Cumhurbaşkanı Erdoğan: Özgür Bey, Esad’a niye gitmedin?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Özgür Bey, Esad'a niye gitmedin?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13 yıl sonra Suriye’nin yeniden özgürleşme yolunda ilk adımını attığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “61 yıllık Baas rejimi düşerken Esad bir gecede kaçmak zorunda kaldı.” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’e de seslenen Erdoğan, “CHP Genel Başkanı; Esad’ın af reklamını yapmıştı, Esad’ı ziyarete gidecekti ya. Özgür Bey ne oldu, niye gitmedin?” diye sordu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Sakarya 8. Olağan İl Kongresi’nde konuştu.

“YENİ BİR DÖNEMİN ARİFESİNDEYİZ”

Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Bu yol, Türkiye’nin bir yıldız gibi parladığı, asli kodlarına döndüğü, dosta güven, düşmana korku verdiği Türkiye Yüzyılı yoludur. Yeni bir dönemin arifesindeyiz. Elbette her şey güllük gülistanlık değil, hala çözmemiz gereken sıkıntılar, aşmamız gereken engeller var. Bir yandan mevcut sıkıntılarla uğraşırken, diğer yandan ülkemizin önündeki fırsatları değerlendireceğimiz bir irade ortaya koymak mecburiyetindeyiz. Türkiye, Cumhuriyet’in ikinci asrıyla birlikte önüne açılan yeni kapıları, yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmektedir.

“MUHACİRLERE HER ZAMAN SAHİP ÇIKACAĞIZ”

Biz muhacirlere her zaman sahip çıkacağız. Şimdi geri dönüyorlar, bizim sabrımız olmasaydı bu olmazdı. Suriyeli kardeşlerimize kol kanat gererek kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirdik. Bunu da şikayet ederek değil muhacirlere ensar olma şuuruyla yaptık.

“MİSAFİRLER GERİ DÖNÜŞ YOLUNDA”

Suriye’de evi, iş yeri, arazisi olan misafirlerimiz yavaş yavaş geri dönüş yoluna geçti. Kalmak isteyenlerin başımızın üstünde yeri var. Kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirirken içerden ve dışardan gelen nice baskıyı, ithamı, tahriki, provokasyonu göğüslemek mecburiyetinde kaldık.

“SURİYE’NİN BAŞINDAKİ NEREDE?”

Ne diyorlar? Türkiye’nin Suriye’de ne işi var? Bunu diyecek kadar kendi tarihini bilmeyenleri kültür ve medeniyet değerlerimizden yoksun olanları görüyoruz. Şimdi gördün mü bizim niçin oralarda olduğumuzu? Ne oldu şimdi? Suriye’nin başındaki nerede?

“ESAD BİR GECEDE KAÇMAK ZORUNDA KALDI”

13 yıl sonra Suriye yeniden özgürleşme yolunda ilk adımını attı. 61 yıllık Baas rejimi düşerken Esad pılını pırtısını toplayıp bir gecede kaçmak zorunda kaldı. Suriye’deki devrime şaşı bakanlara, Esad dönemini yüceltenlere en güzel cevap Şam’daki yeraltı hapishaneleridir. Esad bu insanlara nasıl zulmetmiş? O cezaevlerinde girerken 60-70 kilo olan insanlar 30 kiloya düşmüşler. Vahşet hikayelerini dinlemeye insanın yüreği dayanmıyor. 

“ÖZGÜR BEY NE OLDU, NİYE GİTMEDİN?”

CHP Genel Başkanı, Esad’ın af reklamını yapmıştı. Esad’ı ziyarete gidecekti ya. Özgür Bey ne oldu, niye gitmedin ya?”

Fransa’nın yeni başbakanı François Bayrou oldu

Fransa'nın yeni başbakanı François Bayrou oldu

Fransa’da Michel Barnier hükümetinin geçen hafta düşürülmesinin ardından, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron “istifa etmeyeceğini ancak yeni bir başbakan atayacağını” açıklamıştı. Fransa’nın yeni başbakanı, François Bayrou oldu.

Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkenin yeni başbakanı olarak François Bayrou’yu atadı.

Başbakan Michel Barnier hükümeti geçen hafta düşürülmüştü. Hükümetin düşmesinden sonra Macron yaptığı açıklamada “istifa etmeyeceğini ve hükümeti kurmak üzere yeni bir başbakan atayacağını” açıklamıştı.

François Bayrou kimdir? Fransa’nın yeni Başbakanı François Bayrou kaç yaşında, hangi görevlerde bulundu?

François Bayrou kimdir? Fransa'nın yeni Başbakanı François Bayrou kaç yaşında, hangi görevlerde bulundu?

François Bayrou, sosyal medyada dünya gündemini yakından takip eden vatandaşların merak edip araştırdığı isimlerin başında yer almaya başladı. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından Fransa’nın yeni Başbakanı olarak atanan François Bayrou’nun hayatı ve kariyeri sorgulanıyor. Peki, François Bayrou kimdir? Fransa’nın yeni Başbakanı François Bayrou kaç yaşında, hangi görevlerde bulundu?

François Bayrou, 25 Mayıs 1951 yılında Fransa’da dünyaya geldi. Politikacı olan Bayrou, 1993-1997 yıllarında Milli Eğitim Bakanı olarak görev yapmıştır. Union pour la Démocratie Française (UDF – Fransız Demokrasisi için Birlik) partisinin 2007’ye dek başkanlığını yürütmüştür. 2002 Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki yüzde %6,84’lük oy oranını takiben, Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda %18,57’lik oy oranı ile sandıktan üçüncü kişi olarak çıkmıştır. Bu başarıyı müteakip, Mayıs 2007’de UDF’den ayrılarak Demokrat Hareket adında yeni bir parti kurmuştur. 2012 Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinde %9,13’lük oy ile 5. olarak ilk turda elenmiştir. 2014 belediye seçimlerinde Pau belediye başkanı seçilmiştir. 1. Édouard Philippe Hükümeti’nde Adalet Bakanı olarak görev yapmıştır.

Dünya için benzeri görülmemiş tehdit: Ayna yaşam çalışmaları!

Dünya için benzeri görülmemiş tehdit: Ayna yaşam çalışmaları!

Uzmanlar, doğada bulunan moleküllerin ayna görüntülerinden oluşturulan ayna bakterilerin, canlıları ölümcül enfeksiyonlara karşı riske atabileceği konusunda uyarıyor. 38 araştırmacıdan oluşan bir grup, bilim insanlarını bu hedefe yönelik çalışmaları durdurmaya çağırdı. Ayna bakterilerin üretimi başarılı olursa, muhtemelen birçok canlının bağışıklık sisteminden kaçacak ve kontrolsüzce yayılacak ölümcül enfeksiyonlara neden olacak. Bilim insanları, bu araştırmaların yarattığı tehdit seviyesini, “benzeri görülmemiş” olarak tanımlıyor.

