Ukrayna alarmda: Savaşın ortasında süper bakteri tehlikesi

Ukrayna alarmda: Savaşın ortasında süper bakteri tehlikesi

Ukrayna’daki savaşın sağlık üzerinde yarattığı yıkıcı etkiler, bilim dünyasında büyük bir endişe yaratıyor. Bilim insanları, savaş sırasında yaralanan bireylerde tüm antibiyotiklere dirençli “süper bakterilerin” yaygınlaştığını belirterek, bu durumun küresel bir tehdit oluşturabileceği konusunda uyarıda bulundu.

Ukrayna’daki savaş, fiziksel ve psikolojik yıkımın yanında sağlık sistemlerini tehdit eden antibiyotiklere dirençli “süper bakterilerin” yayılmasına da zemin hazırlıyor.
Bilim insanları, savaş sırasında yaralanan bireylerde tüm antibiyotiklere dirençli “süper bakterilerin” yaygınlaştığını belirtti. 
“Aşırı patojenik” Klebsiella pneumoniae gibi bakterilerin geniş spektrumlu antibiyotiklere direnç kazandığını tespit eden araştırmacılar, bazı türlerin mevcut tüm antimikrobiyal ilaçlara karşı dirençli olduğunu açıkladı.
Yaralı 150 kişiden alınan örneklerde, bakterilerin yüzde 6’sının test edilen tüm antibiyotiklere dirençli olduğu tespit edildi.
Araştırmanın odak noktası olan Klebsiella pneumoniae, zatürre, idrar yolu enfeksiyonu ve yara enfeksiyonları gibi hastalıklara yol açıyor ve antibiyotiklere dirençli bakterilerin neden olduğu ölümlerin yaklaşık yüzde 20’sinden sorumlu.
Genetik analiz, bu bakterilerin direnç ve saldırganlık genleri taşıdığını gösterdi.
Araştırmacılardan Dr. Kristian Riesbeck, bakterilerin kendilerini dirençli ve saldırgan hale getiren gen setlerine sahip olduğunu vurguladı: “Belki de bu bakterileri hafife aldık. Artık ilaç tedavilerimizle başa çıkamayacağımız noktaya gelebiliriz.”
Bilim insanları, Ukrayna’dan alınan bakterilerin fare ve böcek larvaları üzerindeki etkisini test etti. Sonuçlarda,  antibiyotiklere en dirençli bakteriler, zatürreye yol açtığı farelerde hayatta kalma oranlarını artırdı. Bu bakteriler, böcek larvalarını diğer türlere kıyasla çok daha hızlı öldürdü.
İsveç’in Lund Üniversitesi’nden araştırmacılar, Klebsiella pneumoniae’nin enfeksiyonları tedavi etmenin giderek daha zor hale geleceği uyarısında bulundu. Dr. Riesbeck, bakterilerin yüksek mukus üretimi nedeniyle tedaviye direnç gösterdiğini belirtti ve “Bu durum, elimizdeki ilaçlarla tedaviyi imkânsız kılabilir” dedi.
Araştırmacılar, bu bakterilerin Ukrayna’daki yaralılar arasında hızla yayılmaya devam ettiğini ve bu tehdidin uluslararası sağlık sistemleri üzerinde büyük bir baskı yaratabileceğini söyledi.
Bilim insanları, savaş bölgelerindeki bakteriyel enfeksiyonların sadece yerel değil, küresel bir risk taşıdığını ifade etti: “Ukrayna’da savaş mağdurlarında bulunan bu süper bakteriler, antibiyotik tedavilerimizle baş edebilecek şekilde evrimleşiyor. Bu durum, dünya genelinde sağlık hizmetlerinde ciddi bir kriz anlamına gelebilir.”
Araştırmacılar, uluslararası sağlık kuruluşlarını bu konuya acilen müdahale etmeye çağırıyor.

Kuzey Kore askeri savaşa dahil: “Tüm dinamikleri değiştiren ordu”

Kuzey Kore askeri savaşa dahil:

Kuzey Kore askerlerinin Rusya’da savaşa dahil olması, çatışmanın geleceği hakkında soruları gündeme getirdi. İlk tahminlere göre 10 binden fazla Kuzey Koreli asker savaşa dahil oldu. Uzmanlar Kuzey Kore’nin devam eden müdahalesinin, özellikle de birlik sayısının zamanla artırılması durumunda, ciddi sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıyor. Bazı analistler, bu 10 bin Kuzey Kore askerinin, Kim Jong Un’un ordusunun yabancı topraklardaki etkinliğini değerlendirmek için bir ölçüt olabileceğini öne sürüyor. Peki Kuzey Kore askerleri, savaş alanındaki güç dengesini değiştirdi mi?

