Sivas 4 Eylül Stadı, alttan ısıtma sistemiyle Galatasaray maçına hazır

Sivas 4 Eylül Stadı, alttan ısıtma sistemiyle Galatasaray maçına hazır

Sivasspor ile Galatasaray maçının oynanacağı Sivas 4 Eylül Stadyumu, kentte aralıklarla etkili olan kar yağışı ve dondurucu soğuğa rağmen alttan ısınma sistemiyle karşılaşmaya hazır hale getirildi.

Trendyol Süper Lig’in 15. haftasında Sivasspor’un 8 Aralık Pazar günü Galatasaray’ı konuk edeceği maça ev sahipliği yapacak Sivas 4 Eylül Stadı, kritik karşılaşmaya hazırlanıyor.
7 yıl önce hizmete giren 27 bin 532 seyirci kapasiteli Sivas 4 Eylül Stadı, modern görüntüsünün yanı sıra, kıştan etkilenmeyen düzgün zeminiyle de ön plana çıkıyor.
Alttan ısıtma sistemi bulunan statta zemin, olumsuz hava koşullarından etkilenmiyor.
Sivas’ta soğukların etkisini hissettirdiği bu günlerde stadyum, saha zemini ile maça hazır durumda.
Kış aylarında statta alttan ısıtma sistemiyle zemine yaklaşık 18 derecelik ısı verilerek çimler canlı tutuluyor.
Alttan ısıtma sistemi bulunan çim sahada, çimlerin uzun olduğu kısımlarda kesiliyor.
Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Merkez Şubeler Sorumlusu Kemal Çağlayan, stadın her maça olduğu gibi Galatasaray karşılaşmasına da titiz bir şekilde hazırlandığını belirterek, “Hafta sonu ligin liderini Sivas 4 Eylül Stadyumu’nda konuk edeceğiz. Bu müsabaka öncesinde stadyumda hummalı bir çalışma var. 1 ay öncesinde özellikle kar yağışı ve soğuklarla birlikte 7/24 zemin ısıtması çalışıyor. Günlük olarak 15 ile 18 derece arasında zemin ısıtma çalışıyor. Saha tamamen dondan ve kardan arındırılmış bir şekilde müsabaka saatini bekliyor. Sosyal medyada anlatıldığı gibi buzlu bir zemin, çok soğuk bir Sivas yok. Bu stadyum Türkiye’nin en önemli stadyumlarından bir tanesi. Maç saati itibariyle yoğun bir kar yağışı beklentisi yok, hava güzel olacak. Hava sıcaklıklarında da artış var ama ani yağışlarda zemin ısıtması etkili bir şekilde görev yapamıyor. Kasımpaşa maçında karlı zemin görüntüsü yaşanmıştı ama bugün itibariyle o görüntünün yaşanacağını düşünmüyoruz. Galatasaray Teknik Direktör Okan Buruk, Sivasspor’da da görev yaptığı zamanlarda buranın zeminini, stadyumu, hava şartlarını çok iyi bilen bir teknik direktör. Her iki takım açısından da çok olumlu ve elverişli bir stadyum olduğunu söylemek istiyorum” dedi.
Çağlayan, sosyal medyada stadyum zeminin buz tuttuğu yönünde çıkan haberlere ilişkin, “Sosyal medyada, televizyonlarda, gazetelerde yazılanlar değil. Biz gazeteci arkadaşlarımızı da o gün için stadyuma bekliyoruz. Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Merkez Şubeler Sorumlusu ve Sivas TSYD Şubesi olarak her türlü çalışmalarımızı hazırladık. Arkadaşlarımızın rahat bir ortamda görev yapabilmeleri için olumlu şartlar gündeme getirdik. Biz Sivas olarak çok önemli bir müsabakaya ev sahipliği yapacağız. Fair-play çerçevesinde, sahada mücadelenin olduğu bir müsabaka izlemek istiyoruz. Taraftarlarımızı stadyuma davet ediyoruz” diye konuştu.

Okan Buruk’tan Sivasspor maçı öncesi zemin açıklaması

Okan Buruk'tan Sivasspor maçı öncesi zemin açıklaması

Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Süper Lig’de Sivasspor ile oynayacakları mücadele öncesinde açıklamalarda bulundu. Buruk, “Sivas deplasmanı, ligdeki her takım için zor deplasmanlardan biri. Bu aylarda biraz daha zorlaşıyor ama pazar günü Sivas için iyi bir hava durumunda oynayacağız. Zeminle alakalı ve statla ilgili bir sorun yaşayacağımızı düşünmüyoruz.” diye konuştu.

Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Sivasspor maçı hazırlıkları öncesi gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Buraya futbol konuşalım diye geldim. Bizim işimiz futbolu konuşmak ve sahada sergileyeceğimiz oyun. Gerekli konuşmaları başkanımız, yöneticilerimiz en doğru şekilde yapıyor. Sadece maçlara, idmanlara odaklanmamız gerekiyor. Konuşma nedenlerimden biri bu.

Ay olarak soğuk bir dönemdeyiz. Deplasmanlara baktığımızda, hem Sivas hem Malmö hem de Kayseri var. Bodrum’da bile rüzgardan üşüdük, Bodrum bile çok soğuktu. Sivas deplasmanı, ligdeki her takım için zor deplasmanlardan biri. Bu aylarda biraz daha zorlaşıyor ama pazar günü Sivas için iyi bir hava durumunda oynayacağız. Zeminle alakalı ve statla ilgili bir sorun yaşayacağımızı düşünmüyoruz.

“SİZ ATAMAZSANIZ RAKİP ATAR”

Sivas deplasmanında kendi oyunumuzu oynayacağız. Rakibimizi iyi tanıyoruz. Sivasspor, son 2 sezonda bazen 4’lü bazen 5’li oynuyor. Direkt oyun oynuyor. Bize karşı birçok takım uzun top ve ikinci top oynuyor. Eyüpspor maçı ve daha öncesi de daha farklı değildi. Ligde en çok topa sahip olan takımlardan biriyiz. Bunda rakiplerin topu bize vermesi, geçen hafta yüzde 65 gibi, Galatasaray topla oynayan, üreten, hücum yapan takım olacak. İyi yaptığımız şeylerden biri çok gol pozisyonuna girmemiz ve çok gol atmamız. Dominant oynayan ve seyir zevki yüksek bir takımız. Beni en çok mutlu eden şeylerden biri bu. Berabere de kalabiliriz. Geçen hafta berabere kaldık ama 4.70’e yakın gol beklentisi üreten, 10 tane büyük şans kaçıran bir takım var. Bu tür sonuçlar olabilir, siz atamazsınız rakip atar. Bu olacak, dünyada yaşayan bir biz değiliz. Şu anda çok moralliyiz. Moralli olmamızın nedenlerinden biri iyi oynamamız, kendimize inanmamız, oynadığımız oyunla taraftarımızı mutlu ettiğimiz için içimiz rahat.

“KRİTİK BÖLGELERDE EKSİKLERİMİZ VAR”

Eksiklerimiz var. Kritik bölgelerde eksiklerimiz var, Kaan Ayhan, Jakobs, Icardi gibi. 2 forvetli oyunu tam oturttuktan sonra Icardi sezonu kapattı. Bu sakatlıklar da bizi arayışlara itiyor. İyi oyunu devam ettiriyoruz, goller atıyoruz. Savunma anlamında daha iyi şeyler yapabiliriz. Rakip bize hiç gol atamayacakmış gibi davrandığımız yerler oluyor. 2-1 öndeyken çok rahattık, 3. gol için rakip kaleye rahat gittik. Atamayınca kalemizde golü gördük. Golü yeme nedenlerimizden biri savunmada olup savunma görevlerimizi yapmamamızdı.