Dünyanın önde gelen bilim insanları, sentetik organizmaların dünyadaki yaşam için “benzeri görülmemiş bir risk” oluşturacağından endişeleniyor.
Bu endişe nedeniyle bazı araştırmacılar, “ayna yaşam” mikropları yaratma araştırmalarının durdurulması çağrısında bulundu.
Nobel ödüllü bilim insanları, doğada bulunan moleküllerin ayna görüntüsünden oluşan bakterilerin, çevrede yerleşip doğal organizmaların bağışıklık sistemini aşarak canlıları ölümcül enfeksiyonlara karşı riske atabileceği konusunda uyarıyor.
Yaşayabilir bir ayna mikrobunun oluşmasının muhtemelen en az on yıl süreceği düşünülse de, yeni bir risk değerlendirmesi, organizmalar hakkında ciddi endişeler ortaya çıkardı.
38 kişiden oluşan grup, bilim insanlarını bu hedefe yönelik çalışmaları durdurmaya çağırdı ve fon sağlayanlardan araştırmayı artık desteklemeyeceklerini açıkça belirtmelerini istedi.
Pittsburgh Üniversitesi’nde evrimsel biyolog olan Profesör Vaughn Cooper, “Bahsettiğimiz tehdit benzeri görülmemiş bir şey. Ayna bakterileri muhtemelen birçok canlının bağışıklık sisteminden kaçacak ve her durumda kontrolsüzce yayılacak ölümcül enfeksiyonlara neden olacak.” yorumunda bulundu.
Bilim insanları daha yakından incelemek için büyük, işlevsel ayna molekülleri ürettiler.
Bazıları ayna mikropları inşa etmeye doğru küçük adımlar bile attılar, ancak ayna moleküllerinden bütün bir organizma inşa etmek bugünün bilgisinin ötesinde.
Ayna molekülleri kronik ve tedavisi zor hastalıklar için terapilere dönüştürülebilirken, ayna mikropları, kimyasalları üretmek için böcekler kullanan biyoüretim tesislerini kontaminasyona karşı daha dirençli hale getirebilir.
Araştırmacılar, ölümcül enfeksiyonlara neden olmanın ötesinde, mikropların güvenli bir şekilde kontrol altına alınabileceğinden veya uzun süre kontrol altında tutulabileceğinden şüphe ediyor.

AB’den Adana üzerinden Suriye’ye insani yardım

AB'den Adana üzerinden Suriye'ye insani yardım

Avrupa Birliği (AB), Adana üzerinden Suriye’ye gıda, sağlık, eğitim, barınma malzemelerinden oluşan insani yardımlar göndereceğini duyurdu.

AB Komisyonu sözcülerinden Eva Hrncirova, günlük basın toplantısında, AB’nin Adana üzerinden transfer edilmek üzere Suriye’ye insani yardım göndermeye hazırlandığını bildirdi. Hrncirova ilk aşamada Dubai’de depolanan 50 tonluk yardımın hava yoluyla, Danimarka’da stoklanan 46 tonluk yardımın ise kara yoluyla Adana’ya nakledileceğini söyledi. Sözcü, kara yoluyla gönderilecek yardımlar arasında daha çok sağlık, eğitim ve barınma malzemeleri bulunacağını ifade etti.

UNICEF VE DSÖ İLE ORGANİZE Hrncirova, yardımların dağıtımının, Suriye içerisinde Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile organize edileceğini belirtti. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Esad rejimi gitti. Suriye halkı için yeni bir umut var. Ancak istikrarsızlık durumu sürüyor. Bu yüzden harekete geçmemiz gerekiyor. İnsani yardım fonumuzu 160 milyon avronun üzerine çıkardık.” ifadelerini kullandı.

Suriye Milli Ordusu, Tişrin Barajı’nı PKK/YPG’den kurtardı

Suriye Milli Ordusu, Tişrin Barajı'nı PKK/YPG'den kurtardı

Suriye Milli Ordusunun (SMO) başlattığı Özgürlük Şafağı Operasyonu kapsamında, özellikle doğu kesimde yer alan illerin su ve elektrik kaynağının büyük bölümünü sağlayan Tişrin Barajı’nı, terör örgütü PKK/YPG’nin işgalinden kurtardı.

Suriye Milli Ordusu (SMO), operasyon kapsamında 2015’ten beri PKK/YPG terör örgütünün işgalindeki Tişrin Barajı’nın kontrolünü sağladı. Münbiç ilçesinin güneyinde yer alan ve Fırat Nehri üzerindeki önemli barajlardan biri olan Tişrin, şu ana kadar ele geçirilen en büyük ve önemli baraj. Suriye’nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 70’i Tişrin, Tabka ve Baas barajlarından karşılanıyor. Fırat Nehri’nin batı yakasındaki Tişrin Barajı, 27 Aralık 2015’te ABD desteğiyle YPG/PKK’nın eline geçmişti. Baraj, terör örgütünün Fırat’ın batısında işgal ettiği ilk nokta olmuştu. ABD, Ocak 2016’da barajda üs kurmuştu.

