Hakem Mehmet Türkmen Beşiktaş-Fenerbahçe maçıyla ilk kez derbi yönetecek

Hakem Mehmet Türkmen Beşiktaş-Fenerbahçe maçıyla ilk kez derbi yönetecek

Trendyol Süper Lig’in 15. haftasında oynanacak Beşiktaş – Fenerbahçe derbisini yönetecek olan hakem Mehmet Türkmen, ilk kez bir derbide düdük çalacak.

Beşiktaş, Trendyol Süper Lig’in 15. haftasında 7 Aralık Cumartesi günü Fenerbahçe’yi konuk edecek. Bu zorlu mücadelede hakem Mehmet Türkmen görev alacak. Türkmen, böylelikle kariyerinde ilk kez bir derbiyi yönetmiş olacak.

Türkmen’in yardımcılıklarını Deniz Caner Özaral ve Candaş Elbil yapacak. Karşılaşmanın dördüncü hakemi ise Erkan Özdamar olacak.

BEŞİKTAŞ’IN 1, FENERBAHÇE’NİN 2 MAÇINDA DÜDÜK ÇALDI Geçtiğimiz sezondan bu yana Süper Lig’de düdük çalan Mehmet Türkmen, bugüne kadar Beşiktaş’ın 1, Fenerbahçe’nin ise 2 maçında yer aldı.

Türkmen, ligin 2. haftasındaki Beşiktaş – Antalyaspor mücadelesini yönetmiş ve siyah-beyazlılar karşılaşmayı 4-2 kazanmıştı. 32 yaşındaki Türkmen, 4. haftada oynanan Fenerbahçe (3) – Alanyaspor (0) ve 10. haftadaki Fenerbahçe (2) – Bodrum FK (0) maçlarına da Merkez Hakem Kurulu (MHK) tarafından hakem olarak atandı. 2024-2025 sezonunda Süper Lig’de 10 müsabaka yöneten Mehmet Türkmen, sezon başında ise Beşiktaş’ın, Galatasaray’ı 5-0 mağlup ederek Süper Kupa’yı müzesine götürdüğü karşılaşmanın dördüncü hakemiydi.

Teknoloji ve savunma birleşti: OpenAI’dan ABD ordusuna yapay zeka desteği!

Teknoloji ve savunma birleşti: OpenAI'dan ABD ordusuna yapay zeka desteği!

OpenAI ve Anduril Industries, yapay zeka destekli savunma teknolojileri geliştirmek amacıyla ortaklık kurdu. Bu stratejik iş birliği, ABD ve müttefik güçlerinin insansız hava araçları (İHA) ve hava tehditleri ile mücadelede daha etkili çözümler sunmayı hedefliyor.

ChatGPT’nin yaratıcısı OpenAI ve yüksek teknolojili savunma girişimi Anduril Industries, orduda kullanılmak üzere yapay zeka destekli teknolojiler geliştirmek için işbirliği yapacaklarını duyurdu.
Independent’ın haberine göre İki teknoloji devi, ülkenin karşı insansız hava aracı sistemlerini (İHA) ve bunların ölümcül hava tehditlerini gerçek zamanlı tespit etme, değerlendirme ve yanıt verme yeteneklerini geliştirmeyi planlıyor.
Şirketler işbirliğini, Çin’le yapay zeka yarışında “kritik bir dönemde” Amerika’nın teknik üstünlüğünü güvence altına almanın bir yolu olduğunu ifade etti. Mali koşulları  ise  açıklamadılar.
Anduril ve OpenAI, bu işbirliğinin Amerika’nın teknik üstünlüğünü korumasına katkı sağlayacağına inanıyor.
OpenAI, geçmişte askeri teknolojilerin kullanımını yasaklamıştı, ancak 2024’ün başlarında bazı işbirliklerine izin vermek için kurallarını değiştirdi. CEO Sam Altman, geliştirilen teknolojinin sadece savunma amaçlı kullanılacağını ve demokratik değerlere sadık kalacaklarını vurguladı.
Anduril ve OpenAI arasındaki bu ortaklık, askeri teknolojiler ile büyük teknoloji şirketleri arasındaki ilişkiyi yeniden gündeme getiriyor.
Google’ın geçmişteki askeri işbirliği reddi ve diğer şirketlerin temkinli duruşunun ardından, yapay zeka devlerinin askeri alandaki artan etkisi dikkat çekiyor.
Anduril’in kurucu ortağı Palmer Lucky, teknoloji dünyasında Donald Trump’ın erken ve güçlü bir destekçisiydi ve kendisi Elon Musk’la da yakın.
Musk, OpenAI’ın kurucularından biriydi ancak 2018’de ayrılarak kendine ait bir yapay zeka laboratuvarı kurmuştu. Musk ayrıca Altman’la kamuoyu önünde kavga ederek OpenAI’a dava açmıştı.
Yapay zeka teknolojileri, sadece ticaret değil, aynı zamanda ulusal güvenlik stratejilerinin de merkezine yerleşmiş durumda. Bu yeni işbirlikleri, teknolojinin askeri kullanımına dair etik tartışmaları alevlendirirken, aynı zamanda dünya genelindeki rekabeti daha da kızıştıracak gibi görünüyor.

