Dinozorlardan bile eski: 280 milyon yıllık fosil türünün en eski örneği!

Dinozorlardan bile eski: 280 milyon yıllık fosil türünün en eski örneği!

İspanya’nın Mallorca adasında bulunan 280 milyon yıllık gorgonopsiyen fosili, bilim dünyasında büyük bir heyecan yarattı. Bu fosil, daha önce bilinen en eski gorgonopsiyen fosillerinden 10 milyon yıl daha eski. İspanya’daki kazılarda ortaya çıkan fosilin, karasal ekosistemlerin hakim olduğu dönemde, memelilerin atalarının uzak akrabaları olan bu hayvanların nasıl evrimleştiğine dair yeni bilgiler sunması bekleniyor.

Dinozorlar henüz Dünya’da dolaşmıyorken ve memelilerin ortaya çıkmasına milyonlarca yıl varken, gorgonopsiyenler karaların hakimiydi.
Bu antik canlılar, kedi büyüklüğünden kutup ayısı boyutuna kadar değişen vücut yapılarıyla dikkat çekiyor ve hançer benzeri uzun dişleriyle biliniyorlardı.
252 milyon yıl önce yok olan bu ilginç canlılara dair bilgiler sınırlıydı, ta ki Akdeniz’deki Mallorca Adası’nda çığır açan bir fosil keşfedilene kadar.
Yeni keşfedilen fosil, gorgonopsiyenlerin daha önce bilinen en eski fosillerinden yaklaşık 10 milyon yıl daha yaşlı. Bilim insanları, bu fosilin 270-280 milyon yıllık olduğunu ve türünün en eskisi olduğunu belirledi.
Kafatası uzunluğu yaklaşık 18 santimetre olan bu hayvanın, orta boy bir köpek büyüklüğünde olduğu tahmin ediliyor. Ancak görünümü, uzun kuyruğu, kürksüz vücudu ve gözle görülmeyen kulaklarıyla kertenkelelere de benziyordu.
Araştırmacılar, gorgonopsiyenlerin kertenkelelerle karıştırılmaması gerektiğini özellikle vurguluyor.
Memeliler ve sürüngenlerin 320 milyon yıl önce yaşamış ortak bir atadan evrimleştiği, ancak gorgonopsiyenlerin memeli olmayan terapsitler olarak ayrı bir soydan geldiği belirtiliyor.
Araştırma ekibinden Ken Angielczyk, bu antik canlının tamamen farklı bir evrimsel geçmişi olduğunu ve “kertenkele-köpek” gibi basit bir tanımlamanın yanıltıcı olacağını söylüyor.
Gorgonopsiyen fosilleri genellikle Güney Afrika ve Rusya’nın yüksek enlemli bölgelerinde bulunmuştu. Mallorca’da yapılan bu keşif, bu canlıların yalnızca yüksek enlemlerde değil, aynı zamanda süperkıta Pangea’nın merkezi bölgelerinde de yaşamış olabileceğini gösteriyor. Paleontologlar, bu bulgunun, daha önce göz ardı edilen bölgelerde fosil araştırmalarına hız kazandıracağını ve antik canlıların yaşam alanlarına dair yeni bilgiler sağlayacağını düşünüyor.
2019-2021 yıllarında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan bu fosil, memelilerin ve diğer canlıların evrimsel tarihine ışık tutuyor. Bilim insanları, bu tür keşiflerle birlikte geçmişin karanlık sayfalarını daha iyi aydınlatmayı hedefliyor.
Yeni fosil, memelilerin uzak akrabaları olan gorgonopsiyenlerin yaşamına dair yeni sorular sorulmasına yol açarken, evrimsel tarihe dair anlayışımızı da derinleştiriyor.

Sandalyelerle barikat kuruldu, parlamento savaş alanına döndü!

Sandalyelerle barikat kuruldu, parlamento savaş alanına döndü!

