Kalp cerrahı uyardı: Neredeyse her evde var, kan basıncını yükseltip ölüme götürüyor

Kalp cerrahı uyardı: Neredeyse her evde var, kan basıncını yükseltip ölüme götürüyor

ABD’nin tanınmış kalp cerrahlarından olan Dr. Jeremy London, popüler kişisel bakım ürünleri arasında bulunan ağız bakım sularının kan basıncını artırarak ölüme götürdüğünü söyledi. London; kalp hastalıkları, felç ve kanser risklerini azaltmak için edinilmesi gereken 4 önemli alışkanlığı da sıraladı.

Kalp ve damar cerrahisi uzmanı olan Dr. London, alkol bazlı ağız gargaralarının kan basıncını artırabileceği konusunda uyardı. Uzman isim, bu tür gargaraların, ağızdaki sağlıklı bakterileri öldürerek vücudun damarları gevşetmek için meydana getirdiği nitrik oksit üretimini bozduğunu belirtti. London, bu bakterilerin öldürülmesinin, bağırsak mikrobiyomunu olumsuz etkileyebildiğini ve hipertansiyona neden olabileceğini de belirtti.
2022’de yapılan bir araştırma, antiseptik gargaraların ağız mikrobiyomunu bozarak kan basıncını artırdığını ortaya koymuştu.
Dr. London, son dönemlerde kullanımı tüm dünyada yaygın hale gelen elektronik sigaraların da, kalp sağlığı üzerinde son derece zararlı etkileri olduğunu vurguladı. Normal sigaralarda bulunan nikotinin de kan damarlarının iç yüzeyine zarar vererek kan akışını bozduğunu ve pıhtılaşmaya yol açtığını belirten ABD’li doktor, bu pıhtıların kalp krizi veya felce neden olabileceğinin altını çizdi.
Sigara içmenin, kalp hastalıkları ve akciğer kanseriyle ilişkili olduğu uzun zamandır biliniyor ancak elektronik sigaraların, benzer zararları olduğunu kanıtlayan araştırmalar, daha yakın tarihlerde yapıldı.
Uzmanlar, elektronik sigara kullanıcılarının kalp atış hızlarının ve kan basınçlarının hızla arttığını ve bu durumun kalbi zorladığını vurguladı.
Aşırı işlenmiş gıdaların da kalp hastalıkları, obezite, diyabet ve kanserle bağlantılı olduğunu belirten Dr. London, bu tür gıdaların doymuş yağ, şeker ve rafine karbonhidratlar içermesi nedeniyle kolesterolü artırıp atardamarları daralttığını açıkladı.
Alkolün de sağlık üzerinde olumsuz etkileri olduğunu hatırlatan Dr. London, ”Alkol, vücutta asetaldehit adı verilen ve DNA’ya zarar veren bir bileşiğe dönüşür. CDC’ye göre asetaldehit, hücrelerde kanserli tümörlerin oluşmasına yol açabilir” ifadelerini kullandı.
Düzenli fiziksel aktivite yapmamak da kalp sağlığını olumsuz etkiler. Hareketsiz yaşam tarzı, obezite, yüksek kan basıncı ve yüksek kolesterol gibi faktörleri tetikler. Bu durum, kalp krizi ve felç riskini artırır.
Uzun süreli stres, vücudun stres hormonlarını arttırarak kalp damarlarını daraltır ve kan basıncını yükseltir. Stres, zararlı alışkanlıklara olan bağlılığı da artırır.
Bu yaşam alışkanlıklarından kaçınmak, kalp sağlığını korumanın ve felç riskini azaltmanın temel yollarıdır.