Dolar milyarderlerinin serveti 10 yılda iki kat daha arttı

Dolar milyarderlerinin serveti 10 yılda iki kat daha arttı

Küresel ekonomide belirsizliğin arttığı bir ortamda dolar milyarderlerinin serveti son 10 yılda yüzde 121 artarak 14 trilyon dolara ulaştı.

Dolar milyarderlerinin serveti 10 yılda iki kat artarak 14 trilyon dolara yükseldi.

İsviçre merkezli yatırım bankası UBS’nın “2024 UBS Milyarder Hedefleri Raporu” yayınlandı. Buna göre, 2015-2024 arasında küresel milyarderlerin serveti 6,3 trilyon dolardan 14 trilyon dolara yükselerek yüzde 121 arttı. Aynı dönemde dolar milyarderlerinin sayısı da yüzde 50 artarak 2 bin 682’ye çıktı. Rapora göre, 2023’de 12 trilyon dolar olan milyarderlerinin servetleri 2024’te 2 trilyon dolarlık artışla 14 trilyon dolara yükseldi.

ABD’DE MİLYARDERLERİN SAYISI ARTTI Dünyanın en büyük ekonomisine sahip ABD’de milyarderlerin sayısı, sanayi ve teknoloji sektörünün öncülüğünde 751’den 835’e yükselirken, servetleri 4,6 trilyon dolardan 5,8 trilyon dolara ulaştı. Dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip Çin’de ise milyarderlerin hem sayısında hem de servetlerin de azalış görüldü. Çin’de 2024 yılında milyarder sayısı 520’den 427’ye inerken, bunların servetleri ise 1,8 trilyon dolardan 1,4 trilyon dolara geriledi. Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya’da ise 109 milyarderin serveti 576 milyar dolar oldu. UBS’in raporuna göre son 10 yılda servetlerinde en yüksek artışı teknoloji milyarderleri kaydetti. Teknoloji milyarderlerinin servetleri, yapay zeka, siber güvenlik, fintek, 3D baskı ve robotik alanında yaşanan ivmeden dolayı üç kat artarak 2,4 trilyon dolara ulaştı. Raporda, Covid-19 pandemisinden sonra daha fazla milyarderin daha az vergi, siyasi istikrar, iyi sağlık hizmetleri ve iyi okullar arayışıyla ikamet ettiği yerlerini değiştirdiği aktarıldı.

Ayrıca son 10 yılda İsviçre, Singapur, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD’ye milyarderlerin ilgisi arttı.

Macron’u zor günler bekliyor: Fransa’da hükümet düştü, şimdi ne olacak?

Macron'u zor günler bekliyor: Fransa'da hükümet düştü, şimdi ne olacak?

Fransa’da gücensizlik oylamasını kaybeden hükümet düştü. Başbakan Barnier, artan siyasi ve ekonomik kaosu durdurmanın yollarını arayan Cumhurbaşkanı Macron’a istifasını sundu. Barnier’in görevinin sonunu getiren şey, kemer sıkma önlemlerini içeren 2025 bütçe planı oldu. Şimdi Macron’un önünde yeni başbakan seçmek gibi zorlu bir görev var. Peki Macron, istifa çağrılarına direnebilecek mi? Fransa’da siyasi kriz çözülebilecek mi?

