Almanya’da Noel pazarına saldırı: Ölü sayısı 4’e çıktı, 41 yaralının durumu ağır | Yaralılar arasında iki Türk de var

Almanya'da Noel pazarına saldırı: Ölü sayısı 4'e çıktı, 41 yaralının durumu ağır | Yaralılar arasında iki Türk de var

Almanya’nın Magdeburg kentinde bir cipin Noel pazarına dalmasıyla 4 kişi öldü. Bild gazetesi 41 yaralının durumunun ağır olduğunu bildirdi. Dışişleri Bakanlığı, saldırıda iki Türk vatandaşının da yaralandığını ancak hayati tehlikelerinin bulunmadığını duyurdu. Saldırganın, 20 yıldır Almanya’da yaşayan Suudi psikiyatri uzmanı Taleb Abdul Jawad olduğu açıklandı. Peki saldırının amacı neydi? Alman polisi hangi şüpheler üzerinde duruyor? (Haber: Derya Doğan)

Almanya’nın Magdeburg kentinde bir cipin festival kalabalığının arasına dalması sonucu biri çocuk 4 kişi öldü, 78 kişi hafif yaralandı. 
Cuma akşamı şehrin merkezinde meydana gelen olayda 86 kişi ağır yaralı olarak hastanede tedavi görürken, 78 kişinin de hafif yaralandığı belirtildi.
Alman Bild gazetesi, yaralıların 41’inin durumunun ağır olduğunu yazdı.
Dışişleri Bakanlığı, yaralılar arasında  iki Türk vatandaşının da bulunduğunu ancak hayati tehlikelerinin bulunmadığını duyurdu. 
Polis, saldırının gerçekleştiği yerde 50 yaşında Suudi bir doktoru tutukladı.
Alman Der Spiegel dergisi saldırganın Almanya’nın aşırı sağcı Almanya için Alternatif partisine sempati duyan psikiyatri ve psikoterapi uzmanı Taleb Abdul Jawad olduğunu açıkladı.
Saldırganın 20 yıldır Almanya’da yaşadığı bildirildi. Adam, saldırının ardından yakalanıp gözaltına alındı.
Saldırının nedeni henüz belirsiz. 
Reuters’a konuşan Suudi bir kaynak, krallığın Alman yetkilileri, kişisel X hesabında aşırılık yanlısı görüşler paylaşan saldırgan hakkında uyardığını söyledi.
Kaynak, şüpheliyi Taleb Abdul Jawad olarak tanımladı.
Bazı Alman basın organları ise zanlının geçmişte sosyal medya paylaşımlarında İslam’ı eleştiren görüşler dile getirdiğine ve hatta Almanya’nın İslamlaşmasının “tehlikeleri” konusunda uyarılarda bulunduğuna dikkat çekti.
Alman polisi şu ana kadar saldırının aşırılık yanlısı İslamcılardan mı esinlendiği yoksa psikolojik sorunlarla mı bağlantılı olduğu konusunda emin olmadıklarını bildirdi.
Saldırı haberinin duyulmasının ardından milyarder Elon Musk, Scholz’u eleştirdi ve istifaya çağırdı.
Geçtiğimiz ayın sonlarında İçişleri Bakanı Nancy Faeser, aşırılık yanlısı saldırılar için potansiyel bir hedef olarak güvenlik güçlerinin özellikle odaklandığı Noel pazarlarında insanlara dikkatli olmalarını tavsiye etmişti.
Saldırının yol açtığı üzüntü ve öfkenin, Almanya 23 Şubat seçimlerine giderken göç ve güvenlik konusunda hararetli bir tartışmayı alevlendireceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Göçmen karşıtı aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin lideri Alice Weidel, X’te “bu çılgınlık ne zaman sona erecek?” diye yazdı.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve diğer politikacılar bugün saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret edecek.
Yaklaşık 8 yıl önce Berlin’de de Tunuslu bir adam Noel pazarına kamyonla girerek 13 kişinin ölümüne yol açmıştı.
Almanya’nın en sevilen dini ve kültürel festivallerinden birini hedef alan bu son saldırıyı henüz hiçbir grup üstlenmedi.

