Suriye hapishanesinde kaybolmuştu: Türk baba oğlunu arıyor!

Suriye hapishanesinde kaybolmuştu: Türk baba oğlunu arıyor!

Türk vatandaşı Mustafa Durmuşoğlu’nun oğlu, Suriye’de 2013 yılında rejim tarafından cezaevine atıldı. Durmuşoğlu, röportaj veren bir kişiyi oğluna benzetmesinin ardından umutlarının yeniden yeşerdiğini belirtti.

Suriye’nin başkenti Şam’ın Kasyun Dağı eteklerindeki Türk Mahallesi’nde yaşayan ve 2013 yılında rejim tarafından cezaevine atılan Osman Durmuşoğlu’ndan o günden sonra haber alınamadı.

Ailesi 1930’lu yıllarda Hatay’ın Hassa ilçesinden Şam’a göç eden Durmuşoğlu’nun yakınları, geçtiğimiz günlerde kendisine benzettikleri bir kişinin videosunu sosyal medyada gördüler.

Şam’ın Merci meydanında çekilen görüntüler üzerine ümitlenen baba Mustafa Durmuşoğlu, kent meydanında ve hastanelerde evladını arasa da herhangi bir ize rastlamadı. Durmuşoğlu, evladından gelecek haberi umutla bekliyor.

“EVLADIMI 2013 YILINDAN EVDEN ALDILAR” Türk vatandaşı Mustafa Durmuşoğlu, videoda gördükleri şahsı evladına benzetmeleriyle umutlarının yeşerdiğini belirterek, “Burası Şam’ın Kasyun Dağı eteklerinde bulunan Türk Mahallesi. 80 yıldan beri burada yaşıyoruz. Ben burada doğdum ve ailelerimiz zamanında buralara gelmiş. Oğlum hakkında rapor tutmuşlar. Evladımı 2013 yılında gelip evin önünden aldılar. Oğlum cezaevine girdiğinde 30 yaşındaydı.” diye konuştu. Cezaevine girdikten sonra oğlundan hiç haber alamadığını aktaran yaşlı adam, “Bundan bir hafta önce Merci’de biriyle röportaj yapmışlar ve görüntüdeki kişi aklını kaybetmiş. Videoyu benim Türkiye’de yaşayan oğlum gönderdi. Gittim meydanda aradım, hastanelerde aradım fakat oğluma benzeyen biri mi bilmiyorum.” dedi.

Eski Yunanistan Başbakanı Simitis hayatını kaybetti

Eski Yunanistan Başbakanı Simitis hayatını kaybetti

Yunanistan’ın eski başbakanı Kostas Simitis yaşamını yitirdi.

Eski Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis 88 yaşında hayatını kaybetti.

Yunanistan’daki Korinthos Hastanesi’nden yapılan açıklamada, eski Başbakan Simitis’in bu sabah ambulansla hastaneye getirildiği, ancak hayatını kaybetmiş olduğu bildirildi. Yunan Devlet Televizyonu ERT’in haberine göre, bu sabah ölen Simitis, Noel tatili için Korinthos’daki yazlığında bulunuyordu ve herhangi bir sağlık sorunu yaşamıyordu. Hastane personeli Simitis’in uykusunda hayatını kaybettiği yönünde tahminlerde bulunsa da ölüm nedeninin belirlenmesi için hastane protokolü gereği otopsi yapılacak.

MİÇOTAKİS’TEN BAŞSAĞLIĞI MESAJI Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ise kendi partisi Yeni Demokrasi’nin onlarca yıl en büyük rakibi olmuş Panhelenik Sosyalist Harekete (PASOK) hizmet etmiş Simitis’in ölümü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Ülkeye önemli adımlarda eşlik eden değerli ve kibar siyasi rakip Kostas Simitis’i üzüntü ve saygı ile uğurluyorum.” ifadesini kullandı. Başbakan Miçotakis, Kostas Simitis’in Yunanistan’da 1967-1974 döneminde hakim olan cunta rejimine karşı verdiği mücadeleye dikkati çekerek, Simitis’in daha sonra PASOK’ta kurucu üye ve parti lideri olarak üstlendiği liderlik rollerini de hatırlattı. Miçotakis, Simitis’in eşi Dafni Simitis ve çocuklarına başsağlığı diledi. Dünyaya 1936’da gelen Simitis, Yunanistan’da defalarca iktidarda yer alan PASOK’un kurucu üyelerindendi. Simitis, PASOK iktidarında birçok kez bakanlık yaparken, 1996-2004 yıllarında hem PASOK lideri hem de Başbakan olarak hizmet verdi. Hukuk ve ekonomi eğitimi alan Simitis, akademisyen kimliğiyle de birçok üniversitede de dersler verdi. 

