Dışişleri Bakanlığı’ndan İsrail’in Golan Tepeleri kararına tepki

Dışişleri Bakanlığı'ndan İsrail'in Golan Tepeleri kararına tepki

Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki yasadışı yerleşimini genişletme kararına tepki gösterdi. Yapılan yazılı açıklamada, “Söz konusu karar, İsrail’in işgal yoluyla sınırlarını büyütme hedefinin yeni bir aşamasıdır.” ifadeleri yer aldı.

Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in 1967 yılından bu yana işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri’ndeki yasadışı yerleşimi genişletme kararı kınandı. Söz konusu kararın, İsrail’in işgal yoluyla sınırlarını büyütme hedefinin yeni bir aşaması olduğu belirtilen açıklamada, “İsrail’in attığı bu adım, 1974 Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması hilafına İsrail-Suriye arasındaki ayrıştırma bölgesine girmesi, mücavir bölgelerinde ilerlemesi ve Suriye’ye yönelik hava saldırılarıyla birlikte değerlendirildiğinde, son derece kaygı vericidir.” ifadelerine yer verildi. İsrail’in devam eden eylemlerinin, Suriye’de barış ve istikrarın tesis edilmesi yönündeki çabalara ciddi şekilde zarar verdiği ve bölgedeki gerginliği daha da artırdığı belirtildi. ” Açıklamanın sonunda ise, “Uluslararası toplum, İsrail’e gerekli tepkiyi göstermeli ve Netanyahu hükümetinin yasadışı faaliyetlerinin sona ermesini sağlamalıdır.” ifadeleri yer aldı.

Rejimin işkence merkezinde Türkçe izler! Duvara “Cimbom GS, Canım memleketim” yazılmış

Rejimin işkence merkezinde Türkçe izler! Duvara

Suriye’de çöken rejimin yarım asırdan fazla süredir sorgu ve işkence merkezi olarak kullandığı “Filistin Şubesi”ndeki durum ilk kez kameralar tarafından kaydedildi. Suriye’de alıkonulanlar, özellikle de “terörle” suçlananlar, yıllarca bu merkezde tutuldu. Mahkumların duvar yazılarında da “kabus” olarak nitelendirilen, merkezin alt katlarında insanların tutulduğu küçük hücreler ve koğuşlar bulunuyor. Çekimlerde hücre duvarına kazınmış Türkçe “Cimbom GS” ve “Canım memleketim 34 İstanbul” yazıları dikkati çekti. Esed rejiminin çökmesiyle “Filistin Şubesi” yöneticileri, binayı terk ederken bazı evrakı ateşe verdi.

Suriye’de çöken Baas rejiminin yarım asırdan fazla süredir sorgu ve işkence merkezi olarak kullandığı ve halk arasında dehşetle anılan “Filistin Şubesi”ndeki durum ilk kez kameralara yansıdı.
1960’lı yıllarda inşa edilen “Filistin Şubesi”, başkent Şam’da çöken Baas rejiminin en kötü gözaltı ve işkence merkezlerinden biri olarak biliniyor.
Devrilen rejim, askeri istihbarata bağlı merkezin adına “Filistin” ibaresini koyarak burasının imajını masumiyet çağrıştıran sözcükle perdelemek istedi.
Suriye’nin birçok ilinde alıkonulanlar, özellikle de “terörle” suçlananlar, yıllarca bu merkezde tutuldu.
“Filistin Şubesi”nde tutulanlar, uzun süre çeşitli işkencelere maruz kaldı ve aileleriyle irtibat kuramadı.
Halk arasında rejimin güvenlik unsurlarından çekinenler, birbirlerini “Filistin Şubesi’ne mi düşmek istiyorsun?” diyerek uyarırdı.
Kayıtlarda çöken Esed rejiminin vahşetini yansıtan merkezde onlarca hücrede binlerce kişinin insanlık dışı şartlarda tutulduğu görüldü.
Mahkumların duvar yazılarında da “kabus” olarak nitelendirilen, merkezin alt katlarında insanların tutulduğu küçük hücreler ve koğuşlar bulunuyor.
Havalandırmanın neredeyse hiç olmadığı bu bölmelerde insanların karanlıkta ve soğuk havada yerlerde dip dibe uyudukları anlaşılıyor.
Yarım asırlık binanın alt katlarında küf kokusunun da hakim olduğu gözlendi.
Özgürlükleri ellerinden alınan tutuklular, zeytin çekirdekleriyle yaşadıkları acıları ve umutlarını çizdi.
Çekimlerde hücre duvarına kazınmış Türkçe “Cimbom GS” ve “Canım memleketim 34 İstanbul” yazıları dikkati çekti.
Arapça “Sana sığındık ya Ali”, “Seni özledim”, “Annem”, “En zor ayrılık”, “Allah’ım bizi kurtar”, “Bu kabus yarın son bulacak” ve “İnsanlık ihanet, yalan ve zülüm” gibi sözlerin yazıldığı duvarlarda ağaçlar, evler, bulutlar, gökyüzü, hapse düşen arkadaşların isimlerinin olduğu listeler, zamanı takip edebilmek için takvimler, grafitiler, günleri saymak için çentikler ve tablolar içindeki günlükler de duvar yazılarında yer aldı.
8 Aralık’ta Esed rejiminin çökmesiyle “Filistin Şubesi” yöneticileri, binayı terk ederken bazı evrakı ateşe verdi.
Binanın dış duvarlarında yangının izleri dururken, idari bölümlerde istiflenerek yakılmış bazı evrak ve dosyalar görüntülendi.

