Boeing skandalı büyüyor: 8 günlüğüne gittiler, 8 aydır uzaydalar

Boeing skandalı büyüyor: 8 günlüğüne gittiler, 8 aydır uzaydalar

NASA, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda aylardır mahsur kalan iki astronotunun dönüşünün daha da ertelenerek en erken mart sonunda gerçekleşeceğini duyurdu. Butch Wilmore ve Sunita Williams, Boeing’in uzay istasyonuna gerçekleştirdiği ilk uçuşun mürettebatı olarak 5 Haziran 2024’te 8 günlük bir görev için havalanmıştı. Görev süresi şu anda ise mecburi olarak 8 ayı aşmış durumda.

Uluslararası Uzay İstasyonu’nda aylardır mahsur kalan iki NASA astronotunun dönüşü, NASA’nın salı günü yaptığı duyuruya göre en azından mart ayının sonuna ertelendi.
Boeing’e ait Starliner uzay aracında fırlatma öncesi, sırasında ve sonrasında sorunlar yaşandığı için NASA, astronotları başlangıçta planladığı süre zarfında Dünya’ya geri getiremedi.
SpaceX’in bir kurtarma görevinde sorunlar yaşanması üzerine, eylül ayında Falcon 9 roketlerinin yere indirilmesi gerekmişti.
Başlangıçta yeni mürettebatı uçurmak için farklı bir SpaceX kapsülü düşünülmüştü ancak NASA, en iyi seçeneğin yeni aracı beklemek olduğuna karar vermişti.
Wilmore ve Williams’ın geri dönüş yolculuğunu gerçekleştirebilmesi için uzay istasyonuna yeni bir mürettebatın gitmesi gerekiyor.
NASA, salı günü astronotların ancak “tesiste devam eden bilimsel çalışma ve bakım işlemlerinde daha iyi bir geçiş” için öğrenilen bilgilerin yeni gelen mürettebatla paylaşılmasını sağlayacak “devir teslim döneminden” sonra ayrılabileceğini söyledi.
Mahsur kalan astronotların daha önce şubat sonuna kadar dönmesi bekleniyordu.
Son değişiklik, yerlerine geçecek astronotların “en erken Mart 2025 sonunda” uzay istasyonuna gitmesi anlamına geliyor.

5 ülkeden arsa almaya başladılar bile: Dünyanın sonunda gizli sığınak olacaklar

5 ülkeden arsa almaya başladılar bile: Dünyanın sonunda gizli sığınak olacaklar

Dünya nüfusunun hızla artması, salgın hastalıklar, iklim değişikliği ve küresel ısınma gibi tehditler, insan uygarlığını ciddi risklerle karşı karşıya bırakıyor. Bilim insanları yıllardır bu tehditlere karşı hazırlık yapıyor ve olası bir çöküş senaryosunda en güvenli ülkeleri belirlemeye çalışıyor. Son araştırmalar, küresel bir felaket durumunda bile ayakta kalabilecek beş ülkeyi öne çıkarıyor.