Ekim ayının sonlarından itibaren uluslararası basın, Kuzey Kore askerlerinin Rusya’ya gönderildiği iddiasıyla ilgili haberler yapmaya başladı.
İlk tahminlere göre 10 binden fazla asker savaşa dahil oldu.
Bazı raporlar, 3 bin kadar askerin, sınırdaki Rus toprağı Kursk’a sivil kamyonlarla gizlice taşındığını ve birliklerin ön cephelerde çoktan çatışmaya girdiğini gösteriyor.
Peki Kuzey Kore askerleri savaş alanındaki güç dengesini değiştirebilir mi?
Kuzey Kore birliklerinin savaş alanına gelmesi, savaşın artık sadece Rusya ile Ukrayna arasında sınırlı olmadığını ve yeni bir aşamaya geçildiğini gösteriyor.
2022 yılında çatışma başladığından beri Rusya, 700 binden fazla askerle muazzam kayıplar verdi.
Kuzey Kore’nin askeri gücüne güvenmek, özellikle Ukrayna güçleri yabancı müdahalelere karşı zayıf kalabileceği için Rusya açısından çok önemli olabilir.
Bazı analistler, bu 10 bin Kuzey Kore askerinin, Kim Jong Un’un ordusunun yabancı topraklardaki etkinliğini değerlendirmek için bir ölçüt olabileceğini öne sürüyor.
Ukrayna bu yeni tehdidi hızla etkisiz hale getirirse, Pyongyang’ı stratejisini yeniden değerlendirmeye zorlayabilir.
Ön işaretler, mevcut konuşlanmanın sadece bir başlangıç ​​olabileceğini, olası takviyelere izin veren anlaşmalarla birlikte, Kuzey Kore’nin katılımını 120 bin askere çıkarabileceğini gösteriyor.
Uzmanlar Kuzey Kore’nin devam eden müdahalesinin, özellikle de birlik sayısının zamanla artırılması durumunda, sonuçlarının ciddiyeti konusunda uyarıyor.
Kuzey Kore birliklerinin yetersiz Rus insan gücü boşluğunu doldurma olasılığı, savaş alanında uzayan çatışma ve yanlış hesaplamalar konusunda alarm veriyor.
Daha geniş bölgesel dinamikleri göz önünde bulundurursak, gerilimler yeni cephelere tırmanabilir ve yalnızca Rusya-Ukrayna savaşını değil, ABD, Güney Kore ve küresel olarak daha geniş askeri çatışmalara yönelik hazırlıkları da etkileyebilir.
Durumu özetlemek gerekirse, Rus güçleri doğu Ukrayna’daki kontrolünü ürkütücü bir dirençle sürdürürken, şu soru hala akıllarda: Ukrayna hem topraklarındaki baskıya hem de Rusya ile Kuzey Kore arasındaki olası işbirliğine nasıl uyum sağlayacak?

Suriye’de bugün: Silahlı gruplar Humus’a girdi, rejim güçleri Deyrizor’dan çekildi

Suriye'de bugün: Silahlı gruplar Humus'a girdi, rejim güçleri Deyrizor'dan çekildi

Suriye’nin ikinci büyük kenti Hama’da kontrolü ele geçiren HTŞ öncülüğündeki silahlı gruplar, Humus’un iç kesimlerine ulaştı. Muhaliflerin Humus’u alması, Esad rejiminin kıyıyla bağlantısının kesilmesi anlamına geliyor. Güvenlik kaynakları, Lübnan’dan Humus’a az sayıda “denetleyici güç” gönderildiğini açıkladı. İranlı bir yetkili ise Suriye ve Rusya’nın hava saldırılarını yoğunlaştırması yönünde karar alındığını açıkladı. Yetkili ayrıca, İran ve Irak’ın direniş grupları ve hatta düzenli ordular aracılığıyla ortak savunma projeleri üzerinde çalıştığını bildirdi. Rejim güçlerinin Irak sınırındaki Deyrizor kentinin doğusundan çekildiği, onların yerini PKK/YPG’nin aldığı belirtiliyor.