TFF’den açıklama: Fenerbahçe ve Kasımpaşa Türkiye Kupası’na katılacak mı?

TFF'den açıklama: Fenerbahçe ve Kasımpaşa Türkiye Kupası'na katılacak mı?

TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu Türkiye Kupası’na katılmama kararı alan Kasımpaşa’nın kararından vazgeçtiğini Fenerbahçe’nin ise süre istediğini açıkladı.

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu Kasımpaşa ve Fenerbahçe’nin Türkiye Kupası’na katılmama kararları sonrası iki kulüple görüşme gerçekleştirdi.

Görüşmenin ardından konuşan Hacıosmanoğlu Kasımpaşa’nın kararından vazgeçtiğini Fenerbahçe’nin ise süre istediğini açıkladı.

Hacıosmanoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar:

“Kasımpaşa, mağduriyetlerinin olduğunu ve giderlerin çok olduğunu, Türk futbolunun marka değerine katkı sağlamak için federasyonun bu girişimine olumlu cevap verdi. Türkiye Kupası’na katılacaklar. Fenerbahçe Başkanı Sayın Ali Koç, kurumsal bir karar aldıklarını, kurumsal aldıkları karar nedeniyle yönetim kurulu ve genel kurul ile görüşeceklerini söyledi ve süre istediler. İnanıyorum ki o gelişmeden sonra olumlu bir karar verecekler.”

Ukrayna istihbaratından yeni iddia | Kuzey Kore askerleri Rusya adına savaşan Çeçenlere dost ateşi açtı: 8 ölü

Ukrayna istihbaratından yeni iddia | Kuzey Kore askerleri Rusya adına savaşan Çeçenlere dost ateşi açtı: 8 ölü

Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Dairesi Başkanlığı (DIU), Kursk bölgesindeki Kuzey Kore askerlerinin Rusya adına savaşan Çeçen Akhmat birliklerine dost ateşi açması sonucu 8 Çeçen askerinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Kuzey Kore’nin Ukrayna’ya karşı savaşmak üzere Rusya’ya asker göndermesinin yankıları sürerken, Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Dairesi Başkanlığı’ndan (DIU) flaş bir iddia geldi. DIU’dan yapılan açıklamada, Kursk bölgesine gönderilen Kuzey Kore askerlerinin Rusya adına savaşan Çeçen Akhmat birliklerine “dost ateşi” açması sonucu 8 Çeçen askerinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Yaşanan kazanın Rusya ve Kuzey Kore birlikleri arasındaki dil engelinin bir sonucu olduğu kaydedilen açıklamada, bu engelin cephede zorluklara neden olmaya devam ettiği vurgulandı. Çeçenistan ve Kuzey Kore birlikleri Rusya’nın yanında savaşıyor Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e verdiği destekle ön plana çıkan Çeçenistan lideri Ramazan Kadirov’a bağlı birliklerin Rus ordusunun yanında Ukrayna’ya karşı savaştığı biliniyor. Kuzey Kore’nin de Rusya’ya destek için yaklaşık 12 bin askerini cepheye gönderdiği belirtiliyor.