“DAHA İYİ SAVUNMA YAPMALIYIZ”

Verdiğiniz pozisyon ve yediğiniz gol daha önemli. Geçen hafta 5 şut geldi kalemize, 2’si gol olmuş. Rakiplerin iyi bitirmesi de işinizi zorlaştırıyor. Rakibinize daha çok pozisyon verebilirsiniz ama rakibiniz atamaz. Bu sezon az pozisyon verip çok gol yedik. Deplasmandaki RFS maçı, içerideki Elfsborg ve Tottenham maçları. 3 isabetli şuttan 2’si gol oluyor. Şans veya şanssızlık vardır. Çok pozisyon verirsiniz rakibiniz atamaz, az verirsiniz atar. Pozisyon sayısından çok oyun önemli. Daha iyi savunma yapmalıyız. Biz hücum takımıyız, hücumda iyi işler yapıyoruz ama savunmada daha iyi işler yapmalıyız.

HAKEM YORUMU

Maçımızın hakemi Turgut Doman. İnşallah onun için de güzel maç olur. İki takımın da hakkına geçmeyeceği bir maç olur. Hakemler için de şanssız maç olabilir, onun için de güzel bir maç olsun. Kafamızda hiçbir şey düşünmeden gidiyoruz. Saha içindeki oyuna odaklanacağız. En doğrusu da bu olacak.

ABDÜLKERİM BARDAKCI VE KAAN AYHAN’IN SAKATLIKLARI

Sakatlıktan geri dönüşlerle ilgili Abdülkerim yakın… Onla ilgili bugün çıkmayacak. Yarın durumuna bakacağız. Bu maç için zor. Diğer oyuncularımızdan Jakobs’un dönüşü Malmö veya diğer maç. Onu da en sağlam şekilde kullanmak istiyoruz. Kaan Ayhan’ın 2-3 hafta arası bir süreci var. Düşüncelerimiz bu şekilde şu an. Elimizde çok önemli oyuncular var, hepsine güveniyoruz. Yusuf Demir’in de sakatlığı var. Son iki maçta kadroda yer almadı. En yakın zamanda antrenmanlara çıkacaktır. İyi çalışıyordu, oynayabileceği dönemde sakatlık yaşadı. Bir an önce dönmesini istediğimiz oyunculardan biri.

“OSIMHEN TAKIM İÇİN ÇABA SARF EDİYOR”

Osimhen çok çalışıyor, skor yapıyor, asist yapıyor. Çok formda, çok iyi gidiyor. Hem Türkiye’de hem Avrupa’da önemli skor katkısı yapıyor. Birinci özelliği takım için oynaması, gol ve asistten çok. Takım için çaba sarf ediyor. Kendi atabileceği golü arkadaşına attırmaya çalışması çok önemli, değerli. Bu kafa yapısını takım olarak ortaya koyduğumuz zaman Galatasaray’ın önünde kimse duramaz.”

Jose Mourinho’dan derbi yorumu: “Çok zor bir maç olacak”

Jose Mourinho'dan derbi yorumu:

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, Süper Lig’de Beşiktaş ile oynayacakları derbi mücadelesi öncesinde açıklamalarda bulundu. Mourinho, “Beşiktaş ile karşı karşıya geleceğiz. Çok kolay bir maç olacakmış gibi bir algı var. Korkmak demeyeyim ancak rakibimize çok saygı duyuyorum ve çok zor bir maç olacağını iyi biliyorum. Çok iyi bir rakibe karşı oynayacağız.” diye konuştu. Öte yandan Portekizli çalıştırıcı Cristiano Ronado’nun sarı-lacivertlilere transfer olacağı yönündeki iddialara, “Ronaldo gelmeyecektir. İlk sebebi elimde çok iyi 3 santrforum var ve ben forvet istemiyorum. Cristiano her zaman Cristiano’dur ama ben istemiyorum çünkü forvetlerimden memnunum.” dedi.

Fenerbahçe’nin dünyaca ünlü Portekizli teknik direktörü Jose Mourinho, kariyerinde kazandığı tüm şampiyonlukların camia olarak kenetlenme sonucu elde edildiğini söyledi. BEŞİKTAŞ DERBİSİ Basın mensuplarıyla sohbet toplantısında bir araya gelen deneyimli teknik adam, Beşiktaş derbisinin çok zor geçeceği mesajını verdi. Kolay bir rakibe karşı oynayacaklarmış gibi bir hava oluşturulduğunu ve bunu doğru bulmadığını vurgulayan 61 yaşındaki teknik adam, “Kariyerimde 8 lig şampiyonluğu elde ettim. Hepsi camia olarak birlik olmanın sonucunda yaşandı. Beşiktaş ile karşı karşıya geleceğiz. Çok kolay bir maç olacakmış gibi bir algı var. Korkmak demeyeyim ancak rakibimize çok saygı duyuyorum ve çok zor bir maç olacağını iyi biliyorum. Çok iyi bir rakibe karşı oynayacağız. Galatasaray’ın 13 puan gerisindeler. Bizim de 10 puan gerimizdeler. İki takımın da bu kadar gerisinde oldukları için şampiyonluk şansları yok diyebilirsiniz ama hiçbir şey olmasa da derbi kazanmak isteyeceklerdir. O yüzden camiaların ayaklarının yere basmasını isterim.” diye konuştu. Fenerbahçe’nin uzun süredir şampiyonluk yaşayamamasına da değinen Mourinho, şöyle devam etti: “Fenerbahçe ligde uzun zamandır şampiyon olamıyor çünkü Fenerbahçe kendisinden daha güçlü ve zorlu bir şeye karşı mücadele veriyor. İşler iyi gitmediği zaman dengesizleşmememiz gerekiyor. Yarın çok zor bir maçımız var. Derbi maçını yeterince konuşmadık, dengemizi kaybettiğimiz bir andayız. Rakibimizle puan farkını düşürdük, Slavia Prag’ı deplasmanda yendik. Camia olarak dengemizi kaybetmememiz gereken anlardayız.” Galibiyet ya da mağlubiyetlerde camia olarak dengenin korunması tavsiyesi veren tecrübeli çalıştırıcı, Beşiktaş’ın kaotik bir durumda bulunmadığını da ifade etti. Siyah-beyazlıların teknik direktörü Serdar Topraktepe’nin uzun süredir takımla beraber olduğunu hatırlatan Mourinho, “Yeni hocaları yok, şu an başlarındaki hoca yeni değil. Oyuncuları tanıyor ve geçen sene kupa kazandı. Takımın başına geçen her hoca kendi parmak izini göstermek ister ama bir anda olmaz dolayısıyla eski hocalarının sisteminden çok uzak olmayacaklardır.” şeklinde görüş belirtti. Beşiktaş’tan birçok oyuncuyu tanıdığını anlatan Portekizli teknik direktör, “Çalışmalarımızı yaptık, onların stadında maç izlemeye de gittim. Bu, sizin farklı perspektiften görmenizi sağlıyor. Bizi yenebilecek kaliteye sahip bir takım, topu kazandıklarında çok tehlikeliler. Bizim de onlara karşı sıkıntı yaratabileceğimiz özelliklerimiz var. Potansiyel anlamında benzer takımlar olduğunu düşünüyorum. Galatasaray’a karşı aldıkları mağlubiyet onlarda psikolojik çöküntüye sebep oldu ve doğru tepkiyi veremediler. Liderle aralarındaki fark olması gerekenden fazla açıldı. O takımın gerçek kimliği Göztepe’ye karşı kaybeden takım diye düşünmüyorum. Ben dengeliyim.” ifadelerini kullandı.