Fransa’da güvenoyu alamayan hükümet düştü.
Aşırı sağın da desteğiyle 577 üyeli mecliste 331 milletvekilinin çoğunluğu hükümetin düşürülmesi yönünde oy kullandı.
Başbakan Michel Barnier, bugün Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüşerek parlamentodaki ardından istifasını sundu.
Macron da artan siyasi ve ekonomik kaosu acilen durdurmanın yollarını arıyor.
Milletvekillerinin çoğunluğu, önceki gün radikal sol tarafından önerilen ve Marine Le Pen liderliğindeki aşırı sağ tarafından desteklenen güvensizlik oylamasına arka çıktı.
Barnier’nin rekor bir hızla görevden alınması, bu yaz yapılan ve hiçbir siyasi gücün genel çoğunluğu sağlayamadığı ve aşırı sağın güç kazandığı erken genel seçimlerin ardından geldi.
Barnier’in görevden alınmasını tetikleyen şey, Fransa’nın mali durumunu istikrara kavuşturmak için gerekli olduğunu savunduğu kemer sıkma önlemlerini içeren 2025 bütçe planı oldu.
Başbakan Barnier, pazartesi günü bir sosyal güvenlik finansman tasarısını, oylama yapılmadan kabul ettirmişti.
Ancak güvensizlik önergesi, hükümetin tüm finansman planını iptal etti.
Yeni bir hükümet Noel’e kadar yeni bir bütçeyi onaylayamazsa, mevcut bütçe gelecek yıl için otomatik olarak yenilenecek.
Ancak bu senaryo pek olası değil.
ING Economics bir notunda “Fransa muhtemelen 2025 bütçesine sahip olmayacak” dedi ve ülkenin “yeni bir siyasi istikrarsızlık dönemine girdiğini” öngördü.
Derecelendirme kuruluşu Moody’s, Barnier’in düşüşünün “ülkenin siyasi çıkmazını derinleştirdiği” ve “kamu maliyesinin konsolidasyon olasılığını azalttığı” uyarısında bulundu.
Paris borsası, bugün açılışta düştükten sonra toparlanarak küçük kazançlar gösterirken, Fransız devlet tahvillerinin getirileri borç piyasalarında yeniden yukarı yönlü baskı altında kaldı.
Macron’un önünde şimdi uygun bir halef seçmek gibi zor bir görev var.
Ofisinden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı’nın bu akşam ulusa sesleneceği belirtildi.
Macron’un cumhurbaşkanlığı görev süresinin dolmasına iki yıldan fazla bir süre kaldı, ancak bazı muhalifler onu istifaya çağırıyor.
Bu, Charles de Gaulle’ün cumhurbaşkanı olduğu 1962 yılında Georges Pompidou hükümetinin uğradığı yenilgiden bu yana ilk başarılı güvensizlik oylamasıydı.
Ulusal Meclis Başkanı Yael Braun-Pivet, Macron’u yeni başbakanı seçmek için vakit kaybetmemeye çağırdı ve Fransa’nın uzun süre “sürüklenmesine” izin verilemeyeceğini söyledi.
Macron’un Barnier’in halefini ne kadar çabuk atayacağı ya da siyasi eğilimlerinin ne olabileceği konusunda herhangi bir belirti yok.
Sadık Savunma Bakanı Sebastien Lecornu ve Macron’un merkezci müttefiki Francois Bayrou, eski Sosyalist başbakan ve içişleri bakanı Bernard Cazeneuve gibi olası adaylar olarak lanse edildi.
Sert sol görüşlü Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partisinin parlamento grubu başkanı Mathilde Panot gazetecilere yaptığı açıklamada “Şimdi Macron’a gitmesi çağrısında bulunuyoruz” dedi.
Panot, derinleşen siyasi krizi çözmek için “erken cumhurbaşkanlığı seçimleri” çağrısında bulundu.
Ancak hükümetin düşmesine sevinmemeye özen gösteren aşırı sağcı Le Pen, bir televizyon röportajında partisinin, yeni bir başbakan atandığında “çalışmalarına izin vereceğini” ve “herkes için kabul edilebilir bir bütçe” oluşturulmasına yardımcı olacağını söyledi.
Parlamentodaki sağcı milletvekillerinin başkanı Laurent Wauquiez, güvensizlik oylamasının sorumluluğunun aşırı sağ ve radikal solda olduğunu ifade etti.
Barnier, Macron’un 2017’de iktidara gelmesinden bu yana görev yapan beşinci başbakan oldu ve her başbakan birbirini izleyen daha kısa sürelerle görev yaptı.
Ulusal Meclis’in yapısı göz önüne alındığında, Barnier’in halefinin daha uzun süre görevde kalacağının bir garantisi yok.
Öfkeye yol açan kemer sıkma bütçesinin ortadan kalkmasına rağmen ulaşım, eğitim ve diğer kamu sektörü hizmetlerinde grev çağrıları devam ediyor.
Daha fazla belirsizliğe sürüklenme, Macron’un ev sahipliği yaptığı önemli bir uluslararası etkinlik olan Notre-Dame katedralinin 2019’daki yangından sonra cumartesi günü yeniden açılmasından önce geldi.
Konuklar arasında ABD başkanı seçilmesinden bu yana ilk yurtdışı gezisine çıkan Donald Trump da yer alıyor.