Güney Kore’de sıkıyönetim krizi sürüyor: İktidar partisi lideri istifa etti

Güney Kore'de sıkıyönetim krizi sürüyor: İktidar partisi lideri istifa etti

Güney Kore’de iktidarda bulunan Halkın Gücü Partisi’nin (PPP) lideri Han Dong-hoon, Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un sıkıyönetim kararı nedeniyle görevden alınmasını önleyemediği için özür dileyerek parti liderliğinden istifa ettiğini açıkladı.

Güney Kore’de Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un yetkilerinin askıya alınmasıyla sonuçlanan sıkıyönetim krizi iktidar partisi PPP’de depreme neden oldu. PPP lideri Han Dong-hoon, Yoon’un görevden alınmasını önleyemediği için parti liderliğinden istifa etme kararı aldığını duyurdu. “Alternatifler aramama rağmen başka bir çözüm bulamadım. Suçluyum ve özür dilerim” diyen Han, “PPP liderliğinden istifa ediyorum” dedi.

6 saat yürürlükte kalan sıkıyönetimin PPP’li bir başkan tarafından ilan edilmesinden üzüntü duyduğunu ifade eden Han, “Orduyu harekete geçiren yasadışı bir sıkıyönetimi savunuyor gibi görünmek, uğruna mücadele ettiğimiz muhafazakar değerlere, sanayileşme ve demokratikleşmeyi aynı anda başaran büyük ülkemiz ile halkına ve partimizin görkemli başarılarına aykırıdır” ifadelerini kullandı.

Han, Yoon’un görevden alınmasını öngören 2’nci azil önergesini destekleme kararından ötürü “pişmanlık duymadığını” da sözlerine ekledi. PPP geçici başkanlık görevini partinin grup başkanı Kweon Seong-dong’un üstleneceği öğrenildi.

YOON’A YÖNELİK DESTEĞİNİ GERİ ÇEKMİŞTİ Güney Kore’de muhalefet, Yoon’un 3 Aralık’ta ilan ettiği sıkıyönetim nedeniyle görevden alınması için Ulusal Meclis’e önerge sunmuştu. İlk önerge PPP’nin oylamayı boykot etmesi nedeniyle geçersiz sayılmıştı. Yoon’un ilk azil oylaması sonrasında yaptığı “azil önergeleri ve yürütülen soruşturmalarla yüzleşmeye hazır olduğu” ve “sıkıyönetimin yargıya tabi olmadığı” şeklindeki açıklamalarına sert tepki gösteren PPP lideri Han, “Azilden daha iyi bir yol bulmaya çalıştık, ancak olmadı. Başkanı azil yoluyla görevinden uzaklaştırmak, demokrasiyi ve cumhuriyeti savunmak için şimdilik tek yol” ifadelerini kullanmıştı. Han, PPP milletvekillerinin 2’nci azil oylamasında “inanç ve vicdanlarına göre” karar vermekte özgür olduklarını söylemişti. Han’ın açıklamalarının ardından mecliste oylanan 2’nci azil önergesi 85’e karşı 204 oyla kabul edilirken, sonuçlar PPP’den 12 milletvekilinin Yoon’un görevden alınmasına “evet” dediğini ortaya koymuştu. Oylamanın ardından Yoon’un başkanlık yetkileri askıya alınmıştı.

67 yaşındaki dil kanseri hastası uyardı: Bu küçük belirtiyi asla hafife almayın

67 yaşındaki dil kanseri hastası uyardı: Bu küçük belirtiyi asla hafife almayın

Son yıllarda yayılma oranı artış gösteren dil kanseri, emekli İngiliz öğretmen Stuart Kingston’ın da hayatını kararttı. Yüzündeki simetrinin bozulmasından şüphelenen Kingston, yapılan detaylı taramalar sonucu kanser olduğunu öğrendi.