İsrail Suriye’de Malta kadar toprak işgal etti

İsrail Suriye'de Malta kadar toprak işgal etti

Esad rejiminin çökmesinin ardından işgalini genişleten İsrail ordusu, Suriye’de bir ülke kadar toprak işgal etti. İşgalini 380 kilometrekareye çıkartan İsrail, Malta’dan daha büyük bir toprak parçası elde etti. Malta 316, Maldivler ise 300 kilometrekare toprağa sahip. 22 bin kilometrekare toprağı olan İsrail, İsrail’den ele geçirdiği alanla, ülkesini yüzde 1,6 daha genişletmiş oldu. Suriye ordusunun dağılmasını fırsat bilen İsrail, Şam’a 20 kilometre yaklaşırken, “terörist unsurları engelleme” gerekçesiyle başlattığı işgal hareketini, kalıcı ve daha genişleyici nitelikte yürütüyor.  İsrail ordusu, kendi ülke sınırından 10 kilometre ileriye kadar girmiş durumda. İsrail, 51 yıldır ilk kez topraklarını genişletme fırsatı yakaladı.

Suriye’deki rejim değişiminin ardından yaşanan boşluğu fırsat bilen İsrail, önce Golan tepelerindeki işgalini genişletti. Ardından, “terörist unsarların eline geçmemesi” iddiasıyla Suriye’deki 400’e yakın askeri hedefi vurdu. 

İsrail’in Suriye’nin askeri kapasitesinin yüzde 80’ini imha ettiği tahmin ediliyor. Askeri alanlar, deniz üsleri, elektronik savaş sistemleri, füze bataryaları gibi hedefleri imha eden İsrail, ikinci dalgada kara işgalini genişletti. 

İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) Muharebe Mühendislik Kolordusu’na bağlı 603. Tabur, İsrail güçlerinin Suriye’de girdiği en derin nokta olan Tel Hadar’a ulaştı. Tel Hadar, İsrail sınırına 10 kilometre, Şam’a ise 20 kilometreden biraz fazla mesafede bulunuyor. The Jerusalem Post’a konuşan taburun bölük komutanı Yüzbaşı Uri Almog, “Geçen çarşamba günü hafta sonu tatili için El-Hiam’dan ayrıldık. Cumartesi günü telefonlar aldım ve cumartesi gecesi tüm bölük Golan Tepeleri’nde toplanmıştı. Pazar günü ise Suriye topraklarındaydık” diyerek, işgallerini gururla anlattı.

İsrail, 10 AralıkAlmong, “Bu IDF’nin Suriye’ye girdiği en uzak nokta. En son 12 Ekim 1973’te Golani güçleri bu dağı ele geçirmişti” diye ekledi.

Suriye’de bir ülke kadar toprak işgal etti. İşgalini yaklaşık 380 kilometrekareye çıkartan İsrail, Malta’dan daha büyük bir toprak parçası elde etti. Malta 316, Maldivler ise 300 kilometrekare toprağa sahip. 22 bin kilometrekare toprağı olan İsrail, İsrail’den ele geçirdiği alanla, ülkesini yüzde 1,6 daha genişletmiş oldu.

İsrail, Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ni 1967’den bu yana işgal altında tutuyor. İsrail ile Suriye arasında 1974’te imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması ile tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölgenin sınırları belirlenmişti.

İsrail ordusu. son işgaliyle, Şam ile Beyrut arasındaki karayoluna da 15 kilometre yaklaştı. İşgal sırasında Suriye’nin önemli su kaynaklarından Yarmuk Nehri de İsrail denetimine açık hale geldi. 

Taha Akgül kimdir? Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Taha Akgül kaç yaşında, nereli?

Taha Akgül kimdir? Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Taha Akgül kaç yaşında, nereli?

Taha Akgül, sosyal medya kullanıcılarının en çok merak edip araştırdığı isimlerin başında yer almaya başladı. Türkiye Güreş Federasyonu Olağan Genel Kurulu’nda başkanlığa seçilen Taha Akgül’ün hayatı ve kariyeri hakkında bilgiler sorgulanıyor. Peki, Taha Akgül kimdir? Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Taha Akgül kaç yaşında, nereli?