Araştırmalara göre, Yeni Zelanda, İzlanda, İngiltere, İrlanda ve Avustralya’nın Tazmanya eyaleti, olası bir küresel çöküşte en güvenli sığınaklar olarak öne çıkıyor. Bu ülkeler, düşük nüfus yoğunlukları, güçlü tarım altyapıları ve sürdürülebilir enerji kaynakları sayesinde avantaj sağlıyor. Özellikle Yeni Zelanda, jeotermal ve hidroelektrik enerji kaynakları, geniş tarım alanları ve izolasyonu sayesinde listenin başında yer alıyor.
Araştırmacılar, milyarderlerin kıyamete hazırlık amacıyla Yeni Zelanda’da arazi satın aldığını belirtiyor. Sustainability dergisinde yayınlanan çalışmada, bu bölgenin sınırlarının kolayca korunabilir olması ve ılıman iklimi nedeniyle tercih edildiği ifade ediliyor.
İngiltere’nin de listede yer alması ise şaşırtıcı bir sonuç olarak değerlendiriliyor. Nüfus yoğunluğu ve dış kaynaklı üretim bağımlılığına rağmen, İngiltere’nin şoklara dayanıklılık potansiyeli bulunduğu belirtiliyor.
Araştırmacılar, bu güvenli bölgeleri “cankurtaran sandalları” olarak tanımlıyor. Büyük bir felaket durumunda, bu ülkelerin nüfuslarını koruyarak medeniyetin devamını sağlayabileceği öngörülüyor.
Ancak uzmanlar, ülkelerin dayanıklılıklarını artırmaları gerektiğini vurguluyor. Gıda güvenliği, enerji şebekelerinin sürdürülebilirliği ve yedek kapasite oluşturulması, küresel çöküş senaryolarına karşı alınabilecek başlıca önlemler arasında yer alıyor.
Araştırmacılar, küresel ekonominin çevreye verdiği zararlar, şiddetli finansal krizler, pandemiler ve iklim değişikliğinin bir kombinasyonunun küresel bir çöküşü tetikleyebileceğini ifade ediyor.
Prof. Dr. Aled Jones, “Son yıllarda büyük gıda kayıpları, finansal krizler ve pandemiler peş peşe geldi. Şanslıydık ki aynı anda olmadılar.
Ancak, tüm bu felaketlerin aynı anda yaşanmaması için gerçek bir neden yok” diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekiyor.
Dünyanın geleceği, çevresel yıkım, kaynakların tükenmesi ve hızla artan nüfus gibi tehditlerle büyük bir risk altında. Araştırmacılar, bu gerçeklerin küresel dayanıklılığın artırılmasının önemini bir kez daha ortaya koyduğunu söylüyor.

Şam’daki ilaç deposundan ceset kalıntıları çıktı, aralarında çocuklar da var

Şam'daki ilaç deposundan ceset kalıntıları çıktı, aralarında çocuklar da var

Suriye’nin başkenti Şam’da, Seyyide Zeynep bölgesindeki bir ilaç deposunda, 20’den fazla kişiye ait cansız beden kalıntıları bulundu. Kurbanların arasında çocuklar da var. Nasıl öldürüldüklerine veya nerede tutuklandıklarına ilişkin ise henüz net bir bilgi bulunmuyor.

Beşar Esad rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’de toplu mezarlar ve cesetler bulunmaya devam ediyor.
Suriye’nin başkenti Şam’da, Seyyide Zeynep bölgesindeki bir ilaç deposunda, çok sayıda ceset kalıntısı ortaya çıkarıldı.
Depoda, aralarında çocukların da olduğu, 20’den fazla kişiye ait olduğu düşünülen kalıntılar bulundu.
Sivil Savunma Yönetim Kurulu Üyesi Ammar Selmo,  ilaç deposunda inceleme başlattıklarını söyledi.
Selmo, “Burası bir ilaç deposu olarak görülüyor ancak içinde soğuk hava deposu bulduk. Deponun çürümüş cesetlerin ve iskeletlerin saklandığı bir alana dönüştüğünü gördük” dedi.
Ekiplerin cansız bedenleri belgelemeye çalıştığını söyleyen Selmo, “İskeletleri toplayıp kurbanların sayısını belirlemeye çalışıyoruz” diye ekledi.
Cesetlere daha sonra DNA testi yapılacağını belirten Selmo, şunları anlattı:
“Burası Seyyide Zeynep bölgesi. Rejim çökmeden önce bu bölge İranlı milislerin karargahıydı. Bir milis gücü hayalin edin bir yeri işgal ediyor ve cesetleri depoda tutuyor. Bu cesetlere neler yaptıklarını bilmiyoruz. Nerede tutuklandılar, nasıl öldürüldüler bilmiyoruz.”