Tayvan parlamentosu, anayasa mahkemesinin yetkilerini sınırlayan ve devlet görevlilerinin görevden alınmasını zorlaştıran tartışmalı reform tasarısının oylaması öncesinde büyük bir kaosa sahne oldu. İktidar partisinin milletvekilleri, oylamayı engellemek amacıyla genel kurul salonuna koltuklarla barikat kurarken, muhalefetle girmeleri engellenmek istenen vekiller arasında arbede yaşandı. Meclisteki gerginlik, dışarıda yapılan protestolarla da desteklendi.

Tayvan Parlamentosu, anayasa mahkemesinin yetkilerini sınırlayan ve devlet görevlilerinin görevden alınmasını zorlaştıran tartışmalı bir yasa tasarısının oylaması öncesinde büyük bir kaosa sahne oldu.
Gece saatlerinde, oylamanın engellenmesi için iktidar partisi olan Demokratik İlerleme Partisi’nin (DPP) milletvekilleri, meclis genel kurul salonuna koltuklarla barikat kurarak salona girmeye çalışan muhalefet milletvekillerine karşı direndi.
Aralarındaki gerginlik, kısa süre içinde kavgaya dönüştü.
Meclis binasının dışında ise protesto gösterileri yapıldı. Göstericiler, Çin yanlısı Kuomintang ve Tayvan Halk Partisi’ni, Tayvan’ı Çin’e dönüştürmeye çalışmakla suçlayarak protestolarını dile getirdi. “Seçmenlerin haklarını elinden alıp Tayvan’ı Çin’e dönüştürmeye çalışıyorlar” diyen protestocular, ülkedeki demokrasiye yönelik tehditlere karşı çıktılar.
Tüm bu gerginliğe rağmen, Tayvan Parlamentosu’nda çoğunluğu elinde bulunduran muhalefet milletvekillerinin protestolarına rağmen oylama gerçekleşti.
Yasa değişikliklerinin kabul edilmesiyle Tayvan’ın demokrasisinin, Çin’in etkisi altında zayıflayabileceği endişeleri artmış durumda.
Bu gelişme, Tayvan’daki siyasi atmosferi daha da gerdi ve ülkedeki iç siyasetle ilgili tartışmaları derinleştirdi.

Bilim insanları “2 kat artış var” diyerek uyardı: İçtiğiniz sudan tüm vücuda yayılıyor

Bilim insanları

Uzmanlar plastiklerin günlük hayatın büyük bir kısmında kullanılması nedeniyle insanların farkında olmadan hava, su ve gıda vasıtasıyla birçok mikroplastiğe maruz kaldığı konusunda uyarıyor. Bilim insanları, solunan hava, içilen su ve yenen yiyecekler vasıtasıyla vücuda giren mikroplastiklerin, üreme rahatsızlıklarının yanı sıra kolon ve akciğer kanserine neden olabileceğini saptadı.

“Environmental Science Technology” dergisinde yayımlanan araştırma kapsamında bilim insanları, mikroplastiklerin sindirim, solunum ve üreme sistemlerine nasıl zarar verebileceğini öğrenmek için fareler ve insanlar üzerinde yapılan 1815 araştırmayı inceledi.
Plastiklerin günlük hayatın büyük bir kısmında kullanılması nedeniyle insanların farkında olmadan hava, su ve gıda vasıtasıyla birçok mikroplastiğe maruz kaldığının altını çizen bilim insanları, araştırma sonucunda mikroplastiklerin, akciğer ve kolon kanserinin yanı sıra bazı üreme sorunlarıyla ilişkili olduğuna dair kanıtlara ulaştı.
Bilim insanları, 55 yaşın altındaki yetişkinlerin 10 yıl öncesine kıyasla yaklaşık 2 kat daha fazla kolon kanserine yakalanmasındaki ve tütün ürünü kullanmayan kişilere akciğer kanseri teşhisi konması oranındaki artışın, mikroplastiklerle ilişkili olabileceğini ifade etti.
İncelemeye dahil edilen çalışmaların çoğunun, laboratuvar ortamında sıklıkla kullanılan bir mikroplastik türünü ele aldığını belirten bilim insanları, mikroplastiklerin birçok farklı formu olduğuna dikkati çekti.
Araştırmacılar, insan sağlığına tam olarak etkilerinin tespit edilmesi için uzun zamana ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