“DERBİ ŞAMPİYONLUK İÇİN BELİRLEYİCİ DEĞİL”

Jose Mourinho, Beşiktaş derbisinin önemini bildiklerini ama maçın şampiyonluk yolunda belirleyici olmayacağını dile getirdi. Derbinin her iki camia içinde önemli olduğunun altını çizen Mourinho, şunları aktardı: “Maçın belirleyici olduğunu düşünmüyorum ama önemli bir karşılaşma. Beşiktaş’ın, Fenerbahçe ve Galatasaray ile benzer potansiyeli var ancak arada ciddi bir puan farkı oluştu. Aradaki farkı kapamaları onlar için çok zor. Beşiktaş gerçekten çok uzakta dolayısıyla derbide galip gelirlerse bu onları şampiyonluk yarışına sokmayacaktır. Hala çok mesafe var o sebeple derbinin belirleyici olacağını düşünmüyorum. Biz zirveyle aramızdaki puan farkını 3’e indirdik. Derbiyi kaybetsek bile şampiyonluk yarışımız bitmeyecek.”

“FORVETLERİMDEN MEMNUNUM BU YÜZDEN RONALDO’YU İSTEMİYORUM”

Jose Mourinho, santrfor hattındaki oyuncularından çok memnun olduğunu ifade etti.

Bir süre önce gündeme gelen Portekizli süperstar Cristiano Ronaldo’nun transfer sürecine ilişkin soruya Mourinho, “Ronaldo gelmeyecektir. İlk sebebi elimde çok iyi 3 santrforum var ve ben forvet istemiyorum. Cristiano her zaman Cristiano’dur ama ben istemiyorum çünkü forvetlerimden memnunum. Arabistan’da kazandığı para ve 1000 gol hedefi var. Türkiye’ye gelmek için İstanbul’un güzelliği dışında ne motive edebilir. Ocak ayı transfer dönemini çok fazla sevmem çünkü o zaman gelen oyuncunun belli bir süreye ihtiyacı oluyor. Asla transfere hayır demiyorum ama kalkıp Ali Bey’ın ya da Acun Bey’in kapısını çalıp transfer istiyorum demiyorum. Ben sadece fotoğrafsız galibiyet istiyorum.” diye konuştu.

“İSTANBUL HAYATI”

İstanbul’da hayatının Samandıra ile kaldığı yer arasında geçtiğini aktaran Mourinho, haftada bir farklı yerlere yemek yemeye gittiğini de dile getirdi.

Taraflı tarafsız herkesin kendisine iyi davrandığını ve görenlerin hatıra fotoğrafı çektirdiğini anlatan deneyimli çalıştırıcı, Türkiye’nin farklı bir kültüre sahip olduğunu ve buraya gelen yabancı teknik direktörlerin adaptasyon ve sabır sorunu nedeniyle şampiyonluktan uzak kaldığını tahmin ettiğini kaydetti.

“TEMİZ ŞAMPİYONLUK İSTERİM”

Kariyeri boyunca temiz ve adil şekilde kupalar kazandığını dile getiren Mourinho, “Başkaları hakeme karşı taraftarı kışkırtırken hiçbir şey olmuyor, bunu biliyorsunuz. Ben doğamı kaybetmek istemiyorum. Sizin ülkenizde yaşıyorum, saygı duymam, öğrenmem ve adapte olmam gerekiyor. Bunu da yapıyorum ama doğamı kaybetmek istemiyorum. Sadece katıldığım şeylere adapte olmak istiyorum. Ben kazanmak isterim ama temiz bir şekilde adil bir şekilde kazanmak isterim. Temiz şekilde kazanamayacaksam kaybetmeyi tercih ederim. Bana dün Guardiola şöyle bir şey söylemiş. O 6 kupa kazanmış ben 3 kazanmışım ama ben adil, temiz bir şekilde kazandım. Kaybettiysem rakibimi benden iyi olduğu için tebrik etmek istiyorum. 150 davayla uğraşarak kazanmak istemem.” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’de taraftarların futboldan çok kulüplerini sevdiğinin altını çizen Portekizli teknik adam, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkler takımları için çıldırıyorlar. Portekiz’e benziyor ama İngiltere çok farklı. İngiltere’de Chelsea’de çalışırken evime yürüyerek gidebiliyordum. Burada teknik direktörleri kovma kültürü var, aralık ayındayız ama 5 hocayla yollar ayrıldı. Türk takımları Avrupa’da hedef koymuyorlar, ne kadar ileri gidersek artı diye bakıyorlar ve burada asıl hedef Türkiye ligi oluyor. Türkiye’deki takımlar genelde savunma yaparak oynuyorlar, bazıları önde adam adama şiddetli baskı yapıyor ama temel hedefleri savunma oluyor. Bizim biraz ofansif oyunumuza odaklanmamız gerekiyor. Her 2 oyuna da hazırlanmaya çalışıyoruz. Antrenmanlarda neyle karşılaşacaksak ona göre çalışmaları sürdürüyoruz. Nerede ihtiyacımız var diyorsanız daha çok defansif tarafımızı geliştirmemiz gerekiyor. Defansif anlamda büyük bir kültürü olmamış bu takımın. Önde nasıl karşılanır, geride nasıl karşılanır bu anlamda karar hataları yapıyoruz. Bunlar bireysel hata değil bütün olarak görüyorum bunu.”

“ANDERSON TALISCA YANITI”

