Buraya giren her canlının sonu geliyor: Dünyanın en ölümcül yerlerinden biri!

Buraya giren her canlının sonu geliyor:  Dünyanın en ölümcül yerlerinden biri!

Kosta Rika’da yer alan Cueva de la Muerte adlı mağara içine giren her canlıyı anında öldürebiliyor. Ancak bu, cesur kaşifleri sosyal medya videoları oluşturmak için alanı ziyaret etmekten caydırmıyor. Ölüm Mağarası olarak bilinen küçük mağaranın etkisi ise bilim insanları tarafından araştırıldı.

Kosta Rika’nın Poas Yanardağı’nın eteklerinde yer alan Cueva de la Muerte adlı mağara, dünyanın en ölümcül yerlerinden biri olarak biliniyor.
Mağara küçük bir alana sahip olmasına rağmen, içerideki karbondioksit oranı nedeniyle insanları ve hayvanları öldürebilecek kadar tehlikeli.
Sosyal medya kullanıcıları, bu korkunç mağaranın varlığından duydukları dehşeti paylaşırken, bazı cesur ziyaretçiler de her yıl bu ölümcül yeri görmek için akın ediyor.
Yerel haber kaynaklarına göre, “Cueva de la Muerte” sadece iki metre derinliğinde ve üç metre uzunluğunda. Ancak, mağaranın içinde neredeyse hiç oksijen bulunmuyor ve karbondioksit ile dolu. Bu durum, mağaraya girenlerin ölümüne neden oluyor.  Mağaranın girişine yaklaşmak bile ağır şekilde hastalanmalara neden olabiliyor.
Mağaranın içindeki yüksek karbondioksit oranı, insanların ve hayvanların solunum hızını artırarak taşikardiye, kalp aritmilerine ve bilinç kaybına yol açabiliyor. Ulusal Tıp Kütüphanesi, yüzde 10’dan fazla karbondioksit konsantrasyonlarının komaya ve ölüme neden olabileceğini belirtiyor. Ayrıca, katı karbondioksit doğrudan temastan sonra yanıklara yol açabiliyor.
Turizm Cazibesi Olmasına Rağmen Tehlike ArttıHer ne kadar ölümcül olsa da, her yıl ‘Cueva de la Muerte’yi görmek isteyen birçok turist bölgeye akın ediyor. Ancak mağaranın oksijen eksikliği nedeniyle, tur rehberleri dahi mağara girişine meşale yakıp salladıklarında, meşale hemen sönüyor.
Mağaranın dışındaki tabelada, “Tehlike, bu noktadan sonrasına izinsiz girmek yasaktır” yazsa da, bazı meraklılar hala bu ölümcül yeri ziyaret etmeye devam ediyor. İçeri girmek için sadece küçük hayvanlar ve kuşlar yeterince küçük olduğundan, insan girmeyi denemeye cesaret edenlere karşı doğal bir engel oluşturulmuş.

Meksika hapishanesinde isyan! 2 mahkum öldü, ortalığı ateşe verdiler

Meksika hapishanesinde isyan! 2 mahkum öldü, ortalığı ateşe verdiler

Meksika’nın Tabasco eyaletindeki bir hapishanede mahkumların nakledilmesi nedeniyle çıkan isyanda 2 mahkum hayatını kaybetti. Bunun üzerine mahkumlar, çeşitli mobilyaları ve çöpleri ateşe verdi.