Biri Sri Lanka’da diğeri Tayland’da ortaya çıktı: Gazze’de savaş suçu işleyen İsrail askerleri

Biri Sri Lanka'da diğeri Tayland'da ortaya çıktı: Gazze'de savaş suçu işleyen İsrail askerleri

Gazze’de savaş suçu işlediği tespit edilen iki İsrail askeri için alarm verildi. Askerlerden birinin Sri Lanka’ya kaçtığı, ancak tutuklanma riski nedeniyle buradan da çıktığı açıklandı. Bir diğer asker ise Taylan’da ortaya çıktı. Askerlerin işlediği savaş suçları arasında öldürülen bir Filistin’in cansız bedenine saygısızlık, Filistinlilere ait evleri yıkmak, Gazze’de yerinden edilen Filistinlilerin evlerine girip kıyafetlerini giymek de yer alıyor.

Gazze’de savaş suçu işlemekle suçlanan bir İsrail askerinin, İsrail hükümetinin ısrarı üzerine Sri Lanka’dan kaçtığı bildirildi.
Gazze’deki savaş suçlarını izleyen Hind Rajab Vakfı, Gazze’de bir Filistinliyi öldürdüğünü ve cesedine saygısızlık ettiğini iddia ettiği İsrailli asker Gal Ferenbook’un Hint Okyanusu adasında olduğunu tespit etti.
Vakıf bunun ardından Sri Lanka makamlarına, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne ve Interpol’e şikayette bulundu.
Vakıf tarafından ifşa edilmesinin ardından Ferenbook, Çarşamba günü İsrail hükümeti tarafından tutuklanma riski nedeniyle ülkeyi terk etmesi konusunda uyarıldı.
Sri Lanka yerel medyasında yer alan haberler askerin cuma günü ülkeden kaçtığını söylüyor.
Savaş suçu iddiaları, Ferenbook’un Ağustos ayında Instagram hesabında paylaştığı, askeri bir aracın içinde öldürülen Filistinli bir adamın kalıntılarını monitörde gösterirken ve kendisinden “terminatör” olarak bahseden diğer askerlerle gülerken gösteren bir videodan kaynaklanıyor.
Vakıf, “Alaycı ve kutlayıcı ton, Ferenbook’un Filistinli bir sivilin hukuksuz bir şekilde öldürülmesinden doğrudan sorumlu olduğunu güçlü bir şekilde gösteriyor ve askeri gereklilik dışında sivil altyapının tahrip edildiğini belgeliyor” dedi.
Hind Rajab Vakfı, şu anda Tayland’da bulunan ikinci bir İsrail askerinin savaş suçlusu olduğundan şüphelenildiğini açıkladı.
Vakıf, Volkan Bölüğü muharebe mühendisliği biriminin bir üyesi olan Lidor Kandalker’in İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden saldırıları sırasında Filistinlilere ait evlerin yıkımında görev aldığını iddia ediyor.
Vakıf tarafından sosyal medyada paylaşılan bir videoda Kandalker, askeri bir aracın içinde kulüp müziği çalarken ve ekranda gösterilen bir binayı patlatmadan önce geri sayım yaparken görülüyor. O ve araçtaki diğer askerler patlamadan sonra tezahürat yapıyor.
Kandalker’in vakıf tarafından yayınlanan bir başka görüntüsünde ise askerin Gazze’de sivil bir evin içinde sandalyede oturduğu, yerinden edilmiş bir Filistinlinin kıyafetlerini giydiği, elinde bir saldırı tüfeği olduğu ve çay ya da kahve gibi görünen bir şey içtiği görülüyor.
Vakıf, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne şikayette bulunduğunu ve polis, Adalet Bakanlığı ve Lahey’deki Tayland Büyükelçiliği de dahil olmak üzere Taylandlı yetkilileri Kandalker’in ülkedeki varlığı konusunda bilgilendirdiğini belirtti.
Vakıf, Kandalker’in yakalanması, kaçışının engellenmesi ve işlediği suçların hesabının sorulmasını sağlamak üzere uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeleri çağrısında bulundu.
Savaş suçlarına karışmakla suçlanan bir İsrail askerinin İsrail hükümetinin ısrarı üzerine bir ülkeden kaçmasıyla ilgili bilinen ilk vaka, Kasım ayında bir yedek subayın eşiyle birlikte tatil yaptığı Kıbrıs’tan kaçmasıyla ortaya çıkmıştı.