Belgelerle Gazze’de soykırım: “Filistinlilere cehennemi yaşattı”

Belgelerle Gazze'de soykırım:

Uluslararası Af Örgütü, yayınladığı rapor ile İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığını ortaya koydu. Rapor, bir yıldan fazla süredir devam eden saldırılara ilişkin, önde gelen bir insan hakları örgütünün bu yöndeki ilk tespiti. Örgüt, savaş suçu işleyen askerlerin video ve fotoğraf kanıtları ile soykırımı belgeledi. Raporda İsrail’in 2,3 milyonluk Gazze Şeridi nüfusuna “küstahça, sürekli ve tam bir cezasızlıkla cehennemi yaşattığı” ifade edildi. Peki raporda hangi suçlamalar yer alıyor? (Editör: Derya Doğan)

Uluslararası Af Örgütü’nün hazırladığı rapor, İsrail’in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın, uluslararası hukuka göre soykırım suçu teşkil ettiğini ortaya koydu.
“Kendinizi İnsanaltı Gibi Hissediyorsunuz”: İsrail’in Gazze’de Filistinlilere Yönelik Soykırımı başlıklı raporu, 14 aydır devam eden saldırılara ilişkin önde gelen bir insan hakları örgütünün bu yöndeki ilk tespiti.
Ekim 2023 ile Temmuz 2024 tarihleri arasında Gazze’de yaşananları inceleyen ve dün yayınlanan 32 sayfalık rapor, İsrail’in 2,3 milyonluk Gazze Şeridi nüfusuna “küstahça, sürekli ve tam bir cezasızlıkla cehennemi yaşattığını” ortaya koydu.
Ayrııca 7 Ekim 2023 tarihindeki Hamas’ın Aksa Tufanı Operasyonu’nun “soykırımı haklı çıkarmadığı” belirtildi.
Raporda, İsrail’in bölgedeki Filistinlileri yok etmek için “özel bir niyetle öldürmek, ciddi bedensel veya zihinsel zarara neden olmak ve Gazze’deki Filistinlilere fiziksel yıkımlarına yol açacak şekilde hesaplanmış yaşam koşullarını kasten uygulamak” gibi Soykırım Sözleşmesi kapsamında yasaklanmış eylemlerde bulunduğu ifade edildi.
The Guardian gazetesine göre Af Örgütü’nün devam eden bir çatışma sırasında ilk kez soykırım suçu işlendiğini iddia ettiği bu rapor, Birleşmiş Milletler Filistin özel raportörünün, mart ayında yayınladığı ve İsrail’in Filistinlilere karşı soykırım işlediğine inanmak için makul sebepler olduğu sonucuna vardığı rapora dayanıyor.
Örgütün genel sekreteri Agnes Callamard, çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında, “Kahredici bulgularımız bir uyandırma çağrısı işlevi görmelidir: bu bir soykırımdır ve artık durdurulmalıdır” dedi.
Af Örgütü, Gazze’nin işgali ve ablukası bağlamında bir “davranış biçimi” olarak adlandırdığı “büyük hasar, yıkım ve yerinden edilme” ile birlikte yardım ve güç kaynaklarının kasıtlı olarak engellenmesini, su, sanitasyon, gıda ve sağlık sistemlerinin çökmesine yol açtığını belirtti.
“Bu sonuca varacağımızı düşünerek yola çıkmamıştık. Uluslararası Adalet Divanı’nın da belirttiği gibi soykırım riski olduğunu biliyorduk” diyen Af Örgütü’nün, İsrail ve işgal altındaki Filistin toprakları araştırmacısı Budour Hassan, Guardian’a şunları söyledi: “Noktaları birleştirdiğinizde, kanıtların bütünü, bunun sadece uluslararası hukuk ihlali olmadığını gösteriyor. Bu daha derin bir şey.”
Raporda yer alan başlıca iddialar şunlar:

21’inci yüzyıldaki hiçbir çatışmada görülmemiş bir hız ve seviyede ölüm ve yıkıma neden olan askeri saldırının eşi benzeri görülmemiş ölçek ve büyüklüğü
Hamas’ı takip ederken İsrail’in pervasızlığı ve sivillerin hayatını hiçe sayması gibi argümanları göz önünde bulundurup göz ardı ettikten sonra yok etme niyeti
Sivillere ve sivil altyapıya yönelik tekrarlanan doğrudan saldırılarda veya kasıtlı olarak ayrım gözetmeyen saldırılarda öldürme ve ciddi bedensel veya zihinsel zarara neden olma
Tıbbi altyapının tahrip edilmesi, yardımların engellenmesi ve nüfusun yüzde 90’ının uygun olmayan bölgelere gönderilmesi için keyfi ve kapsamlı tahliye emirlerinin tekrar tekrar kullanılması gibi fiziksel yıkıma yol açacak şekilde hesaplanmış yaşam koşullarının uygulanması.