Doktorlar gerçeği açıkladı: İnternette yayıldı, besinlerin içinde bulunuyor

Doktorlar gerçeği açıkladı: İnternette yayıldı, besinlerin içinde bulunuyor

Kahve, tahıllar ve hatta meyve suyu gibi gıdalar, gözlerde kaşıntı, hassas cilt, nefes darlığı, şişkinlik veya ishal gibi sağlık sorunlarına neden olduğu iddialarıyla suçlanıyor. Peki, siz de sosyal medyada popülerleşen “küf toksisitesinden” muzdarip olabilir misiniz?

Sosyal medyada yayılan uyarılar, ekşi mayalı ekmek, peynir gibi bazı gıdaların içerdiği küfün alerji, intolerans ya da toksisite belirtilerine yol açabileceğini öne sürüyor.
Birçok sosyal medya fenomeni, gıdalardaki küfün çeşitli sağlık sorunlarının kaynağı olduğunu iddia ediyor.
Ancak, tıbbi uzmanlar bu iddialara şüpheyle yaklaşıyor. Warwick Tıp Fakültesi’nden Dr. Jose Costa, “Küflü gıdalara maruz kalmak, kaşıntılı veya şiş gözler ve alerjik astım gibi semptomlara yol açabilir, ancak bu gıda kaynaklı değil, kötü havalandırılmış, nemli ortamlardan kaynaklanır” diyor.
Dr. Costa, “Küfler birçok farklı gıdada doğal olarak bulunur ve bu gıdaların alerji ya da intoleransa neden olabileceğine dair bir mekanizma ya da kanıt yok” diye ekliyor. Ayrıca, fermente gıdaların örneğin doğal yoğurt, peynir ve ekşi mayalı ekmek sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomuna katkı sağladığını belirtiyor.
Uzmanlar küf alerjisinin genellikle solunumla ilgili belirtilere yol açtığını ve yiyeceklerden ziyade hava yoluyla taşınan sporlarla ilişkili olduğunu söylüyor. Küften türetilmiş yiyeceklerin çok nadir durumlarda reaksiyonlara neden olabileceğini ifade ediyor.
Uzmanlar, küfe alerjisi olan kişilerin gıdalarla ilgili alerji geliştirme riskinin az da olsa daha yüksek olabileceğini kabul ediyor
. Ancak, bu gibi durumlarda diyet değişikliği yapılmasının yalnızca bir sağlık profesyonelinin yönlendirmesiyle olması gerektiğinin altını çiziyorlar.
Yapılan araştırmalar, küf intoleransına dair bilimsel bir test olmadığını ve böyle bir durumun varlığına ilişkin kesin bir kanıt bulunmadığını belirtiyor.
Bunun yerine, semptomlarını gözlemlemek isteyen kişilere, bir gıda günlüğü tutmalarını öneriyor.
Sonuç olarak, uzmanlar, fermente gıdaların ve doğal küf içeren yiyeceklerin genelde sağlıklı bir diyetin parçası olduğunu, sosyal medyada yayılan iddialara karşı temkinli olunması gerektiğini vurguluyor.

Palandöken’de çığ düştü: 1 ölü, 5 yaralı

Palandöken'de çığ düştü: 1 ölü, 5 yaralı

Erzurum’da Palandöken Dağı’nda Judo Genç Milli Takımı’ndan 15 sporcu antrenman yaparken çığ düştü. Olayda 16 yaşındaki milli sporcu Emre Yazgan hayatını kaybetti, 5 kişi yaralandı.

Palandöken Dağı’nda antrenman yapan sporcuların üzerine çığ düştü.

Sağlık Bakanlığı, olayda 1 kişinin yaşamını yitirdiğini, 5 kişinin yaralandığını bildirdi.

İl Afet ve Acil Durum Müdürü Selahattin Karslı, Palandöken’de kayak pistlerinin olmadığı bir alana çığ düştüğünü söyledi.

Karslı, “4 kişi kendi imkanları ve jandarma tarafından indirildi, sağ çıkarıldı. Bir kardeşimiz şu anda 2 metre çığ altından çıkarıldı. Muhtemelen boynunda ve belli bölgelerinde kırıklar var.” dedi.

Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi de, saat 10.00 sıralarında Palandöken’de Judo Genç Milli Takımı’nın 15 kişilik sporcu ekibinin, başlarında da antrenörleriyle, kondisyon depolamak için doğa yürüyüşüne çıktığını ancak o sırada çığ hadisesi meydana geldiğini söyledi.

Olayda 4 sporcunun çığ altında kaldığını anlatan Çiftçi, şunları kaydetti:

“3 sporcu kendi çabalarıyla çıkıyorlar fakat 16 yaşındaki bir sporcumuz, ilk çıktığında nefes aldığını ifade etti arkadaşlarımız, sonrasında kurtarılamıyor ve hayatını kaybediyor. Başımız sağ olsun. 1 sporcumuz hayatını kaybetti, 3 yaralımız var. 15 sporcu ve bir antrenörle beraber 16 kişi vardı. 3 yaralımızın durumu iyi, bir sıkıntı yok. Kurtarma çalışmalarımız sona erdi.”

Hayatını kaybeden sporcunun 16 yaşındaki Emre Yazgan olduğu öğrenildi.

Biri Sri Lanka’da diğeri Tayland’da ortaya çıktı: Gazze’de savaş suçu işleyen İsrail askerlerinin yaptıkları

Biri Sri Lanka'da diğeri Tayland'da ortaya çıktı: Gazze'de savaş suçu işleyen İsrail askerlerinin yaptıkları

Gazze’de savaş suçu işlediği tespit edilen iki İsrail askeri için alarm verildi. Askerlerden birinin Sri Lanka’ya kaçtığı, ancak tutuklanma riski nedeniyle buradan da çıktığı açıklandı. Bir diğer asker ise Tayland’da ortaya çıktı. Peki askerlerin işlediği savaş suçları arasında neler var? (Haber: Derya Doğan)

Gazze’de savaş suçu işlemekle suçlanan bir İsrail askerinin, İsrail hükümetinin ısrarı üzerine Sri Lanka’dan kaçtığı bildirildi.
Gazze’deki savaş suçlarını izleyen Hind Rajab Vakfı, Gazze’de bir Filistinliyi öldürdüğünü ve cesedine saygısızlık ettiğini iddia ettiği İsrailli asker Gal Ferenbook’un Hint Okyanusu adasında olduğunu tespit etti.
Vakıf bunun ardından Sri Lanka makamlarına, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne ve Interpol’e şikayette bulundu.
Vakıf tarafından ifşa edilmesinin ardından Ferenbook, Çarşamba günü İsrail hükümeti tarafından tutuklanma riski nedeniyle ülkeyi terk etmesi konusunda uyarıldı.
Sri Lanka yerel medyasında yer alan haberler askerin cuma günü ülkeden kaçtığını söylüyor.
El Cezire’nin bildirdiğine göre savaş suçu iddiaları, Ferenbook’un Ağustos ayında Instagram hesabında paylaştığı, askeri bir aracın içinde öldürülen Filistinli bir adamın kalıntılarını monitörde gösterirken ve kendisinden “terminatör” olarak bahseden diğer askerlerle gülerken gösteren bir videodan kaynaklanıyor.
Vakıf, “Alaycı ve kutlayıcı ton, Ferenbook’un Filistinli bir sivilin hukuksuz bir şekilde öldürülmesinden doğrudan sorumlu olduğunu güçlü bir şekilde gösteriyor ve askeri gereklilik dışında sivil altyapının tahrip edildiğini belgeliyor” dedi.
Hind Rajab Vakfı, şu anda Tayland’da bulunan ikinci bir İsrail askerinin savaş suçlusu olduğundan şüphelenildiğini açıkladı.
Vakıf, Volkan Bölüğü muharebe mühendisliği biriminin bir üyesi olan Lidor Kandalker’in İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden saldırıları sırasında Filistinlilere ait evlerin yıkımında görev aldığını iddia ediyor.
Vakıf tarafından sosyal medyada paylaşılan bir videoda Kandalker, askeri bir aracın içinde kulüp müziği çalarken ve ekranda gösterilen bir binayı patlatmadan önce geri sayım yaparken görülüyor. O ve araçtaki diğer askerler patlamadan sonra tezahürat yapıyor.
Kandalker’in vakıf tarafından yayınlanan bir başka görüntüsünde ise askerin Gazze’de sivil bir evin içinde sandalyede oturduğu, yerinden edilmiş bir Filistinlinin kıyafetlerini giydiği, elinde bir saldırı tüfeği olduğu ve çay ya da kahve gibi görünen bir şey içtiği görülüyor.
Vakıf, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne şikayette bulunduğunu ve polis, Adalet Bakanlığı ve Lahey’deki Tayland Büyükelçiliği de dahil olmak üzere Taylandlı yetkilileri Kandalker’in ülkedeki varlığı konusunda bilgilendirdiğini belirtti.
Vakıf, Kandalker’in yakalanması, kaçışının engellenmesi ve işlediği suçların hesabının sorulmasını sağlamak üzere uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeleri çağrısında bulundu.
Savaş suçlarına karışmakla suçlanan bir İsrail askerinin İsrail hükümetinin ısrarı üzerine bir ülkeden kaçmasıyla ilgili bilinen ilk vaka, Kasım ayında bir yedek subayın eşiyle birlikte tatil yaptığı Kıbrıs’tan kaçmasıyla ortaya çıkmıştı.