KOSTAS SİMİTİS KİMDİR?

Almanya’da Marburg Üniversitesi’nde hukuk ardından Londra Ekonomi Okulu’te ekonomi eğitimi aldı. 1961’de Yüksek Mahkeme’de yargıç oldu. 1965’te Panhelenik Kurtuluş Hareketi Ulusal Konseyi’ne katılarak politikaya atıldı. Aynı yıllarda bir araştırma ve çalışma topluluğu olan Elexandros Papanastasiuou Derneği’ni kurdu. 1967-69 yıllarında Yunanistan’da iktidarda olan askerî cuntaya karşı bir dizi yasa dışı eylemde bulundu. Bu eylemlerin sonucunda mahkemelik oldu ve yargılanmamak için Almanya’ya kaçtı. Sürgün yıllarında da cuntaya karşı mücadelesine devam etti. Almanya’nın Konstanz Üniversitesi’nde öğretim görevlisi oldu. Bir süre sonra Justus Liebig Üniversitesi’nde ticaret ve medeni hukuk dalında profesörlük unvanı kazandı. Cunta yıllarının ardından Yunanistan’a döndü ve 1985’te Yunan Parlamentosu’na girdi. 90’lı yıllara dek tarım, ulusal ekonomi ve endüstri bakanlıklarında bulundu. Başbakan Andreas Papandreu’nun 1996 ocağında sağlık nedenlerinden dolayı görevi bırakmasının ardından düzenlenen seçimlere Panhelenik Sosyalist Hareketi’nin (PASOK) lideri olarak girdi. 1996 eylülünde yapılan seçimleri kazanan PASOK, lideri Simitis’i de başbakanlık koltuğuna taşıdı. 17 Ağustos 1999’da Marmara’da meydana gelen büyük depremin ardından Türkiye’ye zeytin dalı uzatan ve iki toplum arasında tarihte görülmemiş bir yakınlaşmanın tohumlarını Ege’ye dikti. Avrupa Birliği’nde Türkiye’nin adaylığına karşı Yunanistan vetosunu da kaldırarak Aralık 1999’da Türkiye’ye aday ülke statüsünün verilmesinde önemli rol oynadı. Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu ile uyumlu çalışması da, Yunanistan’ın Türkiye politikasında yumuşamasında önemli rol oynadı.

Güney Kore’de sular durulmuyor: Tutuklama itirazı reddedildi!

Güney Kore'de sular durulmuyor: Tutuklama itirazı reddedildi!

Güney Kore’de mahkeme, 3 Aralık 2024’te kısa süren sıkıyönetim ilanı nedeniyle devlet başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Yoon Suk Yeol’ün hakkında çıkarılan tutuklama kararına yaptığı itirazı reddetti.