Af Örgütü’nün Ortadoğu ve Kuzey Afrika ekibi danışmanı Kristine Beckerle, önceki gün yaptığı açıklamada, işgalci bir güç olarak İsrail’in yasal olarak işgal altındaki nüfusun ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlü olduğunu söyledi.
Beckerle, İsrail’in mayıs ayında, o zamana kadar Şerit’te görece güvenliğin sağlandığı son yer olan Refah’a düzenlediği saldırıyı, niyetin belirlenmesi açısından önemli bir dönüm noktası olarak nitelendirdi.
Danışman, “İsrail Refah’ı ana yardım noktası haline getirmişti ve sivillerin oraya gideceğini biliyordu. UAD onlara durmalarını emretti ama onlar yine de devam ettiler. Refah kilit noktaydı” dedi.
Raporun sonuç bölümünde, Af Örgütü’nün “İsrail’in Gazze’deki tutumu söz konusu olduğunda soykırım niyeti bulma konusunda birçok kişi arasında direnç ve tereddüt olduğunu kabul ettiği” ve bunun “adalet ve hesap verebilirliği engellediği” belirtiliyor.
Açıklamada şöyle deniliyor: “Uluslararası Af Örgütü, silahlı çatışmalarda soykırımın tespit edilmesinin, aynı anda birden fazla hedefin var olabilmesi nedeniyle karmaşık ve zor olduğunu kabul etmektedir. Bununla birlikte, soykırımı tanımak ve savaşın bunu asla mazur gösteremeyeceği konusunda ısrar etmek kritik önem taşımaktadır.”
Af Örgütü, raporun saha çalışmasına, Gazze’deki mağdurlar, tanıklar ve sağlık çalışanları dahil 212 kişiyle yapılan görüşmelere, kapsamlı görsel ve dijital kanıtların analizine ve İsrail hükümeti ve askeri aktörlerinin “insanlıktan çıkarıcı söylem” anlamına geldiğini söylediği 100’den fazla açıklamaya dayandığını bildirdi.
Ayrıca savaş suçu işleyen ya da kutlayan askerlerin video ve fotoğraf kanıtlarını da kullandı.

Kuzey Buz Denizi “buzsuz” kalabilir: Bilim insanları 2027’yi işaret etti!

Kuzey Buz Denizi

Yeni bir araştırmaya göre, Kuzey Buz Denizi 2027 yazının sonlarında ilk kez tamamen buzsuz kalabilir. Bilim insanları, bu kritik eşiğin artık kaçınılmaz olduğunu ve deniz buzunun kısa süre içinde bir milyon kilometrekarenin altına düşeceğini öngörüyor.

Yeni bir çalışma Kuzey Buz Denizi’ndeki buz kaybının 2027 yazının sonları gibi erken bir tarihte gerçekleşebileceğini gösterdi.
Bilim insanları, “buzsuzluğu” deniz buzu alanının kısa süre içinde bir milyon kilometrekarenin altına düşmesi olarak tanımlarken, Kuzey Kutbu’nun ilk buzsuz gününün artık kaçınılmaz ve geri döndürülemez olduğunu söylüyor.
Colorado Boulder Üniversitesi’nden İklim Bilimci Alexandra Jahn ve İsveç’teki Göteborg Üniversitesi’nden Celine Heuze’nin aralarında bulunduğu uluslararası araştırmacılardan oluşan bir ekip, ilk buzsuz günü tahmin etmek için 300’den fazla bilgisayar modeli kullandı.
Çalışmaya göre, Kuzey Buz Denizi’nin düzenli olarak buzsuz kalması halinde, bu durum en kuzeydeki denizin kırılgan ekosistemini önemli ölçüde etkileyebilir.
Alexandra Jahn, Kuzey Kutbu’ndaki ilk buzsuz günün bir şeyleri dramatik şekilde değiştirmeyeceğini belirterek, “Ancak Kuzey Buz Denizi’ndeki doğal ortamın belirleyici özelliklerinden birini yani yıl boyunca deniz buzu ve karla kaplı olmasını, sera gazı emisyonları yoluyla temelden değiştirdiğimizi gösterecek” dedi.
Bilim insanları açıklamalarında yakın gelecekte deniz buzunun erimesi ile ilgili zaman çizelgesini geciktirmek için hala bir şans olduğunu da aktardı.

Beşiktaş’a gol attıktan sonra provokasyon yapan İsrailli futbolcu için TFF’den UEFA’ya başvuru

Beşiktaş'a gol attıktan sonra provokasyon yapan İsrailli futbolcu için TFF'den UEFA'ya başvuru

TFF, Beşiktaş’ın Avrupa Ligi’nde Maccabi Tel Aviv’le oynadığı maçta attığı gol sonrası provokasyon yapan İsrailli futbolcu Kanichowsky için UEFA’dan inceleme başlatılması için talepte bulundu.