Jose Mourinho, kış transfer dönemi için yönetimden herhangi bir talepte bulunmadığını belirtti. Sezona başladığı takımı geliştirmeyi amaçladığını vurgulayan tecrübeli teknik adam, “Ocak transferi için kimseyi istemedim talepte bulunmadım. Benim işim bana yazın verilen oyuncuları geliştirmek. İnsanları kazanma konusunda takıntılı olduğumu söylemiştim ama benim işim kazanmak kadar geliştirmek. Oğuz’a şans vermeyip kış transferinde kanat aldığınızı düşünün, oyuncu biter o zaman. Jayden gitti sakatlandığı için ama Kostic ve Levent oynuyor. Avrupa maçlarında Mert oynuyor. Her takım City gibi olamaz, öyle olunca 115 davayla uğraşmanız gerekiyor. Kulüp bir şey yapmaya karar verirse kulübe bir şey söylemem, aramızda yanlış anlaşılma yok. Kulüp alma dediğim oyuncuyu zaten almaz bu konuda aramızda saygı var. Talisca çok iyi oyuncu, bu konuda şüphe yok ama Tadic, İrfan ve Szymanski de çok iyi oyuncu. Ben Acun Ilıcalı ve başkan üzerinde hiç baskı oluşturmuyorum.” şeklinde görüş belirtti. Jose Mourinho, sayısal anlamda çok iyi bir kadroya sahip olduklarını da dile getirerek, “Avrupa’da biraz daha farklı bir kültür var, orada daha tempolu, daha şiddetli takımlarla karşılaşıyoruz. Türkiye’de biraz daha farklı bir oyunla karşılaşıyoruz. PSG neden Avrupa’da başarılı olamıyor çünkü onlar Fransa’da oynarken Avrupa’da karşılaşacakları şeylere hazırlanamıyorlar. Ben Türkiye maçlarında bile Avrupa maçını düşünerek kurgular yapıyorum bazen. Burada yaptığımız şeyleri Avrupa’ya taşımak dolayısıyla zor oluyor.” diye konuştu. Saha içinde savaşmayı kelime savaşlarına tercih edeceğini vurgulayan Mourinho, gerekmesi durumunda demeç savaşlarına da girebileceğinin altını çizdi. “CENK TOSUN” Cenk Tosun’ın çok iyi bir futbolcu olduğunu anlatan Portekizli çalıştırıcı, “Cenk çok iyi bir oyuncu, onun ilk geldiği zamanla şimdiki haline bakınca arada çok fark var. Fiziksel ve tempo anlamında çok fark var. Oynamak için fazlasıyla hazır, goller atacak, önemli goller olacak. O ısınırken gol atmamızın tesadüf olduğunu düşünüyorum. Maç zorlu geçiyordu kontrol bizdeydi ama forvette eksiğimiz var. Hakem 8-10 dakika uzatma verecekti dolayısıyla 20-25 dakika oynayacaktı oyuna girmiş olsaydı. O zaten galip geldiğimiz için mutluydu. ‘Benim oyuna girmemdense takımın kazanması daha önemli’ dedi.” değerlendirmesinde bulundu. “DURAN TOPLAR” “Duran toplarla ilgili şunu söyleyebilirim. Genellikle bugünlerde duran toplar üzerinde çok konuşuluyor ama duran topta 2 önemli nokta var. Atanın kalitesi ve kafa vuruşu kalitesi. Kafa vuruşunu çok iyi yapan fazla oyuncu yok bizde. Arsenal’de çok fazla var mesela. Bizde sadece 1 forvet oyuncumuz kafada iyi, bir tane de stoperimiz. Becao ve Samet. Çok uzun bir takımımız yok. İkisiyle oynarsak 3 oyuncu olur. Boy anlamında kısa bir takımımız var. Biz potansiyel anlamında bu konuda iyi değiliz. Biz her hafta çalışıyoruz bu konuda, gol atamamamız çalışmamaktan değil. Defansif oynayan takımlarda genelde uzun oyuncular görürüsünüz, Göztepe buna bir örnek. Bizde uzun oyuncular yok ama belli olmaz belki kısalarda biri gol atabilir ve sürpriz yapabiliriz.” Savunma anlamında duran toplarda hem alan hem adam savunması yaptırdığını ifade eden Mourinho, Altyapıya ilişkin ise şunları aktardı: “ALTYAPI PLANLAMALARI” “Akademiden her hafta oyuncular geliyor bizlerle antrenmana. Bazen bütün oyuncular geliyor bazen de alt takımdan 2-3 oyuncu gelebiliyor. Dolayısıyla daha fazla potansiyelli oyuncuları bazen de hepsini antrenmanlarımıza alıyoruz. Gelişmeleri için yardım etmek istiyoruz. Geçmişte çalıştığım takımlarda A takım ile altyapı tesisleri birdi. Dolayısıyla sürekli görme şansınız oluyor. Zeki Murat Göle çok önemli birisi, altyapıyı oyuncuları ve hocaları tanıyor. İletişim kurmamda yardımcı oluyor. Altyapıda A Takım’a gelmeye yakın gördüğüm isimler var. Yusuf’u A Takım oyuncusu gibi düşünebilirsiniz. Onu ilk 11’de görürseniz şaşırmayın, yaşına göre çok profesyonel birisi. Çok daha iyi olacak. Onu ilk 11’de görürseniz şaşırmayın çünkü benim için problem yok.” Mourinho, Fenerbahçe’yi büyüklüğü sebebiyle her takımın yenmek istemesini normal karşıladığını ve bu durumun Real Madrid’de de aynı olduğunu vurguladı. “DURSUN ÖZBEK’İN ADINA ÜZÜLDÜM” Deneyimli teknik adam, Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek’in ifadelerine ilişkin ise “Göz oyarım diyen başkanla ilgili şunu söylemem gerekiyor. Bu duruma ya ağlarsınız ya da gülersiniz. Ben gülmeyi tercih ediyorum. Dünya basınında yansımalarına bakınca ben de bu durumdan utandım ve kendisi adına üzüldüm.” şeklinde görüş belirtti. “FATİH TERİM İLE İLİŞKİSİ” Mourinho, sözlerini Galatasaray’ın ve milli takımın eski teknik direktör Fatih Terim ile aralarındaki ilişkiye yönelik şu ifadelerle noktaladı: “Fatih’i çok seviyorum. Real Madrid’i çalıştırırken Galatasaray ile karşılaşmıştık. Benim bazı oyuncularım daha sonra onun oyuncuları oldu. Tatilde beni kendi evine de davet etti ve eşiyle de tanıştım. İstanbul’a adım attığım andan itibaren telefonda bile bir kere konuşmadık. Boşta ama o Galatasaray’ı ben de Fenerbahçe’yi temsil ediyorum. Bu ilişkimize bir frenleme getirmiş olabilir. Onun Galatasaray’ın hocası olması gibi bir fikirden bahsetmek istemiyorum çünkü bu Okan Buruk’a saygısızlık olur.”

Suriye’de son durum | Hama’yı Humus’a bağlayan köprü bombalandı, İsrail silah deposunu vurdu

Suriye'de son durum | Hama'yı Humus'a bağlayan köprü bombalandı, İsrail silah deposunu vurdu

Suriye’de Heyet Tahrir Eş-Şam’ın başını çektiği rejim karşıtı güçler, Hama kentinin de kontrolünü ele geçirdi. Esad rejimi, 2011’de iç savaşın başlamasından bu yana Hama’daki kontrolü ilk kez kaybetti. Muhaliflerin bir sonraki hedefi Humus. Esad rejiminin Humus’u da kaybetmesi durumunda, iktidarının tehlikeye gireceği yorumları yapılırken Hama’yı Humus’a bağlayan köprüye Rus uçakları tarafından hava saldırısı düzenlendi. Diğer yandan İsrail ordusu, Suriye’de Lübnan sınırına yakın silah transferi ve depolanması için kullanıldığını iddia ettiği alanları vurdu.