Taha Akgül, 22 Kasım 1990 yılında dünyaya geldi. 12 yaşında babasının yönlendirmesiyle memleketi Sivas’ta güreşe başladı. Babası da güreşçi olan Taha, minikler ve yıldızlarda madalya alamadı. İstediği sonuçları alamayınca güreşe kısa bir süre ara da veren Taha, mindere tekrar dönerek ilk şampiyonluğuna büyükler kategorisinde ulaştı. Minderde başarıyı geç yakalasa da artan performansıyla dünyanın zirvesine çıkan Taha, büyükler serbest stil ağır sıklette kazandığı madalyalarla “unutulmaz” güreşçiler arasına girdi. 21 yıllık güreş kariyerine çok sayıda madalya sığdıran Taha, kariyerinde olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonluğuna ulaşarak, bu üç önemli organizasyonda kürsünün zirvesine çıkma başarısı gösterdi. Taha Akgül, sporculuk hayatında 1 olimpiyat, 3 dünya ve 11 Avrupa şampiyonluğu elde etti. Efsane güreşçi, bu üç kulvarda 15 altın, 2 gümüş ve 5 bronz olmak üzere 22 madalya kazandı. Taha, en önemli spor organizasyonu olan olimpiyatlarda 1 altın ve 2 bronz madalya elde etti. Rio 2016’da Türkiye’ye tek altın madalyayı kazandıran, Tokyo 2020’de üçüncü olan Taha, son olimpiyatı Paris 2024’te de bronz madalya aldı. Üçüncü olimpiyat madalyasını kazanan Taha Akgül, bunu başaran beşinci Türk sporcu oldu. Taha, güreş branşında ise Hamit Kaplan ve Rıza Kayaalp’ten sonra Türkiye adına bu başarıyı yakalayan üçüncü isim olarak tarihe geçti. Taha, dünya şampiyonalarında 3 altın, 2 gümüş ve 3 bronz madalyanın sahibi oldu. İlk dünya şampiyonluğu sevincini Taşkent 2014’te yaşayan milli güreşçi, Las Vegas 2015 ve Belgrad 2022’de de serbest stil 125 kiloda altın madalyayı boynuna taktı. Taha, Dünya Güreş Birliği tarafından, Avrupa ve dünya şampiyonu olarak sezonu yenilgisiz tamamladığı 2022 yılında serbest stilde en iyi güreşçi seçildi. Taha, Avrupa şampiyonalarında madalya kürsüsünde sadece zirvede yer aldı. Kariyerine 11 Avrupa şampiyonluğu sığdıran milli güreşçi, “serbest stilde en fazla Avrupa şampiyonluğu yaşayan sporcu” ünvanına sahip. Taha, ilk Avrupa şampiyonluğunu ise 2012 yılında Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da yaşadı. Avrupa şampiyonalarında 2016’da ilk turda sakatlığı nükseden Taha, repesaj maçına çıkmamıştı. Taha, 2020 yılında ise omzundan geçirdiği operasyon nedeniyle Avrupa Güreş Şampiyonası’na katılamamıştı.

Taha Akgül’ün olimpiyatlar, Dünya ve Avrupa şampiyonalarında kazandığı madalyalar şunlar: OLİMPİYAT OYUNLARI Altın: Rio 2016 Bronz: Tokyo 2020, Paris 2024

DÜNYA ŞAMPİYONASI

Altın: Taşkent 2014, Las Vegas 2015, Belgrad 2022 Gümüş: Paris 2017, Nur Sultan 2019 Bronz: Budapeşte 2013, Oslo 2021, Belgrad 2023

MHK’dan sıkı denetleme: VAR süreci yerinde takip edildi

MHK'dan sıkı denetleme: VAR süreci yerinde takip edildi

Trendyol Süper Lig ve Trendyol 1. Lig’in 16. hafta müsabakalarındaki VAR (Video Yardımcı Hakem) süreci, TFF Riva Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde yerinde takip edildi.

Merkez Hakem Kurulu (MHK), sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Trendyol Süper Lig ve 1. Lig’in 16. hafta müsabakalarındaki VAR sürecini Riva’da yakından takip ettiğini duyurdu.

MHK’dan yapılan açıklama şöyle:

“Trendyol Süper Lig ve Trendyol 1. Lig’in 16. hafta müsabakalarındaki VAR (Video Yardımcı Hakem) süreci, TFF Riva Hasan Doğan Millî Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde yerinde takip edildi.