Türkiye Futbol Federasyonu, Maccabi Tel Aviv ve İsrail bayrağı gösterek ve asker selamı vererek gol sevinci yapan Gavriel Kanichowsky’yi UEFA’ya şikayet etti.
Kanichowsky’nin attığı golün ardından vermiş olduğu asker selamı nedeniyle siyasi, düşüncesiz ve açıkça bir mesaj verme amacı taşıdığı için UEFA Kontrol, Etik ve Disiplin Kurulu’ndan, söz konusu oyuncuya ve kulübüne karşı TFF olarak bir inceleme başlatılması istendi.
UEFA Avrupa Ligi’nde Beşiktaş, 5. hafta mücadelesinde Maccabi Tel Aviv’le karşı karşıya gelmiş ve 3-1 mağlup olmuştu.
Mücadele güvenlik gerekçe gösterilerek tarafsız sahada ve seyircisiz olarak Macaristan’da oynatılmıştı.

Suriye’de son durum: HTŞ liderliğindeki silahlı muhalifler Hama’yı kuşattı, Rusya tetikte

Suriye'de son durum: HTŞ liderliğindeki silahlı muhalifler Hama'yı kuşattı, Rusya tetikte

Suriye’de Esad güçleriyle silahlı muhalif gruplar arasındaki çatışmalar Hama’da yoğunlaştı. Hama’da 20 köyü daha ele geçiren, HTŞ liderliğindeki silahlı gruplar, Hama kentine girdiklerini duyurdu. Ancak rejim bu açıklamayı yalandı. Hama, Şam’a giden yolda Humus’tan önceki son kent olarak dikkat çekiyor. Diğer yandan Rusya, Suriye’de olan bitenlerle ilgili durum değerlendirmesi yaptıklarını açıkladı. Kremlin, “militanlarla başa çıkmak ve tehdidi ortadan kaldırmak için” Suriye’ye verilecek desteği belirleyecek.

