İsrail ordusu, Hizbullah hedeflerini vuracağı gerekçesiyle Lübnan’ın doğusunda yaşayanlar için “zorunlu tahliye” emri yayınladı. Tahliye uyarısı kapsamındaki alanlar arasında Roma kalıntılarının da bulunduğu bildirildi. Öte yandan ABD’nin, Lübnan ile İsrail ordusu arasındaki çatışmaları sona erdirecek bir öneri üzerinde çalıştığı, 60 günlük bir ateşkesi planladığı belirtiliyor. (Haber: Derya Doğan)
Lübnan’ı hem havadan hem karadan bombardıman altında tutan İsrail ordusu, yeni tahliyeler için çağrı yaptı.
Ülkenin doğusundaki Balbeek kenti ile Ain Bourday ve Douris kasabalarında yaşayanlar için “zorunlu tahliye” emri yayınlayan ordu, bir harita yayınladı.
Açıklamada, “Ordu, şehrinizdeki ve köylerinizdeki Hizbullah çıkarlarına karşı güçlü bir şekilde hareket edecektir ve size zarar verme niyetinde değildir. Güvenliğiniz için evlerinizi derhal boşaltmalısınız” denildi.
Tahliyeler için kullanılacak iki ana yol gösterildi.
Reuters, Baelbeek kentinde tahliye uyarısı kapsamındaki alanlar arasında Roma kalıntılarının da bulunduğunu bildirdi.İsrail yeni saldırılara hazırlanırken ABD’li arabulucular, Lübnan ile İsrail ordusu arasındaki çatışmaları sona erdirecek bir öneri üzerinde çalışıyor.
Görüşmeler hakkında bilgi sahibi iki kaynağın Reuters’a verdiği bilgiye göre plan, İsrail ordusu ve Lübnan Hizbullahı arasında 60 günlük bir ateşkesle başlayacak.
Üst düzey bir diplomat, iki aylık sürenin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2006 yılında kabul ettiği ve güney Lübnan’ın, Lübnan devletine ait olmayan silahlardan arındırılmasını öngören 1701 sayılı kararın tam olarak uygulanması için kullanılacağını söyledi.Doha Lisansüstü Çalışmalar Enstitüsü’nde uluslararası çatışma çözümleri alanında doçent olan İbrahim Fraihat, bir dizi göstergenin İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes görüşmelerinde olası bir ilerleme kaydedilebileceğine işaret ettiğini söylüyor.
El Cezire’ye konuşan Fraihat, ilk göstergenin “İsrail’in her gün asker kaybetmesi ve bu sayının İsrail’in tahammül edebileceğinden çok daha fazla olması olduğunu, bunun da İsrail üzerinde gerçek bir baskı oluşturduğunu” söyledi.
Fraihat, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ciddi bir baskı olmadığı sürece durmayacağını da belirtti ve“Nereye, ne kadar ileri gidebileceğinin sonu yok” diye ekledi.
İkinci bir göstergenin İran’ın Hizbullah üzerinde bir miktar baskı kurması olduğunu ifade etti.
Fraihat, “Bir de Lübnan’ın tutumu var. Lübnan hükümeti ve tüm siyasi gruplar gerilimin azaltılmasıyla ilgileniyor” dedi.Hizbullah, bugün liman kenti Hayfa’daki bir İsrail üssüne insansız hava araçları fırlattığını açıkladı.
Haaretz gazetesi, saldırıda iki kişinin yaralandığını aktardı.
İsrail ordusunun X hesabından yapılan açıklamada ise Lübnan’dan fırlatılan bir insansız hava aracının (İHA) ülkenin kuzeyindeki Nehariya kentine düştüğü belirtildi.
Kuzeydeki Batı Celile bölgesinde Lübnan’dan gönderilen üç İHA’nın düşürüldüğü ve herhangi bir can kaybının yaşanmadığı aktarıldı.
İsrail devlet televizyonu KAN, saldırıda bir fabrika binasının zarar gördüğünü duyurdu.İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İsrail ordusunun Lübnan’daki sağlık çalışanlarını ve sağlık tesislerini hukuka aykırı bir şekilde vurduğu açık savaş suçları içeren üç saldırıyı belgelediğini duyurdu.
HRW’ye göre bunlar arasında 3 Ekim’de Beyrut’un merkezindeki bir sivil savunma merkezindeki sağlık görevlilerine ve 4 Ekim’de Lübnan’ın güneyindeki bir ambulans ve hastaneye düzenlenen, 14 sağlık görevlisinin ölümüne yol açan saldırılar da bulunuyor.
Geçen yıl ekim ayından bu yana İsrail hava saldırıları, Lübnan genelinde en az 163 sağlık ve kurtarma görevlisinin ölümüne neden oldu.
Raporda Sağlık Bakanlığı rakamlarına dayanılarak 158 ambulans ve 55 hastanenin de hasar gördüğü belirtildi.HRW Lübnan araştırmacısı Ramzi Kaiss, “İsrail ordusunun sağlık çalışanlarına ve hastanelere yönelik hukuksuz saldırıları Lübnan’ın zaten zayıf olan sağlık sistemini yıkıma uğratıyor ve sağlık çalışanlarını ciddi risk altına sokuyor” dedi.
El Cezire’ye konuşan Kaiss, şunları ekledi: “Sağlık çalışanlarına ve sağlık tesislerine yönelik saldırılar aynı zamanda yaralı sivillere yönelik riskleri de arttırmakta ve bu kişilerin acil ihtiyaç duydukları tıbbi müdahaleyi almalarını ciddi şekilde engellemektedir.”
HRW, İsrail’in müttefiklerine “ağır suistimallerde kullanılma riski göz önünde bulundurularak” İsrail’e silah transferini askıya alma çağrısında bulundu.