Meksika’nın Tabasco eyaletindeki bir hapishanede çıkan isyanda 2 mahkum hayatını kaybetti.
Meksika basınında çıkan habere göre isyan, eyalete bağlı Creset kentindeki hapishanede çıktı.
Olayda yaralananlar da oldu.
Devlet Güvenlik Sekreteri Victor Hugo Chavez, basına yaptığı açıklamada, şiddet olaylarının 2 mahkumun nakledilmesi nedeniyle çıktığını, polisin cezaevinde güvenliği sağlamak için operasyon yaptığını belirtti.
Mahkumlar, çeşitli mobilyaları ve çöpleri ateşe verdi.
Operasyonda çok sayıda silah, kesici alet ve patlayıcı madde ele geçirildi.
Öte yandan isyanın duyulması üzerine mahkum yakınları bilgi almak için cezaevi önünde toplandı

İlk kez 2019’da tespit edilmişti: Katil eşek arısı tehdidi sona erdi

İlk kez 2019'da tespit edilmişti: Katil eşek arısı tehdidi sona erdi

ABD Tarım Bakanlığı, kuzey dev eşek arısının (katil eşek arısı) ülkedeki varlığının tamamen sona erdiğini açıkladı. Açıklamada, türün tarıma ciddi bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekildi.

ABD’nin Washington eyaletinde ilk kez 2019’da tespit edilen ve yerel arı popülasyonları için büyük bir tehlike oluşturan katil eşek arısının, üç yıldır tespit edilmemesi üzerine ABD’de tamamen yok edildiği açıklandı.

Yetkililer, halkın bildirimlerinin ve çok yönlü iş birliğinin bu başarıdaki rolüne dikkat çekerek, katil eşek arısının, bir arı kolonisini 90 dakikada yok edebilme kapasitesine sahip olduğunu belirtti. Gelecekteki tehditleri önlemek için izleme çalışmalarının süreceği bilgisini de paylaşan yetkililer, 2025’e kadar çeşitli bölgelerde tuzaklar yerleştirilmeye devam edileceğini aktardı.

Bilim dünyası şokta: Etobur davranış sergilemeye başladılar!

Bilim dünyası şokta: Etobur davranış sergilemeye başladılar!

Kaliforniya’da yapılan bir araştırma, sincapların tarla farelerini avlayıp yediğini ve bunun, onların fırsatçı omnivorlar olabileceğini ortaya koydu. Bu şoke edici keşif, sincapların beslenme alışkanlıklarının beklenmedik şekilde esnek olduğunu gösteriyor.

Kaliforniya’da bilim insanları, yer sincaplarının tarla farelerini avlayıp yediğine dair şoke edici bir keşifte bulundu. Sincaplar, genellikle tohum, tahıl ve kabuklu yemişlerle beslenen bir tür olarak bilinse de, bu yeni bulgular onların esnek bir beslenme düzenine sahip fırsatçı omnivorlar olabileceğini gösteriyor.
Kaliforniya Davis Üniversitesi’nden bir ekip, Haziran ve Temmuz 2024 arasında sincapların 74 tarla faresiyle etkileşimini inceledi.
Etkileşimlerin yüzde 42’sinden fazlası, sincapların fareleri bilfiil avlayarak öldürüp yemelerini içeriyordu. Biyoloji doçenti Jennifer E. Smith, bu durumu ilk kez gözlemlediklerinde şoke olduklarını söyledi ve “Bu davranışı daha önce hiç görmemiştik,” dedi.
Araştırmalar, sincapların bu etobur davranışlarının özellikle Temmuz ayının ilk iki haftasında zirve yaptığını ve bunun, yerel parktaki tarla faresi sayısındaki patlamayla ilişkili olduğunu ortaya koydu. Smith, bu davranışın, farelerin geçici artışı karşısında gelişmiş olabileceğinden şüpheleniyor.
Sincapların davranışsal esneklikleri, onların değişen çevresel koşullara uyum sağlamalarına yardımcı olabilir. Çalışmanın bir diğer yazarı Sonja Wild, sincapların diğer memelilere benzer şekilde, yiyecek mevcudiyetindeki değişikliklere yanıt verebildiğini ve bu adaptasyonun onları hızla değişen ortamlarda hayatta tutabildiğini belirtti.
Araştırmacılar, sincapların bu etobur davranışının, türler arası hastalık yayılımını nasıl etkileyebileceğini ve bu davranışın ebeveynden yavruya nasıl geçtiğini anlamayı amaçlıyor. Şu an için popülasyonda herhangi bir hastalık belirtisi gözlemlenmemiş olsa da, bu yeni davranışların ekolojik dengede önemli değişikliklere yol açabileceği düşünülüyor.