Suriye’de Heyet Tahrir Eş-Şam’ın (HTŞ) öncülüğündeki muhalif gruplar ile Beşar Esad güçleri arasındaki çatışmalar 27 Kasım’dan bu yana devam ediyor.
Hama ili istikametinde ilerleyen rejim karşıtı silahlı gruplar, 20 köyü daha ele geçirdi.
Reuters haber ajansının bildirdiğine göre HTŞ liderliğindeki silahlı gruplar, Hama kentine girdiklerini duyurdu. Hama, Şam’a giden yolda Humus’tan önceki son kent olarak dikkat çekiyor. 
Bu arada Suriye devlet medyası ise grupların, kente girme çabalarının başarısız olduğunu ve Suriye ordusunun onları geri püskürttüğünü iddia etti.
Hama kent merkezinin yaklaşık 5 kilometre dışında rejim güçleriyle çatışan grupların kontrol sağladığı köyler şunlar:
Pasif, Elcid, El-Kreyyım, Hamr, Suruc, Es-Sa’n, Şeyh Hilal, El-Mecdel, Tel Bicu, Soubin, Zor El-Nasiriye, Zor El-Mesalik, El-Hacame, Zor Ec-Cerabiyat, El-Naura, El-Mubarakat, Resm El-Bağl, Avveyce, El-Ayur ve Kasun Ec-Cebel.
Suriye Resmi Haber Ajansı, Suriye ordusunun ise Hama’da karşı saldırıya hazırlandığını duyururken, Hama kırsalında savunma hatlarının güçlendirildiği belirtildi.
Rusya ise Suriye’deki durumu değerlendiriyor ve Suriye Hükümeti ile sürekli temas halinde.
Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, bugün yaptığı açıklamada, Rusya’nın Şam’a yapacağı yardımın kapsamının bu değerlendirmeye bağlı olacağını söyledi.
Peskov, şunları söyledi: “Şu anda Suriye’de olup bitenleri yakından izliyoruz. Suriyeli dostlarımızla, Şam’la sürekli diyalog halindeyiz. Durumun değerlendirilmesine bağlı olarak, militanlarla başa çıkmak ve bu tehdidi ortadan kaldırmak için Suriyeli yetkililerin ihtiyaç duyduğu yardımın derecesi hakkında konuşabileceğiz.”
Gruplar ayrıca Hama şehir merkezi yakınlarında Zırhlı Birlikler Okulu, Hattap cephaneliği, Suruc Askeri Üssü ve 25. Tugay’ı da ele geçirdi.
Öte yandan Hama’nın kuzeyinden ilerlemeye devam eden muhalif gruplar, kentin doğu ve batı yönlerinde de Esad güçleriyle çatışıyor.
Grupların, ayrıca Hama kent merkezini kuşatarak ikmal yollarını kesmek için kentin batı ve doğusundan güneye doğru ilerlemeye çalıştıkları belirtiliyor.
Hama, Halep, Humus ve Şam’ı birbirine bağlayan stratejik öneme sahip bir yol üzerinde bulunuyor.
AA’nın saha kaynaklarından aldığı bilgiler ve kendi haritalandırma sisteminden yaptığı ölçümlerde, grupların kent merkezine en yakın olduğu nokta, kent merkezinin kuzeydoğusuna düşen Maar Sur’un güney kesimleri olarak görünüyor.
Buradaki gruplar ile kent merkezinin dış kesimleri arasındaki mesafe 3,2 kilometreye kadar düşmüş durumda.
Çatışmalarda 100’ün üzerinde Suriye rejimi askerinin öldüğü bildiriliyor.
Suriye’de muhalifler tarafından yönetilen kurtarma servisi Beyaz Baretliler Esad güçleri tarafından gerçekleştirilen hava saldırılarının ardından kuzeybatıdaki İdlib kentinde enkaz kurtarma çalışmalarına başladı. 
Beyaz Baretliler, yayınladıkları videoda, hayatta kalanları aramak için enkazı kazarken görülüyor. Videoda ayrıca beyaz çarşafa sarılı bir cansız bedeni ambulansa taşıyorlar.
Bölge sakinleri ve kurtarma görevlileri, Rusya ve rejimin, İdlib’deki muhalif yerleşim bölgesine yönelik bombardımanının, son günlerde yoğunlaştığını, hava saldırılarının Halep ve İdlib’deki yerleşim bölgelerini ve tıbbi merkezleri hedef aldığını söyledi.
Suriye’nin kuzeybatısındaki saldırı, İsrail ve Lübnanlı silahlı grup Hizbullah’ın bir yıldan fazla süren çatışmaları sona erdiren ateşkesi başlattığı gün olan 27 Kasım Çarşamba günü başlatıldı.
28 Kasım’da Halep’in batı kırsalından merkeze doğru hızla ilerleyen rejim karşıtı silahlı gruplar, 30 Kasım’da merkezin büyük bölümünü ele geçirmişti.
30 Kasım’da Han Şeyhun ilçesini alarak tüm İdlib genelinde hakimiyet sağlayan silahlı gruplar, Hama ilinde de çatışarak ilerleyişini sürdürüyor.
Suriye Milli Ordusunun Halep kırsalında 1 Aralık’ta terör örgütü PKK/YPG’ye karşı başlattığı Özgürlük Şafağı Operasyonu’nda ise Tel Rıfat ilçe merkezi terörden kurtarıldı.

Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinin hakemi belli oldu

Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinin hakemi belli oldu

Beşiktaş-Fenerbahçe derbisini Mehmet Türkmen yönetecek.

Süper Lig’de bu hafta oynanacak maçlar öncesinde Türkiye Futbol Federasyonu maçlarda görev yapacak hakemleri açıkladı. 

Trendyol Süper Lig’in 15. haftasında 7 Aralık Cumartesi günü oynanacak Beşiktaş-Fenerbahçe derbisini hakem Mehmet Türkmen yönetecek.

HAFTANIN HAKEMLERİ

Trabzonspor-Kasımpaşa: Zorbay Küçük Konyaspor-Antalyaspor: Halil Umut Meler Göztepe-Adana Demirspor: Ali Şansalan Eyüpspor-Samsunspor: Atilla Karaoğlan Sivasspor-Galatasaray: Turgut Doman Kayserispor-Alanyaspor: Ozan Ergün Başakşehir-Hatayspor: Emre Kargın Gaziantep FK-Rizespor: Direnç Tonusluoğlu

Suriye’de son durum: HTŞ liderliğindeki silahlı muhalifler Hama’ya girdi!

Suriye'de son durum: HTŞ liderliğindeki silahlı muhalifler Hama'ya girdi!

Suriye’de Esad güçleriyle silahlı muhalif gruplar arasındaki çatışmalar Hama’da yoğunlaştı. Hama’da 20 köyü daha ele geçiren rejim karşıtları, kent merkezini kuşattı. Reuters, HTŞ liderliğindeki silahlı grupların Hama kentine girdiğini duyurdu. Hama, Şam’a giden yolda Humus’tan önceki son kent olarak dikkat çekiyor. Diğer yandan muhalifler tarafından yönetilen kurtarma servisi Beyaz Baretliler, Rus jetleri ve Suriye savaş uçakları tarafından gerçekleştirilen hava saldırılarının ardından İdlib’de kurtarma çalışmalarına başladı. Enkazlardan cansız bedenler çıkarılıyor.

