Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macron ile görüştü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macron ile görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron telefonda görüştü. İki lider, görüşmelerinde bölgesel ve küresel konuları ele aldı. Telefon görüşmesinde ayrıca Suriye’deki son gelişmeler de konuşuldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile telefonda görüştü.

Görüşmede, Türkiye ile Fransa ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Telefon görüşmesinde Suriye’deki son gelişmeler de konuşuldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunmasının önemli olduğunu ve Fransa’nın Suriye’deki büyükelçiliğini yeniden açma kararından memnuniyet duyduğunu ifade etti.

SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞ ÇALIŞMALARI BAŞLADI

İki liderin görüşmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri dönüşleri için çalışmaların başladığını aktardı.

Erdoğan, Fransız mevkidaşına, Suriyelilerin orada kalmalarını sağlayacak sürdürülebilir şartların oluşturulması, imar ve ihya çalışmalarının yürütülmesi için uluslararası toplumun iş birliği yapması gerektiğini belirtti.

Arda Güler’e Alman devi kancası: Real Madrid kararını verdi

Arda Güler'e Alman devi kancası: Real Madrid kararını verdi

Real Madrid’de forma giyen ve devre arasında kiralanacağı yönünde iddialar artan Arda Güler’e Borussia Dortmund’un talip olduğu öne sürüldü. Alman devinin sezon sonuna kadar milli futbolcuyu kiralama teklifinin ise reddedildiği öğrenildi.

Futbol dünyasında 13 Ocak’ta başlayacak ara transfer dönemi merakla beklenirken, Real Madrid forması giyen Arda Güler için transfer iddiaları ortaya atılmaya devam ediyor.
İspanyol basınından Bernabeu Digital’in haberine göre, Borussia Dortmund’un Arda Güler’i sezon sonuna kadar kiralamak için eflatun beyazlılara bir teklifte bulunduğu öne sürüldü.
Real Madrid’in ise Alman kulübüyle ilişkilerinin iyi olmasına rağmen bu transferin gerçekleşme ihtimalinin zor olduğu kaydedildi.  
Dortmund’un yaptığı teklifin Real Madrid tarafından reddedildiği vurgulandı.
Bu sezon Real Madrid formasıyla 19 resmi maçta 657 dakika süre alan Arda, bu mücadelelerde 1 gol atıp 3 asistlik skor katkısı verdi.

Galatasaray, ABD’li basketbolcu Michael Young’ı transfer etti

Galatasaray, ABD'li basketbolcu Michael Young'ı transfer etti

Galatasaray Erkek Basketbol Takımı, geçtiğimiz sezon Bursaspor forması giyen ABD’li forvet Michael Young’ı transfer etti.

Galatasaray Erkek Basketbol Takımı, ABD’li uzun forvet Michael Young’ı kadrosuna kattı. Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, geçen sezon Türkiye’de Bursaspor forması giyen 30 yaşındaki ABD’li oyuncu ile sezon sonuna kadar anlaşıldığı bildirildi. Açıklamada, “Tecrübeli oyuncu Michael Young’a ‘Sar-kırmızılı renklerimize hoş geldin’ diyor, parçalı forması ile başarılarla dolu bir yıl diliyoruz.” denildi. Michael Young, geçen sezon Bursaspor formasıyla Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nde 29 maçta 13,1 sayı, 5,9 ribaunt, 3,1 asist ortalamalarıyla mücadele etti. Şampiyonlar Ligi’nde de 6 maçta forma giyen Young, 9,8 sayı, 5,8 ribaunt, 1,7 asist ortalamalarıyla performans sergiledi.

Mudryk 4 yıl men cezasıyla karşı karşıya: Pogba’nın avukatını tuttu

Mudryk 4 yıl men cezasıyla karşı karşıya: Pogba'nın avukatını tuttu

Chelsea’nin yıldız oyuncusu Mykhailo Mudryk’in doping testinin pozitif çıkmasının ardından futboldan dört yıl men cezasıyla karşı karşıya. Ukraynalı futbolcu son olarak dopingten dolayı 4 yıllık men cezası 18 aya indirilen Paul Pogba’nın avukatını tuttu.