2026 Dünya Kupası elemelerinde Türkiye’nin rakipleri belli oldu

2026 Dünya Kupası elemelerinde Türkiye'nin rakipleri belli oldu

Üç ülkenin ev sahipliği yapacağı 2026 Dünya Kupası yolunda Türkiye’nin rakipleri FIFA merkezinde gerçekleşen kura çekimi sonrası belli oldu. Peki Türkiye hangi ülkelerle eşleşti, Dünya Kupası ne zaman ve nerede düzenlenecek? İşte tüm ayrıntılar ve A Milli Takım’ın rakipleri…

A Milli Futbol Takımı’nın 2026 Dünya Kupası elemelerindeki rakiplerinin belli olacağı kura çekimi İsviçre’nin Zürih şehrindeki FIFA merkezinde gerçekleşti.
Kura çekiminde Türkiye Futbol Federasyonu’nu (TFF) Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu, Başkan Vekili Ceyhun Kazancı ve A Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella temsil etti.
E GRUBU İspanya/Hollanda (Galibi)
Türkiye
Gürcistan
Bulgaristan
A:  Almanya/İtalya (Galibi), Slovakya, Kuzey İrlanda, LüksemburgB: İsviçre, İsveç, Slovenya, Belarus, KosovaC: Portekiz/Danimarka, Yunanistan, İskoçya, BulgaristanD: Fransa/Hırvatistan (Galibi), Ukrayna, İzlanda, AzerbaycanE: İspanya/Hollanda (Galibi), Türkiye, Gürcistan, BulgaristanF: Portekiz/Danimarka, Macaristan, İrlanda Cumhuriyeti, ErmenistanG:  İspanya/Hollanda (Kaybeden), Polonya, Finlandiya, LitvanyaH: Avusturya, Romanya, Bosna-Hersek, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, San MarinoI: Almanya/İtalya (Kaybeden), Norveç, İsrail, Estonya, MoldovaJ: Belçika, Galler, Kuzey Makedonya, Kazakistan, LihtenştaynK: İngiltere, Sırbistan, Arnavutluk, Letonya, AndorraL: Fransa/Hırvatistan (Kaybeden), Çekya, Karadağ, Faroe Adaları, Cebelitarık
Toplam 54 ülkenin katıldığı kura çekiminde 6’sı 5 takımlı, 6’sı ise 4 takımlı toplam 12 grup oluştu.
UEFA Uluslar Ligi’nde A Ligi’ne yükselmek adına Macaristan ile play-off oynayacağı için Türkiye, 4’lü grupta yer aldı. 
Ülkeler, gruptaki her rakibiyle iç saha ve deplasmanda olmak üzere toplam ikişer maç oynayacak.
Avrupa eleme grubu karşılaşmaları 2025’in kasım ayında sona erecek.
2026 Dünya Kupası’na Avrupa’dan 16 ülke katılım hakkı kazanacak.Avrupa elemelerinde gruplarını lider tamamlayan 12 takım, doğrudan Dünya Kupası’na katılım hakkını elde edecek.Son 4 bilet için ise 12 grup ikincisi ve UEFA Uluslar Ligi’nden gelecek 4 takımın katılımıyla, toplam 16 takım play-off maçları yapacak.
Play-off maçları 2026’nın mart ayında oynanacak.
2026 Dünya Kupası’nda kullanılacak top görücüye çıktı.
ABD, Meksika ve Kanada’nın ortaklaşa düzenleyeceği 2026 FIFA Dünya Kupası’nda 12 grupta 48 takım mücadele edecek ve organizasyon boyunca toplam 104 maç yapılacak.Dünyanın en önemli futbol turnuvasının açılış maçı, 11 Haziran 2026 tarihinde Meksika’nın başkenti Meksiko’daki 83 bin kişilik Azteca Stadı’nda oynanacak.2026 Dünya Kupası’nın final maçı, 19 Temmuz 2026’da ABD’nin New Jersey eyaletindeki 82 bin 500 kişilik MetLife Stadyumu’nda yapılacak.
1. Torba: Fransa, İspanya, İngiltere, Portekiz, Hollanda, Belçika, İtalya, Almanya, Hırvatistan, İsviçre, Danimarka ve Avusturya.2. Torba: Ukrayna, İsveç, Türkiye, Galler, Macaristan, Sırbistan, Polonya, Romanya, Yunanistan, Slovakya, Çekya ve Norveç.3. Torba: İskoçya, Slovenya, İrlanda Cumhuriyeti, Arnavutluk, Kuzey Makedonya, Gürcistan, Finlandiya, İzlanda, Kuzey İrlanda, Karadağ, Bosna-Hersek ve İsrail.4. Torba: Bulgaristan, Lüksemburg, Belarus, Kosova, Ermenistan, Kazakistan, Azerbaycan, Estonya, Güney Kıbrıs, Faroe Adaları, Letonya ve Litvanya.5. Torba: Moldova, Malta, Andorra, Cebelitarık, Lihtenştayn ve San Marino.

