Yıllarca kapı stoperi olarak kullanıldı: Değerinin 1 milyon dolar olduğu ortaya çıktı

Yıllarca kapı stoperi olarak kullanıldı: Değerinin 1 milyon dolar olduğu ortaya çıktı

Romanya’da yaşlı bir kadının evinde yıllar boyu kapı stoperi olarak kullandığı taşın çok nadir bulunan bir Kehribar türü olduğu ortaya çıktı. Değeri tahmini 1,1 milyon dolar olan bu taş, bilim insanlarına Dünya’nın eski tarihini inceleme fırsatı sunarak antik geçmişe bir pencere araladı. Öte yandan Kehribar, Romanya’nın ulusal hazinesi olarak sınıflandırıldı.

Roman’ya Colti köyünde bir yaşlı kadın, dere yatağında bulduğu kızıl renkli bir taşı eve getirerek kapı stoperi olarak kullanmaya başladı. 
Bu köy Buzau Nehri yakınlarında, yüzyılı aşkın süredir kehribar yataklarıyla tanınan bir bölgedir.
Yaşlı kadının 1991 yılında vefat etmesinin ardından mülk, akrabalarına miras olarak kaldı.
Taşın göründüğünden daha değerli olabileceğine dair merak uyanınca aile, uzman görüşüne başvurdu.
Kapı stoperi olarak kullanılan taş, nadir ve son derece değerli bir kehribar türü olan rumanit çıktı.
Kehribar, yalnızca tahmini 1,1 milyon dolarlık maddi değeriyle değil, aynı zamanda kültürel ve bilimsel önemiyle de Romanya’nın ulusal hazinesi olarak sınıflandırılmış durumda.
Taş, Polonya’daki Krakow Tarih Müzesi uzmanları tarafından incelendiğinde önemini ortaya koydu.
3,5 kilogram ağırlığındaki bu kehribar, 38 ila 70 milyon yıl arasında bir yaşa sahipti ve bugüne kadar keşfedilen en büyük bütün rumanit örneklerinden biri olarak kayıtlara geçti.
Bu taş, sadece olağanüstü değeriyle beklentileri alt üst etmekle kalmadı, aynı zamanda bilim insanlarına Dünya’nın eski tarihini inceleme fırsatı sunarak antik geçmişe bir pencere araladı.
Taşın Buzau bölgesine özgü derin kırmızımsı renkleri, nadirliğini ve değerini daha da artırıyordu.
Kehribar, eski ağaç reçinesinin milyonlarca yıl süren fosilleşme sürecinden geçerek sert, mücevher benzeri bir maddeye dönüşmesiyle oluşur.
Böylesine büyük ve iyi korunmuş bir parça, tarih öncesi ekosistemler ve jeolojik süreçler hakkında derinlemesine bilgiler sunan çok nadir bir keşif olarak değerlendirildi.
Kehribar, Buzau İl Müzesi’nde sergileniyor.

53 yıl sonra bulunan kayıp uçağın gizemi: Çözülemeyen son mesaj!

53 yıl sonra bulunan kayıp uçağın gizemi: Çözülemeyen son mesaj!

Havacılık tarihinin en gizemli olaylarından biri, 2 Ağustos 1947’de gerçekleşti.

British South American Airways’a ait Stardust uçağı, Arjantin’den Şili’ye doğru uçarken radardan kayboldu ve o günden sonra hiçbir iz bulunamadı.

53 yıl sonra, And Dağları’nda bulunan enkaz, bu gizemin çözülmesinde önemli bir rol oynadı. Peki, Stardust’ın kayboluşu ve sonrasında ortaya çıkan gizemli mesaj ne anlama geliyordu? İşte bu ilginç olayın tüm ayrıntıları.

