Kolon kanseri, ileri yaş hastalığı olarak bilinse de, artık 50 yaş altındaki kişilerde giderek daha sık görülüyor. Uzmanlar bu artışın temel nedenlerinden birinin, aşırı işlenmiş gıdaların yaygın tüketimi olduğunu belirtiyor.
Kolorektal kanser olarak da bilinen kolon kanseri, ABD başta olmak üzere birçok ülkede genç yetişkinlerde kanser kaynaklı ölümlerin önde gelen nedenlerinden biri haline geldi.Amerikan Kanser Derneği’ne göre, bu yıl yalnızca ABD’de kolorektal kansere bağlı yaklaşık 52.900 ölüm bekleniyor. Erkeklerde bu tür kanser, kansere bağlı ölümlerde ilk sıradayken; kadınlarda ikinci sırada yer alıyor.Uzmanlara göre, özellikle Batı tarzı beslenme alışkanlıkları yani yüksek oranda işlenmiş gıdalar, rafine karbonhidratlar, ilave şeker ve doymuş yağ tüketimi kolon kanseri riskini artıran en önemli faktörlerden. Buna karşın, meyve, sebze ve tam tahıl açısından fakir bir beslenme düzeni, gençlerde kanser riskini daha da pekiştiriyor.Yapılan araştırmalar, obezitenin yalnızca kalp hastalıkları ve diyabet gibi bilinen rahatsızlıklara değil, aynı zamanda gastrointestinal sistemde kronik inflamasyona ve DNA’ya zarar veren bağırsak toksinlerine yol açarak kanser riskini artırabileceğini ortaya koyuyor. Özellikle E. coli bakterisinin ürettiği ve kolibaktin adı verilen toksinin, kolon hücrelerindeki DNA’ya doğrudan zarar verdiği belirtiliyor.Onkolog Dr. Sara Char, “50 yaşın altındaki bireylerde mide-bağırsak kanserlerinin görülme sıklığı küresel ölçekte artıyor,” diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti. 1990 sonrası doğan bireylerin kolon kanserine yakalanma ihtimali, 1950 doğumlulara kıyasla iki kat; rektum kanserine yakalanma ihtimali ise dört kat daha fazla.Bu artışa paralel olarak, 2019 yılında BJS dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, obez kadınların erken başlangıçlı kolorektal kansere yakalanma ihtimali neredeyse iki kat daha fazla. Aynı çalışmada, 2030 yılı itibarıyla ABD’li yetişkinlerin yarısının obez olacağı öngörülüyor.Genç hastalarda kolon kanseri teşhisi, semptomların başka rahatsızlıklarla karıştırılması nedeniyle sıklıkla geç konuluyor. Bu da tedaviye geç başlanmasına ve daha ileri evrelerde tanı konulmasına yol açıyor. Uzmanlar, erken taramanın yaygınlaştırılması ve genç yaş grupları için özelleştirilmiş tarama protokolleri geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor.Erken yaşta kanserle karşılaşan hastalar yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik ve ekonomik zorluklarla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Beden imajı, yaşam kalitesi ve ruh sağlığı gibi sorunlar da bu hastalıkla birlikte daha genç yaşlarda ortaya çıkıyor.Dr. Char, “Erken başlangıçlı mide-bağırsak kanserlerinin biyolojisine odaklanan çalışmalar, daha etkili tarama, önleme ve tedavi stratejilerinin geliştirilmesi açısından kritik öneme sahip,” ifadelerini kullanarak araştırmaların hızlandırılması gerektiğini belirtti.Uzmanlar, bireyleri daha bilinçli beslenmeye ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları geliştirmeye çağırıyor. Özellikle gençler için işlenmiş gıdalardan uzak durmak, düzenli egzersiz yapmak ve alkol-sigara tüketimini sınırlamak, riski önemli ölçüde azaltabilir.