Suriye’de muhalif silahlı grupların ilerleyişi sürüyor.
Hama kentinde dün kontrolü ele geçiren Heyet Tahrir Eş-Şam (HTŞ) öncülüğündeki muhalifler Humus’a girerek kent merkezinin iç kesimlerine ulaştı.
Rasten ve Telbise ilçe merkezlerini ele geçiren gruplar, kent merkezinin batısındaki Vaer Mahallesi’ne girdikten sonra, merkezin iç kesimlerine kadar ilerlemiş oldu.
Taraflar arasında çatışmalar devam ederken, rejim karşıtı gruplar kentin iç kesimlerine farklı noktalardan da girmeye çalışıyor.
Gözlemevi, muhalifler Humus’u alırsa Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Alevi azınlığının kalesi olan “Suriye sahiline giden ana yolu kesme” imkanı vereceğine dikkat çekti. 
Reuters’a konuşan Suriyeli bir askeri yetkili ve Tahran’a yakın iki bölgesel yetkili, Hizbullah’ın Lübnan’dan Humus’a az sayıda “denetleyici güç” gönderdiğini açıkladı.
Gözlemevi ayrca Suriye rejim güçlerinin Irak sınırındaki Deyrizor kentinin doğusundan çekildiğini açıkladı. Rejim güçlerinin yerini PKK/YPG’nin aldığı belirtiliyor.
İranlı bir yetkili ise Suriye ve Rusya’nın hava saldırılarını yoğunlaştırması yönünde kararı alındığını duyurdu.
Reuters’a konuşan İrablı yetkili, “Tahran Suriye’deki askeri danışmanlarının sayısını artırmak ve güç konuşlandırmak için gerekli tüm adımları attı” dedi.
Tahran’ın Suriye’ye istihbarat ve uydu desteği sağladığını belirterek, şunları söyledi: “Tahran’ın Suriyeye askeri ekipman, füze ve insansız hava aracı göndermesi gerekebilir. İran ve Irak, direniş grupları ve hatta düzenli ordular aracılığıyla ortak savunma projeleri üzerinde çalışıyor.”
Bölgeden son gelen bilgilere göre Humus’ta bulunan ve kenti Hama ve kuzeydeki bölgelerle bağlayan Resten otoban köprüsü bombalandı. 
Aktarılana göre kritik köprü, Rus uçakları tarafından hedef alındı.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, köprüye yönelik saldırının rejim karşıtı güçlerin ilerleyişini yavaşlatmak amacıyla düzenlendiğini duyurdu. 
Resten köprüsü, iki kenti kara yoluyla bağlayan en önemli geçiş noktalarından biri olarak biliniyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, silahlı grupların, ülkenin üçüncü büyük kenti Humus’a doğru ilerlediklerini, daha kuzeydeki Hama’nın kontrolünü ele geçirdikten sonra hükümetin elindeki bölgeye girdiğini belirtti.
HTŞ liderliğindeki grupların, stratejik merkez kent Hama’dan Humus’a giden ana yol üzerindeki Resten ve Telbise kentlerine girdiğini ve bu bölgelerde rejim güçlerinin “tamamen yok olduğunu” bildirdi.
İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee, bugün X’te yaptığı bir paylaşımda, İsrail ordusunun gece boyunca Suriye’de Suriye ve Lübnan sınırı yakınlarındaki silah transfer merkezlerine ve altyapıya saldırdığını açıkladı.
Suriye devlet haber ajansı (SANA), Suriye ile Lübnan arasındaki Arida sınır kapısının İsrail saldırısı nedeniyle hizmet dışı kaldığını bildirdi.
Silahlı gruplar, Hama’nın güneydoğusunda bulunan, rejim kontrolündeki Selemiyye ilçe merkezini de rejim güçlerinden aldı.
Ağırlıklı olarak Hristiyanların yaşadığı Selemiyye ilçesi, Eyyo köyü ve Hama’nın güneybatısındaki Misyaf ilçesi ile ona bağlı 40 köy, tarafsız kalma kararı aldı.
Buna göre, bu bölgelerde çatışma olmayacak.
Savaş gözlemcileri ve bölge sakinleri, binlerce insanın dün geceden bu yana Suriye’nin orta kesimindeki Humus şehrinden kaçtığını söyledi.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, sivillerin, rejimin kalesi olan batı kıyı bölgelerine doğru gittiğini bildirdi.