Eski mahkum Esad’a seslendi: “Ben ölmedim, buradayım ve yaşıyorum”

Eski mahkum Esad’a seslendi: “Ben ölmedim, buradayım ve yaşıyorum”

Suriye’de Esad rejiminin işkence merkezinde yıllarca tutuklu kalan Amar Musa, Sednaya Hapishanesi’ndeki dehşet dolu günlerini anlattı. Musa, “Burada sadece sürünmemize izin veriyorlardı, kafasını kaldıran ölürdü” dedi. Sednaya Hapishanesi’nde kaldığı hücrenin önünden Esad’a seslenen mahkum, “Ben ölmedim, buradayım ve yaşıyorum.’’ ifadelerini kullandı.

Esad rejiminin işkence merkezi olan Sednaya Hapishanesi’nde yaşananlar kan dondurmaya devam ediyor.
Sednaya Hapishanesi’nde yıllarca süren işkenceler sonucu binlerce insan hayatını kaybetti.
Hayatta kalanlar ise, acı ve travmalarla dolu bir yaşam sürerek yaşayan ölüler haline geldi.
O mahkumlardan biri de olan Amar Musa. Eski mahkum Musa, Sednaya’ya gelerek hapishanedeki işkenceleri kendi hücresinde anlattı.
Sednaya’da mahkumların ayakta yürümesinin yasak olduğunu belirten Musa, “Çömelerek yürüyorduk, hatta sürünerek yürümek zorunda kalıyorduk, kafasını kaldıran ölürdü.” dedi.
Sednaya Hapishanesi’nde kaldığı hücrenin önünde yaşadıklarını anlatan Musa, gardiyanların kendilerini iplerle bağladığını söyleyerek, “Bizi iplerle belimizden bağlıyorlardı, koğuşta da böyleydi çoğu zaman. Gardiyanlar ‘eğer bu ipleri çözerseniz ölürsünüz’ derdi” diye konuştu.
Sednaya Hapishanesi’ne girmeden önce kilolu olduğunu ve gördüğü işkenceler sonucu zayıfladığını kaydeden Musa, önceki halinin fotoğraflarını cep telefonundan göstererek ”İnanabiliyor musunuz bu benim Sednaya’ya girmeden önceki halim. Boynumdaki kolye bana dar geliyordu şimdi ise boynumdan düşüyor.” dedi.
Koğuşlarda çok fazla kişinin kaldığını söyleyen Musa, “İnsanî şartlar dışında üst üste yatmak zorunda kalırdık. Hepimiz üst üste yatardık. Yaşı büyük olan mahkumlar koğuşun arka tarafında, genç olanlar ise ön tarafında yatardı.” diye konuştu.
Kaldığı koğuşun kapısında zafer işareti yapan Amar Musa, devrik lider Esad’a seslenerek “Esad, ben ölmedim, yaşıyorum ve buradayım. Burası benim ilk kaldığım koğuş, burada 7 ay geçirdim sonrasında ise beni başka hücreye aldılar.” dedi.

2025’in en Instagramlık şehirleri belirlendi: Listede Türkiye’den bir il var

2025'in en Instagramlık şehirleri belirlendi: Listede Türkiye'den bir il var

Bir seyahat şirketi, 2024 yılında sosyal medyada en popüler Avrupa şehirlerini belirledi ve 2025’te dikkatleri üzerine çekmesi beklenen destinasyonları açıkladı.

Titan Travel’ın “Sosyal Seyahat Endeksi” raporuna göre, TikTok ve Instagram paylaşımları ile Google arama trendleri analiz edilerek, 2024’te en çok ilgi görecek şehirlerin Avrupa’da yer aldığı tespit edildi.