Konumunuza göre gece süresi değişiyor: En uzun gece ne zaman? En uzun gece kaç saat sürer?

Konumunuza göre gece süresi değişiyor: En uzun gece ne zaman? En uzun gece kaç saat sürer?

En uzun gece, Kuzey Yarımküre’de kış gündönümünde gerçekleşir. Kuzey Yarım Küre’de aralık ayında gerçekleşen kış gün dönümünün gündüz süresinin en kısa, gece süresinin en uzun gün olduğu düşünülür. Bu tarih, astronomik olarak önemli olduğu kadar, kültürel ve mitolojik anlamlarla da zenginleşmiştir. Peki, en uzun gece ne zaman gerçekleşir? En uzun gece kaç saat sürer?

21 Aralık, hem astronomik hem de kültürel olarak büyük bir öneme sahip bir tarihtir. Bu tarih, özellikle Kuzey Yarımküre’de kış gündönümü olarak bilinir ve çeşitli toplumlarda mevsimsel değişikliklerin, mitolojik inançların ve kültürel kutlamaların temelini oluşturur.
En uzun gece, yılın 21 Aralık Kış Gündönümü’nde gerçekleşen ve gecenin gündüzden daha uzun sürdüğü bir astronomik olaydır. Bu, Kuzey Yarımküre’de yılın en kısa gündüzüne ve en uzun gecesine işaret eder.
Dünya’nın eğik ekseni nedeniyle Güneş ışınları 21 Aralık’ta Oğlak Dönencesi’ne dik açıyla gelir.Bu durumda, Kuzey Yarımküre daha az Güneş ışığı alır, böylece gündüzler kısalır, geceler uzar.
En uzun gece süresi, bulunduğunuz enlem ve konuma göre değişir. 21 Aralık Kış Gündönümü’nde Kuzey Yarımküre’deki yerleşim yerlerinde gece süresi, ekvatordan kutuplara doğru uzadıkça artar.
Gece süresi, ekvatordan kutuplara doğru 12 saatten 24 saate kadar değişir.Ekvator: Gece ve gündüz 12 saat eşittir.Türkiye: Ortalama gece süresi 14-16 saat arasında değişir.Kuzey Kutup Dairesi: 24 saatlik karanlık yaşanır (kutup gecesi).
Eski uygarlıklar, kış gündönümünü yeniden doğuş ve umudun dönüşü olarak kutladılar.Şeb-i Yelda (İran):Pers kültüründe, 21 Aralık “Yelda Gecesi” olarak bilinir ve ışığın karanlığa karşı zaferi kutlanır.Aileler toplanarak şiirler okur, meyve ve tatlılar yerler.
Yule (Pagan Kutlaması):Avrupa Paganları, doğanın döngüsünü kutlayan Yule Bayramı düzenler. Bu kutlama, günümüzdeki Noel geleneklerinin kökenlerinden biri olarak kabul edilir.
Modern Anlamı:21 Aralık, doğanın döngüsünü, yeni başlangıçları ve hayatın sürekli yenilenmesini sembolize eden bir tarih olarak hala birçok kültürde önemini korur.

Kalecinin yüzü parçalanmıştı: Futbolcudan özür mesajı

Kalecinin yüzü parçalanmıştı: Futbolcudan özür mesajı

Paris Saint-Germain ile Monaco arasında oynanan mücadelede Wilfired Singo’nun krampon çivileri, kaleci Gianluigi Donnarumma’nın suratını parçaladı. Fildişi Sahilli oyuncu hareketin kasıtlı olmadığını dile getirirken, İtalyan kaleciden özür dilediği bir mesaj yayınladı.