2024’ün estetik trendleri açıklandı: Doğallık dönemi başlıyor!

2024'ün estetik trendleri açıklandı: Doğallık dönemi başlıyor!

Estetik cerrahi, son yıllarda hem kadınlar hem de erkekler arasında büyük bir popülerlik kazandı. İngiltere’de bu alandaki talep artışı, uzmanların dikkatini çekiyor. The Clinic London’da plastik cerrah olarak görev yapan Dr. Julian De Silva, 2024’te estetik cerrahiye yön veren en popüler yüz hatlarını ve güzellik trendlerini açıkladı.

Londra’da yüz estetiği ve plastik cerrahlığı yapan Dr. Julian De Silva, 2024’te estetik cerrahiye yön veren en popüler yüz hatlarını ve güzellik trendlerini açıkladı.  
Silva’ya göre, bu yılın öne çıkan trendleri şunlar: Belirgin çene hattı Pürüzsüz ve kırışıksız ciltDoğal ve rahat bir ifade
“Hollywood ve sosyal medyanın etkisi yadsınamaz. İnsanlar artık genç görünen ama doğal bir estetik anlayışını tercih ediyor” diyen Dr. De Silva, ünlülerin bu konuda büyük bir rol oynadığını belirtti.
İngiliz Estetik Plastik Cerrahlar Derneği’ne göre, 2022 yılında İngiltere’de yapılan estetik operasyonlar bir önceki yıla göre yüzde 102 artarak 31 bin 57’ye ulaştı. Kadınlar arasında en çok tercih edilen işlemler arasında meme büyütme, liposuction ve karın germe yer alırken, erkekler arasında burun estetiği ve göğüs küçültme dikkat çekiyor.
Estetik cerrahi trendleri ünlü isimlerle şekillenmeye devam ediyor. Son dönemde Lindsay Lohan, genç ve parlak görünümüyle dikkat çekerken, estetik doktoru Dr. Jonny Betteridge, oyuncunun yüz germe, burun estetiği ve kaş kaldırma gibi işlemlerden geçmiş olabileceğini öne sürdü.
Donatella Versace ise, “daha az cerrahi müdahale, daha doğal sonuçlar” trendini temsil ederek olumlu geri dönüşler aldı. Dr. Ross Perry, Versace’nin genç ve dinç görünümünü daha az invaziv cilt tedavilerine borçlu olabileceğini belirtti.
Dr. De Silva, yüz germe ameliyatı veya başka estetik işlemleri düşünen kişilere doğru cerrahı seçmenin önemini vurguladı: “Sosyal medyanın baskısı ve yaşlanma belirtileri, insanları estetik çözümler aramaya yönlendiriyor. Ancak sonuçlar için gerçekçi beklentilere sahip olmak şart.”
2024’te estetik cerrahide doğal ve dengeli bir güzellik anlayışı yükselişteydi. Bu trendin hem sosyal medyanın hem de ünlü kültürünün etkisiyle daha da güçleneceği öngörülüyor.

Ziraat Türkiye Kupası’nda 5. eleme turu eşleşmeleri belli oldu

Ziraat Türkiye Kupası'nda 5. eleme turu eşleşmeleri belli oldu

Ziraat Türkiye Kupası’nda 5. eleme turu kura çekimi yapıldı ve eşleşmeler belli oldu.