Chelsea’nin kanat oyuncusu Mykhailo Mudryk’in doping testi pozitif çıkmıştı.
FA’nın anti-doping düzenlemelerine göre, Ukraynalı futbolcu maksimum dört yıla kadar men cezasıyla karşı karşıya.
Ancak hafifletici faktörler cezanın iki yıl ile bir ay arasında değişmesini sağlayabilir.
Doping yaptığını reddeden oyuncu da dahil olmak üzere çeşitli taraflar bu kararı doğrulamak ya da yalanlamak için ikinci testlerin sonuçlarını bekliyor.
Öte yandan 23 yaşındaki futbolcu da savunmasını hazırlıyor.
Telegraph’ın haberine göre, Mudryk’in Morgan Sports Law firmasından avukatlık hizmeti almaya başladığı öğrenildi.
Morgan Spor Hukuku, spor dünyasında doping davalarında uzmanlaşmış tanınmış avukatlardan oluşuyor.
Kısa bir süre önce, doping yaptığı gerekçesiyle 4 yıl ceza alan ve cezası 18 aya indirilen Paul Pogba’yı savunmuşlardı.
Mudryk de ikinci numunesinin pozitif çıkması halinde potansiyel 4 yıl men cezasıyla karşı karşıya.
23 yaşındaki oyuncu Ukrayna’nın Shakhtar Donetsk takımından Chelsea’ye Ocak 2023’te bonuslarla birlikte 100 milyon euroya transfer olmuştu.

Roma teknik direktörü Ranieri’den Dybala açıklaması

Roma teknik direktörü Ranieri'den Dybala açıklaması

Transferde adı Galatasaray ile anılan Paulo Dybala ile ilgili Roma Teknik Direktörü Claudio Ranieri ilk açıklamasını yaptı. Ranieri, “Eğer başka öncelikleri varsa, kalmak istemiyorsa ayrılabilir.” diye konuştu.

Galatasaray’ın ara transfer döneminde Roma forması giyen Paul Dybala’yı transfer etmek için harekete geçtiği iddia ediliyordu.
Roma Teknik Direktörü Claudio Ranieri, Arjantinli yıldız oyuncunun geleceğiyle ilgili konuştu.
Sport Mediaset’e konuşan Ranieri, Dybala’nın temsilcileri ile Galatasaray arasındaki temas hakkında görüşlerini dile getirdi.
Ranieri, “Her oyuncu kendi oyununu oynar ve kendi işini yapar. O iyi olduğunda onu sahaya koymaktan mutluyum. Eğer başka öncelikleri varsa, kalmak istemiyorsa ayrılabilir. Ama bu iki tarafın da anlaşması gereken bir şey. Ben sadece burada kalmaktan mutlu olan oyuncular istiyorum. Dybala’dan herhangi bir rahatsızlık hissetmedim.” diye konuştu.
Transfer konusuna değinen Roma teknik direktörü, kulüp sahipleriyle de görüştüğünü açıkladı.
Ranieri, “Ne konuştuğumuz benimle yöneticiler arasında kalır. Gözümüz açık ve dikkatli olacağız, elimizdeki oyuncuları geliştiren oyuncular getireceğiz çünkü taraftarlarımızın gönlünü almak için çok sayıda oyuncu transfer etmek umurumda değil. Eğer geliştirebiliyorsak geliştiririz, aksi takdirde bu şekilde devam ederiz.” diye konuştu.

33 yaşındaki meme kanseri hastası uyardı: Görmezden geldiğim 4 belirti hayatımı kararttı

33 yaşındaki meme kanseri hastası uyardı: Görmezden geldiğim 4 belirti hayatımı kararttı

ABD’de yaşayan 33 yaşındaki Kristi Halpin isimli hemşire, temiz çıkan mamografisine rağmen meme kanseri olduğunu öğrendi. Kristi Halpin, görmezden geldiği 4 belirti yüzünden kanserin ilerlediğini söyleyerek tüm kadınları daha bilinçli olmaya çağırdı.