Fransa Ligue 1’in 16. haftasında Paris Saint-Germain ile Monaco karşı karşıya geldi.
Mücadelenin 17. dakikasında kaleci Gianluigi Donnarumma, Wilfried Singo tarafından yüzüne ciddi bir darbe alarak yerde kaldı.
İtalyan kalecinin yüzü parçalanırken, yanağında oluşan açığa zımba tedavisi uygulandı ve 22. dakikada oyundan alındı.
Singo daha sonra sosyal medyada Fransızca ve İtalyanca bir gönderi paylaşarak kaleci Gianluigi Donnarumma’dan özür diledi.
Singo’nun açıklamalarında “Gianluigi Donnarumma’dan özür dilemek istiyorum. Hareketim kasıtlı değildi. Ama sonrasında suratında ciddi bir yaralanma olduğunu gördüm. Umarım en kısa sürede iyileşir.” ifadeleri yer aldı.

Trabzonspor’dan MHK’ya sert tepki: “Her planı ifşa edeceğiz”

Trabzonspor'dan MHK'ya sert tepki:

Trabzonspor, X/Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Merkez Hakem Kurulu’na (MHK) tepki gösterdi. Kulüp başkan yardımcısı Taner Fikret Saral’ın açıklamalarında, “Merkez Hakem Kurulunun rezillikleri artık kabul edilemez bir boyuta ulaştı. Türk futbolunun iliklerine kadar işlemiş bu adaletsizliğe teslim olmayacağız.” ifadeleri yer aldı.

Trabzonspor Kulübü Başkan Yardımcısı Taner Fikret Saral, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kuruluna (MHK) tepki gösterdi. Saral, yaptığı yazılı açıklamada, Trendyol Süper Lig’deki maçlarda aleyhlerine hakem hataları yapıldığını ileri sürdü. Taner Fikret Saral, açıklamasında şunları kaydetti: “Merkez Hakem Kurulunun rezillikleri artık kabul edilemez bir boyuta ulaştı. Trabzon’da, Gaziantep’te, İzmir’de, Alanya’da, İstanbul’da. Olduğumuz her yerde, oynadığımız her maçta verdiğimiz mücadeleye gölge düşürdünüz. Sezon başından bu yana bizden çaldığınız puanlarla, kurduğunuz kirli oyunlarla, taraflı tutumunuzla buna göz yuman yapınızla bize hesap vereceksiniz. İster sahanın içinde olsun ister dışında. Kulübümüze yönelik kurduğunuz her planı ifşa edeceğiz. Bu kirli oyunların, taraflı yönetim anlayışının ve arkanıza aldığınız gücün bedelini, Türk futbol kamuoyu önünde hesap vererek ödeyeceksiniz. Artık yeter. Türk futbolunun iliklerine kadar işlemiş bu adaletsizliğe teslim olmayacağız. Trabzonspor camiası, milyonlarca inançlı taraftarıyla bu düzene boyun eğmeyecektir.”

Dünyanın en uzun insanlarına sahip ülkeler sıralandı: En uzun kadın ve erkek Türkiye’de ancak listede yok

Dünyanın en uzun insanlarına sahip ülkeler sıralandı: En uzun kadın ve erkek Türkiye'de ancak listede yok

Oxford Üniversitesi tarafından analiz edilen veriler, en uzun erkek ve kadınların bulunma ihtimalinin en yüksek olduğu ülkeyi ortaya koydu. Dünyanın en uzun erkeği 2,60 metrelik Sultan Kösen ve en uzun kadın 2,15 metrelik Rümeysa Gelgi Türkiye’de yaşıyor. Ancak Kösen ve Gelgi’nin uzun boylarına rağmen Türkiye, en uzun ortalama boya sahip ülke değil.

