sorumluluğu üstlenirken, tarihi yenilgiyi konut krizi ve sağın popülerleşmesi getirdi.

Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen liderliğindeki Sosyal Demokratlar, bugün açıklanan yerel seçim sonuçlarıyla tarihi bir sarsıntı yaşadı.

 

Parti, 100 yılı aşkın süredir elinde tuttuğu başkent Kopenhag’daki yönetim gücünü kaybetti ve ülke genelinde kontrol ettiği belediye sayısında ciddi bir düşüşle karşılaştı.

 

Sosyal Demokratların Kopenhag Belediye Başkan Adayı Pernille Rosenkrantz-Theil, basın mensuplarına yaptığı açıklamada yenilgiyi kabul etti.

 

AFP ajansının aktardığına göre Rosenkrantz-Theil, “Kopenhag’ı kaybettik. Bu inanılmaz derecede talihsiz bir durum. Ancak yeniden toparlanmamız gerekiyor” dedi.

 

Seçim sonuçlarına göre Sosyal Demokratlar Kopenhag’da oyların yalnızca yüzde 12,7’sini alabildi.

 

Bu oran, 2021 yerel seçimlerine kıyasla üç puanlık bir düşüşe işaret ederken, parti yüzde 22,1 oy alan Kızıl-Yeşil İttifak ve yüzde 17,9 oy alan Sosyalist Halk Partisi’nin gerisinde kaldı.

 

Mevcut tabloya göre, Sosyalist Halk Partisi lideri Sisse Marie Welling’in, diğer altı partiyle yapılacak müzakerelerin ardından belediye başkanlığı koltuğunu devralması bekleniyor.

 

Sosyal Demokratlar, belediye başkanlığı makamının oluşturulduğu 1938 yılından bu yana şehri yönetiyordu.

 

Ülke genelinde ise Sosyal Demokratların kontrolündeki belediye sayısının 44’ten 26’ya düşmesi öngörülüyor.

 

Başbakan ve parti lideri Mette Frederiksen, seçim fiyaskosundaki sorumluluğunu kabul etti.

 

Yaptığı açıklamada Frederiksen, “Bir miktar güç kaybı bekliyorduk ancak düşüş tahmin ettiğimizden daha büyük görünüyor ve bu elbette iyi değil” diye konuştu.

 

Söz konusu sonuç, partinin 2022 genel seçimlerinden bu yana yaşadığı ikinci büyük oy kaybı oldu.

 

Sosyal Demokratlar, 2024 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de Sosyalist Halk Partisi’nin gerisinde kalarak ikinci sıraya yerleşmişti.

 

KONUT KRİZİ TETİKLEYİCİ OLDU

 

Diğer taraftan Politico dergisinde yer bulan analize göre, Sosyal Demokratların yaşadığı bu “siyasi deprem”, özellikle partinin kalesi sayılan şehirlerdeki memnuniyetsizlikten kaynaklanıyor.

 

Kopenhag’daki 122 yıllık hakimiyetin sona ermesi, büyük ölçüde barınma maliyetlerindeki fahiş artışa bağlanıyor.

 

Parti, on yıllar içinde Kopenhag’ı gri bir liman kentinden Avrupa’nın en yaşanabilir ancak aynı zamanda en pahalı başkentlerinden birine dönüştürdü.

 

Sosyolog ve siyasi analist Carsten Mai, bu dönüşümü şu sözlerle değerlendirdi:

 

“Sosyal Demokratlar, Kopenhag’ı yatırımsız bir şehirden; verimli altyapısı, güçlü eğitim kurumları, yeşil alanları, limanında yüzülebilen, etkileyici bir gastronomi sahnesine ve yüksek güvenlik seviyesine sahip küresel bir model şehre dönüştürmenin kredisini alabilir.”

 

Ancak bu refah artışı, partinin geleneksel tabanını oluşturan işçi sınıfının şehirden tasfiye edilmesiyle sonuçlandı.

 

Nordea Credit Konut Ekonomisti Lise Nytoft Bergmann, fiyat artışlarının boyutuna dikkat çekti.

 

Bergmann, “Ortalama 80 metrekarelik bir dairenin fiyatı son bir yılda yüzde 20, son dört yılda ise yüzde 29 arttı. Bu keskin artışlar gençlerin, bekarların ve düşük gelirli hanelerin Kopenhag’da konut bulmasını ciddi ölçüde zorlaştırdı” ifadelerini kullandı.

 

Berlingske medya grubu siyasi yorumcusu Bent Winther ise konut krizinin partinin oy tabanını erittiğini vurguladı.

 

Winther, “Tarihsel olarak partiye oy veren sendikalı mavi yakalıların ve kamu çalışanlarının sayısı son on yılda azaldı. Geriye kalanlar, yani hastanelerde veya kreşlerde çalışanlar, artık burada yaşamayı göze alamıyor” dedi.

 

AVRUPA SOLU İÇİN UYARI NİTELİĞİNDE

 

Danimarka’daki bu tablo, Avrupa’daki merkez sol partiler için de kritik bir örnek teşkil ediyor.

 

Danimarka ve İspanya, Avrupa Sosyalistler Partisi üyesi olup iktidarda kalan iki büyük AB ülkesi konumunda. Ancak iki liderin izlediği yollar taban tabana zıt.

 

İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, sol partilerle “ilerici koalisyon” kurarak sosyal harcamaları artırıp göçmenlere yönelik daha kapsayıcı bir politika izlerken; Frederiksen savunma harcamalarını artırıp göçmen karşıtı tedbirleri sıkılaştırarak merkeze yaslandı.

 

Kopenhag’da yaşayan 27 yaşındaki oyuncu Nicoline Kristine Ryde, seçmen hissiyatını şu sözlerle özetledi:

 

“Frederiksen’in korona krizini yönetme biçimine saygı duyuyorum ve Sosyal Demokratlar yaşlı bakımı gibi konularda hala iyiler. Fakat geri kalan konularda, bu ülkeyi harika yapan sosyal politikalardan uzaklaştıkları hissediliyor. Artık bir sosyalist parti gibi hissettirmiyorlar.”

Door Haluk