Suriye’de Heyet Tahrir Eş-Şam’ın (HTŞ) öncülüğündeki muhalif gruplar ile Devlet Başkanı Beşar Esad güçleri arasında 27 Kasım’dan bu yana süren çatışmalarda kritik bir eşik aşıldı.
HTŞ liderliğindeki silahlı gruplar, Hama kentine girdiklerini duyurdu. Hama, Şam’a giden yolda Humus’tan önceki son kent olarak dikkat çekiyor.
Muhalifler, 2011’de iç savaşın başlamasından bu yana Hama’da ilk kez kontrolü ele geçirdi.
Bölgeden son gelen bilgilere göre Humus’ta bulunan ve kenti Hama ve kuzeydeki bölgelerle bağlayan Resten otoban köprüsü bombalandı. 
Aktarılana göre kritik köprü, Rus uçakları tarafından hedef alındı.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, köprüye yönelik saldırının rejim karşıtı güçlerin ilerleyişini yavaşlatmak amacıyla düzenlendiğini duyurdu. 
Resten köprüsü, iki kenti kara yoluyla bağlayan en önemli geçiş noktalarından biri olarak biliniyor.
Heyet Tahrir Eş-Şam’ın (HTŞ) başını çektiği rejim karşıtı gruplar ise Hama’nın güneydoğusunda bulunan, rejim kontrolündeki Selemiyye ilçe merkezini de rejim güçlerinden aldı.
Ağırlıklı olarak Hristiyanların yaşadığı Selemiyye ilçesi, Eyyo köyü ve Hama’nın güneybatısındaki Misyaf ilçesi ile ona bağlı 40 köy, tarafsız kalma kararı aldı.
Buna göre, bu bölgelerde çatışma olmayacak.
Silahlı gruplar ayrıca Hama’nın kuzeydoğusunda, rejim ordusuna ait 66 Hava Savunma Tugayını ve buradaki hava savunma sistemleri ile çeşitli askeri mühimmatı ele geçirdi.
Hama’nın doğusundaki Hursan Topçu Birliği ile kentin kuzeydoğusundaki El-Hamra mühimmat depolarında da kontrolü sağladılar.
Suriye rejimi dün, muhalif grupların Hama merkezine girmesi üzerine ordunun kentin dışına çekilerek yeniden mevzilendiğini açıklamıştı.
Hama stratejik açından kritik öneme sahip bir kent. Başkent Şam’ın 210 kilometre kuzeyinde bulunuyor. 
Hama, ülkenin ikinci büyük kenti Halep ile başkent Şam arasında yer alıyor. Nüfusu 1 milyonu bulan kentte yoğun olarak Sünniler yaşıyor. Ancak Alevi azınlık da var.
Hama, 2011’de Suriye’de Esad yönetimine karşı ayaklanmaların başladığı dönemde protestoların ilk düzenlendiği yerler arasındaydı. Yüz binlerce kişi sokağa çıkarken Suriye askerlerinin kalabalığa ateş açması sonucu 139 kişi ölmüştü.
Hama, iç savaş boyunca Esad rejiminin kontrolünde kaldı.
Kent, 1982’deyse daha kanlı ayaklanmalara sahne oldu. Beşar Esad’ın babası Hafız Esad döneminde Müslüman Kardeşler örgütünün önderlik ettiği ayaklanmalara yönetim sert müdahalede bulundu. Hama bir ay boyunca kuşatmaya alınırken 10 bin ile 40 bin kişi öldü.
O dönemde Suriye ordusunun özel birliklerine Hafız Esad’ın kardeşi Rıfat Esad önderlik ediyordu. Bu yüzden Rıfat Esad, Hama kasabı olarak anılıyor.
Hama’nın denetimini ele geçiren Heyet Tahrir Eş-Şam örgütünün lideri Ebu Mohammed Al-golani de geçmişte yaşanan bu olaylara atıfta bulunarak “devrimciler 40 yıllık yaraları sarmak için Hama’ya giriyor” dedi.
Ancak Golani, geçmişin öcünün alınmayacağını vurguladı. Dini azınlıkların korunacağını söyledi.
Golani, yayınladığı video mesajında Irak’taki Haşdi Şabi milislerine atıfta bulanarak bölgesel güçlerin Suriye’ye müdahele etmemesi gerektiğini de dile getirdi.
Haşdi Şabi milislerinin Esad rejimine destek için Irak’tan Suriye’ye geçtikleri belirtiliyordu.
Rejim karşıtı güçler Hama’nın ardından Humus’u ele geçirmeyi hedeflediklerini duyurdu.
Humus, Hama’nın 40 kilometre güneyinde yer alıyor.
Humus’un ele geçirilmesi halinde Esad rejiminin Başkent Şam ile kıyı bölgeleri arasındaki bağlantısının kesileceğine dikkat çekiliyor.
Humus’un da düşmesi halinde Beşşar Esad iktidarının tehlikeye gireceği yorumları yapılıyor.
Rusya ise Suriye’deki durumu değerlendiriyor ve Suriye Hükümeti ile sürekli temas halinde.
Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, Rusya’nın Şam’a yapacağı yardımın kapsamının bu değerlendirmeye bağlı olacağını söyledi.
Peskov, şunları söyledi: “Şu anda Suriye’de olup bitenleri yakından izliyoruz. Suriyeli dostlarımızla, Şam’la sürekli diyalog halindeyiz. Durumun değerlendirilmesine bağlı olarak, militanlarla başa çıkmak ve bu tehdidi ortadan kaldırmak için Suriyeli yetkililerin ihtiyaç duyduğu yardımın derecesi hakkında konuşabileceğiz.”
28 Kasım’da Halep’in batı kırsalından merkeze doğru hızla ilerleyen rejim karşıtı silahlı gruplar, 30 Kasım’da merkezin büyük bölümünü ele geçirmişti.30 Kasım’da Han Şeyhun ilçesini alarak tüm İdlib genelinde hakimiyet sağlayan silahlı gruplar, Hama ilinde de çatışarak ilerleyişini sürdürüyor.Suriye Milli Ordusunun Halep kırsalında 1 Aralık’ta terör örgütü PKK/YPG’ye karşı başlattığı Özgürlük Şafağı Operasyonu’nda ise Tel Rıfat ilçe merkezi terörden kurtarıldı.

Trump’ın göçmen planı: Silahlı gruplar devreye girecek mi?

Trump'ın göçmen planı: Silahlı gruplar devreye girecek mi?

ABD-Meksika sınırındaki silahlı gruplar, seçilmiş ABD Başkanı Donald Trump’a göçmenleri ülkeden atma planına yardım etmek istiyor. Yasa dışı göçmenleri aramak için bölgede devriye gezen silahlı sivil gruplar, Trump’ın göç gündemine resmi olarak dahil olmaları isteneceği konusunda umutlu. Yaklaşık 200 silahlı grubun sınırda göçmenleri yakalamak için faaliyet yürüttüğü belirtiliyor. Sınırdaki silahlı grupların ilk olarak 1980’lerde kurulduğuna, özellikle son 10 yılda faaliyetlerini artırdığına dikkat çekiliyor.

Kayıtdışı göçmenleri aramak için ABD-Meksika sınırında devriye gezen silahlı sivil gruplar, Trump’ın göçmen politikasında önemli rol oynayabilir.
ABD’nin geniş güney sınırında,asker veya Sınır Devriyesi üyelerine benzeyen, ancak öyle olmayan tanınmış silahlı adamlar konuşlanmış durumda.
Bu gruplar, aşırı sağ bir ideoloji ve ülkenin bütünlüğünü “göçmenlerin istilasına” karşı korudukları inancıyla birleşiyor.
Yaklaşık 200 silahlı grubun sınırda göçmenleri yakalamak için faaliyet yürüttüğü belirtiliyor.
Bu örgütlerin üyeleri aralarında gaziler, emekli askerler ve eski istihbarat görevlilerinden komplo teorilerine sempati duyan radikal sağcılara kadar birçok kişinin yer aldığı ifade ediliyor.
Bu milisler bazı Telegram gruplarında, Trump’ın teklif etmesi halinde göreve hazır olduklarına dair mesajlar da paylaşıyor.
Trump’ın ikinci dönemi ve kitlesel sınır dışı etme planı giderek yaklaşıyor.
Seçilmiş başkan, resmi rakamlara göre sayıları 11 milyon olan tüm yasadışı göçmenleri sınır dışı edeceğini iddia ediyor, Trump ise bu sayının 25 milyona kadar çıkabileceğini söylüyor.
Sınırdaki silahlı grupların ilk olarak 1980’lerde kurulduğuna, özellikle son 10 yılda faaliyetlerini artırdığına dikkat çekiliyor.
Meksika gazetesi El Pais, bazı sınır milislerinin Arizona ve Teksas gibi güney sınırındaki eyaletlerde yerel kolluk kuvvetlerinden destek gördüğünü de yazıyor.