İngiltere’nin Liverpool kentinde yaşayan 67 yaşındaki Stuart Kingston, 2020 yılında bitmek bilmeyen boğaz ağrıları yaşamaya başladı. İlk etapta bu durumu önemsemeyen Kingston’ın boğaz ağrıları, yutkunma güçlüğüne dönüştü ancak yine de doktora gitmeyi tercih etmedi. Yüzündeki simetri kaymasından şüphelenen emekli öğretmen, çeşitli testler yaptırdıktan sonra dil kanserine yakalandığını öğrendi.
Kingston, teşhisin ardından yaklaşık 2 ay süren bir kemoterapi sürecinden geçti. 2 yılın sonunda sağlık taramaları temiz çıkan Kingston, ”Benim yaptığım hataya düşmeyin, küçük belirtiler de olsa bunları ciddiye alın. İnsan kendisini yenilmez sanıyor ancak durum öyle değil, kanseri atlatmak gerçekten oldukça zorlu bir süreç” ifadelerini kullandı.
Dil kanseri, dilin dokularında meydana gelen ve genellikle dilin üzerinde yer alan epitel hücrelerde gelişen kanser türüdür. Ağız kanserlerinin bir parçası olan dil kanseri, baş ve boyun bölgesinde sıklıkla görülen malign hastalıklar arasında yer alır. Dil kanseri, daha çok 50 yaş ve üzerindeki bireylerde görülse de, son yıllarda gençler arasında da artan vakalar rapor edilmiştir. Çoğunlukla dilin ön kısmında ya da dilin arka kısmındaki kök bölgesinde ortaya çıkabilir. Kanserin türü, hücrelerin tipine göre değişebilir ancak genellikle skuamöz hücreli karsinom olarak tanımlanır.
Dil kanseri genellikle erken dönemde belirgin bir şekilde kendini göstermez. Bu nedenle, çoğu hasta ancak kanser daha ileri aşamalara geldiğinde doktora başvurur. Bununla birlikte, bazı erken belirtiler, hastalığın fark edilmesine yardımcı olabilir. Dil kanserinin belirtileri, kanserin dilin nerede yerleştiğine ve ne kadar yayıldığına bağlı olarak değişir ancak yaygın belirtiler şunlardır:
Birincil belirti, dilde meydana gelen iyileşmeyen yaralar ya da şişliklerdir. Bu yaralar genellikle ağrısız olsa da zamanla ağrıya dönüşebilir. Dilin üzerinde kırmızı veya beyaz lezyonlar oluşabilir. Eğer yara bir haftadan uzun süre iyileşmiyorsa, bu durum kanserin belirtisi olabilir. Ağız içinde meydana gelen bu tür yaraların yanı sıra, dildeki sertleşmeler veya şişlikler de kanserin işaretlerinden biridir.
Dil kanseri, genellikle ağrıya yol açmaz, ancak ilerleyen evrelerde yutma zorluğu yaşanabilir. Özellikle kanserin ilerlemesiyle birlikte, dilin fonksiyonlarında azalma, yutkunma sırasında ağrı, acı ve rahatsızlık hissi ortaya çıkabilir. Ağızda kanama da dil kanserinin önemli belirtilerinden biridir. Kanserli bölgede, özellikle dilin etrafındaki dokularda kanama görülebilir. Bu kanama, genellikle yara ya da şişlikten kaynaklanır. Kanama, ağızda kötü bir kokuya neden olabilir, bu da hastanın ağız kokusunda değişiklik yaşamasına yol açar.Dil kanseri ilerledikçe, konuşma zorluğu ortaya çıkabilir. Dilin hareketliliğinde azalma, konuşmada anlaşılabilirlik kaybına yol açabilir. Ayrıca, kanserin daha ileri aşamalarında, boyun bölgesinde şişlik veya lenf bezi büyümesi görülebilir. Boyunda, kanserin yayıldığı bölgelere bağlı olarak lenf bezlerinde büyüme ya da sertlik meydana gelir. Bu büyümeler genellikle ağrısızdır ancak bazı durumlarda ağrılı olabilir.
Dil kanseri tedavisi, kanserin evresi (ne kadar yayıldığı), konumu, hastanın yaşı ve genel sağlık durumu gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Dil kanseri tedavisinde genellikle cerrahi, radyoterapi, kemoterapi ve bazen immünoterapi gibi tedavi yöntemleri bir arada kullanılabilir. Bu tedavi seçenekleri, kanserin yayılma derecesine ve hastanın genel sağlık durumuna göre şekillenir.
Cerrahi müdahale: Dil kanserinin tedavisinde en yaygın kullanılan yöntem cerrahidir. Erken evre dil kanseri vakalarında, kanserli doku cerrahi olarak çıkarılabilir. Eğer kanser küçükse, sadece kanserli bölgeyi almak yeterli olabilir. Ancak kanser büyükse veya dilin önemli bir kısmını etkiliyorsa, cerrahi müdahalede dilin bir kısmı alınabilir. Bu tür operasyonlar, hastanın konuşma, yutma ve nefes alma fonksiyonlarını etkileyebilir. Bazen, cerrahiden sonra rehabilitasyon gerekebilir.
Radyoterapi (Işın tedavisi): Radyoterapi, kanser hücrelerini yok etmek için yüksek enerjili ışınlar kullanır. Dil kanseri tedavisinde, cerrahiden önce ya da sonra uygulanabilir. Özellikle cerrahi müdahale sonrasında kalan kanser hücrelerini yok etmek amacıyla radyoterapi önerilebilir. Erken evre dil kanserlerinde, radyoterapi tek başına da tedavi olarak kullanılabilir. Radyoterapi, ağız içinde yara ve tahriş gibi yan etkilere neden olabilir.
Kemoterapi: Kemoterapi, kanser hücrelerinin büyümesini durdurmak veya yok etmek için kullanılan ilaç tedavisidir. Kemoterapi genellikle ileri evre dil kanseri vakalarında kullanılır. Kemoterapi ilaçları, kanserli hücrelerin büyümesini engellemeye çalışır. Kemoterapi genellikle radyoterapi ile birlikte uygulanır ve bu iki tedavi birlikte kanserin yok edilmesinde daha etkili olabilir.
Hedefe yönelik tedavi: Hedefe yönelik tedavi, kanser hücrelerinin genetik özelliklerine dayanarak spesifik bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi, kanser hücrelerinin büyümesini engelleyen ve sağlıklı hücrelere zarar vermeyen ilaçlar kullanılarak yapılır. Bu tedavi yöntemi, özellikle metastaz yapmış veya cerrahiden çıkarılamayan kanser vakalarında etkili olabilir.
İmmünoterapi: İmmünoterapi, bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserle savaşmasını sağlamak amacıyla kullanılan bir tedavi yöntemidir. Dil kanseri tedavisinde, bağışıklık sistemini harekete geçiren ilaçlar kullanılarak kanserli hücrelere karşı daha güçlü bir tepki elde edilmesi hedeflenir. İmmünoterapinin etkili olabilmesi için, kanserin bazı özel özelliklere sahip olması gerekebilir.
Dil kanseri tedavisinde başarı oranı, erken teşhise ve kanserin yayılma durumuna bağlıdır. Erken aşamalarda tedavi edilen hastalar, genellikle daha yüksek iyileşme oranlarına sahiptir. Tedavi sonrası süreçte, hastaların düzenli takiplerinin yapılması önemlidir. Dil kanseri tedavisi genellikle multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve hastaların yaşam kalitesini korumak için çeşitli rehabilitasyon ve destek tedavileri de önerilebilir.