Almanya’da Noel pazarına saldırı: İki Türk vatandaşı da yaralılar arasında

Almanya'da Noel pazarına saldırı: İki Türk vatandaşı da yaralılar arasında

Almanya’nın Magdeburg kentinde bir cipin Noel pazarına dalmasıyla biri çocuk 2 kişi öldü, 68 kişi yaralandı. Dışişleri Bakanlığı, saldırıda iki Türk vatandaşının da yaralandığını ancak hayati tehlikelerinin bulunmadığını duyurdu. Saldırganın, 20 yıldır Almanya’da yaşayan Suudi bir psikiyatri uzmanı olduğu açıklandı. Peki saldırının amacı neydi? Alman polisi hangi şüpheler üzerinde duruyor? (Haber: Derya Doğan)

Almanya’nın Magdeburg kentinde bir cipin festival kalabalığının arasına dalması sonucu biri çocuk 2 kişi öldü, 68 kişi yaralandı.
Dışişleri Bakanlığı, saldırıda iki Türk vatandaşının da yaralandığını ancak hayati tehlikelerinin bulunmadığını duyurdu. 
Polis, saldırının gerçekleştiği yerde 50 yaşında Suudi bir doktoru tutukladı.
Alman Der Spiegel dergisi saldırganın Almanya’nın aşırı sağcı Almanya için Alternatif partisine sempati duyan psikiyatri ve psikoterapi uzmanı Taleb al Jawad olduğunu açıkladı.
Saldırganın 20 yıldır Almanya’da yaşadığı bildirildi.
Adam, saldırının ardından yakalanıp gözaltına alındı.
Saldırının nedeni henüz belirsiz. 
Reuters’a konuşan Suudi bir kaynak, krallığın Alman yetkilileri, kişisel X hesabında aşırılık yanlısı görüşler paylaşan saldırgan hakkında uyardığını söyledi.
Kaynak, şüpheliyi Taleb Abdul Jawad olarak tanımladı.
Bazı Alman basın organları ise zanlının geçmişte sosyal medya paylaşımlarında İslam’ı eleştiren görüşler dile getirdiğine ve hatta Almanya’nın İslamlaşmasının “tehlikeleri” konusunda uyarılarda bulunduğuna dikkat çekti.
Alman polisi şu ana kadar saldırının aşırılık yanlısı İslamcılardan mı esinlendiği yoksa psikolojik sorunlarla mı bağlantılı olduğu konusunda emin olmadıklarını bildirdi.
Saldırı haberinin duyulmasının ardından milyarder Elon Musk, Scholz’u eleştirdi ve istifaya çağırdı.
Geçtiğimiz ayın sonlarında İçişleri Bakanı Nancy Faeser, aşırılık yanlısı saldırılar için potansiyel bir hedef olarak güvenlik güçlerinin özellikle odaklandığı Noel pazarlarında insanlara dikkatli olmalarını tavsiye etmişti.
Saldırının yol açtığı üzüntü ve öfkenin, Almanya 23 Şubat seçimlerine giderken göç ve güvenlik konusunda hararetli bir tartışmayı alevlendireceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Göçmen karşıtı aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin lideri Alice Weidel, X’te “bu çılgınlık ne zaman sona erecek?” diye yazdı.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve diğer politikacılar bugün saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret edecek.
Yaklaşık 8 yıl önce Berlin’de de Tunuslu bir adam Noel pazarına kamyonla girerek 13 kişinin ölümüne yol açmıştı.
Almanya’nın en sevilen dini ve kültürel festivallerinden birini hedef alan bu son saldırıyı henüz hiçbir grup üstlenmedi.