Havacılık tarihi, birbirinden garip olaylarla dolu. Bunlardan birisi de, 53 yıl sonra bulunan kayıp uçak Stardust’tır
2 Ağustos 1947’de, Stardust uçağı Buenos Aires’ten Şili’nin Santiago kentine gitmek üzere havalandı.
Kaptan Reginald Cook’un komutasındaki uçak, Arjantin’den Şili’ye yapacağı dört saatlik yolculuğa çıkarken, zorlu hava koşullarıyla mücadele ediyordu.
Ancak, uçağın son gönderdiği mesajda yer alan “STENDEC” kelimesi, tüm havacılık dünyasında hala çözülmemiş bir gizem olarak kalmaya devam ediyor.
Uçak radardan kaybolduktan sonra yıllarca hiçbir iz bulunamadı. İlk başta, kazanın nedeni olarak mekanik arıza veya pilot hatası öne sürülse de, bazıları uçakla ilgili daha sıra dışı teoriler geliştirdi.
Bazı iddialara göre, Stardust Bermuda Şeytan Üçgeni’ne düşmüş ve kaybolmuştu. Ancak, gerçek çok daha farklıydı.
2000 yılında, Tupungato Dağı’na tırmanan bir grup dağcı, buzulların altında bir uçağın enkazına rastladı.
Yapılan incelemeler, enkazın Stardust uçağına ait olduğunu ortaya koydu. 53 yıl sonra, And Dağları’nın soğuk havası, uçak parçalarını ve insan kalıntılarını sanki dün olmuş gibi korumuştu.
Yapılan araştırmalar, uçağın çarpma anından sonra meydana gelen çığın, kazanın yıllarca bulunmamasına neden olduğunu ortaya koydu.
Enkazda yapılan incelemeler, kazanın bir “araziye kontrollü uçuş” (CFIT) hatası olduğunu gösterdi. Ancak, STENDEC mesajının anlamı hala çözülemiyor.

Sözleşme yoksa kahve de yok! Starbucks işlerinin grevi şehir şehir yayılıyor

Sözleşme yoksa kahve de yok! Starbucks işlerinin grevi şehir şehir yayılıyor

Dünyaca ünlü kahve zinciri Starbucks’ın Amerika’daki mağazalarında işçiler cuma günü greve başladı. Greve öncülük eden Workers United sendikası, şehir şehir yayılan iş bırakma eylemlerinin yüzlerce mağazaya ulaşabileceği uyarısında bulundu. Starbuck ise istenen zam oranlarının sürdürülebilir olmadığını söylüyor…

Dünyaca ünlü kahve zinciri Starbucks’ta 10 binden fazla baristayı temsil eden Workers United sendikası, işçilerin grevlerini New York da dahil olmak üzere dört ABD şehrine daha genişlettiğini açıkladı.
Sendikadan yapılan açıklamada, cuma günü başlayan ve başlangıçta Los Angeles, Şikago ve Seattle’daki Starbucks kafelerini kapatan beş günlük greve New Jersey, New York, Philadelphia ve St. Louis de dahil oldu.
Starbucks, grevden kaynaklanan aksaklıkların operasyonları üzerinde önemli bir etkisi olmadığını çünkü ABD’deki mağazaların sadece küçük bir kısmının etkilendiğini öne sürdü.
Kahve zinciri, “Workers United’ın önerileri, saatlik çalışan ortakların asgari ücretinin derhal yüzde 64 oranında ve üç yıllık sözleşme süresince yüzde 77 oranında artırılmasını gerektiriyor. Bu sürdürülebilir değildir” açıklamasını yaptı.
Sendika, aralarında Columbus, Ohio, Denver ve Pittsburgh’un da bulunduğu 10 şehirde, şirketin Noel satışlarını etkileyebilecek yoğun tatil sezonunda greve gidiyor.
Şirket Amerika Birleşik Devletleri’nde 11 binden fazla mağaza işletiyor ve yaklaşık 200 bin işçi istihdam ediyor.
Starbucks ve sendika arasındaki görüşmeler, ücretler, personel ve programlarla ilgili çözülemeyen sorunlar nedeniyle çıkmaza girmiş ve greve yol açmıştı.
Workers United cuma günü yaptığı açıklamada grevin Noel arifesi olan salı gününe kadar yüzlerce mağazaya ulaşabileceği uyarısında bulundu.
Starbucks, sendika ile görüşmelere nisan ayında başlamıştı.
Sendika bu ay yaptığı açıklamada sekizden fazla pazarlık oturumu gerçekleştirdiklerini ve bu oturumlarda 30 anlaşmaya varıldığını belirtti.