Modern insana kadar uzanan teknoloji: Arkeologlardan 900 bin yıllık keşif

Modern insana kadar uzanan teknoloji: Arkeologlardan 900 bin yıllık keşif

İspanya’da bilim insanları, 900 bin yıl öncesine ait önemli bir teknolojik buluşa imza attı. Modern insanlar ile Neandertaller arasındaki ayrışmadan önceki döneme ait, büyük ihtimalle ortak bir atanın kullandığı taş aletler ortaya çıkarıldı. Bu keşif, erken insanların daha karmaşık ve planlı bir şekilde alet yapabildiğini gösteriyor.

Bilim insanları İspanya’da 900 bin yıl öncesine ait büyük bir teknolojik buluşa imza attı .
Modern insanlarla Neandertaller arasındaki ayrışmadan önceye ait, büyük ihtimalle ortak bir atanın kullandığı antik taş aletler ortaya çıkarıldı.
Araştırmacılar, keşfedilen taş aletlerin yontma tekniğiyle yapıldığını belirtiyor. Bu aletlerin, taşın bir diğer taşla vurularak şekillendirilmesiyle üretildiği ve eski insanların tutarlı bir şekilde şablon izleyerek alet yaptıkları düşünülüyor.
Yeni bulunan aletler, “Mod 2” adı verilen bir kategoriye giriyor ve Aşölyen el baltalarına benziyor. Bu aletler, üç milyon yıldan daha eski olan ve daha basit tekniklerle yapılan “Mod 1” aletlerinden çok daha gelişmiş.
Bu taş aletlerin üretiminde, kemik ve ahşap gibi farklı malzemelerin de kullanıldığı ve bunun, insanların daha karmaşık bir düşünsel model kullanabildiğini gösterdiği ifade ediliyor.
Araştırmalara göre, bu aletlerin yapımında ileri düzey bir planlama ve öngörü becerisi bulunuyor, bu da erken insanların bilişsel gelişiminde önemli bir sıçrama olduğunu gösteriyor.
Bu önemli keşif, Santiago de Compostela Üniversitesi’nden antropolog Diego Lombao ve ekibi tarafından gerçekleştirildi
Lombao ve ekibi, keşiflerinin yalnızca faydacı değil, aynı zamanda ileri düzey planlama ve kaynakların verimli kullanımını da içerdiğini vurguladı.
Ayrıca, bu bulgular, Avrupa’daki ilk insanlar ile Afrika’dan gelen teknolojilerin etkileşimini anlamamıza yardımcı oluyor.
Araştırmacılar, El Barranc de la Boella’daki aletlerin, yaklaşık 1,4 milyon yıl önce Afrika’dan Avrupa’ya yayılan Aşölyen teknolojilerinin erken bir örneği olabileceğini düşünüyor.
Ancak, bu ileri tekniklerin Barranc de la Boella’da geliştirilip geliştirilmediği hâlâ kesinleşmiş değil. Bazı bulgular, bu tekniklerin başka yerlerde gelişip bölgeye taşınmış olabileceğini gösteriyor. Keşfin, Avrupa, Asya ve Afrika’daki teknolojik gelişmeleri birbirine yakınlaştırarak, erken insanlar arasındaki bağlantıları anlamamıza yardımcı olacağı düşünülüyor.