İlk semptomlarını 2023 yılında fark eden Kristi Halpin, aşırı kilo kaybı belirtisini pek önemsemedi. Kollarında ve bacaklarında oluşan morlukları da dikkat almayan 33 yaşındaki kadının bu defa sırtı ağrımaya başladı. Sırt ağrıları nedeniyle bir ortopedi uzmanına danışan Halpin, tedaviye rağmen zamanla yerinden bile kalkamaz hale geldi.
Sağlık durumu gittikçe kötüye giden Halpin, bir gece kendisini acil servis koridorunda buldu. Genç kadına yapılan kan testlerinde, anormallikler tespit edildi. Doktorlar başlangıçta safra kesesinde bir sorun olduğunu düşünse de, birkaç hafta sonra tekrar kontrol edilmesini önerdi. Ancak bu süre zarfında Halpin, meme ucundaki değişiklikleri fark etti. “Meme ucum sanki ters dönmüş gibi içeri doğru itilmişti” diyen talihsiz kadına mamogram çekildi fakat tümör bulunamadı.
Radyologlar, bunun bir kist olabileceğini ifade etti ancak Halpin, meme kanseri cerrahından ikinci bir görüş almak istedi. Cerrah, biyopsi yapmayı tavsiye etti ve 5 gün sonra gelen sonuçlarda Kristi Halpin’in meme kanseri olduğu ortaya çıktı. Üstelik kanser kemiklere, akciğere ve kaburgalara kadar yayılmıştı.
Doktorlar, tümörleri küçültmek ve yayılmasını engellemek için kemoterapi ve radyoterapi önerdi. Şimdilerde hala tedavi gören Kristi Halpin; kadınları, meme kanseri belirtilerine karşı daha dikkatli olmaları konusunda uyarıyor.
Meme kanseri, memede anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu oluşan bir kanser türüdür. Genellikle, memedeki süt kanallarında ya da süt bezlerinde başlar. Meme kanseri, kadınlar arasında en yaygın görülen kanser türüdür. Kanserin kesin nedeni hala tam olarak bilinmemekle birlikte genetik faktörler, hormonlar, çevresel etkiler ve yaşam tarzı faktörleri bu hastalığın gelişmesinde rol oynayabilir.
Meme kanserinin en yaygın belirtileri arasında memede kitle veya sertlik hissi, meme başında değişiklikler (örneğin, akıntı veya kanama), deride kırışıklıklar veya çekilme, koltuk altındaki lenf bezlerinde şişlik gibi semptomlar bulunur. Bu belirtiler, her zaman kanser olduğu anlamına gelmeyebilir ancak herhangi bir anormal durumun fark edilmesi durumunda bir doktora başvurulması önemlidir. Meme kanseri, genellikle erken aşamalarda belirti vermez, bu yüzden düzenli kontroller ve tarama testleri, erken teşhis için kritik öneme sahiptir.
Meme kanserinin tanısı genellikle fiziksel muayene, mamografi, ultrason, biyopsi ve bazen MR gibi görüntüleme teknikleri ile konur. Fiziksel muayene, memede kitle ve diğer anormalliklerin belirlenmesinde yardımcı olurken, mamografi ve ultrason, kitlelerin boyutunu ve yerini tespit etmek için kullanılır. Biyopsi, kanserli hücrelerin varlığını doğrulamak için yapılan bir testtir ve en doğru tanıyı koymada önemli bir adımdır. Ayrıca, kanserin türünü ve evresini belirlemek amacıyla kan testleri ve genetik testler de yapılabilir.
Tedavi yöntemleri, kanserin evresine, tipine ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişir. Cerrahi müdahale, genellikle memenin bir kısmının veya tamamının alınmasını içerir. Ayrıca, kanserin yayılmasını önlemek için radyoterapi ve kemoterapi gibi tedavi yöntemleri de sıklıkla kullanılır. Hormon terapisi, meme kanserinin bazı türlerinde, kanser hücrelerinin büyümesini engellemek için hormonları hedef alabilir. Yeni tedavi yöntemleri arasında hedeflenmiş tedavi ve immünoterapiler de yer almaktadır. Erken teşhis ve tedavi ile meme kanseri tedavi edilebilir, bu nedenle düzenli kontroller ve taramalar hayati öneme sahiptir.