Panama’dan Trump’a kanal resti: Pazarlık konusu olamaz

Panama'dan Trump'a kanal resti: Pazarlık konusu olamaz

Panama’dan ABD’nin seçilmiş başkanı Trump’ın Panama Kanalı açıklamasına sert tepki geldi. Devlet Başkanı Mulino, “Panama Kanalı Panama’ya ait ve öyle kalacak.” dedi. Tarifelerin keyfi belirlenmediğini vurgulayan Mulino, bu meselenin asla pazarlık konusu olamayacağını dile getirdi.

Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino, ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın Panama Kanalı’nın ABD’ye geri verilmesini talep edebileceğine yönelik sözlerine ilişkin, “Panama Kanalı Panama’ya ait ve öyle kalacak.” dedi. Mulino, Trump’ın Panama’yı kanalın kullanımı için aşırı yüksek ücret talep etmekle suçladığı ve kanalın düzgün şekilde yönetilmediği takdirde ABD’ye geri verilmesini isteyebileceği yönündeki sözlerine yanıt verdi. Devlet Başkanı Mulino, “Vatandaşlarım, başkan olarak şunu kesin bir dille ifade etmek isterim ki, Panama Kanalı ve ona bağlı tüm alanlar, her metrekaresiyle Panama’ya aittir. Ülkemizin egemenliği ve bağımsızlığı pazarlık konusu değildir. Panama Kanalı Panama’ya ait ve öyle kalacak.” ifadesini kullandı. Kanalın, açık kurallar çerçevesinde işletildiğini vurgulayan Mulino, bakım ve yönetim süreçlerinin güvenli, sürdürülebilir ve profesyonelce yürütüldüğünü belirtti. “TARİFELER KEYFİ BELİRLENMEZ” Mulino, “Tarifeler keyfi bir şekilde belirlenmez. Bu ücretler, piyasa koşulları, uluslararası rekabet, işletme maliyetleri ve kanalın bakım ve modernizasyon ihtiyaçları göz önünde bulundurularak kamuya açık bir şekilde belirlenmektedir.” diye konuştu. Mulino, Panama Kanalı’nın doğrudan ya da dolaylı olarak Çin, Avrupa Birliği, ABD veya başka herhangi bir güç tarafından kontrol edilmediğinin altını çizdi. Panama’nın tüm uluslara saygı duyduğunu vurgulayan Mulino, şöyle devam etti: “Panama diğer uluslara saygı duyuyor ve aynı saygının bize de gösterilmesini talep ediyor. Bir Panamalı olarak, bu gerçeği yanlış yansıtan her türlü söylemi şiddetle reddediyorum. Kanal, ulusumuzun devredilemez bir mirasıdır. Anayasa ve Tarafsızlık Antlaşması’nda belirtildiği üzere, kanalın tüm ulusların gemilerine barışçıl ve kesintisiz geçişi garanti edilerek Panamalıların elinde kalacağı teminat altına alınmıştır.” değerlendirmesinde bulundu. “PAZARLIK KONUSU OLAMAZ” Trump yönetimiyle iyi ilişkiler kurmak istediklerini ifade eden Mulino, “Yasa dışı göç, uyuşturucu kaçakçılığı ve organize suç gibi öncelikli konularımız var. Diyaloğa her zaman açık bir ülkeyiz. Ancak, vatan her şeyden önce gelir ve bu mesele asla pazarlık konusu olamaz.” dedi. ABD tarafından 1914 yılında inşa edilen Panama Kanalı, 7 Eylül 1977’de Washington’da dönemin Panama lideri Omar Torrijos ve ABD Başkanı Jimmy Carter tarafından imzalanan Torrijos-Carter Antlaşmaları kapsamında, 31 Aralık 1999’da Panama’ya devredilmişti.

