Belçika takımlarından KVC Westerlo Başkanı Oktay Ercan yeni sezon öncesi açıklamalarda bulundu. Altı yıl önce kulübü aldıklarını hatırlatan Ercan, bu süreçte tesisleşmeye ve gelişmeye önem verdiklerini vurguladı. İlk üç yıllık süreçteki hedeflerinin birinci lige çıkmak olduğunu ve bunu başardıklarını vurgulayan Ercan, “Süper ligdeki üçüncü yılımızda Avrupa hedeflemiştik. Bu yıl Avrupa hedefimiz geçerlidir. Lige de iyi başladık, inşallah böyle devam eder ve Avrupa’ya gideriz” dedi.
KVC Westerlo, ligin ilk beş haftasını 3 galibiyet, 1 mağlubiyet ve 1 beraberlik ile kapatıp, lider Anderlecht ile puanları eşitledi.
Tarihinin birinci ligdeki en iyi başlangıçlarından birini yaparak dikkatleri üzerine çeken KVC Westerlo Başkanı Oktay Ercan takımının hedeflerine yönelik açıklamalarda bulundu. “YAPTIĞIMIZ PLANLARI TUTTURDUK” KVC Westerlo kulübünü 6 yıl önce aldıklarını hatırlatan Ercan, “Kulübü aldıktan sonra Fenerbahçe’de uzun yıllar sportif direktörlük yapmış olan ve bana göre dünya çapında bu işi çok iyi bilen Hasan Çetinkaya beni kırmadı ve kulübün başına ikinci başkan olarak geldi. Hasan Çetinkaya ile üç yıllık bir planlama yaptık. KVC Westerlo’nun tesisleri yetersizdi. Birinci yıl tesisleşmeye başladık, ikinci yıl kadro ve tesis gelişimi, üçüncü yılda ise mutlaka süper lige çıkacak şekilde bir plan yaptık. Yaptığımız planı tutturduk” diye konuştu.
“BU YIL HEDEFİMİZ AVRUPA”
Belçika ligindeki diğer takımların şehir takımı olduğuna dikkat çeken Ercan, birinci ligde tek kasaba takımının KVC Westerlo olduğunu söyleyerek “Westerlo olarak, ana hedefimiz kendi akademisinde yetiştirdiği oyuncular ile genç yetenekleri transfer ederek kendi kendine yeten bir kulüp profili oluşturmak istiyoruz” dedi.
Bununla birlikte, hedeflerinden birinin futbolu Westerlo kasabasında geliştirmek olduğunu vurgulayan Ercan, sözlerine şöyle devam etti.
“Amacımız sadece A takım değil, akademisinden altyapısına kadar önemli bir takım hizmetler yapmaktı. Bu amaçlarla hedeflerimize gidiyoruz. Altı yıl önce neyi planladıysak bunlara adım adım ilerliyoruz. Bizim hedefimiz bu yıl Avrupa. Üç yıllık planlamamızın üçüncü yılında Avrupa’yı hedeflemiştik. Bu yıl Avrupa hedefimiz geçerlidir. Lige de iyi başladık, inşallah böyle devam eder ve Avrupa’ya gideriz.”