Suriye’nin yeni hükümetinden “Geri dönün” çağrısı: Mart ayını işaret ettiler

Suriye'nin yeni hükümetinden

Suriye ulusal koalisyonu başkanı Hadi el-Bahra, geçiş hükümeti kurulana Suriye’deki yönetimin desteklenmesi ve Suriyelilerin geri dönmesi çağrısı yaptı. El-Bahra, geçiş hükümetinin mezhepçiliğe dayanmaması ve inandırıcı olması gerektiğini de belirtti.

Suriye ulusal koalisyonu başkanı Hadi el-Bahra, mart ayında geçiş hükümeti kurulana herkesi Suriye’deki bekçi hükümeti desteklemeye çağırdı.
El-bahra, “Geçiş hükümeti kurulduğunda Suriyeli hiçbir parti dışlanmamalı” dedi.
Koalisyon başkanı ayrıca, “Geçiş hükümeti mezhepçiliğe dayanmamalı, inandırıcı olmalı” diye ekledi.
El-Bahra ayrıca yeni anayasa yazıldıktan sonra geçiş hükümetinin anayasa referandumu ve seçim düzenlemesi gerektiğini vurguladı.
Koalisyon lideri, “Yeli lider Ahmed eş-Şara (Golani) ile görüşmedik ama ona yakın ve geçici hükümette yer alan partilerle temas halindeyiz.” ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) ise dün yayınladığı raporda, Suriye’de çatışmaların tırmanmasından bu yana 880 binden fazla insanın yerinden edildiğini açıkladı.
OCHA raporunda, Suriye’deki çatışmalardan kaçanların bunu güvenli bir şekilde yapmalarına ve durum elverdiğinde gönüllü olarak geri dönmelerine izin verilmesi gerektiğini ve yerinden edilen insanların korunması ile hayatta kalmaları için gerekli temel ihtiyaçlara erişebilmeleri gerektiğini yineledi.
Ofis, BM ve ortaklarının gıda, su, nakit para, çadır, battaniye ve gerekli tıbbi malzemeleri sağlayarak yerinden edilmiş insanlara yardım etmeye devam edeceğini söyledi.
Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif ittifakı, 27 Kasım’da Suriye’nin kuzeyinden büyük bir askeri operasyon başlatarak hükümetin kontrolündeki bölgelerden güneye doğru ilerledi ve 12 gün içinde Şam’ı ele geçirdi.
Saldırının ardından Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın hükümeti çöktü.
Esad istifa etti ve sığınma talebiyle Rusya’ya kaçtı.

Almanya’da erken seçim ne zaman yapılacak? Almanya’da seçim sürecinin işleyici hakkında ayrıntılar

Almanya'da erken seçim ne zaman yapılacak? Almanya'da seçim sürecinin işleyici hakkında ayrıntılar

Almanya’da Başbakan Olaf Scholz, Federal Mecliste yapılan oylamada güvenoyu alamadı. Bu sebeple ülkede erken seçim süreci başladı. Hedeflenen erken seçimlere kadar Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller’den oluşan azınlık hükümeti görevde olacak. Peki, Almanya’da erken seçim ne zaman yapılacak? Almanya’da seçim süreci nasıl işleyecek?

