Esad rejiminin devrilmesiyle direniş ekseni zayıflayan İran’ın İsrail saldırısından korunabilmek için nükleer silah elde edebileceği yönündeki iddialar bir süredir gündemde. Almanya, Fransa ve İngiltere ortak bir açıklama yaparak İran’ın nükleer silah yapımında kullanılabilecek zenginleştirmiş uranyum stokunu hiç olmadığı kadar artırdığı uyarısı yaptı.
ABD ve İngiliz medyasında son dönemde bu yönde makaleler çıkıyor.
Yapılan analizlerde Hizbullah ve Hamas’ın zayıflaması ve Esad rejiminin düşmesiyle direniş ekseni ağır darbe alan İran’ın İsrail’e karşı kendini savunmak için nükleer silah elde etmeye çalışabileceği değerlendimesi yapılıyor.
Bu nedenle İran’ın nükleer programına hız verebileceği iddia ediliyor.
İran’ın bu stoğu hiçbir sivil gerekçe olmadan artırdığı ileri sürüldü.
Bu sayede birden fazla nükleer silah yapabilecek materyaller elde ettiği belirtildi.
Konseyde İran ile Batılı ülkeler arasında 2015 yılında imzalanan ve Birleşmiş Milletler’in 2 bin 231 sayılı kararıyla desteklenen nükleer anlaşma ele alındı.
Anlaşmanın süresinin 10 ay içinde sona ereceğine dikkat çekildi.
Reuters haber ajansı, İran devrim muhafızlarının ülkedeki petrol sektöründe hakimiyetini artırdığını duyurdu.
Buna göre İran’ın petrol ihracatının yüzde 50’si devrim muhafızlarının kontrolünde. Üç yıl önce bu oran yüzde 20 ile sınırlıydı.
İran’ın yaptırımlara karşın petrol gelirlerinin yıllık 50 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor.
Devrim muhafızlarının sadece Hizbullah’a sağladığı kaynağın 700 milyon doları aştığı tahmin ediliyor.
Soğuk hava ile elektrik ve gaz tedarikinde yaşanan sorunlar nedeniyle birçok eyalette okullar tatil edildi.
Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan halka kombilerini 2 derece daha düşük modda çalıştırmaları çağrısında bulunmuştu.