NTV ekibi Al Khatip Hapishanesi’nde: Fotoğraflarla yeryüzündeki cehennem!

NTV ekibi Al Khatip Hapishanesi'nde: Fotoğraflarla yeryüzündeki cehennem!

Suriye’de Esad rejimi, muhalif gruplar tarafından devrildi. NTV ekibi, çatışmaların ilk gününden itibaren Suriye’den gelişmeleri aktarıyor. Başkentte bulunan NTV ekibinden Osman Terkan ve Cüneyt Ali Horozal, Şam’daki rejim hapishanelerindeki son durumu fotoğraflarla aktardı. Ekip geçtiğimiz günlerde “insan mezbahanesi” olarak bilinen Sednaya Hapishanesi’ne de gitmişti. İşte Cüneyt Ali Horozal’ın objektifinden rejimin bir diğer işkence merkezi Al Khatip Hapishanesi…

NTV ekibinden Osman Terkan ve Cüneyt Ali Horozal, Esad rejiminin devrildiği Suriye’nin başkenti Şam’daki Al Khatip Hapishanesi’ni ziyaret etti.
Suriye’de işkenceleriyle bilinen bir diğer rejim hapishanesi olan Al Khatip, iç savaş sırasında “Yeryüzündeki Cehennem” olarak anılmaya başladı.
Bu hapishanede 4 binden fazla tutuklu işkence gördü.
2015 tarihli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) raporunda hapishane gardiyanları, sadece 200 kişilik bir hücreye 600 tutukluyu nasıl doldurduklarını ve tutukluların tek bir ağrı kesici bile alabilmek için nasıl mücadele etmek zorunda kaldıklarını anlattı.
Gardiyanların ifadelerine göre, her gün, Al Khatip’de üç ila sekiz tutuklunun ölmesi normal görülüyordu.
O dönemde çok sayıda protestocu ile muhalif olduğu düşünülen Suriyeliler toplanarak Şam’daki Al Khatib’de gözaltına alındı.
Al Khatip’de geçirdiği günlerin ardından hayatta kalanlardan biri, her gün işkence gören insanların çığlıklarını duyduğunu aktardı.
Bir diğeri ise, işkencecilerin özel “araçlar” kullandığını ve yaptıklarından zevk alıyor gibi göründüğünü belirtti.