Süreci, Hakem İşleri Koordinatörlüğü organizasyonu, MHK VAR sorumlusu Sebahattin Şahin koordinasyonu ile Hakem Gelişim Direktörü Dr. Vitor Melo Pereira ve VAR Danışmanı Joao Capela yönetti. Joao Capela, müsabakaları kontrol odasından eş zamanlı olarak izleyerek, maçların ardından görevli VAR ve AVAR hakemlerine teknik geri bildirimlerde bulundu.

Bu kapsamda, Trendyol Süper Lig ve Trendyol 1. Lig müsabakaları detaylı bir şekilde değerlendirildi. Hakem gelişimini desteklemek ve VAR sürecini iyileştirmek amacıyla yürütülen bu eğitim çalışmalarına MHK, Vitor Melo Pereira ve Joao Capela önümüzdeki haftalarda da devam edecek.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’da muhalefete tepki: Her başarımızda sinir nöbeti geçirdiler

Cumhurbaşkanı Erdoğan'da muhalefete tepki: Her başarımızda sinir nöbeti geçirdiler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin bilim teknoloji hamleleri üzerinden muhalefete tepki gösterdi. “Her hamlemizi boğmak istediler.” diyen Erdoğan, “Her başarımızda sinir nöbeti geçirdiler.” diye konuştu.

Son dakika haberi! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜBİTAK ve TÜBA Ödülleri Töreni’ne katılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

Çığır açma potansiyeli olan birçok proje ve filir vaktinde destek bulmadığı için tarihin tozlu raflarına havale edilmiştir. Türkiye’de bilim ve teknoloji uzak yıllar idealist bir avuç insanın sınırlı bir uğraşı olarak görüldü. Bilimsel birikim açısından dünya da istisnai bir konumda olsak da bunun kurumsallaşaması noktasında da o derece geç kalmış bir ülkeyiz.

Savunma sanayiimizin semboli olduğu bilim ve teknoloji hamlelerimiz daha emekle aşamasındayken nasıl boğulduğu hepimizin malumudur. Bu zihniyet bizim dönemimizde de sık sık karşımıza çıkmıştır.

“SİNİR NÖBETİ GEÇİRDİLER”

Türkiye’nin ilk elektrikli otomobil markası Togg için fabrikası yok dediler. KAAN’ı kalorifer peteğine benzettiler.Türk astronot ve bilim misyonu turist gezi diyerek küçümsediler. İHA ve SİHA’ların her başarısında sinir nöbeti geçirdiler.

Bu zihniyet bizim dönemimizde de karşımıza çıkmıştır. Türkiye’nin ilk elektrikli otomobil projesinden savaş uçağımız Kaan’a ve ilk insanlı uzay misyonumuza kadar her alanda bu zihniyetle karşılaştık. Aynı bağnazlığa Türkiye’nin ilk kuantum bilgisayarının açılışında tanıklık ettik. Oysa ki kuantum bilgisayarlar yalnızca 15 ülkede bulunuyor. Biz bu teknolojide attığımız bu adımla Türkiye’yi küresel rekabette çok sağlam bir konuma taşımayı hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde kuracağımız süper iletken çip üretim eviyle çok daha yüksek kapasiteli kuantum bilgisayarlara giden yolu da aşacağız. Başkalarına muhtaç bir ülke olmaktan çıkıp kendi kaynaklarımızı, potansiyelimizi en üst seviyede harekete geçirmek istiyoruz.

Biz kuantum bilgisayar teknolojisinde attığımız adımla Türkiye’yi stratejik bir noktaya taşımayı hedefliyoruz. Türkiye kimsenin müstemlekesi olmadığı gibi ikinci el düşüncelerin üretildiği bir ülke de değildir. 

“PRANGALARI KIRMAYA ÇALIŞTIK”

Zihinlere vurulan prangaları kırmaya çalıştık. Millerimize empoze edilen öğrenilmiş çaresizlikleri ortadan kaldırmaya başardık. Kendi rotamıza çizmeye sadece siyasette değil bilim ve teknolojide de ihtiyacımız var.

Tüm coğrafi bölgelerimizde, güçlü, dinamik bir AR-GE ve girişimcilik ekosistemi yaratttık. Ar-Ge merkezi sayımızı 1329’a teknopark sayımızı 2’den 104’e yükselttik. Ülkemizin her ilinde toplam deneyap teknoloji atölyesi kurduk. İlk ve ortaöğretim müfredatlarına da bilgi teknolojileri dersleri koyduk.