Fotografik şehirlerde ziyaret etmek, onları oldukça etkileyici kılan bir şey var. Güzel bir destinasyon, kendi seyahat hikayenizin ana karakteri gibi hissetmenizi kolaylaştırır ve her gün hayranlıkla bakılacak bir şeyler olması, yolculuğu çok daha ilginç kılar.
Ayrıca, yeni bir rapora göre, sosyal medya akışınızı “Instagram’a uygun” seyahat fotoğraflarıyla yenilemenin harika bir yolu. T
itan Travel turları bünyesindeki seyahat uzmanları tarafından hazırlanan rapor, Instagram verilerinin yanı sıra TikTok ve Google arama verilerini de analiz ederek sonbahar için en “Instagram’a uygun” şehirleri belirledi.
Londra, Instagram’da 160 milyondan fazla gönderiyle en Instagram’a uygun şehir olarak zirvede yer aldı. Şehir, özellikle sonbahar mevsiminde oldukça fotojenik olan birkaç önemli cazibe merkezine ev sahipliği yapıyor. Bunlar arasında London Eye, Big Ben ve Londra Kulesi bulunuyor.N
Paris’in en Instagram’a uygun şehirler listesinde üst sıralarda yer alması şaşırtıcı değil — sonuçta Eyfel Kulesi’ne ev sahipliği yapıyor. Rapora göre, Paris son üç yılda Google aramalarında %90,79’luk bir artış yaşadı ve yalnızca Instagram’da 143 milyondan fazla gönderiye sahip.
New York, sonbahar seyahati için en Instagram’a uygun şehirler listesinde dördüncü sırada yer aldı ve bu mevsimde Central Park’a bir göz attığınızda nedenini anlamak kolay. Rapora göre, Central Park sosyal medyada en popüler simge yapı olarak öne çıkıyor ve TikTok ve Instagram’da 8,5 milyondan fazla gönderiye sahip.
İspanya’nın Palma de Mallorca şehri, 2024 yılında üç milyondan fazla Instagram gönderisinde etiketlenerek, listede ilk üçe girmeyi başardı. Balear Adaları’nın bu ünlü sahil beldesi, güzel plajları ve mimari dokusuyla Instagram kullanıcılarının favorisi.
İstanbul’un silüetinde dünyadaki hiçbir şehirle karşılaştırılamayacak bir şey var; şehir, Asya ve Avrupa’yı birbirinden ayıran Boğaz ile iki kıtaya yayılıyor ve bu da su kenarındaki silüetin her açıdan parıldamasını sağlıyor. İstanbul, etkileyici Osmanlı dönemi mimarisi ve en iyi şekilde kıtalararası feribottan görülebilen ünlü Galata Kulesi ile tanınıyor.
Dubai, listedeki diğer bazı şehirler gibi sonbaharda yaprakların renk cümbüşünü sunmasa da, güneşli bir sonbaharı tercih edenler için tüm beklentileri fazlasıyla karşılıyor. Sadece Instagram’da, Burj Khalifa ve Burj Al Arab gibi popüler Dubai noktalarını öne çıkaran 123 milyondan fazla gönderi bulunuyor.
Liste, Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya’daki birkaç başka destinasyonla tamamlandı. Fransa’nın Nice kenti, Miami ve Los Angeles, İspanya’nın Barselona kenti ve Japonya’nın Tokyo şehri de sonbahar tatili için dünyanın en Instagram’a uygun şehirlerinden bazıları olarak listeye girdi.

İsrail Suriye’de Malta kadar toprak işgal etti

İsrail Suriye'de Malta kadar toprak işgal etti

Esad rejiminin çökmesinin ardından işgalini genişleten İsrail ordusu, Suriye’de bir ülke kadar toprak işgal etti. İşgalini 380 kilometrekareye çıkartan İsrail, Malta’dan daha büyük bir toprak parçası elde etti. Malta 316, Maldivler ise 300 kilometrekare toprağa sahip. 22 bin kilometrekare toprağı olan İsrail, İsrail’den ele geçirdiği alanla, ülkesini yüzde 1,6 daha genişletmiş oldu. Suriye ordusunun dağılmasını fırsat bilen İsrail, Şam’a 20 kilometre yaklaşırken, “terörist unsurları engelleme” gerekçesiyle başlattığı işgal hareketini, kalıcı ve daha genişleyici nitelikte yürütüyor.  İsrail ordusu, kendi ülke sınırından 10 kilometre ileriye kadar girmiş durumda. İsrail, 51 yıldır ilk kez topraklarını genişletme fırsatı yakaladı.