Doktorlar gerçekleri açıkladı: İnternette yayıldı, besinlerin içinde bulunuyor

Doktorlar gerçekleri açıkladı: İnternette yayıldı, besinlerin içinde bulunuyor

Kahve, tahıllar ve hatta meyve suyu gibi gıdalar, gözlerde kaşıntı, hassas cilt, nefes darlığı, şişkinlik veya ishal gibi sağlık sorunlarına neden olduğu iddialarıyla suçlanıyor. Peki, siz de sosyal medyada popülerleşen “küf toksisitesinden” muzdarip olabilir misiniz?

Sosyal medyada yayılan uyarılar, ekşi mayalı ekmek, peynir gibi bazı gıdaların içerdiği küfün alerji, intolerans ya da toksisite belirtilerine yol açabileceğini öne sürüyor.
Birçok sosyal medya fenomeni, gıdalardaki küfün çeşitli sağlık sorunlarının kaynağı olduğunu iddia ediyor.
Ancak, tıbbi uzmanlar bu iddialara şüpheyle yaklaşıyor. Warwick Tıp Fakültesi’nden Dr. Jose Costa, “Küflü gıdalara maruz kalmak, kaşıntılı veya şiş gözler ve alerjik astım gibi semptomlara yol açabilir, ancak bu gıda kaynaklı değil, kötü havalandırılmış, nemli ortamlardan kaynaklanır” diyor.
Dr. Costa, “Küfler birçok farklı gıdada doğal olarak bulunur ve bu gıdaların alerji ya da intoleransa neden olabileceğine dair bir mekanizma ya da kanıt yok” diye ekliyor. Ayrıca, fermente gıdaların örneğin doğal yoğurt, peynir ve ekşi mayalı ekmek sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomuna katkı sağladığını belirtiyor.
Uzmanlar küf alerjisinin genellikle solunumla ilgili belirtilere yol açtığını ve yiyeceklerden ziyade hava yoluyla taşınan sporlarla ilişkili olduğunu söylüyor. Küften türetilmiş yiyeceklerin çok nadir durumlarda reaksiyonlara neden olabileceğini ifade ediyor.
Uzmanlar, küfe alerjisi olan kişilerin gıdalarla ilgili alerji geliştirme riskinin az da olsa daha yüksek olabileceğini kabul ediyor
. Ancak, bu gibi durumlarda diyet değişikliği yapılmasının yalnızca bir sağlık profesyonelinin yönlendirmesiyle olması gerektiğinin altını çiziyorlar.
Yapılan araştırmalar, küf intoleransına dair bilimsel bir test olmadığını ve böyle bir durumun varlığına ilişkin kesin bir kanıt bulunmadığını belirtiyor.
Bunun yerine, semptomlarını gözlemlemek isteyen kişilere, bir gıda günlüğü tutmalarını öneriyor.
Sonuç olarak, uzmanlar, fermente gıdaların ve doğal küf içeren yiyeceklerin genelde sağlıklı bir diyetin parçası olduğunu, sosyal medyada yayılan iddialara karşı temkinli olunması gerektiğini vurguluyor.