TEKNOFEST yarışmalarıyla gençlerimizi icat peşinde koşmaya teşvik ediyoruz. 

“TÜRKİYE TÜRKİYE’DEN BÜYÜKTÜR”

Çağın gerisinde kalan değil çağa liderlik eden büyük ve güçlü Türkiye hedefine adım adım ilerliyoruz. Yere sağlam basıyoruz adımları sağlam atıyoruz.

2002’ye göre bugün çok iyi konumdayız. Türkiye Türkiye’den büyüktür Millet ufkumuzu 782 bin kilometrekareyle sınırlandıramayız. Türkiye mukadderatında kaçamaz. Saklanamaz.

Türkiye’nin Libya’da Suriye’de Somali’de ne işi var diye soranlar bu misyonu idrak edemeyebilir. Biz bunu görüyoruz. Çağrılara kulak tıkamıyoruz. Türkiye’nin başarılarına sevinemeyenleri kendi korkularıyla baş başa bırakıyoruz. Milet olarak ufkumuzu sınırlandıramayız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macron ile görüştü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macron ile görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron telefonda görüştü. İki lider, görüşmelerinde bölgesel ve küresel konuları ele aldı. Telefon görüşmesinde ayrıca Suriye’deki son gelişmeler de konuşuldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile telefonda görüştü.

Görüşmede, Türkiye ile Fransa ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Telefon görüşmesinde Suriye’deki son gelişmeler de konuşuldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunmasının önemli olduğunu ve Fransa’nın Suriye’deki büyükelçiliğini yeniden açma kararından memnuniyet duyduğunu ifade etti.

SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞ ÇALIŞMALARI BAŞLADI

İki liderin görüşmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri dönüşleri için çalışmaların başladığını aktardı.

Erdoğan, Fransız mevkidaşına, Suriyelilerin orada kalmalarını sağlayacak sürdürülebilir şartların oluşturulması, imar ve ihya çalışmalarının yürütülmesi için uluslararası toplumun iş birliği yapması gerektiğini belirtti.

Evrenin nasıl oluştuğunu anlamaya bir adım daha yaklaştılar: Kozmik parçaların sırrı dedektörde saklı

Evrenin nasıl oluştuğunu anlamaya bir adım daha yaklaştılar: Kozmik parçaların sırrı dedektörde saklı

Çin’deki Jiangmen Yeraltı Nötrino Gözlemevi’nde bulunan dedektör, anlaşılması zor hayalet parçacıkları en ince ayrıntısına kadar incelemek üzere dünyada inşa edilen üç dedektörden biri. Nötrinoları gözetlemek, evrenin nasıl oluştuğunu anlama arayışında önemli bir başarı olarak görülüyor. Peki bu yeni çalışma ile evrenin nasıl oluştuğuna dair gizemleri çözebilecek miyiz?