Suriye’deki rejim değişiminin ardından yaşanan boşluğu fırsat bilen İsrail, önce Golan tepelerindeki işgalini genişletti. Ardından, “terörist unsarların eline geçmemesi” iddiasıyla Suriye’deki 400’e yakın askeri hedefi vurdu. 

İsrail’in Suriye’nin askeri kapasitesinin yüzde 80’ini imha ettiği tahmin ediliyor. Askeri alanlar, deniz üsleri, elektronik savaş sistemleri, füze bataryaları gibi hedefleri imha eden İsrail, ikinci dalgada kara işgalini genişletti. 

İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) Muharebe Mühendislik Kolordusu’na bağlı 603. Tabur, İsrail güçlerinin Suriye’de girdiği en derin nokta olan Tel Hadar’a ulaştı. Tel Hadar, İsrail sınırına 10 kilometre, Şam’a ise 20 kilometreden biraz fazla mesafede bulunuyor. The Jerusalem Post’a konuşan taburun bölük komutanı Yüzbaşı Uri Almog, “Geçen çarşamba günü hafta sonu tatili için El-Hiam’dan ayrıldık. Cumartesi günü telefonlar aldım ve cumartesi gecesi tüm bölük Golan Tepeleri’nde toplanmıştı. Pazar günü ise Suriye topraklarındaydık” diyerek, işgallerini gururla anlattı.

İsrail, 10 AralıkAlmong, “Bu IDF’nin Suriye’ye girdiği en uzak nokta. En son 12 Ekim 1973’te Golani güçleri bu dağı ele geçirmişti” diye ekledi.

Suriye’de bir ülke kadar toprak işgal etti. İşgalini yaklaşık 380 kilometrekareye çıkartan İsrail, Malta’dan daha büyük bir toprak parçası elde etti. Malta 316, Maldivler ise 300 kilometrekare toprağa sahip. 22 bin kilometrekare toprağı olan İsrail, İsrail’den ele geçirdiği alanla, ülkesini yüzde 1,6 daha genişletmiş oldu.

İsrail, Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ni 1967’den bu yana işgal altında tutuyor. İsrail ile Suriye arasında 1974’te imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması ile tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölgenin sınırları belirlenmişti.

İsrail ordusu. son işgaliyle, Şam ile Beyrut arasındaki karayoluna da 15 kilometre yaklaştı. İşgal sırasında Suriye’nin önemli su kaynaklarından Yarmuk Nehri de İsrail denetimine açık hale geldi. 

Kalp cerrahı uyardı: Neredeyse her evde var, kan basıncını yükseltip ölüme götürüyor

Kalp cerrahı uyardı: Neredeyse her evde var, kan basıncını yükseltip ölüme götürüyor

ABD’nin tanınmış kalp cerrahlarından olan Dr. Jeremy London, popüler kişisel bakım ürünleri arasında bulunan ağız bakım sularının kan basıncını artırarak ölüme götürdüğünü söyledi. London; kalp hastalıkları, felç ve kanser risklerini azaltmak için edinilmesi gereken 4 önemli alışkanlığı da sıraladı.