51. Bölgenin gizemi çözülüyor: 2025’te gerçekler ortaya çıkabilir!

51. Bölgenin gizemi çözülüyor: 2025'te gerçekler ortaya çıkabilir!

ABD’nin Nevada çölündeki 51. Bölge, yıllardır UFO’lar, gizli askeri teknolojiler ve dünya dışı varlıklarla ilişkilendirilen komplo teorilerinin merkezi oldu. Resmi olarak, bu gizemli bölgenin ne tür faaliyetlere ev sahipliği yaptığı konusunda çok az bilgi bulunsa da şimdi, yeni açıklamalar ve röportajlar, 51. Bölge’deki sırların nihayet gün yüzüne çıkmak üzere olduğunu gösteriyor. 2025 yılı, belki de bu sırların açığa çıktığı tarih olabilir.

ABD’de bulunan 51. bölge yıllardır onlarca komple teorisinin merkezinde yer aldı. Tam olarak ne tür faaliyetlere ev sahipliği yaptığı konusunda resmi olarak çok az bilgi mevcut olan 51. Bölge hakkındaki sırların sonunda açığa çıkabilir. 2025 yılı, bu gizemli bölgenin perde arkasındaki gerçeklerin gün yüzüne çıkabileceği bir dönem olarak öne çıkıyor.
Havacılık gazetecisi Jim Goodall, 1990’ların ortasında verdiği bir röportajda, 51. Bölge’de saklanan sırların Yıldız Savaşları’nın yapımsıcı George Lucas’ı kıskandıracak derecede ileri teknolojiler olduğunu iddia etti.
Goodall, yıllar sonra yaptığı açıklamada, bir güvenlik uzmanının kendisine 51. Bölge’de “bu dünyadan olmayan” araçların bulunduğunu söylediğini aktardı.
Goodall, 51. Bölge’deki test sahalarında, sesiz uçabilen ve olağanüstü hızlarda hareket edebilen “Excalibur” adlı bir uçağın bulunduğunu belirtti.
Ayrıca, görgü tanıkları, 51. Bölge üzerinde üçgen şeklinde uçan, hiç ses çıkarmayan araçlar gördüklerini rapor etti.
Bu araçların, konvansiyonel teknolojinin çok ötesinde olduğu iddia ediliyor. Federal Havacılık İdaresi (FAA) tarafından takip edilen bir başka uçak, saatte 10 bin milin üzerinde hızla uçtuğu belirtiliyor.
Goodall’ın açıklamaları, Lockheed Martin’in gizli mühendislik bölümü Skunk Works’ün eski müdürü Ben Rich’in sözleriyle örtüşüyor.
Rich, ölümünden önce Goodall’a, 51. Bölge’de dünyanın en iyi mühendislerinin gelecekteki teknolojiler üzerinde çalıştığını ve bu sırların önümüzdeki 30-40 yıl boyunca kamuoyuna açıklanmayacağını söylemişti.
Ancak, 51. Bölge’nin günümüzdeki gizliliği, bu sırların daha uzun süre saklanmaya devam edebileceğine işaret ediyor.
Ayrıca “yumurta biçiminde” bir uzay aracı üzerinde çalışıldığı aracın pürüzsüz, dikişsiz metalik bir yüzeye sahip olduğu, üzerinde herhangi bir sembol veya yazı bulunmadığı iddia edildi.
2021’de, 51. Bölge’de görülen başka bir gizemli araç, hipersonik hızda uçabilen bir uçak olarak tanımlandı. Bu üçgen şekilli araç, 51. Bölge’deki geniş bir hangarda park edilmişti.
Bu aracın Martin Marietta X-24B adlı bir hipersonik uçak olabileceği öne sürülse de, 51. Bölge’deki testlerde görülen çoğu araç gibi, uzaylı teknolojileriyle ilişkilendirilen bu uçak da “gizemli” olarak kalmaya devam ediyor.
51. Bölge’nin etrafındaki gizlilik, dünya dışı teknolojilerin ve sırların saklandığına dair spekülasyonları artırıyor.  51. Bölge’deki gizli projelerin bir kısmı, 2025 yılında açığa çıkacak olsa da, bu sırların çok daha uzun süre saklanmaya devam etmesi mümkün.
51. Bölge, halen UFO’lar, dünya dışı varlıklar ve ileri teknolojiye dair en büyük gizemlerden biri olmaya devam ediyor.