Milli futbolcu Samet Akaydin ile oyuncu Hazal Çağlar birlikteliğinden ilk fotoğraflar

Milli futbolcu Samet Akaydin ile oyuncu Hazal Çağlar birlikteliğinden ilk fotoğraflar

Geçtiğimiz günlerde birliktelikleri ortaya çıkan Fenerbahçe’nin ve milli takımın futbolcusu Samet Akaydin ile oyuncu Hazal Çağlar’dan ilk fotoğraflar geldi. İkili birlikte oldukları kareleri karşılıklı olarak sayfalarına taşıdı.

Son olarak Gönül Dağı dizisinde rol alan Hazal Çağlar ve milli futbolcu Samet Akaydin, sosyal birliktelik karelerini yayınladı.Akaydin ve Çağlar Instagram hesaplarından karşılıklı olarak birlikte oldukları kareleri paylaştı.
Akaydin, Hazal Çağlar’ın 22 Ekim’deki paylaşımına adını yazarak kırmızı kalp emojisini eklemiş ve aşkını ilan etmişti.
HAZAL ÇAĞLAR KİMDİR?28 yaşındaki oyuncu son olarak Gönül Dağı’nın Asuman’ı olarak seyirci karşısına çıktı.Beykent Üniversitesi’nden mezun olan Çağlar ardından N10 Studios Temel Oyunculuk Eğitimi ve Metin Balekoğlu Kamera Önü Oyunculuğu’ndan eğitimlerini tamamladı.
Tenis sporuyla da ilgilenen Çağlar; İtiraf (Nesli) ve Aile Hükümeti projerinde de rol almıştı.Çağlar’ın 330 bini aşkın kişi tarafından takip edilen Instagram’ından öne çıkan diğer kareler…

Fenerbahçe’de Talisca transferinde sona doğru: Maaş ve sözleşme ayrıntıları ortaya çıktı

Fenerbahçe'de Talisca transferinde sona doğru: Maaş ve sözleşme ayrıntıları ortaya çıktı

13 Ocak’ta başlayacak ara transfer dönemi öncesi takımlar çalışmalarını hızlandırdı. Sarı-lacivertliler Brezilyalı yıldızı ikna etti. Fenerbahçe’nin Talisca’ya ödeyeceği maaş ve sözleşme ayrıntıları da ortaya çıktı.

Fenerbahçe, Anderson Talisca transferini sona getirdi. Sarı-lacivertliler, oyuncu ve kulüp kanadıyla anlaşma sağladı.
Sabah Gazetesi’nin haberine göre; Sezona şampiyonluk parolasıyla başlayan Fenerbahçe, ocak ayının ilk ses getirecek transferini Talisca ile yaptı. Fenerbahçe, Talisca’yı satın alma opsiyonuyla kiralayacak.
Sarı-lacivertliler, Talisca’nın 12 milyon euroluk maaşının yarısını ödeyecek.Brezilyalının satın alma opsiyonu ise 5 milyon euro olacak.
Talisca geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından Fenerbahçe’nin Brezilyalı futbolcuları Fred ve Rodrigo Becao’yu takibe almıştı.

Aşk Çeşmesi açıldı: Restorasyonun ardından ilk görüntüler!

Aşk Çeşmesi açıldı: Restorasyonun ardından ilk görüntüler!

Roma’nın simgesi haline gelen ve her yıl milyonlarca turisti ağırlayan dünyaca ünlü Trevi Çeşmesi, üç ay süren restorasyon çalışmalarının ardından yeniden ziyaretçilerini ağırlamaya başladı.