Trump, İran’a karşı askeri saldırı seçeneğini değerlendirebilir

Trump, İran'a karşı askeri saldırı seçeneğini değerlendirebilir

Amerika Birleşik Devletleri’nde 20 Ocak’ta başkanlık koltuğuna oturmaya hazırlanan Donald Trump’ın, İran’ın nükleer programını durdurmak için seçenekleri gözden geçirdiği belirtiliyor. Wall Street Journal gazetesine göre, İran’ın nükleer tesislerine önleyici hava saldırı olasılığı gündemde. Ancak henüz kesin bir karara varılmış değil.

ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, İran’a önleyici hava saldırısı düzenlemeyi gözden geçiriyor Bu iddia Amerikan Wall Street Journal gazetesinde yer aldı. ABD’de 20 Ocak’ta başkanlık koltuğuna oturmaya hazırlanan Donald Trump’ın bazı danışmaları, İran’ın nükleer programının ekonomik yaptırımlarla önlenemeyeceği görüşünde.

ÖNLEYİCİ HAVA SALDIRISI GÜNDEMDE Trump ekibinin bazı üyeleri, bu nedenle İran’ın nükleer tesislerine önleyici hava saldırısı düzenlenmesi seçeneğinin daha ciddi bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Hizbullah ve Hamas’ın ağır darbe alması ve Suriye’de Esad rejiminin düşmesiyle ‘ran’ın hiç olmadığı kadar elinin zayıfladığına dikkat çekiliyor. Trump’ın ekibi içinde bu fırsatın kaçırılmaması gerektiği görüşünde olanlar var.

İSRAİL İLE ORTAK OPERASYON İHTİMALİ

Bu görüşte olanlar Natanz ve İsfahan’ın aralarında bulunduğu nükleer tesislere İsrail’in hava saldırılarının desteklenmesi gerektiğini savunuyor. Amerika ile İsrail’in ortak operasyon düzenlemesi seçeneği de tartışılıyor. İsrail’in bu operasyonu tek başına yapması halinde ne kadar başarılı olacağı da tartışılan konular arasında. ABD’nin İran’a karşı öncelikle bölgeye daha fazla güç, gemi ve savaş uçağı gönderebileceği, aynı zamanda “sığınak delici” bomba satışıyla İsrail’in saldırı yeteneklerini güçlendirebileceği belirtiliyor. Bu adımların başarısız olması durumunda ABD’nin daha savaşçı bir tavır takınabileceği ve doğrudan askeri güç kullanma tehdidinde bulunabileceği vurgulanıyor.

“MAKSİMUM BASKI 2” Wall Street Journal gazetesine göre Trump yönetimi İran’a “maksimum baskı 2” stratejisi uygulayacak. Ancak gazete stratejinin henüz kesinleşmediği ve tüm bunların ön değerlendirme olduğunun da altını çiziyor.