“RAHAT HİKAYE YAZILABİLECEK BİR ORTAM VARDI” KVC Westerlo’yu satın alma süreci ve kulüp vizyonuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Oktay Ercan, bu işe hobi olarak başladığını ifade ederek “Türkiye’de daha önce Boluspor’da bir yöneticilik ve Başkan Vekilliği görevim olmuştu. Futbolu çok seviyorum ve en büyük hobim futbol izlemek. Boluspor’daki yöneticiliğimden sonra bu işle ilgili bir takımım olması konusunda heveslendim. Bunu Avrupa’da yapmak istediğim için Avrupa’da takım aramaya başladım. Potansiyeli olan KVC Westerlo ikinci ligdeydi ve kasaba takımıydı. Doğru strateji, profesyonel yönetim anlayışı ve vizyoner bakış açısı ile rahatlıkla başarı hikayesi yazılabilecek bir ortam vardı” ifadelerini kullandı. “KADIN FUTBOLUNA ÖNEM VERİYORUZ” KVC Westerlo’daki stratejilerinden birinin de altyapıdan oyuncu yetiştirmek ve yetenekli genç oyuncular transfer etmek olduğunu aktaran Ercan, “Bu futbolcuları ligde oynattıktan sonra sürekli olarak Avrupa kupalarında oynayacak kapasitede bir takım yaratmak istiyoruz. Yani buradaki ana stratejilerimizden biri üst liglere futbolcu yetiştiren örnek bir kulüp olmak. Buna da altyapıdan itibaren başladık. Mesela geçen yıl bizim altyapımızdaki U21 takımımız ligde şampiyon oldu. Diğer bir takımımız olan Westerlo Woman Team geçen yıl şampiyon olarak süper lige çıktı. Burada kadın futboluna da önem veriyoruz. Onu da bir sosyal sorumluluk projesi olarak değerlendiriyoruz. O konuda da desteğimiz devam ediyor” dedi. “EMİN BAYRAM VE EMİR ORTAKAYA SCOUT EKİBİMİZİN LİSTESİNDEYDİ” KVC Westerlo’nun futbolcu yatırımlarıyla da ilgili olarak açıklamalarda bulunan Ercan, Belçika’daki kural gereği kadrolarında minimum altı Belçikalı futbolcu bulunması gerektiğini söyledi. Türk futbolcular Emin Bayram ve Emir Ortakaya transferleriyle ilgili de konuşan Ercan, oyuncuları memleketine göre ayırmadıklarını ve sadece futbolcu gözüyle baktıklarını vurgulayarak “Bizim iki Belçikalı scout ekibimiz var. Emin ve Emir kendilerinin listesindeydi. Türk oyuncu da şu bakımdan gelmek istiyor bize; Emin Bayram geçen yıl KVC Westerlo’da çok iyi bir sezon geçirdi. Oynadı ve kendini gösterdi. Onun da bir hedefi var. O da bizde kalmak değil, hedefi buradan Avrupa’nın önemli liglerine gitmek. Emir’in de aynı hedefleri var. Emin ve Emir gibi bizim 30 tane oyuncumuz var. Herkesin aynı hedefleri var. O yüzden biz oyuncuları Türk oyuncu ya da yabancı oyuncu diye ayırmıyoruz, hepsi bizim futbolcumuzdur ve nereli olduğu önemli değildir” diye konuştu. “BAŞKANLIK VE YÖNETİCİLİK ANLAYIŞIM FARKLIDIR” Kendi başkanlık tarzı ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Ercan, “Futbolun ana mantalitesini; başkan, yönetici, teknik direktör, futbolcu, taraftar ve medya oluşturmakta. Bir kulübün en başında olmak güzel bir duygu ama sorumluluk duygusunun, sorumluluk hislerinin çok yoğun yaşandığı bir duygu. Takım için kötü geçen bir haftadan sonra sizin de haftanız iyi geçmiyor. Galip geldiğimizde ise o hafta çok mutlu oluyorum. Ben bugüne kadar yaptığım başkanlık sisteminde görev dağılımını, hiyerarşiyi çok iyi şekilde paylaştığımı düşünüyorum. Ben futbolcularımla sadece selamlaşırım, merhabalaşırım. Teknik direktörüm ile de aynı şekilde. Benim başkan yardımcım vardır ve o kulüpte yaşar, bu konuyu benden çok iyi bilir ve ona inanırım. O yüzden bu yönetimi aslında o sağlıyor. Ben sadece onunla ileriye dönük stratejilerimizi veya sorunları görüşüyorum. Haliyle yönetimde bir zorluk çekmiyorum. Süreçte benim muhatabım sadece sayın Hasan Çetinkaya’dır. Diğer bütün işleri Hasan Çetinkaya hallettiği için benim başkanlık anlayışım ve yöneticilik anlayışım biraz farklıdır diyebilirim” ifadelerini kullandı. “KENDİME AYIRDIĞIM ZAMANLARI FUTBOLLA GEÇİRMEYİ SEVİYORUM” Futbol ile içli dışlı bir hayatı olduğunu da söyleyen Ercan açıklamalarının devamında şu ifadelere yer verdi: “Futbol benim bir nevi dinlendiğim alan diyebilirim. Yoğunum, sürekli seyahatlerim oluyor ama hafta sonu veya hafta içi doksan dakikalık bir maç seyretmek beni rahatlatıyor. Mesela bu sene 15 günlük bir tatil yaptım onu da Belçika’da Westerlo’da yaptım. Bütün gün tesiste, kulüpte ve antrenmanlardayım. Bu beni dinlendiriyor. O yüzden kendime ayırdığım zamanları da futbolla geçirmeyi seviyorum.”