İtalya’nın başkenti Roma’nın simge yapılarından Trevi Çeşmesi (Fontana di Trevi), kapsamlı bakım çalışmalarının ardından yeniden açıldı.
Roma’ya gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği noktaların başında gelen Trevi Çeşmesi’nde ekim ayında başlayan bakım, onarım ve temizlik çalışmaları sona erdi.
Çalışmalar sırasında ziyaretçilerin ilgisini kaybetmemesi için geniş havuzu üzerine portatif yürüyüş yolu da yapılan tarihi çeşme, bugün yeniden açılarak eski ihtişamlı günlerine geri döndü.
Bakım çalışmalarının ardından Roma Belediye Başkanı Roberto Gualtieri, basına yaptığı açıklamada, “Bu gerekli ve önemli bir müdahale idi. Şimdi mermerin renklerini daha iyi görebiliyoruz.” dedi.
Başkan Gualtieri, bundan sonra çeşmenin kenarlarına oturulamayacağını da söyledi.
Gualtieri’nin fıskiyeler açılsın talimatıyla çeşmede sular yeniden akmaya başladı.
Çeşmenin açılışını yağmurlu havaya rağmen takip eden çok sayıda ziyaretçi, suların yeniden akmasını alkışlarla karşıladı.
Bu arada, Roma Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, yaklaşık 3 ay süren çalışmaların 327 bin avroya mal olduğu, çalışmaların, İtalya’nın Avrupa Birliği’nden (AB) Covid-19 salgını sonrasında temin ettiği toparlanma fonundan finanse edildiği ifade edildi.
Açıklamada, tarihi yapı önündeki aşırı kalabalığı önlemek için çeşmeye girişlerin sınırlandırılacağı, aynı anda 400 ziyaretçinin girişine izin verileceği ve şu aşamada ziyaretçilerden giriş ücreti alınmayacağı belirtildi.
Sınırlı sayıda ziyaretçi kabul uygulamasının her gün sabah 09.00 ile 21.00 arasında yürürlükte olacağı, akşam 21.00’den sonra bir sınırlama olmayacağı kaydedildi.
18. yüzyılda dönemin Papası 12. Klement’in açtığı yarışmayı kazanan İtalyan mimar Nicola Salvi’nin, Poli Sarayı’nın bir cephesine yaptığı geç barok dönem mimarisinin örneklerinden sayılan Trevi Çeşmesi, en son 2014’te ciddi ve geniş kapsamlı restorasyondan geçmişti.

Dünyanın en dik teleferiği hizmete girdi: 4 dakikada Alpler’in zirvesinde

Dünyanın en dik teleferiği hizmete girdi: 4 dakikada Alpler'in zirvesinde

İsviçre’nin Bern Alpleri bölgesinde yer alan ve “dünyanın en dik teleferiği” unvanını taşıyan Schilthorn Teleferiği, seferlerine başladı. 13 Aralık’ta açılışı yapılan bu mühendislik harikası, yalnızca 4 dakika süren bir yolculukla 775 metre yüksekliğe ulaşıyor ve yaklaşık 75 derece eğimle hareket ediyor.

İsviçre’nin Bern Alpleri’nde açılan Schilthorn Teleferiği, mühendislik sınırlarını zorlayan tasarımı ve nefes kesen güzergahıyla ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Teleferik, kabinleri kablolara 11 metrelik özel kollarla bağlayan bir sistemle çalışıyor. Bu yenilikçi tasarım, dik eğimde dahi sorunsuz bir yolculuk sağlıyor.
Kamera ve sensörlerle sürekli denetlenen sistem, uzaktan kontrol edilebiliyor ve her biri 85 yolcu kapasiteli iki kabinle çalışıyor.
Henüz Guinness Dünya Rekorları tarafından onaylanmamış olsa da, teleferik Bern Alpleri’ni ziyaret edenlere benzersiz bir deneyim sunuyor. İsviçre, daha önce 2017’de Stoos kasabasında açılan ve  yüzde 110 eğimle çalışan füniküleriyle bu alanda adından söz ettirmişti.
Schilthornbahn 20XX projesi kapsamında inşa edilen teleferik, Stechelberg-Mürren-Birg-Schilthorn hattında hizmet veriyor. Yeni sistemle, üç etaplı yolculuğun süresi 32 dakikadan 18 dakikaya indirilecek.
Teleferiğin zirveye ulaştığı noktada, 1969 yapımı James Bond: Kraliçe’nin Hizmetinde (On Her Majesty’s Secret Service) filmiyle ünlü olan döner restoran bulunuyor.
Bernli mimar Konrad Wolf tarafından tasarlanan ve dünyanın ilk döner restoranı olduğu iddia edilen bu yapı, ziyaretçilere 360 derece panoramik bir manzara sunuyor.
Schilthorn Teleferiği, hem mühendislik başarıları hem de doğal güzellikleri bir araya getirerek Alpler’in cazibesini zirveye taşıyor. Dik eğimlere meydan okuyan bu sistem, hem macera tutkunlarını hem de doğaseverleri kendine çekmeye hazır.