İsrail ordusu, Kemal Advan Hastanesi’ni tamamen kuşattı

İsrail ordusu, Kemal Advan Hastanesi’ni tamamen kuşattı

İsrail askeri araçları, Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya beldesinde bulunan Kemal Advan Hastanesi çevresinde ilerleyerek hastaneyi tamamen kuşatma altına aldı.

İsrail ordusu, yoğun ateş desteği altında Kemal Advan Hastanesi çevresine ilerleyerek hastaneyi dört bir taraftan kuşatma altına aldı.

Tanıklar, hastane çevresinden silah ve topçu mermisi seslerinin duyulduğunu aktardı. Sağlık kaynakları, İsrail ordusunun ekim ayının başından bu yana yoğun saldırılar düzenlediği Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi’nde oksijen istasyonunun tamamen durduğunu, hasta ve yaralıların hayatının tehdit altında olduğunu duyurmuştu. Kaynaklar, İsrail dronlarının, hastane çevresine yoğun ateş açtığını, saldırılar nedeniyle istasyonun onarımının mümkün olmadığını ifade etmişti. İsrail ordusunun 3 Aralık’ta “Quadcopter” tipi dronelarla hastanenin avlusunu bombalaması sonucu sağlık personelinden 3 kişi yaralanmıştı.

HASTANE EN AZ BEŞ KEZ BOMBALANDI Kemal Advan Hastanesi Müdürü Husam Ebu Safiyye, saldırı üzerine yaptığı yazılı açıklamada, İsrail’in gün içerisinde hastaneyi 5 kez bombaladığını belirtmişti. İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana hastaneleri bombalaması, sağlık ekipleri ve ambulansları hedef almasının yanı sıra uygulanan sıkı kuşatma, sınır kapılarının kapatılması, gerekli sağlık malzemelerinin olmaması ve hastaların tedavi için bölgeden çıkışlarının engellenmesi sonucu Gazze Şeridi’ndeki sağlık şartlarının felaket seviyeye ulaştığı kaydediliyor.

Belirtileri soğuk algınlığıyla karıştırılıyor: Her 6 kişiden 1’ini öldürüyor! Dünya Sağlık Örgütü uyardı

Belirtileri soğuk algınlığıyla karıştırılıyor: Her 6 kişiden 1'ini öldürüyor! Dünya Sağlık Örgütü uyardı

Dünyada Viktorya hastalığı ve tüberküloz olarak da bilinen verem, bulaştığı her 6 kişiden 1’ini öldürüyor. Veremin geçtiğimiz yıla göre yüzde 11 oranında artış gösterdiğini belirten uzmanlar, hastalığın özellikle bağışıklık sistemi zayıf olanlar ve kemoterapi gören bireyler için tehlikeli olabileceğinin altını çizdi.

Bilim insanları, İngiltere’de artış gösteren tüberkülozun yayılımı konusunda endişeli olduklarını belirtti. Tüberküloz, kanlı öksürüğe yol açan ciddi bir enfeksiyondur.
İngiltere Sağlık Güvenlik Ajansı’nın raporuna göre, geçen yıl sonu itibarıyle vaka sayısı yüzde 11 oranında arttı. Bu oran, İngiltere’deki her 25 bin kişiden birinin enfekte olduğu anlamına geliyor.
İngiltere’deki tüberküloz hastalarının büyük bir kısmı Hindistan, Pakistan, Nijerya ve Romanya kökenli kişilerden oluşuyor. Yetkililer, tüberküloz belirtilerinin soğuk algınlığı veya grip semptomlarıyla karıştırılabileceğini belirterek uyarıyor.
Dr. Esther Robinson, özellikle İngiltere’ye yeni gelen kişilerin, olası tüberküloz belirtilerini göz ardı etmemeleri gerektiğini vurguluyor. “Verem tedavi edilebilir ve önlenebilir bir hastalıktır, ancak İngiltere’de hala ciddi bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ediyor” diyen Dr. Robinson, tüberküloz riski taşıyanların aile hekimlerine başvurmaları gerektiğini belirtti.
Tüberküloz belirtileri arasında 3 haftadan uzun süren kanlı öksürük, yüksek ateş, gece terlemeleri, iştahsızlık ve açıklanamayan kilo kaybı gibi semptomlar yer alıyor.
İngiltere’de tüberküloz testi, enfeksiyonun daha yaygın olduğu ülkelerden gelen göçmenler için zorunlu olsa da, bazı vakalar tespit edilemeyebilir. Dünya Sağlık Örgütü, küresel tüberküloz vakalarının arttığını ve 2023 yılında 8,2 milyon vaka ile rekor kırıldığını bildirdi.
Tüberküloz, antibiyotiklerle tedavi edilebilse de, globalde enfekte ettiği her altı kişiden birinin ölümüne neden olduğu tahmin ediliyor. Verem, enfekte kişilerin öksürük ve hapşırıkları yoluyla bulaşır ve genellikle akciğerlerde görülür ancak vücudun diğer bölgelerine de yayılabilir. Yapılan araştırmalar, enfekte kişilerin hiç belirti göstermeden sadece nefes alarak bile hastalığı pasif bir şekilde yayabildiklerini ortaya koymuştur.
Tüberküloz, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan, kemoterapi gören kişiler, yaşlılar ve küçük çocuklar için daha tehlikeli olabilir. BCG aşısı, tüberkülozdan korunmak için uygulanır ancak sadece enfeksiyona yakalanma riski yüksek olan kişilere yapılır.

Rusya üç temel şartını açıkladı: Ukrayna savaşı bitecek mi?

Rusya üç temel şartını açıkladı: Ukrayna savaşı bitecek mi?