Almanya’da sürekli tartışmalarla gündeme gelen üç partili koalisyon hükümeti 3 yıllık bir sürecin ardından 6 Kasım’da Hür Demokrat Parti’nin (FDP) koalisyondan ayrılmasıyla birlikte sona erdi. Bunun üzerine Şansölye Olaf Scholz Federal Meclis’ten güven oyu talep etmeyi ve erken seçim yolunu açma kararını verdi. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, 16 Aralık’ta Federal Meclis’te yapılan güven oylamasında beklendiği üzere güven oyu alamadı. Böylelikle Almanya’da erken seçim sürecinin başlatılabilmesi için imkan doğdu.
Ülkede hükümetin dağılmasının ardından SPD ve Yeşiller, ana muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin meclis gruplarıyla bir araya gelerek seçim tarihi konusunda 23 Şubat 2025 üzerinde uzlaştı.Seçim tarihine ilişkin nihai karar Cumhurbaşkanı Steinmeier tarafından verilecek olsa da, siyasi partiler erken seçim için hazırlık çalışmalarına şimdiden başladı.
Almanya’da görevdeki federal hükümetin düşürülmesi için şansölyenin inisiyatifi gerekiyor. Meclisten talep edilen güven oylamasında gerekli çoğunluğun sağlanamamasının ardından şansölye Almanya cumhurbaşkanına Federal Meclis’i feshetme önerisinde bulunabiliyor. ”Güven oylamasının yanı sıra bir diğer mekanizma ise yapıcı güvensizlik oyudur. Güven oylamasından farklı olan bu yönteme göre muhalefet gerekli çoğunluğu sağlayarak görevdeki şansölye yerine yeni birini şansölye seçebiliyor. Bu iki yöntem dışında şansölyenin, görevini kendisi bırakmadığı sürece, görevden alınması mümkün değildir.
Planlandığı üzere 16 Aralık’ta güven oylamasının olumsuz sonuçlanmasının ardından Scholz, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’e meclisi feshetmesi önerisinde bulundu. Cumhurbaşkanının 27 Aralık’ta Federal Meclisi feshetmesi ve kamuoyuna önceden de yansıdığı üzere 23 Şubat’ta erken seçimlere gidilmesi bekleniyor.Almanya’da 1994’ten bu yana ilk kez federal düzeyde bir seçim kampanyası Noel ve yılbaşı tatilleriyle kesişecek. Bu durum her ne kadar seçimlerin organize edilmesi noktasında ilk günlerde kısmen bir endişeye neden olsa da kamuoyu tarafından benimsendi. Partilerin aday listelerini oluşturmak, seçim programlarını netleştirilerek kamuoyuyla paylaşmak ve sahadaki seçim çalışmalarına bir an önce başlamak için hızlıca harekete geçmesi gerekiyor. Bu sebeple, Almanya’da geçmişe kıyasla yoğun bir Noel ve yılbaşı döneminin yaşanması kuvvetle muhtemeldir.
Üçlü koalisyonun kasımda dağılmasından önce dahi toplumdaki memnuniyetsizliğin zirveye ulaştığı, güncel anketlere yansıyordu. Ekonomi alanındaki durgunluğun yeterli reformlarla giderilememesinin yanı sıra bilhassa eski koalisyon ortağı FDP’nin sürekli koalisyon içerisindeki anlaşmazlıkları tetiklemesi, üçlü koalisyonun sonuna gelindiği intibaını bir süredir kuvvetlendiriyordu. Dolayısıyla erken seçimlere gidilmesi toplum ve ekonomi çevrelerinde genel olarak olumlu karşılandı.
Seçim sürecinde başta Alman ekonomisindeki durgunluk, enerji politikalarındaki sorunlar, emeklilik sistemindeki reform ihtiyacı, borç freniyle irtibatlı Almanya’nın altyapı modernizasyon eksikliğinin yanı sıra göç ve güvenlik gibi politika alanlarının da öne çıkması muhtemeldir. Suriye’deki son gelişmeler neticesinde Almanya’daki göçmenlerin geleceğinin de bilhassa sağ ve aşırı sağ partiler tarafından seçim sürecinde popülist bir çerçevede ele alınması olasıdır. Örneğin, son günlerde Suriyeli göçmenlerin geri dönüşü yönündeki popülist söylemlerde bir artış gözleniyor.
Alman dış politikasındaki inandırıcılık sorununun sürmesinin yanı sıra bilhassa seçilmiş Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump ile güvenlik politikaları ve ikili ekonomik ilişkilerin hangi yöne evrileceği sorusu da süreç boyunca önem arz edecektir. Dış politikada öne çıkan bir diğer husus Ukrayna’ya yapılan silah yardımlarının geleceği olacaktır. Ukrayna’ya en çok yardım yapan ikinci ülke konumundaki Almanya’nın Trump’ın alacağı muhtemel kararların ardından nasıl bir pozisyon alacağı da öncellikli bir soru olmayı sürdürecektir.Seçimlerin yapılmasına ve hatta yeni Federal Meclisin bir araya gelmesine kadar Scholz liderliğindeki azınlık hükümetinin bazı öncelikli yasal düzenlemeleri hayata geçirmeyi hedeflediği biliniyor. Azınlık hükümeti 6 Kasım’dan bu yana CDU/CSU ve FDP’nin desteğiyle bazı yasa tasarılarını meclisten geçirse de 2025 bütçesi veya 2024 ek bütçesinin yasalaşması beklenmiyor. Ancak gündemdeki Federal Anayasa Mahkemesinin aşırı sağcı ve popülist akımlar karşısında kuvvetlendirilmesi gibi bazı yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi muhtemeldir.