Oxford Üniversitesi’nin analiz ettiği veriler, dünyanın en uzun erkek ve kadınlarının hangi ülkelerde bulunma olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koydu.Rekorlarıyla dikkat çeken Sultan Kösen (2,60 metre) ve Rümeysa Gelgi (2,15 metre) dünyanın en uzun erkeği ve kadını olarak Türkiye’de yaşıyor.
Ancak, bu istisnai bireylerin boyları Türkiye’nin genel boy ortalamasını etkilemiyor; ülke, dünyanın en uzun insanlarına sahip ülkeler arasında ilk sıralarda yer almıyor.Rakamlara göre, 1996 yılında Avrupa ülkesinde doğan erkeklerin ortalama boyu 182,54 cm, yani yaklaşık 6 fit.
Rakamlara göre, 1996 yılında Avrupa ülkesinde doğan erkeklerin ortalama boyu 182,54 cm, yani yaklaşık 6 fit.
Hollandalı kadınların boyu ise 168,72 cm yani 5 fit 5 inçtir. Letonya, 169.80 cm (5 ft 5) ortalama boyla en uzun kadınlara ev sahipliği yapıyor. Kuzey Avrupa ülkesinde erkekler 181.42 cm (5 ft 9) boyuyla dördüncü sırada yer alıyor. Aynı yıl doğan ortalama bir İngiliz erkeğinin boyu 177,49 cm veya yaklaşık 1,78 m ile İngiltere’de oldukça geride kalarak dünya boy sıralamasında 31. sırada yer alıyor.İngiliz kadınların ortalama boyu 164,40 cm, yani yaklaşık 1,60 boyunda olup, sıralamada 38. sırada yer alıyor.
Karşılaştırma yapmak gerekirse, ABD’deki erkeklerin boyu yaklaşık 177,13 cm (5 ft 8), kadınların ise 163,54 cm (5 ft 3)’tür.Ölçeğin diğer ucunda, Güneydoğu Asya’da bulunan Doğu Timor adası, ortalama 159,79 cm (5 ft 2) boyundaki en küçük erkeklere ev sahipliği yapıyor.Orta Amerika ülkesi Guatemala’da kadınlar, 149,39 cm’lik ortalama boylarıyla dünyanın en küçük kadınları arasında yer alıyor.
Oxford Üniversitesi destekli Our World in Data platformu tarafından paylaşılan boy uzunluğu verileri 195 ülkenin tamamına açık ve milyonlarca katılımcıyı kapsıyor.Sonuçlar toplam boyların toplamının erkek popülasyonuna bölünmesiyle hesaplandı. Aynı yöntem kadın popülasyonunun ortalama boyunu hesaplamak için kullanıldı.
Araştırmacılar, bireysel boyun büyük ölçüde genetik faktörler tarafından belirlendiğine inanıyor.En uzun erkeklerin yaşadığı ilk beş ülke arasında Hollanda’yı Belçika (181,70 cm), Estonya (181,59 cm), Letonya (181,42 cm) ve Danimarka (181,39 cm) takip ediyor.Kadınlarda Letonya (169,80 cm), Hollanda (168,72 cm), Estonya (168,67 cm), Çekya (168,46 cm) ve Sırbistan (167,69 cm) en uzun ilk beş arasında yer alıyor.
ABD’li bilim insanları , boy uzunluğumuzun yüzde 70-80’inin kalıtım yoluyla aldığımız genlere bağlı olduğunu , geri kalanının ise aslında çevremiz tarafından belirlendiğini buldu .Araştırmacılar, 13 binden fazla Latin ve Hispanik kökenli Amerikalının verilerini inceleyerek katılımcıların boyları, sosyoekonomik durumları ve genetik özellikleri gibi ayrıntıları değerlendirdi.New York’taki Albert Einstein Tıp Fakültesi’nden uzmanlar, Chicago’daki Amerikan Kalp Derneği Konferansı’nda bulgularını sunarken, varlıklı bir ailede büyümenin diğer katkıda bulunanlardan daha önemli olabileceğini söyledi.Ekip, bunun “büyüme için daha iyi beslenme ve toplumsal kaynakların” göstergesi olabileceğini yazdı.
Bu arada, Gıda Vakfı’nın yakın zamanda yayınladığı bir rapora göre, beş yaşındaki çocukların ortalama boyu 2013’ten bu yana düşüş gösteriyor. Gelişmiş ülkeler arasında İngiliz erkek çocukları en kısa, kızlar ise ikinci sırada yer alıyor.Yardım kuruluşunun raporunda, boydaki bu düşüşün, Birleşik Krallık’ta ortalama bir insanın beslenmesinde kalsiyum, çinko, A vitamini, folat ve demir gibi temel besin maddelerinin tüketimindeki azalmanın ardından geldiği belirtildi.

