ABD, Ortadoğu’daki İsrail bombardımanlarının gölgesinde sandığa gidiyor. Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’da, İsrail bombardımanları altında hayatta kalmaya çalışan halk, ABD başkanlık seçimlerini “kötü ile daha kötü arasında bir seçim” olarak tanımlıyor. (Editör: Derya Doğan)

Donald Trump ve Kamala Harris’in yarışacağı ABD seçimleri, Ortadoğu’daki Amerikan politikası için son derece kritik.
ABD’de pek çok Arap ve Müslüman Amerikalı ile Filistin yanlısı diğer ilericiler, Gazze’de akan kanı durduramadıkları için Başkan Joe Biden ve Demokrat aday ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris yönetimini sorumlu tutuyor.
Peki Amerikan halkının başkan olarak seçeceği kişinin politikalarından en çok etkilenen yerlerde durum ne olacak?
El Cezire Gazze, işgal altındaki Batı Şeria ve Lübnan’daki halka sordu…“Trump kazanırsa başımıza felaket gelir. Trump’ın başkanlığı Filistin davası için felaket oldu. Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdı ve Arap ülkeleriyle normalleşme arttı.
Trump kazanırsa, (Mısır’daki) Sina Yarımadası’na sürüleceğiz. İsrail, Trump’ın bizi kuzey Gazze’den çıkarma planının büyük bir kısmını zaten uygulamaya koydu. Trump tekrar göreve gelirse, planı tamamlayacak.
Bir yıldan fazla zaman geçti ve biz hala sıkışmış durumdayız. iş yok, su yok, güvenli bir yer yok, yiyecek yok. Üzüntümüz çok derin.”“İyimserliğe yer yok, zira şu anki tartışmalar sadece Lübnan çatışmasını sona erdirmek üzerine, sanki biz yokmuşuz gibi. Ancak Trump’ın savaşı sona erdirebileceğini ya da hızlı bir çözüm bulabileceğini umuyorum.
Çatışma Biden döneminde başladı ve sekiz aydır hiçbir müdahale olmadan devam ediyor. ABD bunu durdurmak için gerçekten bastırmış olsaydı, daha önce sona ererdi. Bunun yerine savaşa, göz göre göre imhaya katlanıyoruz ve İsrail tereddütsüz askeri destek alıyor.
Demokratlar barıştan bahsediyor ama içi boş. Biden’ın dönemi bizim için en kötüsü oldu; belki Trump daha kararlı olurdu. 
Hiçbir Amerikan başkanı bizim yanımızda durmayacak.”Gazze’deki en büyük umudumuz bu savaşın sona ermesi.
Amerikan halkına şunu söylemek isterim: Seçimi kim kazanırsa kazansın bu savaşın derhal sona ermesini destekleyin. Trump’ın dönemi bizim için bir felaketti. Umarım bir daha geri dönmez, zira sadece İsrail’in taleplerini karşılayacaktır.
Soykırımı durdurmanın ve Gazze’de bir yıldır süren savaşı sona erdirmenin siyasi değişimlere bağlı olması trajik bir durum. Dünya için acılarımız görünmez, Ancak her geçen gün kan, gözyaşı ve cenazelerle doluyor; herkesin hatırlaması gereken bir gerçek.”“Kişisel düzeyde elbette bir değişiklik yok ama Filistin düzeyinde Trump’ın zaferinin daha kanlı olacağına inanıyoruz.
Eğer oy kullanma hakkım olsaydı, kimseye oy vermezdim. Buradaki seçim kötü ile daha kötü arasında. Sonuç ne olursa olsun, bir sonraki başkan İsrail’i destekleyecektir.“Bir Filistinli olarak iki seçenek birbirinden daha kötü. Filistinliler olarak bize şeytan ile iblis arasında seçim yapmak gibi geliyor.
Trump kazanırsa, savaşın İsrail lehine daha hızlı ve daha şiddetli bir şekilde çözüleceğine inanıyorum.Trump’ın politikası açık ve biz Filistinliler tarafından biliniyor.
Ancak Harris, halefinin başlattığı şeyi tamamlayacak ve partisiyle aynı pozisyonu benimseyecek ve böylece çözümsüz uzun süreli bir savaşın içinde kalacağız.
Her iki durumda da sonuç Gazze için ölümdür, ancak ikinci durumda bu yavaş ve daha acı verici bir ölüm olacaktır. 
Er ya da geç, uzun zaman alsa da Gazze’ye yönelik savaşı durdurmak için müzakereler yapılacak, ancak Netanyahu, Trump kazanırsa daha güçlü olacak, koşullarını dayatabilecek ve Gazze’yi ortadan kaldırmak için yeşil ışığa sahip olduğunu çok iyi biliyor.“Lübnan’da farklı insanlarla konuşursanız, insanlar size farklı görüşler sunacaktır. Bazıları Harris’in savaşı sürdüreceğini, bazıları ise Trump’ın savaşı sona erdirmeye çalışabileceğini söyleyecektir.
Benim şahsen inandığım şey Amerikan dış politikasının asla değişmeyeceği ve ne olursa olsun İsrail’i destekleyecekleri.
Trump bunu daha çok finansal olarak, Harris ise askeri olarak yapabilir ama sonuçta Amerikan dış politikası değişmeyecek.
Bunun nedeni aralarındaki ilişki. Sonuçta İsrail’in OrtaDoğu’da küçük bir ABD olduğunu ve ABD’nin ondan kurtulamayacağını söyleyebilirsiniz.
Kendileri burada olmadan OrtaDoğu’da olmanın tek yolu bu.”

Door