Yonhap’ın haberine göre, Güney Kore Batı Bölge Mahkemesi, eski Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’ün itiraz başvurusuna ilişkin kararını açıkladı. Mahkeme, Yoon hakkındaki tutuklanma ve devlet başkanlığı konutunun aranması kararlarının durdurulması talebini reddetti. Aynı mahkeme, 31 Aralık 2024’te “ayaklanma” ve “görevi kötüye kullanma” iddiasıyla yürütülen soruşturmada Yoon için tutuklama emri vermiş fakat resmi konuta giden polisler ile korumalar arasında arbede çıkması üzerine emrin infazını askıya almıştı. Yoon hakkında sıkıyönetim ilanıyla bağlantılı olarak “ayaklanma ve görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla çıkarılan tutuklama kararının uygulanması için son tarih 6 Ocak olarak belirlendi. AZİL DAVASINDA İLK DURUŞMA YAKLAŞIYOR Avukatı, Yoon’un Anayasa Mahkemesinde görülen azil davasında ifade vermeyi planladığını açıkladı. Mahkeme, azil davası için beş duruşma tarihi belirledi, ilk duruşma 14 Ocak’ta yapılacak. Diğer dört duruşma sırasıyla 16 Ocak, 21 Ocak, 23 Ocak ve 4 Şubat’ta düzenlenecek. Ayrıca ülkede Yoon’un tutuklanmasını talep eden gösteriler devam ediyor. Yüzlerce protestocu, resmi konutun yakınında toplanarak Yoon hakkındaki kararların uygulanması çağrısında bulundu. GÜNEY KORE’DE BAŞARISIZ SIKIYÖNETİM İLANI Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, 3 Aralık 2023 gecesi televizyonda yaptığı konuşmada, “muhalefetin devlet karşıtı aktivitelere karıştığı” gerekçesiyle sıkıyönetim ilan etmiş ancak parlamentonun yaptığı oylamada bu kararı kaldırması ve Bakanlar Kurulunda onaylanmasıyla geri adım atmıştı. Meclis tarafından azli istenen Yoon, Anayasa Mahkemesinin hakkında vereceği karara dek görevden geçici uzaklaştırılmış, yerine Başbakan Han Duck-soo vekaleten getirilmişti. Muhalefetin girişimiyle Ulusal Mecliste 27 Aralık’ta yapılan oylamada devlet başkanlığına vekalet eden Başbakan Han için de azil kararı verilmişti. Han’ın yerine devlet başkanlığının vekaletini Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Choi Sang-mok üstlenmişti.

Petkimspor’dan önemli galibiyet

Petkimspor'dan önemli galibiyet

Basketbol Süper Ligi’nde Büyükçekmece’yi deplasmanda 72-67 yenen Aliağa Petkimspor, 13 maçta 5 galibiyete ulaşıp hem alt grupla bağını kopardı hem de Play-Off yarışına göz kırptı.

Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin Play-In etabında salı günü Hapoel Holon’la Azerbaycan’da oynayacağı serinin ilk maçı öncesi de moral tazeleyen ekipte Antrenör Burak Gören, açıklamalarda bulundu. İlk defa Avrupa kupasında oynadıklarını söyleyen Gören, “Orayı çok iyi yönetebildiğimizi düşünmüyorum. O maçlar arasında çok inişler çıkışlar yaşadık ve bu bize özellikle ligde birkaç mağlubiyete mal oldu. Hafta içi kendi içimizde çok iyi bir analiz yaptık. Bizim kimliğimizin bu olması lazım.” diye konuştu. Geçen hafta Galatasaray maçında savunma hataları yaptıklarını belirten Gören, “Bu hafta onun üzerine yoğunlaştık çünkü biz sezon başından beri savunma kimlikli bir takımız. Tekrar bunu hatırladık. İlk yarıda aslında 42 sayı yememize rağmen Büyükçekmece’yi kendi sahasında ikinci yanda 67 sayıda tutarak maçı kontrol ettik. Her zaman olduğu gibi takımımla gurur duyuyorum” dedi.

Manisa Basket salladı yıkamadı

Manisa Basket salladı yıkamadı

Basketbol Süper Ligi’nde son ayların formda takımı Galatasaray’a İstanbul deplasmanında konuk olan Manisa Basket, baştan sona çekişmeli geçip normal süresi 99-99 biten maçı uzatmada 115-105 kaybetti.

Galatasaray bu galibiyetle üst üste 8’inci kez parkeden galip ayrıldı. Ligde 13 maçta 3 galibiyette kalıp seri yakalayarak alt sıralardan uzaklaşma fırsatını tepen Manisa ekibi hafta içinde çarşamba günü Basketbol Şampiyonlar Ligi Play-In etabındaki ilk sınavda Alman ekibi Niners Chemnitz’i avantaj elde etmek için konuk edecek.