ABD’de kan donduran olay: 16 yaşındaki genç, ailesini katletti

ABD'de kan donduran olay: 16 yaşındaki genç, ailesini katletti

ABD’nin New Mexico eyaletinde, 16 yaşındaki Diego Leyva isimli genç, ailesinden dört kişiyi öldürdüğü iddiasıyla tutuklandı. New Mexico Eyalet Polisi’nden yapılan açıklamaya göre, Leyva sarhoş bir halde yetkililere teslim oldu ve cinayetleri itiraf etti.

ABDnin New Mexico eyaletindeki 16 yaşındaki  Diego Leyva, ailesinden dört kişiyi öldürdüğü iddiasıyla tutuklandı.
Olay, Leyva’nın gece geç saatlerde polisi arayarak ailesini öldürdüğünü söylemesiyle ortaya çıktı. Polis ekipleri olay yerine vardığında, Leyva ellerini havaya kaldırarak teslim oldu. Evde yapılan aramada, mutfak masasında bir silah ve dört kişinin cansız bedeni bulundu.
Polis, Leyva’nın dört ayrı cinayet suçlamasıyla tutuklandığını ve yetişkin olarak yargılanacağını duyurdu. Ayrıca, Leyva’nın alkol etkisinden arındırılması için hastaneye götürüldüğü bildirildi. Yetkililer, olayla ilgili detaylı soruşturmanın sürdüğünü açıkladı.
Zanlının eski öğretmeni  Diego’nun böyle bir suçu işlemiş olabileceğine inanamadığını belirterek, “Onu hep sakin ve çalışkan bir öğrenci olarak tanırdım. Bu olay beni derinden sarstı” dedi.
Yerel halk, hayatını kaybeden kurbanlar için yas tutarken, Diego’nun öğrencisi olduğu okulda da siyah kıyafetlerle anma etkinlikleri düzenleneceği açıklandı.
Hayatını kaybedenlerin kimlikleri henüz açıklanmasa da Valencia İtfaiye Departmanı Şefi Matt Propp, kurbanlardan birinin gönüllü bir itfaiyeci olduğunu söyledi.
Cumartesi günü gerçekleşen bu olay, ABD’de giderek artan “aile katliamları” arasında yer aldı. Gun Violence Archive adlı bağımsız bir kuruluşa göre, bu yıl ABD’de gerçekleşen 29. toplu cinayet olarak kayıtlara geçti.
Uzmanlar, aile katliamlarının genellikle silahlı erkek failler tarafından işlendiğini ve faillerin çoğu zaman cinayet sonrası intihar ettiklerini belirtiyor. Ancak bu vakada Leyva’nın hayatta olması ve teslim olması, olayı farklı bir boyuta taşıdı.
Silah Kontrolü Tartışmaları Yeniden Alevlendi ABD’de giderek artan silahlı şiddet olayları, daha sıkı silah kontrolü çağrılarını yeniden gündeme getirdi. Ancak Kongre’nin bu konuda adım atma konusundaki isteksizliği, toplumda hayal kırıklığı yaratmaya devam ediyor.

Hızı 200 kilometreyi geçen fırtına taş üstünde taş bırakmadı: Ölü sayısı binlerle ifade ediliyor!

Hızı 200 kilometreyi geçen fırtına taş üstünde taş bırakmadı: Ölü sayısı binlerle ifade ediliyor!

Fransa’nın Hint Okyanusu’ndaki takımadası Mayotte’u şiddetli fırtına vurdu. Ölü sayısının binlerle ifade edilebileceği belirtiliyor.