Nükleer sığınak satışları patladı: Fiyatı multimilyonlara kadar çıkıyor!

Nükleer sığınak satışları patladı: Fiyatı multimilyonlara kadar çıkıyor!

İçinde sürünmek için küçük metal kutulardan, abartılı yeraltı malikanelerine kadar özel sığınak satışları dünya çapında artıyor. Fiyatların 20 bin dolardan multimilyonlara kadar çıktığı belirtiliyor. Ancak eleştirmenler, bu sığınakların koruyuculuğundan şüpheli. Peki gerçekten nükleer sığınaklar bizi radyoaktif saldırılardan koruyabilir mi?

Küresel güvenlik liderleri, silah harcamaları geçen yıl 91,4 milyar dolara yükselirken nükleer tehditlerin arttığı uyarısında bulunuyor.
Aynı zamanda, içinde sürünmek için küçük metal kutulardan abartılı yeraltı malikanelerine kadar özel sığınak satışları da dünya çapında artıyor.
Eleştirmenler ise bu sığınakların nükleer bir savaşın atlatılabilir olduğuna dair yanlış bir algı yarattığı konusunda uyarıyor.
Bir atom patlaması sırasında yaşamayı planlayan insanların nükleer tehditlerin yarattığı gerçek ve güncel tehlikelere ve kitle imha silahlarının yayılmasının durdurulmasına yönelik kritik ihtiyaca odaklanmadıklarını savunuyorlar.
Bu arada hükümetin afet uzmanları sığınakların gerekli olmadığını söylüyor.
Federal Acil Durum Yönetim Ajansı’nın (FEMA) nükleer bir patlamaya müdahale konusunda hazırladığı 100 sayfalık kılavuz, halkın içeri girmesini ve en az bir gün boyunca ideal olarak bir bodrum katında ve dış duvarlardan uzakta içeride kalmasını sağlamaya odaklanıyor.
FEMA, bu mevcut alanların radyoaktif serpintiye karşı koruma sağlayabileceğini söylüyor.
Ancak alıcılar, sığınakların giderek daha fazla güvenlik hissi verdiğini belirtiyor.
BlueWeave Consulting’in pazar araştırma raporuna göre, ABD bomba ve serpinti sığınakları pazarının geçen yıl 137 milyon dolardan 2030’a kadar 175 milyon dolara çıkması bekleniyor.
Raporda başlıca büyüme faktörleri arasında “artan nükleer veya terörist saldırı tehdidi veya sivil huzursuzluk” yer alıyor.
Atlas Survival Shelters CEO’su Ron Hubbard, “İnsanlar tedirgin ve ailelerini koyabilecekleri güvenli bir yer istiyorlar. Ve buna sahip olup ihtiyaç duymamanın, ihtiyaç duyup sahip olmamaktan daha iyi olduğuna dair bir tutumları var” diyor.
Hubbard, COVID karantinaları, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve İsrail’in Gazze savaşının patlak vermesinin satışları artırdığını söyledi.
21 Kasım’da, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmak için ilk kez deneysel, hipersonik bir balistik füze kullanmasından sonraki saatlerde, Hubbard telefonunun durmadan çaldığını ifade etti.
Arayanlardan dördünün bir gün içinde sığınak satın aldığını, birçoğunun da zaten inşa etmekte oldukları sığınaklar için kapı ve diğer parçaları sipariş ettiğini dile getirdi.