AK Parti Sözcüsü Çelik’ten Almanya’daki saldırıya kınama

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Almanya'daki saldırıya kınama

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Almanya’nın Magdeburg kentinde Noel pazarına araçla yapılan saldırıyı şiddetle kınadı. Çelik, “Saldırının bir an önce aydınlatılması ve sorumluların adalet önünde hesap vermesi en büyük temennimizdir.” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Almanya’nın Magdeburg kentinde Noel pazarını hedef alan saldırıyı şiddetle kınadığını belirtti.

“SORUMLULARIN ADALET ÖNÜNDE HESAP VERMESİ EN BÜYÜK TEMENNİMİZDİR”

Saldırının bir an önce aydınlatılması ve sorumluların adalet önünde hesap vermesinin en büyük temennisi olduğunu kaydeden Çelik, şu ifadelere yer verdi:

“Hayatını kaybedenler için başsağlığı, yaralılara acil şifa diliyoruz. Teröre ve şiddete karşı her zeminde ortak mücadele ilkemizi bir kere daha ifade ediyoruz.”

Almanya’da dehşet: Aracıyla Noel pazarındaki kalabalığın arasına daldı

Almanya'da dehşet: Aracıyla Noel pazarındaki kalabalığın arasına daldı

Almanya’nın Mandeburg şehrinde bir sürücü aracıyla Noel pazarında kalabalığın arasına daldı. Olayda, ilk belirlemelere göre iki kişi hayatını kaybetti, 60 kişiden fazla kişi yaralandı. Saldırganın 2006’da Almanya’ya gelmiş Suudi bir doktor olduğu belirtildi.

Almanya’nın kuzeydoğusunda bulunan Magdeburg kentinde bir kişi aracını Noel pazarında bulunan kalabalığın üzerine sürdü. Alman resmi yayın kuruluşu, olayın ardından şoförün yakalanıp gözaltına alındığını duyurdu. 

Saksonya-Anhalt Eyaleti Başbakanı Reiner Haseloff, yaptığı açıklamada saldırıda iki kişinin hayatını kaybettiğini, ölenlerden birinin küçük bir çocuk olduğunu belirtti.

“Noele yaklaştığımız şu günlerde korkunç bir olay.” ifadesini kullanan Haseloff, saldırıda bazıları ağır olmak üzere 60’ın üzerinde kişinin yaralandığını bildirdi.

Alman Wild gazetesi ise 11 kişinin öldüğünü belirtti. 

SALDIRGAN “SUUDİ BİR DOKTOR”

Alman gazetesi Die Welt, saldırganın 1974 doğumlu ve Suudi Arabistan vatandaşı olduğu bilgisini geçti. 

Eyalet Başbakanı, şüphelinin “2006’da Almanya’ya gelmiş Suudi bir doktor” olduğunu belirtti. 

Alman polisi araçta patlayıcı olmasından şüphelenirken, Alman basını ise aracın kiralık olduğunu belirtti. 

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, “Noel pazarındaki olay en büyük korkuları uyandırıyor” dedi.  Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, yaptığı yazılı açıklamada, “Huzurlu bir Noel beklentisi Magdeburg’dan gelen haberlerle aniden kesintiye uğradı. Bu korkunç suçun tüm arka planı henüz açıklığa kavuşmuş değil. Düşüncelerim kurbanlar ve aileleriyle. Tüm acil servislere çabaları için teşekkür ediyorum.” ifadesini kullandı.

Dünyanın en pahalı kahvesi oymuş: Kilosunun fiyatı dudak uçuklatıyor

Dünyanın en pahalı kahvesi oymuş: Kilosunun fiyatı dudak uçuklatıyor

Endonezya’nın büyüleyici Bali adası, gizemli bir kahve deneyimiyle kulaktan kulağa yayılan bir efsaneye ev sahipliği yapıyor. “Kopi Luwak” ya da diğer adıyla “Luwak kahvesi,” yalnızca sıradan bir içecek değil, doğanın sırlarını taşıyan bir iksir gibi… Bu eşsiz kahve, Misk kedisinin midesindeki gizemli bir fermantasyon sürecinden geçerek ruhunu kazanıyor. Her bir çekirdeğin arkasında doğanın ve zamanın el ele verdiği bir hikâye saklı. Kilosu bin dolara kadar çıkan bu kahve, hem lüksün hem de bilinmeyenin tadını merak edenler için adeta bir hazine.