Ziraat Türkiye Kupası’nda 5. eleme turu kura çekimi gerçekleştirildi. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Riva Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde yapılan kura çekimine, federasyon yetkilileri ve kulüp temsilcileri katıldı. TFF 1. Başkan Vekili Mecnun Otyakmaz, kura çekiminde yaptığı konuşmada, önceki turlarda çok heyecanlı mücadeleler izlediklerini belirterek, “Türkiye’nin en köklü turnuvalarından Ziraat Türkiye Kupası, en alt liglerdeki takımların, en üst seviyedeki takımlarla mücadele ederken futbolun birleştirici gücünü ortaya seriyor. Futbolun marka değerini artırmada kupa büyük bir rol üstleniyor. Kupada beşinci tura kalan ve bu turda turnuvaya katılacak tüm takımlara başarılar diliyorum. Turnuvanın centilmence maçlara sahne olmasını temenni ediyorum.” açıklamasını yaptı. Tur atlayan 29 takımın yanı sıra Trendyol Süper Lig’den 5, Trendyol 1. Lig’den ise 4 ekip bu turda mücadele edecek. Beşinci tur müsabakaları 17-18-19 Aralık tarihlerinde tek maç eleme sistemine göre oynanacak. Ziraat Türkiye Kupası 5. eleme turu eşleşmeleri şöyle: Erzurumspor FK-Sakaryaspor Gaziantep FK-52 Orduspor FK İskenderunspor-Atakaş Hatayspor Muşspor-Onvo Antalyaspor Bucaspor 1928-Göztepe Çorluspor 1947-Kocaelispor Çaykur Rizespor-Artı Değer Vanspor FK Kırklarelispor-Adana Demirspor GMG Kastamonuspor-Sipay Bodrum FK Menemen FK-MKE Ankaragücü Esenler Erokspor-Uğur Okulları İstanbulspor Boluspor-1461 Trabzon FK Corendon Alanyaspor-Amed Sportif Faaliyetler ikas Eyüpspor-Etimesgut Belediyespor Central Hospital Ümraniyespor-Solwie Energy Fatih Karagümrük Gençlerbirliği-Kasımpaşa Anagold 24Erzincanspor-Ahlatcı Çorum FK TÜMOSAN Konyaspor-Karacabey Belediyespor Ankara Keçiörengücü-Net Global Sivasspor

İbrahim Hatipoğlu’ndan Acun Ilıcalı açıklaması: “Yasal haklarımı kullanacağım”

İbrahim Hatipoğlu'ndan Acun Ilıcalı açıklaması:

Galatasaray Başkan Vekili İbrahim Hatipoğlu, Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı’nın bir televizyon programında kendisiyle olan yazışmaları gösterdiği için yasal haklarını kullanacağını açıkladı.

Galatasaray Sportif A.Ş. Başkan Vekili İbrahim Hatipoğlu gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı’nın canlı yayında yazışmalarını göstermesi hakkında yasal haklarını kullanacağını söyledi.

Hatipoğlu’nun açıklamaları şu şekilde: 

“YASAL HAKLARIMI KULLANACAĞIM” “Ben bu bu diyaloğu kapattığımı 7 Kasım’da iletmiştim. Kişisel verilerin ihlali söz konusu. Bir yayın sırasında iki kişi arasındaki mesajın başka birine gösterilmesi yasal olarak uygun bir davranış değil. Bu konuda yasal haklarımı kullanacağımı belirtmek istiyorum. “O GAZETECİDEN AÇIKLAMASINI RİCA EDİYORUM” Totteham maçından sonra ben bu konuyla ilgili açıklamamı yapmıştım. Milli arada yapmak üzere görüştüğümüzü, hakem isimleri üzerinden aramızda konuşma geçtiğini ve bazı hakemler üzerinde anlaştığımızı söylemiştim. Ama gerisini henüz tamamlayamamıştık. Ben o gün, o yazışmaları gösterdiği gazeteciden bunların dışında bir şey görüp görmediğini kamuoyuna açıklamasını rica ediyorum. Bütün aramızdaki diyalog bunlardan ibaretti.

“ACUN ILICALI’YI ARADIM, CEVAPSIZ BİR ÇAĞRI OLDU” Eksik kalan bir şey var; Onu söyleyeyerek bu konuyu bir daha konuşmamak üzere kapatmak istiyorum. Çünkü yanlış kişiyle diyaloğa girdiğimi ben o gün de söylemiştim ve bunun için de camiadan özür dilemiştim. Tekrar aynı polemiklere girmek istemiyorum. O mesajların sonunda benim bir cevapsız aramamı da görmüş olmaları lazım. Kendisi o sosyal medya paylaşımını yaptıktan hemen sonra ben kendisini telefonla aradım. Amacın ne olduğunu, neden böyle bir paylaşımda bulunduğunu öğrenmek istedim. Ancak cevapsız bir çağrı oldu bu. Yaklalık 1.5 saat de cevap vermesi adına bekledim. Ancak geri dönüş olmayınca ben de kendi tercih ettiği platformda bunun samimi bir davranış olmadığını arkasında başka sinsi bir plan olduğunu belirterek bu diyaloğa son verdim. Bugünden sonra bir daha bununla ilgili herhangi bir şey konuşmak istemiyorum”

Zamana oynayan kalecilere kötü haber: Rakip takım köşe vuruşu kazanacak!