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna savaşını sona erdirmek için Rusya’nın şartlarını açıkladı. Lavrov, Putin’in haziran ayında yaptığı bir konuşmayı hatırlatarak savaşı bitirmek için üç ana koşula parmak bastı. Bu koşullar arasında Ukrayna güçlerinin Rus topraklarından çekilmesi, Rusça konuşan sakinlerin haklarının güvence altına alınması ve Ukrayna’nın nükleer silahlardan arındırılmış tarafsız bir devlet olması var. ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın danışmanları da, Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek için yeni planlar ortaya atıyor. Bu planlar, Ukrayna topraklarının büyük bir kısmının Rusya’ya bırakılmasını öneriyor. Öneriler arasında, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunun rafa kaldırılması da yer alıyor. Trump’ın danışmanları, Rusya ve Ukrayna’yı ödül ve ceza yöntemiyle müzakerelere zorlamayı planlıyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’li gazeteci Tucker Carlson’a yaptığı açıklamada, Rusya’nın askeri operasyonunun hedefleri ve sona erme şartları konusunda net olduğunu söyledi.
Lavrov, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna ile müzakere etmeyi reddetmekle sık sık haksız yere suçlandığını öne sürdü.
İki yıl önce Ukrayna lideri Volodimir Zelenski’nin, Batı’nın ateşkes şartlarını dikte edeceği inancı ile kapılarını her türlü müzakere görüşmesine kapadığı belirtildi.
Rusya’nın kabul edeceği şartlar sorulduğunda ise Lavrov, Putin’in haziran ayında yaptığı bir konuşmayı hatırlattı.
Rus lider, konuşmasında Moskova’nın tutumunu şöyle açıklamıştı: Ukrayna, güçlerini Rus topraklarından çekmeli, Rusça konuşan sakinlerin haklarını güvence altına almalı ve tarafsız, nükleer silahlardan arındırılmış bir devlet haline gelmeli.
Lavrov, “Temel ilke Ukrayna’nın blok dışı statüsüdür. NATO yok. Kesinlikle. Askeri üs yok, Ukrayna topraklarında yabancı birliklerin katılımıyla askeri tatbikat yok.” diye konuştu.
Üst düzey diplomat, Moskova’nın Ukrayna’nın Rus dili, medyası, kültürü ve Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ne karşı ayrımcılık yapmaya devam edebileceği herhangi bir anlaşmaya tolerans göstermeyeceğini de sözlerine ekledi.
ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın danışmanları, Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşı sona erdirmek için ülkenin büyük bir kısmının yakın bir gelecekte Rusya’ya bırakılmasını öneriyor.
ABD Başkanı seçilen Trump’ın yeni Rusya-Ukrayna temsilcisi emekli Korgeneral Keith Kellogg da dahil olmak üzere üç danışmanın önerilerinde, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunun rafa kaldırılması da yer alıyor.
Trump’ın danışmanları, Rusya ve Ukrayna’yı ödül ve ceza yöntemiyle müzakerelere zorlamayı planlıyor.
Ukrayna görüşmeyi kabul etmediği sürece askerİ yardımların kesilmesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in görüşmeyi reddetmesi durumunda ise yardımların arttırılması bu stratejinin bir parçası.
Trump, seçim kampanyası sırasında, yaklaşık üç yıldır devam eden savaşı 20 Ocak’ta göreve başladıktan sonraki 24 saat içinde, hatta daha önce sona erdireceği taahhüdünde bulunmuş fakat bunu nasıl yapacağını açıklamamıştı.
Kuzey Kore’nin Ukrayna’ya karşı savaşmak üzere Rusya’ya asker gönderdiği kamuoyuna yansımış, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ise en az 11 bin Kuzey Kore askerinin Rusya’nın sınır bölgesi Kursk’a konuşlandırıldığını açıklamıştı.
Geçtiğimiz günlerde Ukrayna ve Kuzey Kore birlikleri Rus toprağı Kursk’ta ilk kez karşı karşıya gelmişti.
Ukrayna mevzilerine baskın düzenleyen Kuzey Kore askerleri cephede ilk kayıplarını vermişti.

Beşiktaş – Fenerbahçe rekabetinde 360. randevu

Beşiktaş - Fenerbahçe rekabetinde 360. randevu

Trendyol Süper Lig’in 15. haftası Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında oynanacak derbi mücadelesine sahne olacak. İşte dev rekabette 360. randevu öncesinde her iki takımın da form durumu ve dikkat çeken istatistikleri…

Trendyol Süper Lig’in 15. haftasında Beşiktaş ile Fenerbahçe karşı karşıya gelecek. 
Tüpraş Stadı’nda saat 19.00’da başlayacak müsabakada Mehmet Türkmen düdük çalacak.
Türkmen’in yardımcılıklarını Deniz Caner Özaral ve Candaş Elbil yapacak.
Ligde oynadığı 13 maçta 10 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 yenilgi alan sarı-lacivertli ekip, 32 puanla ikinci sırada bulunuyor.
Siyah-beyazlı takım ise Süper Lig’de çıktığı 13 maçta hanesine yazdırdığı 22 puanla haftaya 5. sırada girdi.
Lider Galatasaray’ın 13, ikinci Fenerbahçe’nin de 10 puan gerisinde bulunan ve şampiyonluk yarışının uzağında kalan Beşiktaş, idari ve sportif açıdan yaşadığı zorlu süreçte derbiyi kazanarak çıkışa geçmeyi hedefliyor.
Jose Mourinho’nun ekibi, ligde oynadığı son 5 maçta 15 puan toplayarak lider Galatasaray ile arasındaki puan farkını 3’e indirdi.
Samsunspor deplasmanındaki 2-2’lik beraberliğin ardından üst üste Sipay Bodrum FK, Trabzonspor, Net Global Sivasspor, Bellona Kayserispor ve Gaziantep FK’yi mağlup eden sarı-lacivertli takım, zirve takibini sürdürdü.
Fenerbahçe’de Beşiktaş maçı öncesinde Jayden Oosterwolde dışında eksik oyuncu bulunmuyor.
Sakatlığını atlatan Çağlar Söyüncü takımla birlikte çalışmalara başladı. Milli futbolcunun kadroda olup olmayacağının kararını teknik ekip verecek.
Sarı-lacivertli ekipte savunma oyuncularından Alexander Djiku ve Samet Akaydin ise kart sınırında. Bu oyuncular Beşiktaş karşısında forma giyip kart görmeleri durumunda, bir sonraki hafta iç sahada oynanacak RAMS Başakşehir müsabakasında takımlarını yalnız bırakacak.
Bu sezon çıktığı 13 lig maçının 7’sini rakip sahada oynayan sarı-lacivertli ekip, bu maçlarda 5 galibiyet ve 2 beraberlik alırken hanesine 17 puan yazdırdı.
Jose Mourinho’nun öğrencileri ligde 14 hafta sonunda deplasmanda en fazla puan toplayan takım olarak dikkati çekti.
Deplasman karşılaşmalarında rakip fileleri 22 kez sarsan Fenerbahçe, kalesinde ise 8 gol görürken maç başına 3,14 gol ortalamasına ulaştı.
Fenerbahçe, ezeli rakibi Beşiktaş’a rakip sahada 4 maçtır mağlup olmuyor.
Son olarak 2019-2020 sezonunun ikinci yarısında, pandemi sebebiyle liglere ara verilmesinin ardından 19 Temmuz’da oynanan lig maçında rakibine 2-0 mağlup olan sarı-lacivertli takım, ardından çıktığı 4 maçta 3 beraberlik ve 1 galibiyet aldı.
Fenerbahçe, geçen sezon İsmail Kartal yönetiminde deplasmanda çıktığı müsabakayı ise Dzeko, Tadic ve Szymanski’nin golleriyle 3-1 kazanmıştı.
Fenerbahçe’nin sezon başında kadrosuna kattığı milli futbolcu Cenk Tosun, derbide şans bulması durumunda eski takımına karşı forma giyecek.
Gaziantepspor forması giydiği dönemde Beşiktaş’a karşı 6’sı lig, 2 Türkiye Kupası olmak üzere 8 maçta forma giyen Cenk Tosun, 2010-2014 yılları arasında oynanan bu maçlarda 1 kez gol sevinci yaşamıştı.
2014-2015 sezonu öncesinde Beşiktaş’a transfer olup 2017-2018 sezonunun devre arasında rekor bonservisle İngiltere’nin Everton takımına transfer olan milli futbolcu, 2020-2021 sezonunun devre arasında Beşiktaş’a kiralık olarak gelmişti. Cenk Tosun, 1 yıllık aranın ardından 2022-2023 sezonu öncesinde siyah-beyazlı takımla 2 yıllık sözleşme imzalarken, bu sezon başında Fenerbahçe’ye transfer oldu.
Beşiktaş formasıyla 3 Süper Lig şampiyonluğu yaşayan 33 yaşındaki futbolcu, eski takımına karşı ilk kez bir derbi maçta görev almaya hazırlanıyor.
Beşiktaş, teknik sorumlu Serdar Topraktepe yönetiminde ikinci derbisine çıkacak.
Siyah-beyazlı ekip, Giovanni van Bronckhorst ile yolların ayrılmasının ardından olağanüstü kongreye kadar takımın başında olacağı açıklanan Topraktepe ile geçen sezon da Fenerbahçe derbisinde mücadele etmişti.
Süper Lig’in 34. haftasında oynanan karşılaşmada Beşiktaş, deplasmanda Fenerbahçe’ye 2-1 mağlup olmuştu.
Siyah-beyazlılar, geride kalan sezon da iki dönem takımın başında bulunan Serdar Topraktepe yönetiminde tüm kulvarlarda 14. maçına çıkacak.
Beşiktaş’ta Brezilyalı futbolcu Gabriel Paulista, Fenerbahçe derbisinde forma giyemeyecek.
UEFA Avrupa Ligi’nin 5. haftasında Maccabi Tel Aviv ile oynanan maçta sakatlanan 34 yaşındaki stoper, ameliyat edilmişti.
Siyah-beyazlılarda sakatlıklarını atlatan Felix Uduokhai ile Ernest Muçi’nin durumu ise belirsizliğini koruyor. İki futbolcunun Fenerbahçe derbisinde forma giyip giyemeyecekleri netlik kazanmadı.
Beşiktaş’ta 5 futbolcu, sarı kart ceza sınırında bulunuyor.
Ligin geride kalan bölümünde 3’er kez sarı kartla cezalandırılan Moatasem Al Musrati, Ciro Immobile, Mert Günok, Jonas Svensson ve Ersin Destanoğlu, yarın kart görmeleri halinde cezalı duruma düşecek ve 16. haftadaki Adana Demirspor müsabakasında görev yapamayacak.
Beşiktaş, iç sahada Fenerbahçe’ye karşı çıktığı son 4 derbiyi kazanamadı.
Siyah-beyazlılar, 2020-2021 sezonundan bu yana Dolmabahçe’de oynadığı 4 maçta 3 beraberlik ve 1 yenilgi yaşadı. Beşiktaş, sahasında Fenerbahçe’ye karşı son galibiyetini ise 2019-2020 sezonunda 2-0’lık skorla aldı.