36 yaşındaki adam sigara bile içmiyordu ama akciğer kanserinden öldü: Doktorlar bu belirtiyi görmezden geldi

36 yaşındaki adam sigara bile içmiyordu ama akciğer kanserinden öldü: Doktorlar bu belirtiyi görmezden geldi

36 yaşındaki Liam Handley, yanlış teşhisle anksiyete teşhisi konulduktan sonra trajik bir şekilde akciğer kanserinden hayatını kaybetti. Doktorlar göğüs ağrılarını ve diğer semptomlarını önemsemediler ve hayati önem taşıyan tedaviyi geciktirdiler. Çeşitli tedaviler görmesine rağmen kanser yayıldı ve sonunda 2021’de ölümüne yol açtı. Liam’ın vakası, sigara içmeyenlerde akciğer kanserine dair artan endişeyi vurguluyor.

Genç bir adam, doktorlar akciğer kanserini anksiyete nedeniyle yanlış teşhis ettikten sonra öldü.  Genç ve formda bir adam olan 36 yaşındaki Liam Handley, göğüs ağrıları, çarpıntı ve stresten şikayet ettiğinde anksiyete teşhisi kondu.
Liam’ın annesi Lynn, The Sun’a “Akciğer kanserinin hiç düşünülmediğini düşünüyorum” dedi. Sigara içmeyen genç adam, tipik bir akciğer kanseri hastasına uymuyordu. Gösterdiği çeşitli semptomlara rağmen doktorlar onu göğüs röntgenine yönlendirmedi ve bunun yerine ona anksiyete ilaçları verdi.
Bir gün, ağrı ilerledikçe, ailesi kalp krizi geçirdiğini düşünerek acil servise kaldırıldı. Hastanede yatışı sırasında, Liam’ın akciğerlerinde kan pıhtıları olduğu bulundu. Ancak, kanserden şüphelenmiyorlardı. Taburcu olmasına rağmen, ağrı ve semptomlar devam etti ve zamanla kötüleşti.
Liam omuzlarında ve alt sırtında ağrı hissetmeye başladı, ancak doktorlar daha güçlü ağrı kesiciler reçete ettiler.
Hastalığına herhangi bir çözüm ve cevap bulamayan Liam, özel bir BT taraması istedi ve akciğer kanseri olduğunu öğrenince yıkıldı.
Ne yazık ki, hastalığı tespit ettiklerinde, hastalık çoktan karaciğerine, omurgasına ve lenf düğümlerine yayılmıştı.
Liam, adenokarsinom EGFR Ekson 19 pozitif adı verilen genetik olarak mutasyona uğramış akciğer kanserinden muzdaripti. Bu kanser türü, çok az veya hiç sigara içmemiş kişileri etkiler.
Liam’ın ailesi yıkılmış ve öfkeliydi. Lynn, yayına “Biz de çok öfkeliydik” dedi. Teşhisin kendisinin dokuz ay sürdüğünü açıkladı. Fark yaratabilecek tüm değerli anlar kaybedildi.
Liam’ın durumu kötüleşti ve sadece düz yatmak zorunda kaldı, 30 dereceden fazla oturamadı ve yatağından çıkmasına izin verilmedi. Liam, kemoterapi, immünoterapi radyasyonu ve ameliyat dahil olmak üzere tedavi görmesine rağmen, kanser son evreye ulaştığında 2021’de hayatını kaybetti.
Sigara içmeyenlerde akciğer kanseri giderek artan bir endişe kaynağı olup, dünya çapında akciğer kanseri vakalarının %10-20’sini oluşturmaktadır. Geleneksel olarak akciğer kanseri genellikle sigarayla ilişkilendirilse de, hiç sigara içmemiş veya hayatları boyunca 100’den az sigara içmiş kişilerde de görülür.
Ancak, sigara içmeyenlerin çoğunda akciğer kanserinin erken belirtileri yoktur, bu da teşhisi zorlaştırır. Ancak, dikkat edilmesi gereken birkaç belirti şunlardır.