Kalp ve damar cerrahisi uzmanı olan Dr. London, alkol bazlı ağız gargaralarının kan basıncını artırabileceği konusunda uyardı. Uzman isim, bu tür gargaraların, ağızdaki sağlıklı bakterileri öldürerek vücudun damarları gevşetmek için meydana getirdiği nitrik oksit üretimini bozduğunu belirtti. London, bu bakterilerin öldürülmesinin, bağırsak mikrobiyomunu olumsuz etkileyebildiğini ve hipertansiyona neden olabileceğini de belirtti.
2022’de yapılan bir araştırma, antiseptik gargaraların ağız mikrobiyomunu bozarak kan basıncını artırdığını ortaya koymuştu.
Dr. London, son dönemlerde kullanımı tüm dünyada yaygın hale gelen elektronik sigaraların da, kalp sağlığı üzerinde son derece zararlı etkileri olduğunu vurguladı. Normal sigaralarda bulunan nikotinin de kan damarlarının iç yüzeyine zarar vererek kan akışını bozduğunu ve pıhtılaşmaya yol açtığını belirten ABD’li doktor, bu pıhtıların kalp krizi veya felce neden olabileceğinin altını çizdi.
Sigara içmenin, kalp hastalıkları ve akciğer kanseriyle ilişkili olduğu uzun zamandır biliniyor ancak elektronik sigaraların, benzer zararları olduğunu kanıtlayan araştırmalar, daha yakın tarihlerde yapıldı.
Uzmanlar, elektronik sigara kullanıcılarının kalp atış hızlarının ve kan basınçlarının hızla arttığını ve bu durumun kalbi zorladığını vurguladı.
Aşırı işlenmiş gıdaların da kalp hastalıkları, obezite, diyabet ve kanserle bağlantılı olduğunu belirten Dr. London, bu tür gıdaların doymuş yağ, şeker ve rafine karbonhidratlar içermesi nedeniyle kolesterolü artırıp atardamarları daralttığını açıkladı.
Alkolün de sağlık üzerinde olumsuz etkileri olduğunu hatırlatan Dr. London, ”Alkol, vücutta asetaldehit adı verilen ve DNA’ya zarar veren bir bileşiğe dönüşür. CDC’ye göre asetaldehit, hücrelerde kanserli tümörlerin oluşmasına yol açabilir” ifadelerini kullandı.
Düzenli fiziksel aktivite yapmamak da kalp sağlığını olumsuz etkiler. Hareketsiz yaşam tarzı, obezite, yüksek kan basıncı ve yüksek kolesterol gibi faktörleri tetikler. Bu durum, kalp krizi ve felç riskini artırır.
Uzun süreli stres, vücudun stres hormonlarını arttırarak kalp damarlarını daraltır ve kan basıncını yükseltir. Stres, zararlı alışkanlıklara olan bağlılığı da artırır.
Bu yaşam alışkanlıklarından kaçınmak, kalp sağlığını korumanın ve felç riskini azaltmanın temel yollarıdır.

Çin’de dünyanın en büyük yapay ada havalimanı: 80 milyon yolcu ağırlayacak!

Çin'de dünyanın en büyük yapay ada havalimanı: 80 milyon yolcu ağırlayacak!

Çin hükümeti, 80 milyon yolcuya ev sahipliği yapacak dünyanın en büyük yapay ada havalimanını inşa etmek için 4 milyar euroluk mega proje duyurdu. Yapımı devam eden havalimanının 2035 yılında tamamlanması planlanıyor. Havalimanının faaliyete geçmesiyle birlikte bir milyon ton kargoya ev sahipliği yapması ve uluslararası seyahatler için önemli bir bölgesel kapı olarak yerini sağlamlaştırması bekleniyor.