Misk kedisi, arabica veya robusta türü kahve meyvelerini yedikten sonra çekirdekler midesinde fermantasyona uğruyor ve dışkı yoluyla atılıyor.
Bu çekirdekler, detaylı bir temizlik ve işleme sürecinin ardından kavrularak eşsiz bir lezzet sunuyor
Bali’nin Ubud bölgesindeki bir kahve çiftliğinde çalışan Ni Ketut Budiani, Luwak kahvesinin hazırlanmasının zahmetli ancak özel bir süreç olduğunu belirtiyor.
Kahve çekirdeklerinin temizlenmesi, kurutulması ve kavrulması bir haftayı bulabiliyor. Budiani, açık havada kurutulan çekirdeklerin daha yoğun bir aroma sunduğunu ifade ediyor.
Bali’nin Ubud bölgesindeki yerel bir kahve çiftliğinde görevli Ni Ketut Budiani, bu sıra dışı kahvenin uzun bir süreçten geçerek hazırlandığını belirtti.
Kahve işleme sürecinin genellikle bir hafta sürdüğünü aktaran Budiani, güzel bir kahve elde edebilmenin sırrının havanın yağışlı olup olmamasına bağlı olduğunu anlattı.
Açık gökyüzünde kahvenin aromasının daha güzel olacağını belirten Budiani, “Hava izin vermezse ve sonra içeride kurutursak, o zaman kahvenin tadı farklı olur.” dedi.
Luwak’ın “özel bir kahve” olduğuna dikkati çeken Budiani, bu sıra dışı hayvanın, ağaçlardan toplanan kahve meyvesini gece yediğini ve sabaha kadar midesinde beklediğini söyledi.Budiani, kahve çekirdeğinin Misk kedisinin dışkısından ayrıştırıldığı süreci de anlattı.
Kahve çekirdeklerinin hayvanın midesinden çıktıktan sonra sıcak su ile yıkandığını, daha sonra bir süre kaynatıldığını aktaran Budiani, haşlanan kahve çekirdeklerinin de tercihen güneşte kurumaya bırakıldığını ve daha sonra kabuğunun soyulduğunu söyledi.
Budiani, tekrar sıcak suyla temizlenen çekirdeğin, kavrulup havanda dövülerek paketlendiğini belirtti. Luwak kahvesinin kavrulma şeklinin de müşterilerin isteğine göre değiştiğini anlatan Budiani, en az 2 kilogram kahve çekirdeği için öğütme işleminin yaklaşık 1 saat kadar sürdüğünü anlattı.
Fincan başına yaklaşık 3,5 dolara sunulan Luwak kahvesi, turistlerden yoğun ilgi görüyor. İlk kez deneyenlerin kahvenin lezzetini övdüğünü belirten Budiani, çiftlikte ziyaretçilere farklı çay ve kahve seçenekleri de sunulduğunu söyledi.Tropikal mangosteen meyvesi, rosella ve kırmızı zencefilden yapılan çaylar da kahve çiftliğinde sunulan egzotik içecekler arasında yer alıyor.Egzotik içecekleriyle öne çıkan Bali, kahve tutkunları ve keşfetmek isteyen ziyaretçiler için benzersiz bir durak olmaya devam ediyor.

Kahvaltıdaki en yaygın hata yüksek kolesterol nedeni: Kalbi riske atıyor

Kahvaltıdaki en yaygın hata yüksek kolesterol nedeni: Kalbi riske atıyor

Kalp sağlığına giden yol sabah yaptığınız seçimlerle başlar. Bu yaygın kahvaltı hatalarından kaçınmak, yalnızca kolesterol seviyenizi yönetmekle kalmaz, aynı zamanda daha sağlıklı bir yaşam tarzı için güçlü bir temel de oluşturabilirsiniz. Küçük değişiklikler büyük fark yaratabilir, bu nedenle gününüze doğru başlayın ve kalbinize iyi bakın.

