Haziran-Kasım 2024 arasında yaşanacak “olağanüstü” sezonun ilk büyük Atlantik kasırgası dün gerçekleşti. Sezonun ilk kasırgası Beryl oldu. ABD’li meteoroloji uzmanları, Karayipler’in bazı bölgelerinin Beryl Kasırgası nedeniyle “son derece tehlikeli” koşullarla karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. Peki kasırga nedir nasıl oluşur? İklim değişikliği kasırgaları etkiler mi?
Kasırgalar, tropikal bölgelerde oluşan şiddetli rüzgarlar, yoğun yağış ve dev dalgalarla karakterize edilen doğal afetlerdir. Kasırgaların merkezinde düşük basınç bulunur ve çevresinde yüksek hızda dönen rüzgarlar oluşur. Bu rüzgarlar, spiral bir şekilde hareket eden yoğun bulut sistemleri oluşturur.
Kasırgalar, farklı bölgelerde farklı isimlerle anılırlar; Atlantik ve doğu Pasifik’teki bu tür sistemlere “kasırga” denirken, batı Pasifik’teki benzer oluşumlar “tayfun” olarak adlandırılır. Güney Hint Okyanusu ve Avustralya çevresinde ise “siklon” terimi kullanılır.
Yaz ve sonbahar aylarında sıklıkla görülen bu doğal olaylar, insanların yaşadığı bölgelere ciddi zararlar verebilir ve hayat kaybına neden olabilir. Bu nedenle, kasırgaların izlenmesi, tahmini ve uygun önlemlerin alınması çok önemlidir.Sıcak Deniz Suları: Kasırgalar genellikle 26.5°C’nin üzerindeki sıcak deniz sularında oluşurlar. Bu sıcak su, kasırganın enerji kaynağıdır.
Nemli Hava: Sıcak deniz yüzeyinden buharlaşan nemli hava yükselir. Yükselen hava, atmosferde yükseldikçe soğur. Soğuyan hava, su buharını yoğunlaştırarak yoğun bulutlar oluşturur.
Düşük Basınç Alanı: Yoğunlaşan bu bulutlar, düşük basınç alanı etrafında dönmeye başlar. Bu düşük basınç alanı, kasırganın merkezi olarak bilinen “göz”ün oluşmasına neden olur.
Yüksek Rüzgarlar: Kasırgaların oluşumu için düşük seviyede yatay rüzgarlarla üst seviyede dönme eğilimi gösteren rüzgarlar arasında farklı hızlarda hareket eden rüzgarlar gerekir.
Tüm bu etkenler bir araya geldiğinde şiddetli bir kasırga oluşabilir, ancak her bir kasırganın kesin nedenleri karmaşıktır.Son raporlara göre, tropikal kasırgaların küresel olarak artmadığı, hatta bazı bölgelerde azaldığı belirtilmektedir. Ancak, Birleşmiş Milletler’in iklim değişikliği organı IPCC’ye göre, daha yüksek kategorilere ulaşan tropikal kasırga oranında artış “muhtemeldir”. Bu durum, gelecekte daha şiddetli kasırgaların olasılığının artabileceğini göstermektedir.
Ayrıca, tropikal kasırgalarla ilişkili yağışlarda orta düzeyde bir artış olduğu belirtiliyor. Atlantik’te hızlı yoğunlaşma olaylarının sıklığının ve büyüklüğünün arttığı da gözlemlenmiştir.
Kasırgaların Dünya yüzeyindeki hareket hızında bir yavaşlama olduğu ve bu durumun belirli bölgelere daha fazla yağış getirdiği de rapor ediliyor. Ayrıca, bazı bölgelerde tropikal kasırgaların en yüksek yoğunluğa ulaştığı konumun kutba doğru kaydığı belirtiliyor.
ABD’deki kasırgaların artan şiddetinin daha fazla hasara yol açtığına dair kanıtlar da bulunmaktadır.İklim değişikliğinin bireysel tropikal kasırgalar üzerindeki etkileri değerlendirilirken birçok değişken göz önünde bulundurulmalıdır. Kasırgalar genellikle yerel ve kısa ömürlü olup, her bir durumda önemli ölçüde değişebilir. Ancak, artan sıcaklıkların bu kasırgalar üzerinde belirgin etkileri olduğu bilinmektedir.Öncelikle, daha sıcak okyanus suları, kasırgaların daha fazla enerji biriktirebileceği anlamına gelir ve bu da daha yüksek rüzgar hızlarına yol açabilir. Örneğin, 2024 yılında Atlantik’te dört ila yedi arasında büyük kasırga beklenmesinin nedenlerinden biri, deniz yüzeyi sıcaklıklarının rekor seviyelere ulaşmasıdır. Bu durumun başlıca nedeni ise uzun vadeli sera gazı emisyonlarıdır.İkinci olarak, daha sıcak bir atmosfer daha fazla nem tutabilir ve bu da daha yoğun yağışlara neden olabilir. İklim değişikliğinin, örneğin 2017’deki Harvey Kasırgası gibi aşırı yağış olaylarının olasılığını üç kat artırdığı tahmin edilmektedir.Son olarak, deniz seviyelerinin yükselmesi, eriyen buzullar ve daha sıcak suyun daha fazla yer kaplamasıyla ilişkilendirilmektedir. Bu durum, fırtına dalgalarının yüksek deniz seviyeleri üzerine çıkması ve kıyı taşkınlarını kötüleştirmesi anlamına gelir. Örneğin, 2005’teki Katrina Kasırgası’nın yol açtığı sel yüksekliklerinin, 1900’lü yılların iklim koşullarına göre %15-60 daha yüksek olduğu tahmin edilmektedir.IPCC’nin genel değerlendirmesi ise insan etkisinin tropikal siklonlarla ilişkili yağış artışlarına “yüksek güven” ve daha şiddetli tropikal siklon olasılıklarına katkısının “orta güven” seviyesinde olduğu yönündedir.IPCC’ye göre, küresel ölçekte tropikal siklonların sayısının artması pek olası değil .Ancak dünya ısındıkça, daha yüksek yağış oranlarına sahip olacakları ve daha yüksek tepe rüzgar hızlarına ulaşacakları “çok muhtemel” diyor. Bu, daha yüksek bir oranın en yoğun kategorilere, dört ve beşe ulaşacağı anlamına geliyor.
Küresel sıcaklıklar arttıkça bu değişimlerin de aşırı olma eğilimi artacaktır.IPCC, küresel sıcaklık artışlarının 1,5 santigrat derece ile sınırlandırılması durumunda dördüncü ve beşinci kategoriye ulaşan tropikal siklonların oranının yaklaşık yüzde 10, 2 santigrat derecede yüzde 13, 4 santigrat derecede ise yüzde 20 artabileceğini söylüyor; ancak kesin rakamlar belirsiz.