Ukrayna Savaşı’nda üç yıl: Kayıplar ve kazanımlarla savaşın ağır bilançosu

Ukrayna Savaşı'nda üç yıl: Kayıplar ve kazanımlarla savaşın ağır bilançosu

Ukrayna savaşı, bugün itibarıyla üçüncü yılını doldurdu. Üç yıl içerisinde her iki taraf da ağır kayıplar verdi. Savaş başladığında kimse yıllara yayılabileceğini tahmin etmiyordu. Ukrayna kentleri ardı ardına fırlatılan uzun menzilli füzelerle yaşanmaz hale geldi. Savaş tüm hızıyla devam ederken, Donald Trump ABD’de başkanlık koltuğuna geri döndü. Savaşı 24 saat içinde bitireceğini iddia eden Trump’ın dönüşü, Ukrayna için savaş alanında kritik bir değişim anlamına geliyor. Üç yıl sonra, savaş her iki tarafta da yüz binlerce ölü, yaralı ve yerinden edilmiş insanla devam ediyor. İşte kayıplar ve kazanımlarla dördüncü yılına giren savaşın ağır bilançosu…

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, tam üç yıl önce birliklerini Ukrayna’ya sürdü.
İki komşu ülke arasında yüz binlerce insanı öldüren, yaralayan, yerinden eden ve şehirleri küle çeviren savaşın başlangıcı böyle oldu.
Savaşın başında Putin’in hedefi, Kiev’i alarak Rusya’ya bağlı bir hükümet kurmaktı.
Kiev yönetimi, Batı’dan hem askeri hem diplomatik destek gördü. Ukrayna ordusuna tanklar, füze savunma sistemleri, uçaklar dahil olmak üzere büyük askeri yardımlar yapıldı.
Rusya, 2014 yılında ilhak ettiği Kırım da dahil olmak üzere Ukrayna’nın yaklaşık beşte birini, yani ABD’nin Ohio eyaleti büyüklüğündeki bir alanı kontrol ediyor.
Donetsk, Zaporijya ve Herson bölgelerinin yaklaşık yüzde 75’i ve Luhansk bölgesinin yüzde 99’undan fazlası bu alana dahil.
Savaşın üçüncü yılına, Rus toprağı Kursk’ta yaşanan çatışmalar damga vurdu. Ukrayna ordusu sürpriz bir saldırı düzenleyerek Kursk’ta geniş bir alanı ele geçirdi.
Karşılıklı saldırılar devam ederken Rusya ele geçirilen toprakların büyük bir kısmını geri almayı başardı.
Rusya’nın çabalarına destek olmak için Kuzey Koreli askerler Kursk’ta savaşa dahil oldu. Tecrübesiz Kuzey Kore askerleri üç ay içerisinde ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldı.
Eski ABD Başkanı Joe Biden’ın Ukrayna’ya uzun menzilli füze kullanımı için izin vermesi gerilimi daha da tırmandırdı.
Bu iznin ardından Kiev, Rus topraklarını Amerikan yapımı ATACMS füzeleri ile vurmaya başladı. ABD bunun yanında, yaklaşık 95 milyar dolar tutarında askeri, insani ve finansal yardım yaptı.
Moskova yönetimi ise nükleer silah doktrininde değişikliğe gitti.
Putin ise saldırılara, “durdurulamaz” olduğunu iddia ettiği Oreşnik füzeleriyle yanıt verdi.
Şiddetli savaş bugün üçüncü yıl dönümününe girerken, dünya büyük bir politika değişikliğine tanık oluyor.
Ukrayna’nın, ülkenin en büyük askeri destekçisi olan ABD ile bağları, Donald Trump’ın ocak ayında Beyaz Saray’a dönmesinden bu yana hızla zayıfladı.
Ukrayna için Trump dönemine geçiş birkaç kelimeyle özetlenebilir: seferberlikten terk edilme riskine.
Yeni başkanın barışı dayatma hevesi, Washington’ın desteği olmadan yapamayan Ukrayna için tehditlerle dolu.
ABD Başkanı’nın Rus yetkililerle yakınlaşması ve Kiev’in onayı olmadan savaşı sona erdirmeyi amaçlayan barış görüşmeleri durumu daha da karmaşıklaştırıyor.
Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy, ABD-Rusya görüşmelerini reddederek, “Kiev’in arkasından görüşme yapılmayacağını” ileri sürdü.
Zelenski, Trump’ı “Rus dezenformasyon balonunun içinde yaşıyor” olarak nitelerken, ABD Başkanı Ukraynalı mevkidaşını “diktatör” ve “başarılı bir komedyen” olarak niteledi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi’ne göre, Ukrayna’da savaş sırasında 40 bin’den fazla sivil öldü veya yaralandı, ölümlerin çoğu patlayıcı silahlar nedeniyle gerçekleşti.
Ölenlerin en az yarısı (6 bin203) yetişkin erkekler, 669’u ise çocuklardı.
Yaklaşık 6,3 milyon Ukraynalı mülteci ise Avrupa’da yaşıyor. Bunlardan yaklaşık 1,2 milyon Ukraynalı Almanya’da, neredeyse 1 milyon Polonya’da ve 390 bini ise Çek Cumhuriyeti’nde bulunuyor.