Afrika kıtasının doğusunda, Mozambik ile Madagaskar arasında yer alan takımadayı Chido Siklonu vurdu.
Saateki hızı 200 kilometreyi geçen fırtına adada taş üstünde taş bırakmadı. Son yüz yılda Mayotte’ta etkili olan en şiddetli fırtına olduğu belirtiliyor.
Havadan çekilen görüntüler felaketin boyutun gözler önüne seriyor. Evlerde, hükümet binalarında ve bir hastanede ağır hasar var. Ölü sayısının binlerle ifade edilebileceği belirtiliyor.
Şiddetli fırtına Komor Adaları’nda iki kişinin yaralanmasına yol açtı. Chido Siklonu, Mayotte’tan sonra Mozambik’in kuzeyinde de etkili oldu. Ancak bölgedeki durum bilinmiyor.

Kuzey Kore askerinden dost ateşi: Rusya’ya 8 asker kaybettiren hata!

Kuzey Kore askerinden dost ateşi: Rusya'ya 8 asker kaybettiren hata!

Ukrayna İstihbarat Dairesi, Kursk bölgesindeki Kuzey Kore askerlerinin Rusya adına savaşan Çeçen Akhmat birliklerine “dost ateşi” açması sonucu 8 Çeçen askerinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Yaşanan kazanın Rusya ve Kuzey Kore birlikleri arasındaki dil engelinin bir sonucu olduğu belirtildi. Bu sırada Ukrayna ordusu, Rus güçleriyle birlikte savaşan Kuzey Kore askerlerini kendi saflarına çekmeye çalışıyor. Ukraynalı birlikler, Kuzey Koreli askerleri savaş alanında gereksiz yere canlarını kaybetmek yerine teslim olmaya ikna etmeye çalışıyor. Uzmanlar Kuzey Kore’nin devam eden müdahalesinin, özellikle de birlik sayısının zamanla artırılması durumunda, ciddi sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıyor.

Kuzey Kore’nin Ukrayna’ya karşı savaşmak üzere Rusya’ya asker göndermesinin yankıları sürerken, Ukrayna istihbaratından yeni bir iddia geldi.
Ukrayna’dan yapılan açıklamada, Kursk bölgesine gönderilen Kuzey Kore askerlerinin kritik bir hata yaptığı iddia edildi.
Buna göre Kuzey Koreli askerler, Rusya adına savaşan Çeçen Akhmat birliklerine “dost ateşi” açarak 8 Çeçen askerinin hayatını kaybetmesine neden oldu.
Yaşanan kazanın Rusya ve Kuzey Kore birlikleri arasındaki dil engelinin bir sonucu olduğu kaydedilen açıklamada, bu engelin cephede zorluklara neden olmaya devam ettiği vurgulandı.
Açıklamada, “Kuzey Kore birliklerinin savaşa dahil olma sürecinde, dil engeli komuta ve koordinasyonun önündeki engel olmaya devam ediyor. Bu sorun nedeniyle Kuzey Kore askerleri Akhmat taburunun araçlarına dost ateşi açtı. Sekiz Çeçen askeri öldü.” ifadelerine yer verildi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e verdiği destekle ön plana çıkan Çeçenistan lideri Ramazan Kadirov’a bağlı birliklerin Rus ordusunun yanında Ukrayna’ya karşı savaştığı biliniyor.
Kuzey Kore’nin de Rusya’ya destek için yaklaşık 12 bin askerini cepheye gönderdiği belirtiliyor.
Bu sırada Ukrayna ordusu, Rus güçleriyle birlikte savaşan Kuzey Kore askerlerine karşı psikolojik savaş başlattı.
Ukraynalı birlikler, Kuzey Koreli askerleri savaş alanında gereksiz yere canlarını kaybetmek yerine teslim olmaya ikna etmeye çalışıyor.
Korece yazılmış ve resimlerle basılmış yeni bildiriler cephe hatları boyunca dağıtılıyor.
Kuzey Koreli askerlere nasıl teslim olacaklarını öğretiyorlar: yüzleri yere dönük şekilde uzanmak, beyaz bir çarşaf veya bildiri tutmak ve silahları bırakmak.
Güney Kore, ABD ve Ukrayna istihbaratına göre, Kuzey Kore, Rusya’nın batısındaki Kursk bölgesine Moskova’nın savaş çabalarını desteklemek amacıyla yaklaşık 12 bin asker konuşlandırdı.
ABD’li bir komutan geçtiğimiz günlerde, Pyongyang’ın askeri yardımına karşılık Rusya’nın Kuzey Kore’ye savaş uçağı sağlayacağını ileri sürmüştü.