Çin’in güneyindeki granit bir tepenin altında, etrafımızda gizlenen gizemli hayalet parçacıkların kokusunu alacak devasa bir dedektör neredeyse tamamlanmak üzere.
Jiangmen Yeraltı Nötrino Gözlemevi yakında nötrinoları tespit etmek gibi zor bir göreve başlayacak: Akıllara durgunluk verecek kadar küçük kütleli minik kozmik parçacıklar.
Dedektör, bu anlaşılması zor hayalet parçacıkları en ince ayrıntısına kadar incelemek üzere dünya genelinde inşa edilen üç dedektörden biri.
Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya’da bulunan diğer ikisi hâlâ yapım aşamasında.
Nötrinoları gözetlemek, evrenin nasıl oluştuğunu anlama arayışında küçük bir başarı değil.
Northwestern Üniversitesi’nde teorik fizikçi olan Andre de Gouvea, Çin’in önümüzdeki yıl devreye girecek olan çalışmasının teknolojiyi yeni sınırlara taşıyacağını söyledi.
“Eğer bunu başarabilirlerse, bu inanılmaz olur” dedi.
Nötrinoların geçmişi Büyük Patlama’ya kadar uzanıyor ve her saniye trilyonlarcası vücudumuzdan geçiyor. Güneş gibi yıldızlardan püskürüyorlar ve atom parçaları bir parçacık hızlandırıcıda çarpıştığında dışarı akıyorlar.
Bilim insanları nötrinoların varlığını neredeyse bir asırdır biliyor, ancak parçacıkların gerçekte ne olduğunu anlamanın henüz ilk aşamalarındalar.
JUNO olarak bilinen dedektörün yönetimine yardımcı olan Cao Jun, “Dünyamızda en az anlaşılan parçacık bu. Bu yüzden onu incelememiz gerekiyor” dedi.
Etrafta vızıldayan minik nötrinoları kendi başlarına tespit etmenin bir yolu yok.
Bunun yerine, bilim insanları diğer madde parçalarıyla çarpıştıklarında ne olduğunu ölçerek ışık parlamaları veya yüklü parçacıklar üretiyor.
Nötrinolar diğer parçacıklarla çok nadiren çarpışıyor, bu nedenle fizikçiler bir çarpışma yakalama şanslarını artırmak için büyük düşünmek zorunda.
De Gouvea, “Bu nötrinoları nasıl ölçeceğimizin çözümü çok çok büyük dedektörler inşa etmektir” dedi.
Çin’in Kaiping kentindeki 300 milyon dolarlık dedektörün yapımı dokuz yıldan fazla sürdü. Yerin 700 metre altındaki konumu, nötrino koklama yeteneklerini bozabilecek sinir bozucu kozmik ışınlardan ve radyasyondan koruyor.
İşçiler bugün inşaatın son adımına başladı. Sonunda, küre şeklindeki dedektörü nötrinolar geçtiğinde ışık yayacak şekilde tasarlanmış bir sıvıyla dolduracaklar ve her şeyi arıtılmış suya daldıracaklar.
Dedektör, 50 kilometre uzaklıkta bulunan iki nükleer enerji santralindeki çarpışmalardan üretilen antinötrinoları inceleyecek.
Antinötrinolar dedektörün içindeki parçacıklarla temas ettiklerinde bir ışık parlaması üretecek.
Dedektör, uzun süredir devam eden bir gizemle ilgili kilit bir soruyu yanıtlamak için özel olarak tasarlandı.
Nötrinolar diğer parçacıklarla çok az etkileşime girse de, zamanın başlangıcından beri varlar.
Bu Büyük Patlama kalıntılarını incelemek, bilim insanlarına evrenin milyarlarca yıl önce nasıl geliştiği ve genişlediği konusunda ipucu verebilir.
Scholberg, “Onlar büyük resmin bir parçası” dedi.
Araştırmacıların nötrinoların yanıtlamaya yardımcı olabileceğini umdukları bir soru, evrenin neden ezici bir çoğunlukla maddeden oluştuğu ve karşıtı olan antimaddenin büyük ölçüde yok olduğudur.
Bilim insanları her şeyin nasıl bu kadar dengesiz hale geldiğini bilmiyor, ancak nötrinoların maddenin ilk kurallarının yazılmasına yardımcı olabileceğini düşünüyorlar.
Bilim insanlarına göre kanıt, parçacıklarda yatıyor olabilir.
Bunu öğrenmek için onları yakalamaları gerekecek.

ABD’de küçük uçak binaya çarptı: 2 ölü

ABD’de küçük uçak binaya çarptı: 2 ölü

ABD’nin Hawaii eyaletinde küçük uçağın havaalanı yakınlarında bir binaya çarpması sonucu 2 kişi hayatını kaybetti.

ABD’de Hawaii’nin başkenti Honolulu’daki Daniel K. Inouye Uluslararası Havaalanı yakınlarında Cessna 208 Caravan tipi tek motorlu kargo uçağı eğitim uçuşu sırasında bir binaya çarptı.

Dün yerel saatle 15.05 sıralarında meydana gelen olayda uçağın binaya çarparak alev aldığı görüldü.

Eyalet yetkilileri uçağın çarptığı binanın boş olduğunu açıklarken, kaza sonucu biri eğitmen uçaktaki 2 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB), kazanın nedenine ilişkin soruşturma başlattı.