Boşanma avukatı açıkladı: Evlilikleri bitiren en büyük hata buymuş: Yavaş yavaş sona götürüyor

Boşanma avukatı açıkladı: Evlilikleri bitiren en büyük hata buymuş: Yavaş yavaş sona götürüyor

ABD’li boşanma avukatı James Sexton, evlilikleri bitiren 8 hatayı açıkladı. Modern dünyada birçok evliliğin boşanmayla sonuçlandığını belirten Sexton, ”Bunun en büyük nedeni, çiftlerin birbirini küçük şeylerle mutlu etmekten vazgeçmesi” dedi.

New York’un en başarılı boşanma avukatlarından olan James Sexton, ”Evlilikten sonra çiftler birbirlerini şımartmak vazgeçiyor. Sevgililik döneminde yaptıkları küçük jestleri bile birbirlerinden sakınıyorlar. Bu, bazen konfor alanında hissetmekten de kaynaklanıyor ancak tamamen yanlış bir bakış açısı. Küçük mutluluklardan yoksun olmanın, yavaş yavaş evliliklerin sonunu getirdiğini bilmenizi isterim” ifadelerini kullandı.
Sexton, evliliği bitiren ikinci etkenin ise cinsel birlikteliğin azalması olduğunu söylüyor. Uzman isim, ”Romantik bir ilişkiyi diğer ilişkilerden ayıran şey cinsel ilişkidir. Yakınlığı ihmal eden bir çiftin, arkadaştan farkı yoktur. Eğer eşinizin oda arkadaşınıza dönüşmesini istemiyorsanız, aranızdaki tutkuyu canlı tutmak için gayret edin” şeklinde konuştu.
Boşanma davasını üstlendiği birçok çiftin, çocuk odaklı evlilikler içerisinde olduğunu söyleyen Sexton, ”Çocuklarınız, sonsuza dek sizinle yaşamayacak. Onlar gittikten sonra elinizde ne kalacak? Eşinizle birbirinize verdikleriniz kalacak. İnanın çocuklarınız da birbirinizi ihmal etmenizi istemez. Mutlu ebeveynler, mutlu çocuklar demek. Çocuklarınızla ilgilenirken, birbirinizi sevmeye devam edebilirsiniz. Bu sanıldığı kadar zor değil” dedi.
Günümüzde gelişen teknolojilerle birlikte sosyal medya uygulamalarında geçirilen vakit de arttı. James Sexton, sosyal medyanın evlilik dinamiğini derinden sarstığını ve mükemmel görünmek için gösterilen çabanın, çiftleri birbirinden uzaklaştırdığını söyledi.
Evlilikte küçük hayal kırıklıklarının bastırılmaması gerektiğini belirten ABD’li avukat, ”Ufak sorunlar, kocaman uçurumlara dönüşebilir. İncindiğiniz noktaları birbirinizle paylaşın. Aksi takdirde o önemsiz gördüğünüz sorunlar, sizi kontrol edilemez bir noktaya getirebilir” dedi.
Aldatmanın anlık yapılan bir hata olmaktan çok bir birikim sonucu ortaya çıktığını öne süren Sexton, ”Boşanma davasını yürüttüğüm çoğu evlilikte şunu gördüm ki, çiftler karşılıklı olarak birbirlerinin ihtiyaçlarını görmezden geliyor. Bu da aldatma gibi geri dönülmez hatalara neden olabiliyor” ifadelerini kullandı.
Kimlik kaybının da romantik ilişkilerin sonunu getirdiğini belirten uzman isim, ”Evlenmeden önceki hobilerinize vakit ayırmaya devam edin. Eski arkadaşlarınızla bekar günlerinizde olduğu gibi görüşün. Elbette tüm bunları evliliğin sorumluluğunu bilerek yapın. Hayatınızı partnerinize adamayın, birbirinizden ayrı yaşam alanları oluşturun ki, kim olduğunuzu unutmayın” önerisinde bulundu.
Evlilik sözleşmelerinin de yıkıcı bir faktör olduğunu vurgulayan Sexton, ”Evlilik sözleşmesi, romantik ilişkilere yakışmayan bir girişimdir. Bu, ‘henüz aramızda bir sorun yok ama olursa sana güvenmiyorum’ anlamı taşır” dedi.
Evlilikte ciddi problemler yaşandığında profesyonel bir terapistten yardım almak, ilişkinin daha sağlıklı bir hale gelmesine yardımcı olabilir. Evlilik terapisi, eşlerin daha etkili iletişim kurmasına ve sorunları çözmesine olanak tanır.Evlilik, iki insanın birlikte bir yaşam kurma çabasıdır ve bu süreç her zaman dikkat, özveri ve çaba gerektirir. Bu temel faktörleri göz önünde bulundurarak, çiftler daha sağlıklı ve uzun süreli bir evlilik sürdürebilirler.