Instagram, TikTok gibi platformlarda geçirilen saatler, kişilik bozukluklarının sinyallerini veriyor olabilir. Uzmanlar, sosyal medya kullanımındaki artışın, özellikle narsisistik eğilimler açısından dikkatle incelenmesi gerektiği konusunda uyarıyor.
Psikologlara göre narsisizm; benmerkezcilik, kendini yüceltme, empati yoksunluğu ve sürekli beğenilme arzusu gibi özelliklerle tanımlanıyor. Yeni araştırmalar, bu kişilik özelliklerini taşıyan bireylerin psikolojik rahatsızlıklar, ilişki problemleri ve madde bağımlılığı gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya kalma riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.Polonya’daki Gdańsk Üniversitesi’nde yürütülen bir araştırma, narsistik eğilimleri tespit etmenin kolay bir yoluna dikkat çekiyor: Sosyal medya kullanım biçimi. Araştırmacılar, sosyal medya platformlarının kompulsif şekilde kullanılması ve bu alışkanlıktan vazgeçememe durumunun, narsistik kişilik özellikleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirtiyor.Bilim insanları, sosyal medya kullanan 665 kişiyle iki aşamalı bir anket gerçekleştirdi. Anketler arasında sekiz ay bulunan araştırmada, belirli narsistik özelliklere sahip kişilerin sosyal medya bağımlılığına daha yatkın olduğu ortaya çıktı.Araştırmaya göre, hayranlık duyulma arzusu, rekabetçilik ve övgü arayışı gibi narsistik eğilimler, sosyal medya bağımlılığıyla doğrudan ilişkili. Öte yandan düşmanlık ve izolasyon gibi özelliklerin, sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte daha belirgin hale geldiği gözlendi. Bu durum, bazı narsistik davranışların bizzat sosyal medya bağımlılığının bir yan ürünü olabileceğini düşündürüyor.Araştırmacılar, narsisistik kişilerin imajlarına olan takıntısının, sosyal medyada geçirdikleri zamanın artmasına neden olduğunu vurguluyor. Sosyal medya, kullanıcılara nasıl göründüklerinin sürekli değerlendirildiği bir ortam sunduğu için narsisistik eğilimleri olan bireyler bu platformlara daha fazla yöneliyor.Sosyal medya bağımlılığı ise sadece psikolojik değil, fiziksel ve sosyal sorunları da beraberinde getiriyor. Gerçek hayatta sosyal ilişkilerden kopma, uyku bozuklukları, akademik ya da iş performansında düşüş gibi olumsuz etkiler, uzmanların altını çizdiği tehlikeler arasında yer alıyor.Araştırmada, narsisizmin altı farklı biçimi analiz edildi: Hayranlık, rekabet, düşmanlık, izolasyon, kahramanlık ve kutsallık. Bu türlerden yalnızca kutsallığın –yani kendini kutsal ya da ayrıcalıklı görme eğiliminin– sosyal medya bağımlılığıyla anlamlı bir bağlantı göstermediği belirtildi.Öte yandan, sosyal medya kullanımıyla ilgili dikkat çeken başka veriler de mevcut. Cambridge Üniversitesi’nin 2024 tarihli çalışmasına göre, İngiltere’deki gençlerin neredeyse yarısı sosyal medyaya bağımlı olduğunu söylüyor. Yetişkinlerin ise yaklaşık sekizde biri, aşırı internet kullanımı da dahil olmak üzere bir tür davranışsal bağımlılıkla mücadele ediyor.İlginç bir başka bulgu ise Frontiers in Psychology dergisinde yayımlanan bir çalışmada ortaya kondu. Araştırmaya göre, et tüketimi de narsisistik kişilik bozukluğu ile ilişkili olabilir. Özellikle bireyler bu alışkanlığı “besin zincirinin en üstündeyiz” gibi hiyerarşik gerekçelerle açıklıyorsa, bu tutumun ‘Karanlık Üçlü’ (narsisizm, makyavelizm, psikopati) kişilik özellikleriyle ilişkili olduğu düşünülüyor.İngiltere’de her 20 kişiden 1’inin narsistik kişilik bozukluğu tanısı aldığı tahmin ediliyor. Ancak narsistik özellikler gösteren kişilerin sayısı çok daha fazla olabilir. Uzmanlar, narsist bireylerin manipülatif, kontrolcü, duygusal olarak istismarcı olabileceğine dikkat çekiyor. Bu durum özellikle yakın ilişkilerde ciddi sorunlara yol açabiliyor.Sonuç olarak, sosyal medya kullanımı sadece bir alışkanlık değil, aynı zamanda bireyin psikolojik profiline dair önemli ipuçları taşıyor. Narsistik eğilimlerin sosyal medyayla olan ilişkisi, hem bireyler hem de toplum açısından dikkatle değerlendirilmesi gereken bir konu olmaya devam ediyor.