Günlük 22 dakikalık egzersiz hastalık riskini azaltıyor

Günlük 22 dakikalık egzersiz hastalık riskini azaltıyor

Vücudun genel sağlığını koruyabilmek için düzenli olarak hareket etmeniz gerekiyor. Yeni bir araştırmaya göre, günde 22 dakika egzersiz yapan kişilerde kronik hastalıklara yakalanma riski azalıyor.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Iowa Üniversitesi Sağlık Bakımı Tıp Merkezi’nde hastalara fiziksel aktivite seviyeleri ile ilgili anket uygulandı. Çalışma kapsamında 7 binden fazla katılımcıya ulaşıldı ve fiziksel aktivite sayesinde belirli hastalıklara yakalanma riskinin önemli ölçüde azaldığı belirlendi. Haftada 150 dakika egzersiz yaptığını söyleyen kişilerin kardiyovasküler hastalık, kanser, solunum yolu hastalığı ve diyabet dahil olmak üzere 19 kronik hastalığa yakalanma olasılığının istatistiksel olarak daha düşük olduğu bulundu. Uzmanlar, fiziksel aktivitenin birçok hastalığa karşı etkisi olduğunu vurgulayarak, özellikle orta yaştan itibaren düzenli egzersiz yapılması gerektiğini söyledi.

Futbol kulüpleri borsada sevindirmedi

Futbol kulüpleri borsada sevindirmedi

Dünyanın önde gelen futbol kulüpleri, geçen yıl borsada iç açıcı bir performans sergilemedi. Ajax, Porto, Borussia Dortmund ve Manchester United ise yatırımcısına kaybettirdi. İskoç ekibi Celtic yatırımcısına en çok kazandıran kulüp oldu.

Ünlü futbol kulüplerinin hisse senedi performanslarında geçen yıl, genellikle karışık bir seyir izlendiği görüldü. Bazı futbol kulüpleri hem yeşil sahalarda taraftarını hem de borsalarda yatırımcısını sevindiremedi. Buna karşın bazı takımlar taraftarını sevindirirken, borsalarda yatırımcısını memnun edemedi. Geçen yıl yatırımcısına İskoç ekibi Celtic yüzde 41,4, İtalyan ekiplerinde Lazio yüzde 32,3, Juventus yüzde 17,5, Portekiz ekibi Benfica yüzde 12,5 kazandırdı. Celtic, geçen sezon İskoçya Birinci Futbol Ligi’nde (Premiership) 54. şampiyonluğunu ilan etmişti. Ayrıca takım, İskoçya Ligi’nde de lider konumunda bulunuyor. Geçen yıl yatırımcısına Hollanda ekibi Ajax yüzde 4,2, Portekiz ekiplerinden Porto yüzde 6, Sporting CP yüzde 7,6, Alman ekibi Borussia Dortmund yüzde 11,7, İngiliz ekibi Manchester United yüzde 14,9 kaybettirdi. Manchester United, İngiltere Premier Ligi’nde iç açıcı bir performans sergilemezken, hisse senedi piyasalarda da yatırımcısını üzdü. Borussia Dortmund da Bundesliga’da zirveden uzak performansıyla taraftarını, borsadaki durumuyla da yatırımcısını sevindiremedi.

Avrupa’da hangi ülkeler en yüksek elektrikli araç sayısına sahip? Avrupa’da en çok arabaya sahip ülkeler

Avrupa'da hangi ülkeler en yüksek elektrikli araç sayısına sahip? Avrupa'da en çok arabaya sahip ülkeler

AB İstatistik Ofisi Eurostat verileri ile Avrupa’da en yüksek elektrikli araç sayısına sahip ülkeler ortaya konuldu. Eurostat, AB vatandaşlarının kişi başına ortalama 0,56 binek otomobile sahip olduğunu söylüyor. Peki, Avrupa’da hangi ülkeler en yüksek elektrikli araç sayısına sahip? İşte Avrupa’da en çok arabaya sahip ülkeler…