Kahvaltı, günün en önemli öğünü olarak adlandırılır, ancak sabahları yanlış seçimler yapmak yarardan çok zarar verebilir. Kalp hastalığı için önemli bir risk faktörü olan yüksek kolesterol, beslenme alışkanlıklarıyla bağlantılıdır ve kahvaltı bunda önemli bir rol oynar. 2018’de yapılan bir araştırma, kahvaltı alımının hem zihinsel hem de fiziksel sağlığa fayda sağladığını göstermektedir.
Öğün atlamaktan yanlış yiyecekleri seçmeye kadar, bu sabah hataları sessizce kolesterol seviyenizi artırabilir.
İşte yapabileceğiniz en yaygın kahvaltı hataları ve bunları nasıl düzelteceğiniz.Birçok kişi kahvaltıyı atlamanın kalorileri azaltmanın hızlı bir yolu olduğunu düşünür. Ancak bu alışkanlık ters tepebilir.
Kahvaltıyı atlamak, günün ilerleyen saatlerinde sağlıksız atıştırmalıklara yol açabileceğinden, daha yüksek kolesterol seviyeleriyle bağlantılıdır.
Çeşitli çalışmalar, kahvaltıyı atlayanlarda obezite, yüksek tansiyon, olumsuz lipid profilleri, diyabet ve metabolik sendrom gibi kardiyometabolik risklerin daha yüksek yaygınlık ve insidansına sahip olduğunu kanıtlamıştır ve bu da sonunda CVD riskinin artmasına katkıda bulunabilir. Bunun yerine, kolesterolünüzü kontrol altında tutmak için dengeli bir sabah yemeği tercih edin.
Şekerli tahıllar kullanışlı ve lezzetli görünebilir, ancak rafine karbonhidratlar ve şekerlerle doludur. Bu içerikler, kanınızdaki bir yağ türü olan trigliseritlerde artışa ve sonunda kötü kolesterolün (LDL) yükselmesine neden olabilir. Bunları, lif açısından zengin ve kalp dostu olan yulaf veya müsli gibi tam tahıllı seçeneklerle değiştirin.
Sosisler, tavuk salamı ve hatta balık kızartmaları popüler kahvaltı öğeleri olabilir, ancak doymuş yağ ve sodyum açısından yüksektir. Bunları düzenli olarak tüketmek LDL kolesterolü artırabilir ve kalbinizi riske atabilir. Bunun yerine haşlanmış yumurta veya ızgara tavuk gibi yağsız protein kaynaklarına yönelmelisiniz.
Beyaz ekmek veya makarna sabah isteklerinizi tatmin edebilir, ancak kolesterol seviyelerini düşürmek için gereken liflerden yoksundurlar.
Rafine karbonhidratlar insülin yükselmelerine neden olabilir, bu da yağ depolanmasını teşvik eder ve kolesterolü artırır. Tam tahıllı ekmek veya çok tahıllı seçenekler daha sağlıklı alternatiflerdir.
Beyaz ekmek veya makarna sabah isteklerinizi tatmin edebilir, ancak kolesterol seviyelerini düşürmek için gereken liflerden yoksundurlar. Rafine karbonhidratlar insülin yükselmelerine neden olabilir, bu da yağ depolanmasını teşvik eder ve kolesterolü artırır. Tam tahıllı ekmek veya çok tahıllı seçenekler daha sağlıklı alternatiflerdir.
Sağlıklı yiyecekler bile aşırı tüketildiğinde yüksek kolesterole yol açabilir. Büyük porsiyonlarda kuruyemiş, tohum veya meyve, besleyici olsa da kalori açısından yoğun olup kilo alımına katkıda bulunabilir ve dolaylı olarak kolesterolü etkileyebilir. Dengeyi korumak için porsiyon boyutlarına dikkat edin.
Birçok kişi kahvaltılarına şekerli kahve içecekleri veya krema yüklü çay eşlik eder. Bu içecekler doymuş yağ ve şeker açısından yüksektir ve bu da daha yüksek kolesterole katkıda bulunabilir. Daha sağlıklı bir başlangıç ​​için minimum şeker içeren siyah kahve, yeşil çay veya bitki bazlı süt deneyin.
Lif, kolesterolü düşürmek için olmazsa olmazdır, ancak birçok kahvaltıda yeterli lif bulunmaz. Yulaf, meyve ve sebze gibi yiyecekler bağırsaktaki kolesterole bağlanabilir ve onu vücuttan uzaklaştırabilir. Bunları günlük kahvaltınıza eklemeyi alışkanlık haline getirin.
“Temiz” beslenmek için tüm yağlardan kaçınmak bir hata olabilir. Fındık, çekirdek ve zeytinyağında bulunanlar gibi sağlıklı yağlar, iyi kolesterolü artırmaya yardımcı olur