Palandöken Kayak Merkezi’nde çığ düştü: 1 ölü, 3 yaralı

Palandöken Kayak Merkezi'nde çığ düştü: 1 ölü, 3 yaralı

Erzurum Palandöken Kayak Merkezi’nde çığ meydana geldi. Bölgede kamp yapan Judo Milli Takımı sporcuları kar yığınının altında kald. İlk bilgilere göre 1 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi yaralandı.

Erzurum Palandöken Kayak Merkezi’nde Sultan Seki’si bölgesinde saat 10.50 sıralarında yüksek irtifa kampı yapan 16 kişilik Judo Milli Takımı sporcuları tırmanış yaptığı sırada çığ düştü.

Bazı sporcular kar yığını altında kaldı.

Bölgeye jandarma arama kurtarma ve sağlık ekipleri sevk edildi.

İlk bilgilere 4 sporcudan 3’ü kurtarılırken, 1 kişi hayatını kaybetti.

Ekipler yeni çığ riskine karşı çevrede güvenlik önlemi aldı.

Vakalar patladı, aşılar gecikti: ABD’li doktorlardan grip sezonu için uyarılar

Vakalar patladı, aşılar gecikti: ABD'li doktorlardan grip sezonu için uyarılar

Amerika’da grip sezonu bu yıl erken başladı. Geçen hafta 13 eyalet, yüksek ya da çok yüksek düzeyde grip benzeri hastalık bildirdi. Hastalık Önleme Merkezleri’ne göre, grip aşısı olabilecek yaşta olan ve aşı durumları bilinen hayatını kaybeden çocukların yüzde 80’i tam olarak aşılanmamıştı. Doktorlar, hastalık mevsimine dair bilinenleri anlattı.