Norveç, Avrupa’da binek araçlara oranla en fazla elektrikli otomobile sahip ülke konumunda bulunuyor.Eurostat, AB İstatistik Ofisi’nin verilerine göre, Oslo yüzde 26,49’luk yoğunlukla Avrupa’da elektrikli otomobil kullanımında lider konumda. Onu, yüzde 22,08 ile Norveç’in batısındaki Vestland ve yüzde 18,86 ile komşu Trøndelag bölgesi izliyor.
AB ülkelerinde ise elektrikli otomobil yoğunluğunun en yüksek olduğu bölgeler arasında Hollanda’nın Flevoland bölgesi (yüzde 12,77), Utrecht (yüzde 6,64) ve İsveç’in başkenti Stockholm (yüzde 6,6) bulunuyor.
Bununla birlikte, bazı Norveç bölgelerinin çok küçük nüfusa sahip olduğunu belirtmek gerekir. Örneğin Jan Mayen ve Svalbard’da yaklaşık 2.600 kişi yaşamaktadır.
Buna karşın, Türkiye, bazı İspanyol denizaşırı bölgeleri ve Yunan adaları, elektrikli otomobil kaydının neredeyse hiç olmadığı, en fazla sayıda bölgeye sahip. Bunun başlıca nedeni, bu bölgelerdeki elektrikli araç şarj istasyonlarının sayısının yetersiz olmasıdır.
Avrupa anakarasında ise en düşük elektrikli araç yoğunluklarına sahip ülkeler genellikle Sırbistan ve Yunanistan’dır.
En yüksek oranlara sahip ilk üç bölgenin hepsi İtalya’nın dağlık kuzey kesiminde yer alıyor: Aosta Vadisi (2,399/1,000), Trento bölgesi (1,431/1,000) ve Bolzano bölgesi (935/1000).
Elverişli vergilendirme politikaları Aosta Vadisi’ndeki rekor araba sahipliği oranını etkilemektedir.
Ölçeğin diğer ucunda, 1.000 kişi başına 83 binek otomobili ile Fransa’nın denizaşırı Mayotte bölgesi yer alırken, onu Yunanistan’ın Peloponnisos (203/1.000) ve bir başka Fransız denizaşırı departmanı olan Guyane (217/1.000) takip etmektedir.
Berlin (338), Viyana (375), Stockholm (400), Brüksel (402) ve Kuzey Hollanda’nın Amsterdam bölgesi (434) dahil olmak üzere birçok Avrupa başkenti de bin kişi başına en düşük otomobil oranına sahip bölgeler arasında yer almaktadır.

25 yaşındaki kadın şişkinlik sandı ama meğer kansermiş: Vücuduna yayıldığını böyle öğrendi

25 yaşındaki kadın şişkinlik sandı ama meğer kansermiş: Vücuduna yayıldığını böyle öğrendi

Dünyada en sık görülen hastalıklar arasında yer alan kanser, hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalmasıyla ortaya çıkan bir sağlık sorunu olarak tanımlanıyor. Erken teşhis, kanserle mücadelede kritik bir öneme sahip. Ancak bazı türlerin belirtileri fark edilmesi zor bir seyir izleyebiliyor. Bu durumun çarpıcı bir örneği, 25 yaşındaki Tora Murphy’nin yaşadıklarıyla gözler önüne serildi.

Avustralya’da yaşayan Tora Murphy, uzun zamandır hayalini kurduğu dünya turuna çıkarken sağlığıyla ilgili hiçbir endişe taşımıyorduin başarısını büyük ölçüde artırabilir.
Ancak seyahat sırasında karnında bir şişlik ve sertlik hissetmeye başladı. Bu durumu geçici bir rahatsızlık olarak değerlendiren Murphy, belirtileri göz ardı ederek seyahatine devam etti.
Ne var ki, bu belirtiler zamanla daha belirgin hale geldi. İngiltere’deyken şikayetleri dayanılmaz bir hal alınca doktora başvurdu. Yapılan detaylı tetkiklerin ardından, genç kadına yumurtalık kanseri teşhisi konuldu.
Murphy, yaşadıklarını sosyal medya hesabında paylaştı ve “Yemek yemekte bile zorlandığım bir dönemde hastaneye gitmeye karar verdim” ifadelerini kullandı.
Kanserin oluşumunda genetik faktörler, çevresel etkiler, sağlıksız yaşam tarzı ve stres önemli rol oynuyor.
Uzmanlar, kanserin türlerine göre iyi huylu ve kötü huylu olarak sınıflandırıldığını belirtiyor. İyi huylu tümörler genellikle yayılma göstermezken, kötü huylu tümörler hızla büyüyerek diğer organlara zarar verebiliyor.
Erken teşhis için farkında olunması gereken belirtiler şunlardır:

Kilo kaybı: Diyet veya egzersiz yapmadan kısa sürede kilo kaybı.
Sürekli yorgunluk: Dinlenmeyle geçmeyen halsizlik.
Ateş: Nedeni açıklanamayan ve sürekli tekrarlayan ateş.
Ağrılar: Uzun süre geçmeyen ve nedeni bilinmeyen ağrılar.

