Psikiyatrist açıkladı: Depresyon, anksiyete riskini artıran bir kişilik özelliği var

Bilim insanları, kendine odaklı bireylerin depresyon ve kaygıya yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu ortaya koydu.

ABD’de Columbia Üniversitesi araştırmacıları, 1.000 kişinin beyin aktivitelerini inceleyerek benmerkezci düşünce eğiliminin ruh sağlığı sorunlarıyla bağlantısını araştırdı. Sonuçlar, kendileri hakkında düşünmeye daha fazla zaman ayıran kişilerin depresyon ve kaygıya daha yatkın olduğunu gösterdi.
Araştırmada, kişilerin zihinsel olarak boşluk anlarında dahi hızla kendileriyle ilgili düşüncelere yöneldiği ve bu sırada beynin belirli bölgelerinde elektriksel aktivitenin arttığı belirlendi.
Bilişsel sinirbilim uzmanı Prof. Meghan Meyer, JNeurosci dergisinde yayımlanan makalesinde, “Bu sinirsel imzanın depresyon ya da anksiyete başlangıcını tahmin edip edemeyeceğini araştırıyoruz. Eğer öyleyse, bu imzaya müdahale etmek söz konusu sorunların gelişimini engelleyebilir” dedi.
Uzmanlar, gelecekte bu bulgulara dayalı olarak depresyon ve kaygının önlenmesine yönelik tedaviler geliştirilebileceğini düşünüyor.İngiltere’de bazı psikiyatristler ise toplumda giderek artan şekilde “normal yaşam streslerinin” ruhsal hastalıklarla karıştırıldığına dikkat çekiyor.Psikiyatrist Dr. Sameer Jauhar, insanların kendi bildirdiği semptomlarla tıbbi kriterler arasında büyük fark olduğunu belirterek, “Klinik depresyon sadece düşük ruh hali değildir; motor hareketlerde yavaşlama, konsantrasyon ve hafıza sorunları gibi etkiler de içerir” dedi.
İngiltere’de her beş kişiden biri depresyon veya kaygı bozukluğu yaşıyor. Son veriler, 1,3 milyondan fazla kişinin bu sorunlar nedeniyle işsiz kaldığını ortaya koyuyor. Bu sayı 2019’dan bu yana yüzde 40 artış gösterdi.Pandemi sonrası tablo da endişe verici. Ruhsal hastalıklar nedeniyle yardım arayanların sayısı pandemi öncesine göre beşte iki oranında artarak 4 milyona yaklaştı.
Ulusal İstatistik Ofisi’nin (ONS) verilerine göre İngiltere’de çocukların yaklaşık dörtte biri artık “muhtemel ruhsal bozukluk” tanımına giriyor. Pandemi öncesinde bu oran beşte birdi.Uzmanlar, pandemi ve karantina dönemlerinde çocukların sosyal ve duygusal gelişiminde ciddi gerilemeler yaşandığını, bunun da ilerleyen yıllarda kalıcı ruh sağlığı sorunlarına yol açabileceğini belirtiyor.

Door Haluk