Sağlık yetkilileri ABD’de grip sezonunun başladığını ve ülkenin büyük bölümünde vakaların arttığını açıkladı.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) laboratuar testleri ve acil servis ziyaretleri de dahil olmak üzere çeşitli önlemlerde keskin artışlar kaydetti.
CDC’den Alicia Budd, “Son birkaç haftadır oldukça istikrarlı bir hızla artıyor. Yani evet, şu anda kesinlikle grip mevsimindeyiz” dedi.
Geçen hafta 13 eyalet, yüksek ya da çok yüksek düzeyde grip benzeri hastalık bildirdi.
Bu sayı bir önceki haftanın yaklaşık iki katı oranında.
Vanderbilt Üniversitesi’nde bulaşıcı hastalıklar uzmanı olan Dr. William Schaffner, bunlardan birinin Nashville bölgesinde hastalıkların arttığı Tennessee olduğunu söyledi.
Schaffner, “Grip artıyordu, ancak sadece bu son hafta patladı” dedi. Hastalık eğilimlerinin bir göstergesi olarak hizmet veren yerel bir klinikte, hastaların dörtte birinin grip semptomları gösterdiğini sözlerine ekledi.
Louisiana da bir başka “erken” sıcak nokta.
Enfeksiyon hastalıkları doktoru Dr. Catherine O’Neal, “Tam da bu hafta, insanların grip nedeniyle dışarıda olduğu bir dönüm noktası oldu. Ebeveynlerin ‘Grip yüzünden işe gelemiyorum’ ve ‘Nereden grip testi yaptırabilirim?’ dediğini duyuyorsunuz” diye konuştu.
Elbette ateş, öksürük, boğaz ağrısı ve diğer grip benzeri semptomlara neden olan bir dizi madde var.
Bunlardan biri COVID-19.
Bir diğeri ise soğuk algınlığı benzeri semptomların yaygın bir nedeni olan ancak bebekler ve yaşlılar için tehlikeli olabilen RSV veya solunum sinsityal virüsü.
En son CDC verileri, COVID-19 hastaneye yatışlarının yaz aylarından bu yana azaldığını gösteriyor. CDC atık su verilerine göre, COVID-19 aktivitesi ulusal çapta orta düzeyde, ancak Orta Batı’da yüksek.
RSV hastaneye yatışları ise gripten önce artmaya başladı ve şimdi dengelenme belirtileri gösteriyor, ancak grip için kabullerden biraz daha yaygın olmaya devam ediyor.
Atık su verilerine göre genel olarak RSV aktivitesi ülke genelinde düşük, ancak Güney’de yüksek.
CDC, grip sezonunun başlangıcını, hastanelerdeki ve doktor muayenehanelerindeki hastaların laboratuar sonuçlarını ve taburcu edilirken grip teşhisi konulan acil servis ziyaretlerinin yüzdesini içeren çeşitli göstergelere dayanarak ilan etti.
Budd, hiçbir grip türünün baskın görünmediğini ve grip aşısının ne kadar iyi bir eşleşme olacağını bilmek için sezonun çok erken olduğunu söyledi.
Geçen kış grip sezonu genel olarak “ılımlı” olarak değerlendirildi, ancak uzun sürdü. 21 haftalık süreçte gribe bağlı 28 bin ölüm yaşandı.
Bu süreç çocuklar için alışılmadık derecede tehlikeliydi ve 205 pediatrik ölüm rapor edildi. Bu sayı, geleneksel bir grip sezonu için şimdiye kadar bildirilen en yüksek rakam oldu.
Budd, sezonun uzun sürmesinin büyük olasılıkla bir etken olduğunu söyledi. Bir diğer faktör de grip aşılarının yetersizliğiydi.
CDC’ye göre, grip aşısı olabilecek yaşta olan ve aşı durumları bilinen ölen çocukların yüzde 80’i tam olarak aşılanmamıştı.
Çocuklar için aşılama oranları bu yıl daha da düşük. 7 Aralık itibariyle yetişkinlerin yaklaşık yüzde 41’i grip aşısı yaptırdı. Bu oran geçen yılın aynı dönemindeki oranla benzer.
CDC verilerine göre bu oran çocuklar için de aynı, ancak çocuklar için bu oran bir yıl önce yüzde 44’ünün grip aşısı olduğu döneme göre düşüş gösterdi.

Dinozorlardan bile eski: 280 milyon yıllık fosil türünün en eski örneği!

Dinozorlardan bile eski: 280 milyon yıllık fosil türünün en eski örneği!

İspanya’nın Mallorca adasında bulunan 280 milyon yıllık gorgonopsiyen fosili, bilim dünyasında büyük bir heyecan yarattı. Bu fosil, daha önce bilinen en eski gorgonopsiyen fosillerinden 10 milyon yıl daha eski. İspanya’daki kazılarda ortaya çıkan fosilin, karasal ekosistemlerin hakim olduğu dönemde, memelilerin atalarının uzak akrabaları olan bu hayvanların nasıl evrimleştiğine dair yeni bilgiler sunması bekleniyor.