Hubbard, sığınaklarının tüm afetler için inşa edildiğini söyledi.
“Hortumdan kasırgaya, nükleer serpintiden pandemiye ve hatta yanardağ patlamasına kadar her şey için uygunlar” diye ekledi.
Fiyatların 20 bin dolardan multimilyonlara kadar gittiğini, ortalama 500 bin dolar olduğunu kaydetti.
Çoğu gün en az bir sığınak sattığını ifade etti.
ABD hükümetinin nükleer silahlar tasarladığı Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’nda radyasyon güvenliği uzmanı olan Brooke Buddemeier ise “Bakın, bu serpintiye maruz kalma tamamen önlenebilir çünkü bu patlamadan sonra olan bir şey” dedi.
“Oldukça belirgin bir nükleer patlama olayı, büyük bir bulut olacak. Bu yüzden sadece içeri girmek, bu parçacıkların düştüğü yerden uzaklaşmak sizi ve ailenizi güvende tutabilir” diye ekledi.
Buddemeier ve meslektaşları bir saldırı sonrasında neler olabileceğini ve en iyi nasıl hayatta kalınabileceğini değerlendirmekle görevliler.
O ve ABD hükümetindeki diğerleri, on yıllar önce nükleer saldırı tatbikatları sırasında masaların altına saklanan Amerikalıları nasıl tepki verecekleri konusunda eğitmeye çalışıyor.
Lawrence Livermore Ulusal Laboratuarı’ndan bilim adamı Michael Dillon, ölümcül ve kulakları sağır eden bir patlama, parlak bir parlama ve mantar bulutundan sonra, radyoaktif serpintinin sıfır noktasından bir mil ya da daha uzaktakilere ulaşmasının yaklaşık 15 dakika alacağını söyledi.
Dillon, “Kelimenin tam anlamıyla başınıza kum yağacak ve bu durumdan kurtulmak isteyeceksiniz. En sağlam binanıza gitmek istersiniz” dedi.
Modellerinde, insanların tahliye edilmeden önce bir veya iki gün içeride kalmaları gerekebileceğini tahmin ediyorlar.

Babası öleli 13 yıl oldu: Kim Jong Un’dan aile mezarlığına ziyaret

Babası öleli 13 yıl oldu: Kim Jong Un'dan aile mezarlığına ziyaret

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un babası Kim Jong Il öleli tam 13 yıl oldu. Kuzey Koreli lider, babasının ölüm yıl dönümünde aile mezarlığını ziyaret etti. Çiçeklerle donatılan mezarlıkta Kim, atalarına saygılarını sundu.

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, 17 Aralık’ta babası ve büyükbabası Kim Jong Il ve Kim Il Sung’un mezarını ziyaret ederek saygılarını sundu.
Kuzey Kore devlet medyasına göre, Kuzey Koreli lider Kumsusan Güneş Sarayı’nda babası ve dedesinin mezarlarını ziyaret etti.
Kuzey Kore liderine, Başbakan Kim Tok Hun ve Choe Ryong Hae de dahil olmak üzere üst düzey parti ve hükümet yetkilileri eşlik etti.
Lider Kim’in babasının ve büyükbabasının heykellerinin önüne çiçek sepeti bırakıldı. Kim de onların önünde eğilerek saygılarını sundu.