Zamana oynayan kalecilere kötü haber: Rakip takım köşe vuruşu kazanacak!

Futbol kanun koyucuları, kalecilerin topu sekiz saniyeden fazla tutmasını yasaklayan bir sistemi test ediyor. Premier Lig 2’de denenen kurala göre, ihlal durumunda rakip takım korner vuruşu kazanacak. Öte yandan ilk sonuçların olumlu olduğu ve kuralın yaygınlaşmasının beklendiği kaydedildi.

Kalecilerin zamana oynamasına engel olacak yeni bir sistem futbol kanun koyucuları tarafından değerlendiriliyor.
Premier Lig 2’de test edilen değişiklik önerisine göre, kalecilerin topu sekiz saniyeden fazla tutmasına izin verilmeyecek ve tuttukları takdirde rakip takım köşe vuruşu kazanacak.
Şu anda bir kalecinin topu elleriyle altı saniyeden fazla kontrol etmesi endirekt serbest vuruş verilerek cezalandırılmaktadır.
Ancak Uluslararası Futbol Birliği Kurulu’na göre bu kural, endirekt serbest vuruşu yönetmenin zorluğu ya da çok büyük bir avantaj gibi görünmesi nedeniyle ‘hakemler tarafından nadiren uygulanıyor.
Malta’da kalecilerin topu 796 kez tuttuğu ve hiçbirinde sekiz saniyeyi geçmediği mevcut denemelerin başarılı olmasının ardından kural değişikliği genişletilecek.
Şimdi İtalya’nın 20 yaş altı liginde de benzer bir uygulama yapılacak ancak korner yerine taç atışı verilecek.
Buradaki denemenin de başarılı olması halinde, oyunun daha üst seviyelerinde değişiklikler yapılabilir.
Şu anda deneme sadece en üst iki yerel seviyedeki takımları ya da üst düzey ‘A’ uluslararası takımları içermeyen müsabakalarda uygulanıyor.
Times’ın haberine göre, İrlanda Futbol Federasyonu İcra Kurulu Başkanı ve IFAB yönetim kurulu üyesi Patrick Nelson, “Şu ana kadar elde edilen veriler çok ama çok ilginç; şu ana kadar yapılan iki denemede kalecinin topu çok uzun süre tutması halinde hakem korner kararı verdi ve korner verilen örneklerde kalecilerin zamana oynaması neredeyse yok denecek kadar az, bu da bize caydırıcılığın tam da bu noktada olmasını istediğimiz şey olduğunu ve kalecilerin topu bırakmasını ve oyuna geri getirmesini hızlandırdığını gösteriyor.” diye konuştu.

Escobar’ın yakın arkadaşı 25 yıl sonra serbest bırakıldı: 2 milyar dolarlık servetine kavuşacak!

Escobar'ın yakın arkadaşı 25 yıl sonra serbest bırakıldı: 2 milyar dolarlık servetine kavuşacak!

Pablo Escobar’ın Medellín kartelindeki en önemli isimlerinden Fabio Ochoa, 25 yıl cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Kolombiya’ya dönmesi beklenen Ochoa’nın 2 milyar dolarlık servetine kavuşacağı açıklandı. Kolombiya’nın dünyanın en büyük kokain üreticisi konumunda olduğu bilinirken Ochoa’nın ülkesine dönüşünün kaçakçılık zincirine nasıl etki edeceği merak konusu.