Dinozorlar henüz Dünya’da dolaşmıyorken ve memelilerin ortaya çıkmasına milyonlarca yıl varken, gorgonopsiyenler karaların hakimiydi.
Bu antik canlılar, kedi büyüklüğünden kutup ayısı boyutuna kadar değişen vücut yapılarıyla dikkat çekiyor ve hançer benzeri uzun dişleriyle biliniyorlardı.
252 milyon yıl önce yok olan bu ilginç canlılara dair bilgiler sınırlıydı, ta ki Akdeniz’deki Mallorca Adası’nda çığır açan bir fosil keşfedilene kadar.
Yeni keşfedilen fosil, gorgonopsiyenlerin daha önce bilinen en eski fosillerinden yaklaşık 10 milyon yıl daha yaşlı. Bilim insanları, bu fosilin 270-280 milyon yıllık olduğunu ve türünün en eskisi olduğunu belirledi.
Kafatası uzunluğu yaklaşık 18 santimetre olan bu hayvanın, orta boy bir köpek büyüklüğünde olduğu tahmin ediliyor. Ancak görünümü, uzun kuyruğu, kürksüz vücudu ve gözle görülmeyen kulaklarıyla kertenkelelere de benziyordu.
Araştırmacılar, gorgonopsiyenlerin kertenkelelerle karıştırılmaması gerektiğini özellikle vurguluyor.
Memeliler ve sürüngenlerin 320 milyon yıl önce yaşamış ortak bir atadan evrimleştiği, ancak gorgonopsiyenlerin memeli olmayan terapsitler olarak ayrı bir soydan geldiği belirtiliyor.
Araştırma ekibinden Ken Angielczyk, bu antik canlının tamamen farklı bir evrimsel geçmişi olduğunu ve “kertenkele-köpek” gibi basit bir tanımlamanın yanıltıcı olacağını söylüyor.
Gorgonopsiyen fosilleri genellikle Güney Afrika ve Rusya’nın yüksek enlemli bölgelerinde bulunmuştu. Mallorca’da yapılan bu keşif, bu canlıların yalnızca yüksek enlemlerde değil, aynı zamanda süperkıta Pangea’nın merkezi bölgelerinde de yaşamış olabileceğini gösteriyor. Paleontologlar, bu bulgunun, daha önce göz ardı edilen bölgelerde fosil araştırmalarına hız kazandıracağını ve antik canlıların yaşam alanlarına dair yeni bilgiler sağlayacağını düşünüyor.
2019-2021 yıllarında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan bu fosil, memelilerin ve diğer canlıların evrimsel tarihine ışık tutuyor. Bilim insanları, bu tür keşiflerle birlikte geçmişin karanlık sayfalarını daha iyi aydınlatmayı hedefliyor.
Yeni fosil, memelilerin uzak akrabaları olan gorgonopsiyenlerin yaşamına dair yeni sorular sorulmasına yol açarken, evrimsel tarihe dair anlayışımızı da derinleştiriyor.

Sandalyelerle barikat kuruldu, parlamento savaş alanına döndü!

Sandalyelerle barikat kuruldu, parlamento savaş alanına döndü!

Tayvan parlamentosu, anayasa mahkemesinin yetkilerini sınırlayan ve devlet görevlilerinin görevden alınmasını zorlaştıran tartışmalı reform tasarısının oylaması öncesinde büyük bir kaosa sahne oldu. İktidar partisinin milletvekilleri, oylamayı engellemek amacıyla genel kurul salonuna koltuklarla barikat kurarken, muhalefetle girmeleri engellenmek istenen vekiller arasında arbede yaşandı. Meclisteki gerginlik, dışarıda yapılan protestolarla da desteklendi.

Tayvan Parlamentosu, anayasa mahkemesinin yetkilerini sınırlayan ve devlet görevlilerinin görevden alınmasını zorlaştıran tartışmalı bir yasa tasarısının oylaması öncesinde büyük bir kaosa sahne oldu.
Gece saatlerinde, oylamanın engellenmesi için iktidar partisi olan Demokratik İlerleme Partisi’nin (DPP) milletvekilleri, meclis genel kurul salonuna koltuklarla barikat kurarak salona girmeye çalışan muhalefet milletvekillerine karşı direndi.
Aralarındaki gerginlik, kısa süre içinde kavgaya dönüştü.
Meclis binasının dışında ise protesto gösterileri yapıldı. Göstericiler, Çin yanlısı Kuomintang ve Tayvan Halk Partisi’ni, Tayvan’ı Çin’e dönüştürmeye çalışmakla suçlayarak protestolarını dile getirdi. “Seçmenlerin haklarını elinden alıp Tayvan’ı Çin’e dönüştürmeye çalışıyorlar” diyen protestocular, ülkedeki demokrasiye yönelik tehditlere karşı çıktılar.
Tüm bu gerginliğe rağmen, Tayvan Parlamentosu’nda çoğunluğu elinde bulunduran muhalefet milletvekillerinin protestolarına rağmen oylama gerçekleşti.
Yasa değişikliklerinin kabul edilmesiyle Tayvan’ın demokrasisinin, Çin’in etkisi altında zayıflayabileceği endişeleri artmış durumda.
Bu gelişme, Tayvan’daki siyasi atmosferi daha da gerdi ve ülkedeki iç siyasetle ilgili tartışmaları derinleştirdi.