Dünyaya çarparsa kıyamet yaşanacak: 12 milyon ton patlayıcıyla eşdeğer, tamamen yok edebilir

Dünyaya çarparsa kıyamet yaşanacak: 12 milyon ton patlayıcıyla eşdeğer, tamamen yok edebilir

NASA, 2024 XN1 isimli asteroitin Dünyaya oldukça yakın bir mesafeden saatte 23 bin kilometre hızla geçeceğini açıkladı. Türkiye saatiyle sabaha karşı en yakın konumuna ulaşacak olan bu dev gök taşı, Dünyaya çarpma riski taşımıyor. Ancak, bu olasılık üzerinde yapılan değerlendirmeler, potansiyel bir çarpışmanın yaratabileceği büyük etkiyi yeniden gündeme getirdi.

NASA, 2024 XN1 adlı asteroitin saatte 23 bin kilometre hızla Dünyanın yanından geçeceğini açıkladı. 29 ila 70 metre arasında değişen tahmin edilen çapı ile bu gök taşı, Türkiye saatiyle sabaha karşı 02.56’da Dünyaya en yakın konumuna ulaşacak. Ancak, NASA yetkilileri, bu geçişin Dünya için herhangi bir tehdit oluşturmayacağını vurguladı.
Asteroitin, Dünya’dan yaklaşık 7.21 milyon kilometre uzaktan geçeceği belirtilirken, bu mesafe Dünya ile Ay arasındaki mesafenin yaklaşık 19 katı kadar.
Bu mesafe, asteroitin çarpma riski taşımadığını net bir şekilde ortaya koyuyor. NASA, bu tür asteroitleri yakın takibe alarak, gelecekte olası bir tehlike durumunda gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak adına çalışmalarını sürdürüyor.
Royal Greenwich Gözlemevi’nden gökbilimci Jess Lee, asteroitin Dünya’ya çarpacak kadar yakın olmayacağına dair yaptığı açıklamada, “Yapılan gözlemler ve hesaplamalar, bu asteroitin yakın geçişinin Dünya için herhangi bir tehdit oluşturmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor” dedi.
Eğer 2024 XN1, Dünya’ya çarpsaydı, yaratacağı etki son derece yıkıcı olabilirdi. NASA, gök taşının çarpması halinde, 12 milyon ton patlayıcıya eşdeğer bir güce sahip olacağı ve bu gücün 2 bin kilometrekarelik bir alanı tamamen yok edebileceği tahmin ediliyor. Bu, büyük bir şehir veya geniş bir orman alanını yok edebilecek kadar güçlü bir etki.
Bu tür bir senaryo, 1908’de Rusya’nın Sibirya bölgesinde yaşanan Tunguska olayını hatırlatıyor. Bir asteroit ya da komet parçası, bölgedeki 80 milyon ağacı devirmiş ve yaklaşık 2.150 kilometrekarelik bir ormanlık alanı yok etmişti. Olayın etkisi, dev bir patlama yaratmış ancak can kaybına yol açmamıştı çünkü bölge oldukça izoleydi. Ancak, Tunguska olayı, bu tür çarpışmaların potansiyel tehlikelerini gözler önüne sermişti.
2024 XN1’in geçişi, yalnızca büyük asteroitler açısından değil, daha küçük boyutlara sahip gök cisimleri için de ilgi odağı. NASA, bu hafta içerisinde, 2024 XN1 dışında iki daha küçük asteroitin Dünya’nın yakınından geçeceğini açıkladı. Bu asteroitlerin boyutlarının, geçiş mesafelerinin ve hızlarının daha düşük olduğu belirtiliyor, dolayısıyla herhangi bir tehdit oluşturmuyorlar.
Ancak bu küçük asteroitlerin geçişi, gökbilimcilere önemli gözlem fırsatları sunuyor. Uzmanlar, bu tür asteroitleri gözlemleyerek, gelecekte Dünya’yı tehdit edebilecek potansiyel risklerin daha doğru tespit edilmesini sağlayacak veriler elde ettiklerini ifade ediyorlar.
Dünyayı tehdit edebilecek asteroitleri erken tespit etmek ve olası tehlikeleri önlemek, son derece önemli bir konu.
Uzmanlar, bu tür gözlemlerin, gelecekte olası bir çarpışma durumunda daha hızlı ve etkili bir şekilde tepki verilmesini sağlayabileceğini belirtiyor.
Dünyayı tehdit eden asteroitlerin önceden tespit edilmesi, insanlık için büyük bir güvenlik önlemi olarak değerlendiriliyor.
NASA ve diğer uzay ajansları, bu tür asteroitlerin izlenmesi ve potansiyel tehlikelerin önceden belirlenmesi için dünya çapında büyük bir işbirliği yapıyor.
Uzmanlar, gelecekte bu tür gözlemler ve araştırmalar sayesinde, insanların karşılaştığı uzay kökenli tehditlere karşı daha hazırlıklı olabileceklerini vurguluyor.