Suriye’de Heyet Tahrir Eş-Şam’ın (HTŞ) öncülüğündeki muhalif gruplar ile Beşar Esad güçleri arasındaki çatışmalar 27 Kasım’dan bu yana devam ediyor
Hama ili istikametinde ilerleyen rejim karşıtı silahlı gruplar, 20 köyü daha ele geçirdi.
Reuters haber ajansının bildirdiğine göre HTŞ liderliğindeki silahlı gruplar, Hama kentine girdiklerini duyurdu. Hama, Şam’a giden yolda Humus’tan önceki son kent olarak dikkat çekiyor. 
Bu arada Suriye devlet medyası ise grupların, kente girme çabalarının başarısız olduğunu ve Suriye ordusunun onları geri püskürttüğünü iddia etti.
Hama kent merkezinin yaklaşık 5 kilometre dışında rejim güçleriyle çatışan grupların kontrol sağladığı köyler şunlar:
Pasif, Elcid, El-Kreyyım, Hamr, Suruc, Es-Sa’n, Şeyh Hilal, El-Mecdel, Tel Bicu, Soubin, Zor El-Nasiriye, Zor El-Mesalik, El-Hacame, Zor Ec-Cerabiyat, El-Naura, El-Mubarakat, Resm El-Bağl, Avveyce, El-Ayur ve Kasun Ec-Cebel.
Suriye Resmi Haber Ajansı, Suriye ordusunun ise Hama’da karşı saldırıya hazırlandığını duyururken, Hama kırsalında savunma hatlarının güçlendirildiği belirtildi.
Gruplar ayrıca Hama şehir merkezi yakınlarında Zırhlı Birlikler Okulu, Hattap cephaneliği, Suruc Askeri Üssü ve 25. Tugay’ı da ele geçirdi.
Öte yandan Hama’nın kuzeyinden ilerlemeye devam eden muhalif gruplar, kentin doğu ve batı yönlerinde de Esad güçleriyle çatışıyor.
Grupların, ayrıca Hama kent merkezini kuşatarak ikmal yollarını kesmek için kentin batı ve doğusundan güneye doğru ilerlemeye çalıştıkları belirtiliyor.
Hama, Halep, Humus ve Şam’ı birbirine bağlayan stratejik öneme sahip bir yol üzerinde bulunuyor.
AA’nın saha kaynaklarından aldığı bilgiler ve kendi haritalandırma sisteminden yaptığı ölçümlerde, grupların kent merkezine en yakın olduğu nokta, kent merkezinin kuzeydoğusuna düşen Maar Sur’un güney kesimleri olarak görünüyor.
Buradaki gruplar ile kent merkezinin dış kesimleri arasındaki mesafe 3,2 kilometreye kadar düşmüş durumda.
Çatışmalarda 100’ün üzerinde Suriye rejimi askerinin öldüğü bildiriliyor.
Suriye’de muhalifler tarafından yönetilen kurtarma servisi Beyaz Baretliler Esad güçleri tarafından gerçekleştirilen hava saldırılarının ardından kuzeybatıdaki İdlib kentinde enkaz kurtarma çalışmalarına başladı. 
Beyaz Baretliler, yayınladıkları videoda, hayatta kalanları aramak için enkazı kazarken görülüyor. Videoda ayrıca beyaz çarşafa sarılı bir cansız bedeni ambulansa taşıyorlar.
Bölge sakinleri ve kurtarma görevlileri, Rusya ve rejimin, İdlib’deki muhalif yerleşim bölgesine yönelik bombardımanının, son günlerde yoğunlaştığını, hava saldırılarının Halep ve İdlib’deki yerleşim bölgelerini ve tıbbi merkezleri hedef aldığını söyledi.
Suriye’nin kuzeybatısındaki saldırı, İsrail ve Lübnanlı silahlı grup Hizbullah’ın bir yıldan fazla süren çatışmaları sona erdiren ateşkesi başlattığı gün olan 27 Kasım Çarşamba günü başlatıldı.
28 Kasım’da Halep’in batı kırsalından merkeze doğru hızla ilerleyen rejim karşıtı silahlı gruplar, 30 Kasım’da merkezin büyük bölümünü ele geçirmişti.
30 Kasım’da Han Şeyhun ilçesini alarak tüm İdlib genelinde hakimiyet sağlayan silahlı gruplar, Hama ilinde de çatışarak ilerleyişini sürdürüyor.
Suriye Milli Ordusunun Halep kırsalında 1 Aralık’ta terör örgütü PKK/YPG’ye karşı başlattığı Özgürlük Şafağı Operasyonu’nda ise Tel Rıfat ilçe merkezi terörden kurtarıldı.