NASA tarih verdi: 10 katlı bina büyüklüğündeki asteroit Dünya’ya yaklaşıyor!

NASA tarih verdi: 10 katlı bina büyüklüğündeki asteroit Dünya'ya yaklaşıyor!

NASA, 24 Aralık 2024 tarihinde 10 katlı bina büyüklüğündeki devasa bir asteroitin Dünya’nın yakınından geçeceğini duyurdu. NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) saatte 23 bin 160 kilometre hızla gelen 2024 XN1 adlı dev asteroitin Dünya’ya çarpmadan güvenli bir mesafeden geçeceğini söyledi.

Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Dünya’ya doğru hızla yaklaşan devasa bir asteroit hakkında uyarıda bulundu.
Uzay ajansı, 24 Aralık sabahında, 2024 XN1 adlı devasa bir asteroitin Dünya’ya tehlike oluşturmadan geçiş yapacağını duyurdu.
10 katlı bir bina büyüklüğündeki asteroit, saatte 23 bin kilometreden fazla hızla ilerleyerek gezegenimize 7,21 milyon kilometre uzaklıktan geçecek.
Bu mesafe, Ay ile Dünya arasındaki uzaklığın yaklaşık 18 katı. Uzmanlar, bu tür geçişlerin görece yakın olduğunu ancak herhangi bir çarpışma riskinin bulunmadığını belirtiyor.
Royal Greenwich Gözlemevi’nden astronom Jess Lee, asteroitin Dünya’ya çarpma olasılığının sıfır olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Asteroit oldukça uzakta olacak, bu yüzden Dünya için bir tehlike oluşturmuyor. Ancak bu büyüklükteki bir cisim gezegenimize çarpsaydı, sonuçları çok yıkıcı olabilirdi.”
Bilim insanları, 2024 XN1’in Dünya’ya çarpması durumunda, 12 milyon ton TNT gücünde bir enerjiyle etki yaratacağını ve 2 bin  kilometrekarelik bir alanı yerle bir edebileceğini tahmin ediyor.
Bu, 1908 yılında Rusya’da meydana gelen ve 80 milyon ağacın yok olmasına neden olan Tunguska Olayı’na benzer bir felaket anlamına geliyor.
2024 XN1’in bu geçişi, önümüzdeki yıllarda daha yakın olacak diğer geçişlerin habercisi. Bilim insanları, bu asteroidin 2032’de 4,7 milyon kilometre ve 2106’da 3,4 milyon kilometre mesafeden geçeceğini tahmin ediyor.
Bu tür olaylar, Dünya’nın ne kadar savunmasız olduğunu hatırlatıyor. NASA ve ESA, gezegen savunma sistemlerini geliştirerek bu tür cisimleri önceden tespit etmeyi ve olası tehditleri en aza indirmeyi hedefliyor.
Her ne kadar 2024 XN1 bu kez tehlike yaratmıyor olsa da, bu büyüklükteki asteroidler gezegenimize yaklaşmaya devam ediyor. İnsanlık, bu kozmik tehditlere karşı hazırlıklı olmalı ve bilimsel çalışmalarını sürdürmelidir.
2024 XN1, uzayın gizemlerine bir pencere açarken, gezegenimizin korunmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.