Kolombiya’da ünlü uyuşturucu baronu Pablo Escobar tarafından kurulan Medellin kokain kartelinin önemli isimlerinden biri olan Fabio Ochoa Vásquez, ABD’de 25 yıl süren cezasını tamamladıktan sonra serbest bırakıldı. ABD Cezaevleri Bürosu kayıtlarına göre, 67 yaşındaki Ochoa’nın serbest bırakılmasının ardından Kolombiya’ya geri gönderilmesi bekleniyor.
Pablo Escobar ile yakın çalıştığı bilinen Ochoa, 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başında kardeşleriyle birlikte kokain ticaretinden büyük bir servet elde etti. 1987 yılında Forbes’in milyarderler listesine giren Ochoa, Medellín kartelinin ABD’deki dağıtım operasyonlarını yönetti.
Ochoa’nın adı, uyuşturucu dünyasında “Julio” ve “Pepe” lakaplarıyla anılıyordu. 1986 yılında, Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi muhbiri Barry Seal’ın öldürülmesindeki rolü nedeniyle suçlanmıştı. Seal’ın hikayesi, 2017 yapımı “American Made” filmiyle popülerleşmişti.
1999 yılında Medellín ve Bogotá’da “Dün bir hata yaptım, bugün masumum” sloganıyla bilboardlar hazırlatan Ochoa, bu süreçte Kolombiya ve ABD’deki birçok davanın odağı oldu. Ancak ABD’deki  aldığı 30 yıllık cezanın ardından, 25 yılını cezaevinde geçirdi.
Fabio Ochoa Vásquez’e Netflix’in popüler yapımı Narcos’ta da yer verilmişti.
Kolombiya’nın halen dünyanın en büyük kokain üreticisi konumunda olduğu bilinirken, Fabio Ochoa’nın ülkesine dönüşünün bu kaçakçılık zincirine nasıl etki edeceği merak konusu.
Emekli ABD savcısı Richard Gregorie, “Ochoa ailesinin tüm yasadışı gelirlerine el konulamadı. Ochoa, fakir biri olarak emekli olmayacak,” ifadelerini kullandı.
Pablo Escobar’ın arkadaşı Ochoa’nın Kolombiya’da 2 milyar dolarlık serveti olduğu ve emekliliğini lüks içinde geçireceği ifade edildi.
Kolombiya hükümeti, son dönemde kokain ticaretine karşı yeni önlemler alarak geçtiğimiz hafta 225 tondan fazla kokain ele geçirdiğini duyurdu. Ochoa’nın serbest kalışı, bölgedeki suç dinamiklerini yeniden gündeme taşıdı.

İran’da 5,6’lık depremin bilançosu: 29 yaralı, 296 hasarlı ev

İran’da 5,6’lık depremin bilançosu: 29 yaralı, 296 hasarlı ev

İran’ın Huzistan eyaletinde dün meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki depremde 29 kişi yaralandı, 296 evde hasar meydana geldi.

İran’ın Huzistan eyaletine bağlı Heftgel kentinde dün yerel saatle 07.32’de meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki depremin bilançosu belli oldu.

Huzistan Valisi Muhammed Rıza Mevalizad yaptığı açıklamada, depremde toplam 29 kişinin yaralandığını, 28’inin ayakta tedavi edildiğini, 1 kişinin ise hastanede tedavisinin sürdüğünü belirtti.

Depremin ardından kriz merkezi oluşturulduğunu belirten Mevalizade, “Tüm değerlendirme, yardım ve operasyon ekipleri hızla bölgeye sevk edildi. Şu ana kadar yapılan incelemelerde 296 evin depremden hasar gördüğü tespit edildi” ifadeleri kullanıldı.

İran’ın Huzistan eyaletine bağlı Heftgel kentinde dün yerel saatle 07.32’de meydana gelen deprem 10 kilometre derinlikte kaydedilmişti.

Suriye’de bugün: Silahlı gruplar Humus’a girdi | “İran ve Irak ortak proje üzerinde çalışıyor” iddiası

Suriye'de bugün: Silahlı gruplar Humus'a girdi |

Suriye’nin ikinci büyük kenti Hama’da kontrolü ele geçiren HTŞ öncülüğündeki silahlı gruplar, Humus’un iç kesimlerine ulaştı. Muhaliflerin Humus’u alması, Esad rejiminin kıyıyla bağlantısının kesilmesi anlamına geliyor. Rus jetleri, Humus’ta stratejik önemdeki Resten köprüsünü bombalarken İsrail de Hizbullah’ın silah transfer merkezleri olduğu iddiasıyla sınıra saldırı düzenledi. Saldırı nedeniyle Arida sınır kapısı hizmet dışı kaldı. Güvenlik kaynakları, Lübnan’dan Humus’a az sayıda “denetleyici güç” gönderildiğini açıkladı. İranlı bir yetkili ise Suriye ve Rusya’nın hava saldırılarını yoğunlaştırması yönünde karar alındığını açıkladı. Yetkili ayrıca, İran ve Irak’ın direniş grupları ve hatta düzenli ordular aracılığıyla ortak savunma projeleri üzerinde çalıştığını belirtti.