Kanserin vücutta bölgesel olarak gösterdiği belirtiler arasında:

Yeni veya değişen benler, iyileşmeyen yaralar.
Vücudun herhangi bir yerinde ele gelen sertlik ya da şişlik.
Kanama: Ağız, burun, idrar ya da dışkıda beklenmedik şekilde kan görülmesi.
Uzun süren öksürük veya ses kısıklığı.
Bağırsak alışkanlıklarında değişiklikler ve dışkıda kan.

Tora Murphy’nin hikayesi, kanserde erken teşhisin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Uzmanlar, özellikle uzun süredir devam eden ve nedeni açıklanamayan belirtiler karşısında mutlaka bir doktora başvurulması gerektiğinin altını çiziyor. Unutulmamalıdır ki erken teşhis, tedavin

30 bin Türk Lirası için canından oldu: Sosyal medya fenomeninin acı ölümü

30 bin Türk Lirası için canından oldu: Sosyal medya fenomeninin acı ölümü

Taylandlı sosyal medya fenomeni 21 yaşındaki Thanakarn Kanthee, bilinen adıyla Bank Leicester, para karşılığında hızla viski içme yarışmasına girdi. 30 bin Türk Lirası için 20 dakikada iki şişe alkol içen adam hayatını kaybetti.

Taylandlı sosyal medya fenomeni 21 yaşındaki Thanakarn Kanthee, bilinen adıyla Bank Leicester, para karşılığında hızla viski içmesi için girdiği iddia sonrası hayatını kaybetti.
Kanthee, 25 Aralık’ta Chanthaburi’nin Tha Mai bölgesinde bir doğum günü partisine katıldı. Partide, her biri yaklaşık 350 mililitrelik üç şişe viskiyi içmesi karşılığında toplam 30 bin baht (yaklaşık 30 bin TL) teklif edildi.
Sosyal medyada yayılan videolarda, Kanthee’nin 20 dakikada iki şişeyi bitirdiği ve meydan okuma sonrası fenalaşarak, bilincini kaybetti görüldü. Genç adamın saatler sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği bildirildi.
Otopsi sonucunda, Kanthee’nin ölümüne akut kalp yetmezliğinin neden olduğu açıklandı. Polis, olaya ilişkin iki sosyal medya fenomenini tutukladı. Şüphelilerden Ekachart Meephrom’un, Kanthee’yi meydan okumaya cesaretlendirdiği ancak doğrudan sorumlu olmadığını iddia ettiği bildirildi.
Meephrom, taksirle ölüme neden olmak suçundan yargılanıyor ve kefalet talebi mahkeme tarafından reddedildi. Tayland yasalarına göre bu suç, 10 yıla kadar hapis ve 20 bin bahta kadar para cezası ile sonuçlanabiliyor. Meydan okuma sırasında tezahürat yapan kişilerin görüntüleri sosyal medyada viral oldu ve büyük tepki çekti.
Kanthee’nin ölümünden sonra, ailesine destek olmak için bu tür tehlikeli meydan okumaları kabul ettiğine dair eski paylaşımları yeniden gündeme geldi. Bir gönderisinde, “Ailemi geçindirebilmek için zenginlerden biraz para alabilmek adına zorbalığa ve hakarete maruz kalmaya razıyım” ifadeleri dikkat çekti.
Kanthee, 80 yaşındaki büyükannesiyle yaşıyordu ve ailenin geçimini sağlıyordu. Büyükannesi, “Artık o olmadığı için nasıl idare edeceğimi bilmiyorum” diyerek torununun kaybının aile için ne kadar büyük bir yıkım olduğunu dile getirdi.
Olay, sosyal medyada riskli meydan okumaların tehlikeleri ve bu tür içeriklerin gençler üzerindeki etkisi konusunda bir kez daha tartışma başlattı. Kanthee’nin ölümü, benzer olayların önlenmesi için daha sıkı düzenlemeler yapılması gerektiğini gözler önüne seriyor.