Katil sincapların yükselişi: Kemirgenler etoburlaşıyor mu?

Katil sincapların yükselişi: Kemirgenler etoburlaşıyor mu?

Şişkin yanaklarıyla sincaplar çoğu zaman sevimli hayvanlar olarak görünürler. Ancak yeni bir araştırma kemirgenleri bambaşka bir açıdan resmetti. Bilim insanları her yaştan ve cinsiyetten yer sincaplarının tarla faresi avladığını, yediğini ve rekabet ettiğini gözlemledi. Yeni görüntüler daha önce takılla beslenen sincapların evrimleşerek etobur hale geldiğini gösteriyor.

Bilim insanları, Kaliforniya’daki yer sincaplarının tarla farelerini avlayıp öldürdükten sonra yedikleri anların şoke edici görüntülerini yakaladı.
Sincaplar şimdiye kadar tahılla beslenen “granobur” hayvanlar olarak kabul ediliyordu ancak yeni görüntüler sincapların evrimleşerek etobur hale geldiğini gösteriyor.
Çalışmaya liderlik eden Wisconsin-Eau Claire Üniversitesi’nde biyoloji doçenti olan Doktor Jennifer E. Smith, “Bu şok ediciydi. Daha önce böyle bir davranış görmemiştik. Sincaplar insanların en aşina olduğu hayvanlardan biridir. Onları pencerelerimizin hemen dışında görüyoruz; onlarla düzenli olarak etkileşim halindeyiz. Ancak bilim dünyasında daha önce hiç karşılaşılmamış bir davranış, etrafımızdaki dünyanın doğal tarihi hakkında öğrenilecek çok daha fazla şey olduğunu gösteriyor.” dedi.
Bilim insanları bu alışılmadık davranışı, Contra Costa Bölgesi’ndeki Briones Bölge Parkı’nda sincapları gözlemlerken fark etti.
Her yaştan ve cinsiyetten Kaliforniya yer sincaplarının tarla faresi avladığını, yediğini ve onun için rekabet ettiğini görmek onları hayrete düşürdü.
Yeni yeme davranışıyla ilgili pek çok soru ise hala cevapsız.

Roma teknik direktörü Ranieri’den Dybala açıklaması

Roma teknik direktörü Ranieri'den Dybala açıklaması

Transferde adı Galatasaray ile anılan Paulo Dybala ile ilgili Roma Teknik Direktörü Claudio Ranieri ilk açıklamasını yaptı. Ranieri, “Eğer başka öncelikleri varsa, kalmak istemiyorsa ayrılabilir.” diye konuştu.

Galatasaray’ın ara transfer döneminde Roma forması giyen Paul Dybala’yı transfer etmek için harekete geçtiği iddia ediliyordu.
Roma Teknik Direktörü Claudio Ranieri, Arjantinli yıldız oyuncunun geleceğiyle ilgili konuştu.
Sport Mediaset’e konuşan Ranieri, Dybala’nın temsilcileri ile Galatasaray arasındaki temas hakkında görüşlerini dile getirdi.
Ranieri, “Her oyuncu kendi oyununu oynar ve kendi işini yapar. O iyi olduğunda onu sahaya koymaktan mutluyum. Eğer başka öncelikleri varsa, kalmak istemiyorsa ayrılabilir. Ama bu iki tarafın da anlaşması gereken bir şey. Ben sadece burada kalmaktan mutlu olan oyuncular istiyorum. Dybala’dan herhangi bir rahatsızlık hissetmedim.” diye konuştu.
Transfer konusuna değinen Roma teknik direktörü, kulüp sahipleriyle de görüştüğünü açıkladı.
Ranieri, “Ne konuştuğumuz benimle yöneticiler arasında kalır. Gözümüz açık ve dikkatli olacağız, elimizdeki oyuncuları geliştiren oyuncular getireceğiz çünkü taraftarlarımızın gönlünü almak için çok sayıda oyuncu transfer etmek umurumda değil. Eğer geliştirebiliyorsak geliştiririz, aksi takdirde bu şekilde devam ederiz.” diye konuştu.