Geçmeyen inatçı öksürük.
Nefes darlığı veya hırıltı.
Göğüs ağrısı veya rahatsızlık.
Açıklanamayan kilo kaybı.
Yorgunluk veya halsizlik.
Kan çizgileriyle kan veya balgam tükürme.

Suriyelilerin geri dönüşü için iki aşamalı plan: Bakan Güler ayrıntıları anlattı

Suriyelilerin geri dönüşü için iki aşamalı plan: Bakan Güler ayrıntıları anlattı

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin maddelerinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Bakan Güler, Türkiye’nin, Suriyelilerin geri dönüşleri için kabaca iki aşamalı bir plan öngördüğünü açıkladı.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Suriyelilerin geri dönüşüne ilişkin planın ayrıntılarını anlattı.
2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin maddelerinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulunda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Güler, Türkiye’nin Suriyeli sığınmacıların güvenli ve gönüllü geri dönüşlerini sağlamak amacıyla çeşitli çalışmalar yürüttüğünü belirtti.
Güler, son dönemde Suriye’deki siyasi gelişmeler ve Beşşar Esad rejimin devrilmesinin bu süreci hızlandırdığını belirtti.
Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanlığının 2024 yılında aylık ortalama 11 bin sığınmacının gönüllü olarak Suriye’ye döndüğünü ancak son gelişmelerle birlikte bu sayının 1,5 ile 2 katına çıktığını belirttiğini ifade etti.
“Türkiye’nin, Suriyelilerin geri dönüşleri için kabaca iki aşamalı bir plan öngördüğü söylenebilir” diyen bakan, şunları ekledi:
“İlk etapta İdlib çevresindeki kamplarda kalan Suriyelilerin dönüşleri organize edilecek, ardından Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin dönüşü için çalışmalar yapılacaktır. Bu kapsamda Türkiye’de yaşayan Suriyeli sığınmacıların güvenli ve gönüllü geri dönüşleri konusunda ilerleme kaydedildiği ve sürdürüldüğü görülmektedir.”
Suriye’nin kuzeyindeki güvenli bölgelerde istikrarın sağlanması için alınan tedbirlere de değinen Bakan Güler, “Türkiye, coğrafyanın kuzeyindeki güvenli bölgelerde istikrarı sağlamak amacıyla çeşitli askeri ve diplomatik adımlar atmaktadır” dedi.
Bakan Güler, açıklamasına şu ifadelerle devam etti: “Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri çerçevesinde, vatan topraklarının sınır ötesinden itibaren emniyete alınması prensibi çerçevesinde, uluslararası hukuk ve meşru müdafaa kapsamında operasyon yapmanın, Türkiye’nin en doğal hakkı olduğu her platformda dile getirilmiş ve bu kapsamda faaliyetler icra edilmiş, edilmektedir.”