Son dönemde bazı yüksek profilli saldırıların delillerinde, mermi kovanlarına ve silahlara el yazısıyla notlar veya sloganlar bulundu. Uzmanlar bu davranışın soruşturmacılara failin niyeti ve ideolojisi hakkında önemli ipuçları sunduğunu söylüyor.
Son bir yılda UnitedHealthCare CEO’su Brian Thompson’a yönelik ölümcül saldırıdan, Minneapolis’teki bir Katolik okula yapılan saldırıya; Charlie Kirk ve Dallas’taki bir göçmen tesisindeki öldürücü saldırılara kadar çeşitli olaylarda mermi kovanlarına ve silahlara kazınmış ya da yazılmış mesajlar ortaya çıktı.
Bu yazılar genellikle siyasi veya kültürel söylemler taşıyor. Bazı durumlarda failin hangi ideolojiyle ilişkili olabileceğine dair kanıt sağlıyor.
TARİHTE SİLAHLARA MESAJ YAZMA GELENEĞİ
Silah ve mühimmat üzerinde mesaj bırakma, yeni bir alışkanlık değil.
Eski Yunan ve Roma dönemlerinde ok ve sapan taşlarına işaretler veya kısa yazılar konulduğu, İkinci Dünya Savaşı’nda bombalara mizahi ya da aşağılayıcı notlar yazıldığı belgelenmiş durumda.
Amaç bazen kimlik belirtmek, bazen de muhatabı provoke edip psikolojik üstünlük kurmaktı.
21. YÜZYILDA BİÇİM DEĞİŞTİRDİ
Günümüzde ise bu pratik, mermi kovanlarına yazılan kısa sloganlar ve internet kültürüne yapılan atıflarla yeni bir form aldı.
Sosyal medya ve internet çağı, benzer fikirleri paylaşanların birbirlerinden etkilenmesini kolaylaştırdı.
Uzmanlar, bu tür yazıların iki amaç güttüğünü söylüyor: Failin kendini önemli hissetme ihtiyacı ve eylemine ideolojik bir çerçeve kazandırma isteği.
İTİBAR VE “ÖNEMLİ OLMA” ARAYIŞI
Araştırmacılar, birçok saldırganın “önemli” olmak, tarihe geçmek veya belirli bir topluluğa mesaj göndermek istediğini belirtiyor.
Radikalleşme sürecinde çevrimiçi “hayranlık ve taklitçiler” rol oynayabiliyor. Bu nedenle güvenlik birimleri bu tür delillerin yayılımını ve etkisini izliyor.