Suriye’de muhalif silahlı grupların ilerleyişi sürüyor.
Hama kentinde dün kontrolü ele geçiren Heyet Tahrir Eş-Şam (HTŞ) öncülüğündeki muhalifler Humus’a girerek kent merkezinin iç kesimlerine ulaştı.
Rasten ve Telbise ilçe merkezlerini ele geçiren gruplar, kent merkezinin batısındaki Vaer Mahallesi’ne girdikten sonra, merkezin iç kesimlerine kadar ilerlemiş oldu.
Taraflar arasında çatışmalar devam ederken, rejim karşıtı gruplar kentin iç kesimlerine farklı noktalardan da girmeye çalışıyor.
Gözlemevi, muhalifler Humus’u alırsa Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Alevi azınlığının kalesi olan “Suriye sahiline giden ana yolu kesme” imkanı vereceğine dikkat çekti. 
Reuters’a konuşan Suriyeli bir askeri yetkili ve Tahran’a yakın iki bölgesel yetkili, Hizbullah’ın Lübnan’dan Humus’a az sayıda “denetleyici güç” gönderdiğini açıkladı.
İranlı bir yetkili ise Suriye ve Rusya’nın hava saldırılarını yoğunlaştırması yönünde kararı alındığını duyurdu.
Reuters’a konuşan İrablı yetkili, “Tahran Suriye’deki askeri danışmanlarının sayısını artırmak ve güç konuşlandırmak için gerekli tüm adımları attı” dedi.
Tahran’ın Suriye’ye istihbarat ve uydu desteği sağladığını belirterek, şunları söyledi: “Tahran’ın Suriyeye askeri ekipman, füze ve insansız hava aracı göndermesi gerekebilir. İran ve Irak, direniş grupları ve hatta düzenli ordular aracılığıyla ortak savunma projeleri üzerinde çalışıyor.”
Bölgeden son gelen bilgilere göre Humus’ta bulunan ve kenti Hama ve kuzeydeki bölgelerle bağlayan Resten otoban köprüsü bombalandı. 
Aktarılana göre kritik köprü, Rus uçakları tarafından hedef alındı.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, köprüye yönelik saldırının rejim karşıtı güçlerin ilerleyişini yavaşlatmak amacıyla düzenlendiğini duyurdu. 
Resten köprüsü, iki kenti kara yoluyla bağlayan en önemli geçiş noktalarından biri olarak biliniyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, silahlı grupların, ülkenin üçüncü büyük kenti Humus’a doğru ilerlediklerini, daha kuzeydeki Hama’nın kontrolünü ele geçirdikten sonra hükümetin elindeki bölgeye girdiğini belirtti.
HTŞ liderliğindeki grupların, stratejik merkez kent Hama’dan Humus’a giden ana yol üzerindeki Resten ve Telbise kentlerine girdiğini ve bu bölgelerde rejim güçlerinin “tamamen yok olduğunu” bildirdi.
İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee, bugün X’te yaptığı bir paylaşımda, İsrail ordusunun gece boyunca Suriye’de Suriye ve Lübnan sınırı yakınlarındaki silah transfer merkezlerine ve altyapıya saldırdığını açıkladı.
Suriye devlet haber ajansı (SANA), Suriye ile Lübnan arasındaki Arida sınır kapısının İsrail saldırısı nedeniyle hizmet dışı kaldığını bildirdi.
Silahlı gruplar, Hama’nın güneydoğusunda bulunan, rejim kontrolündeki Selemiyye ilçe merkezini de rejim güçlerinden aldı.
Ağırlıklı olarak Hristiyanların yaşadığı Selemiyye ilçesi, Eyyo köyü ve Hama’nın güneybatısındaki Misyaf ilçesi ile ona bağlı 40 köy, tarafsız kalma kararı aldı.
Buna göre, bu bölgelerde çatışma olmayacak.
Savaş gözlemcileri ve bölge sakinleri, binlerce insanın dün geceden bu yana Suriye’nin orta kesimindeki Humus şehrinden kaçtığını söyledi.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, sivillerin, rejimin kalesi olan batı kıyı bölgelerine doğru gittiğini bildirdi.