Ateşkesin ardından Gazzeli aileler büyük bir su kriziyle karşı karşıya. Filistinliler, yıkılan kuzeyde hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Gazze’nin kuzeyinde ciddi bir su sıkıntısı yaşanıyor.
Bu sıkıntı, İsrail ile Hamas arasında 19 Ocak’ta ateşkes ilan edilmesinin ardından yerinden edilen sakinlerin evlerine dönmeye başlamasıyla daha da belirginleşti. Oxfam, İsrail’in kuşatma altındaki bölgeyi bombalamasının su ve sanitasyon altyapısını tahrip etmesi nedeniyle su kaynaklarının çatışma öncesi seviyelerin yüzde 7’sinde olduğunu söylüyor. Beş çocuk annesi Faten Abu Haloub ve eşi Karam, sabahları ortak su borularından veya bulabildikleri diğer kaynaklardan doldurdukları kovaları taşıyarak güne başlıyor. Yakınlarda çadırlarda yaşayan Karam’ın iki kardeşi, suyun temin edilmesinden birincil derecede sorumlular; ancak su tükendiğinde, tüm aile daha fazlasını aramak için her yöne dağılıyor. “YIKILMIŞ BİR YERDE NASIL YAŞAYABİLİRLER?”
İsrail’in Gazze’ye yönelik 15 aydan uzun süren savaşı boyunca Faten’in ailesi kuzeyde kalmış, yoğun bombardımanlara göğüs germişti. Ekim ayında İsrail’in kuzeye yönelik büyük çaplı kara harekâtı üç ay sürmesi üzerine Batı Gazze Şehri’ne kaçmak zorunda kalmışlardı. El Cezire’ye konuşan Faten, “İnsanlar yıkılmış bir yerde nasıl yaşayabilir? Temel ihtiyaçlar yok, altyapı yok, su yok, kanalizasyon yok, elektrik yok. Bazen savaşta ölmenin daha iyi olacağını düşünüyorum” dedi. Bazen bir su kamyonu geliyor ve ailedeki herkes doldurma kuyruğunda yer kapmak için koşuyor diyor. Ama bazen Abu Haloub’lar yer bulamıyor ve bazen de su bitiyor. Faten, kimsenin düzenli su temini sağlamadığını ve belediyelerin yıkım nedeniyle boruları onaramayacağını bilmesine rağmen, yardım sürecinde yer alan birinin (yerel yetkililer, uluslararası yardım örgütleri veya insani yardım grupları) yardım edebileceğini umduğunu belirtiyor. Faten, “Musluktan akan su olması imkansız bir hayal gibi geliyor. Akan suyun olduğu düzgün bir banyo da bir hayal” diyor.
