Başrollerinde Michael J. Fox (Marty McFly) ve Christopher Lloyd’un (Emmett Brown) yer aldığı Geleceğe Dönüş serisi ilki 1985 yılında olmak üzere 3 filmi ile izlenme rekorları kırmıştı.
Üçlemenin 2. bölümünde Marty McFly, 1985 yılından, 21 Ekim 2015’e zamanda bir yolculuk gerçekleştiriyordu. Filmin uzun yıllar boyunca, farklı nesiller arasında popüler olmasıyla birlikte; 2011 yılının 21 Ekim tarihi ilk kez “Geleceğe Dönüş Günü” olarak kutlanmıştı. Peki yapımcıların 35 yıl önce hayalini kurduğu ve beyaz perdeye yansıttığı gelecek kehanetlerinin hangileri gerçekteşti?

21 Ekim, zamanda yolculuk temasının işlendiği Back to the Future (Geleceğe Dönüş) filmi hayranları için önemli bir gün.
Filmin baş karakteri Marty Mcfly, “Doktor” lakaplı çılgın mucit Emmet Brown’un icat ettiği zaman makinesiyle, yaşadığı 1985 yılından 21 Ekim 2015 tarihine yolculuk yapıyordu.
Üç filmlik serinin ikinci filminde geleceğe giden 17 yaşındaki Marty, gelecekteki ailesiyle ilgili sorunlarını çözmek isterken kendini çok daha karmaşık olayların içerisinde buluyordu.21 Ekim tarihi, 2011 yılından itibaren dünya çapında “Geleceğe Dönüş Günü” olarak kutlanıyor.Peki yapımcıların 35 yıl önce hayalini kurduğu ve beyaz perdeye yansıttığı 2015 yılı kehanetlerinin hangileri gerçekleşti?Günümüzde yaygın olarak kullanılan ancak o dönem için oldukça fütüristik görünen bir teknoloji film boyunca birçok karakterin taktığı VR gözlükleri.
O dönemde bu teknoloji son derece yenilikçi görünüyordu; çünkü 1985’te gerçek anlamda işlevsel VR gözlükleri henüz piyasaya sürülmemişti.Biraz eski moda görünse de, bu ileri görüşlü tahmin aslında ilk ticari VR başlıklarının piyasaya sürülmesinden yaklaşık 30 yıl öncesine dayanıyordu.
Filmdeki gözlüklerin işlevselliği, 2016’da çıkan Oculus Rift ile gerçek oldu. 2024’te piyasaya sürülen Apple Vision Pro ise bu konsepti daha da ileri taşıyarak kablosuz kullanım ve artırılmış gerçeklik sunuyor.Filmde Marty, “Jaws 19” gösteren bir sinemada dev bir holografik köpekbalığı ile karşılaşır.  Filmin bu sahnesi, hologram teknolojisinin geleceğine dair bir öngörü sunuyor.
2000’li yılların ortalarından itibaren, holografik performanslar Elvis ve Tupac gibi ölü müzisyenlerin sahneye çıkmasını sağladı. Hologramlar, ‘Pepper’s Ghost’ illüzyonuyla 3 boyutlu görüntüler yaratıyor.Ekranların gelişmesiyle hologramlar daha gerçekçi hale geldi. 2022’deki Abba Voyage, holografik performansları canlı bir grupla birleştirerek büyük ilgi gördü.Sinema salonlarında henüz yaygın olmasa da, “Jaws 19” gibi hologramlı filmlerin gelecekte ortaya çıkması bekleniyor.Filmde, Marty’nin modern iPad’e benzeyen bir cihazla Hill Valley saat kulesine bağış yapması isteniyor. Bu sahne, dokunmatik ekranlı cihazların gelecekte nasıl olabileceğini önceden gösteriyor.
Aynı zamanda, kötü adam Biff Tannen’ın taksi ücretini mobil ödeme sistemiyle ödemesi, internet üzerinden para gönderme fikrinin bir yansıması. Bugün sıradan görünen bu teknoloji, 1989’da son derece yenilikçi bir fikir olarak ortaya çıkıyordu. Örneğin, dünyanın en büyük çevrimiçi ödeme sistemlerinden biri olan PayPal, “Geleceğe Dönüş II”nin gösterime girmesinden dokuz yıl sonra, 1998’de kuruldu.Filmde birkaç yerde karakterlerin parmak izi tarayıcıları gibi biyometrik tanımlamalar kullandığı da görülüyor.
 Bugün hemen hemen her telefon, cihazların kilidini açmak, bilgiye erişmek ve ödemeleri onaylamak için yüz veya parmak izi tarayıcıları ile donatılmış durumda.
Ancak,  parmak izi tarayıcısına sahip ilk ticari telefon 2004’te Pantech GI100 olarak piyasaya sürüldü. 2013’te ise iPhone 5S ile bu teknoloji ana akıma girdi.
Dolayısıyla, “Geleceğe Dönüş”ün 2015’te PayPal ve Touch ID’nin kullanılacağını öngörmesi son derece doğru bir tahmin oldu.”Gelecekteki Marty”, filmde iş arkadaşı ile bir video konferans gerçekleştiriyordu.Günümüzde, hatta çok daha öncesinde (MSN, Skype) gibi teknolojilerle, bu kare de filmin gerçekleşen kehanetleri arasındaki yerini almayı başardı.Tabii ki filmin yanıldığı noktalar da var.
Belki de Geleceğe Dönüş’ün teknolojinin nasıl evrimleşeceği konusunda yaptığı en hayal kırıklığı yaratan yanlış, uçan kaykaydır.
Marty, 2015’in fütüristik zorbalarından kaçarken, heyecan verici bir kovalamaca sahnesinde sürdüğü parlak pembe bir uçan kaykayın üzerine atlar. 
Ne yazık ki, bu filmi izleyerek büyüyen her çocuğun umutlarına rağmen, bu ikonik cihazı yeniden yaratmaya yönelik modern girişimler vaatlerini tam olarak yerine getiremedi.
“21 Ekim 2015 geldi, uçan arabalar nerede” repliği şüphesiz ki bugünün filmle ilgili en çok kullanılan cümlelerinden biri olacak…
Çamaşır kurutmada eski usullere devam…
Marty’nin ki gibi ıslanan kıyafetlerimizin kendi kendini kurutması için beklememiz gerekecek.

Door