Tolunay Kafkas’tan Volkan Demirel’e Şenol Güneş tepkisi: Uzatırsan da kendin bilirsin, biz uzatmayı severiz

Tolunay Kafkas'tan Volkan Demirel'e Şenol Güneş tepkisi: Uzatırsan da kendin bilirsin, biz uzatmayı severiz

Süper Lig’de oynanan Trabzonspor-Bodrum FK müsabakasına maç önü yaşanan tokalaşma krizi damga vurdu. Bodrum FK teknik direktörü Volkan Demirel’in serenomi öncesi Trabzonspor teknik direktörü Şenol Güneş’in uzattığı eli sıkmaması spor dünyasına damga vurdu. Yaşananların ardından olay hakkında konuşan eski milli futbolcu Demirel için, “Bir daha düşün, bir daha söyle. Uzatırsan da kendin bilirsin. Biz uzatmayı severiz. Bu olacak iş değil.” ifadelerini kullandı.

Trendyol Süper Lig’de oynanan Trabzonspor-Bodrum FK müsabakasına maç önü yaşanan tokalaşma krizi damga vurdu. 1-0 ev sahibi takımın kazandığı maça Bodrum FK teknik direktörü Volkan Demirel’in serenomi öncesi Trabzonspor teknik direktörü Şenol Güneş’in uzattığı eli sıkmaması damga vurdu.
Eski milli futbolcu Tolunay Kafkas, Trabzonspor-Bodrum FK maçında Şenol Güneş ile Volkan Demirel arasında yaşanan selamlaşma olayı hakkında konuştu.
Kafkas’ın açıklamalarından öne çıkanlar:”Volkan’ı severim ama biraz haddini ve boyunu aşacak laflar ediyor. Bu deprem hepimizin canını çok yaktı. Kiminin az kiminin fazla değil. Şenol Hoca orada en az Volkan Demirel bu işi yüreğinden hissetmiş bir insan. Senin hassasiyetlerin var değil mi Volkan Demirel? Benim de var.”
“Trabzonspor Başkanı ve hocası benim hassasiyetlerim. Sen nerelisin? Fenerbahçelisin. Senin hassasiyetin. Elini sıkmamak senin haddine mi? Nesin? Şenol Hoca bu depremde ölülere saygı duymuyor mu? Onu mu diyorsun? Diyorsun ki, ölüsüne saygı duymayanın dirisine saygı duymam. Sen kimsin ya?”
“Sen hocayla ilgili nasıl böyle ifade kullanıyorsun? Biz de sana o zaman saygı duymuyoruz. Depremde biz de senin kadar acı çektik. Şenol Hoca da çekti. Şenol Hoca’nın ifade etmek istediği şeyler senin algıladığın şeyler değil. Yine de seni seviyorum ama fazla ileri gitmek istemiyorum. Bir daha düşün, bir daha söyle. Uzatırsan da kendin bilirsin. Biz uzatmayı severiz. Bu olacak iş değil.”