Çin, yılda 80 milyon yolcuyu ağırlamak üzere iddialı bir proje duyurdu.
Proje, ölçek olarak Hong Kong Uluslararası Havalimanı ve Japonya’nın Kansai Havalimanı’nı geride bırakacak.
Fotoğraflar: Yapay Zeka
Ufuk çizgisini yeniden şekillendirecek ve bölgesel bağlantıyı güçlendirecek proje, 20 kilometrekarelik bir alanı fütüristik bir hava merkezine dönüştürerek ülkenin altyapı gelişiminde yeni bir dönemi başlatacak.
Yapımı devam eden Dalian Jinzhouwan Uluslararası Havalimanı’nın 2035 yılında tamamlanması planlanıyor.
Havalimanının faaliyete geçmesiyle birlikte bir milyon ton kargoya ev sahipliği yapması ve uluslararası seyahatler için önemli bir bölgesel kapı olarak yerini sağlamlaştırması bekleniyor.
Çin’in kuzeydoğusunda yer alan Dalian, 6 milyonu aşan nüfusuyla uzun zamandır gelişen bir sahil kenti.
Havalimanında ise dört pist ve 900 bin metrekarelik bir terminal bulunacak.
Devasa yapay adanın inşası halihazırda devam ediyor.

Beşiktaş’ta Hüseyin Yücel ve Serdal Adalı, başkan adaylığı başvurusunu yaptı

Beşiktaş'ta Hüseyin Yücel ve Serdal Adalı, başkan adaylığı başvurusunu yaptı

Beşiktaş’ta 29 Aralık’ta gerçekleşecek Olağanüstü Genel Kurul öncesi Hüseyin Yücel ve Serdal Adalı, başkan adaylığı başvurusunu yaptı.

Beşiktaş Kulübü Divan Başkanlık Kurulu, Hüseyin Yücel ve Serdal Adalı’nın başkan adaylığı için başvuru yaptığını duyurdu. Siyah-beyazlı kulübün divan başkanlık kurulundan yapılan açıklamada, “22-29 Aralık 2024 tarihlerinde gerçekleştirilecek olağanüstü seçimli genel kurul toplantısı ile ilgili olarak, tüzüğümüz hükmü gereği genel kurulumuza katılma hakkına sahip en az 250 üyenin yazılı önerisi ile adaylık başvurusuna hak kazanan Sayın Hüseyin Yücel ve Sayın Serdal Adalı başkan adaylığı dilekçelerini vermiş ve geçici yönetim kurulu listelerini başkanlığımıza teslim etmişlerdir. Her iki adaya da başarılar dileriz.” denildi.

MHK’dan sıkı denetleme: VAR süreci yerinde takip edildi

MHK'dan sıkı denetleme: VAR süreci yerinde takip edildi

Trendyol Süper Lig ve Trendyol 1. Lig’in 16. hafta müsabakalarındaki VAR (Video Yardımcı Hakem) süreci, TFF Riva Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde yerinde takip edildi.

Merkez Hakem Kurulu (MHK), sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Trendyol Süper Lig ve 1. Lig’in 16. hafta müsabakalarındaki VAR sürecini Riva’da yakından takip ettiğini duyurdu.

MHK’dan yapılan açıklama şöyle:

“Trendyol Süper Lig ve Trendyol 1. Lig’in 16. hafta müsabakalarındaki VAR (Video Yardımcı Hakem) süreci, TFF Riva Hasan Doğan Millî Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde yerinde takip edildi.

Süreci, Hakem İşleri Koordinatörlüğü organizasyonu, MHK VAR sorumlusu Sebahattin Şahin koordinasyonu ile Hakem Gelişim Direktörü Dr. Vitor Melo Pereira ve VAR Danışmanı Joao Capela yönetti. Joao Capela, müsabakaları kontrol odasından eş zamanlı olarak izleyerek, maçların ardından görevli VAR ve AVAR hakemlerine teknik geri bildirimlerde bulundu.

Bu kapsamda, Trendyol Süper Lig ve Trendyol 1. Lig müsabakaları detaylı bir şekilde değerlendirildi. Hakem gelişimini desteklemek ve VAR sürecini iyileştirmek amacıyla yürütülen bu eğitim çalışmalarına MHK, Vitor Melo Pereira ve Joao Capela önümüzdeki haftalarda da devam edecek.”