İRAN BÜYÜK ÖLÇÜDE ZAYIFLADI İsrail’de yayımlanan Jerusalem Post gazetesiyse İsrail’in geçen aylarda İran’a düzenlediği saldırılar sayesinde İran’ın hava savunma sistemlerinin büyük ölçüde zayıflatıldığını yazdı. İsrail ordusunun İran’a önümüzdeki dönemde olası saldırı konusunda deneyim kazandığının altı çizildi. Gazete İsrail ordusunun Suriye’ye Esad rejiminin devrilmesinin ardından 500’den fazla hava saldırısı düzenlediğini de hatırlattı. Bu saldırılar sayesinde Suriye’nin İsrail’e önümüzdeki dönemde tehdit oluşturmasının önüne geçildiği belirtildi. İran’a olası bir hava saldırısında Suriye’nin yardım etmesi olasılığının da bu sayede engellendiğinini altı çizildi.

Esad’ın askeri gücü: Muhaliflerin eline geçen silahlar

Esad'ın askeri gücü: Muhaliflerin eline geçen silahlar

Suriye’de devrilen Beşar Esad rejimi güçlerinin, geri çekilirken ardında bıraktığı askeri envanter ortaya çıktı. Bu envanterde zırhlı personel taşıyıcılar, obüs, top ve çok namlulu roketatarlar (ÇNRA) yer alıyor. Bulunan araçların çoğunlukla Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) döneminde üretilmiş eski nesil araçlar olduğu ve etkin kullanımları için bakım, onarım gerektirdiği belirtiliyor.

Suriye’de devrik Beşar Esad rejiminin askeri envanterinin durumu ortaya çıktı.
Rejimi deviren güçlerin eline geçen kara kuvvetleri envanterindeki zırhlı personel taşıyıcılar, obüs ve toplar ile ÇNRA sistemlerine yönelik teknik bilgiler derlendi.
Muhalif güçlerin eline geçen zırhlı personel taşıyıcılar çoğunlukla Sovyetler döneminde üretilmiş eski nesil araçlar.
Bu silah ve araçların özellikleri şöyle:
Lastik tekerlekli bir zırhlı personel taşıyıcı olan BTR-70, büyük çoğunluğu Sovyetlerde olmakla birlikte, “TAB-77” adıyla Romanya’da da üretildi.
1972’den itibaren hizmette olan BTR-70, 3’ü mürettebat 10 asker taşıyabiliyor.
400-600 kilometre menzilli, karada saatte 80 kilometre, suda ise saatte 9 kilometre süratle gidebiliyor.
11,5 ton ağırlıktaki BTR-70, 7,53 metre uzunlukta, 2,80 metre genişlikte ve 2,32 metre yükseklikte.
Araçta 14,5 milimetrelik KPV veya 12,7 milimetre Doçka ağır makineli tüfek ile 7,62 milimetrelik PK makineli tüfek bulunuyor.
SSCB’de aracın üretimine 1984’te son verildi.
Devrik rejimin kullandığı nispeten modern zırhlı araç BTR-80, BTR-70’lerin yenileştirilmesiyle tasarlandı.
Sovyet ordusunda ilk defa Afganistan savaşında görülen BTR-80 yerini daha büyük olan BTR-90’lara bıraktı.
13,6 tonluk, 7,7 metre uzunluğunda, 2,9 metre genişliğinde, 2,41 metre yüksekliğindeki araç 3’ü mürettebat 10 asker taşıyabiliyor.
600 kilometre menzilli araç saatte azami karada 90, sularda 10 kilometre sürat yapıyor.
Bir dönem Türkiye’de de modernize edilerek kullanılan BTR-80’ler yerini daha gelişmiş zırhlı araçlara bıraktı.
MT-LB, halen kullanılan eski nesil Sovyet dönemi hafif zırhlı piyade taşıyıcılardan ve bir dönem Polonya’da da üretildi.
1970’lerden itibaren envantere giren genel maksat aracı, amfibik ve paletli bir zırhlı araç.
Araç 11,9 ton ağırlığında, uzunluğu 6,45, genişliği 2,86, yüksekliği ise 1,86 metre.
2’si mürettebat 11 asker taşıyabilen aracın 12,7 milimetrelik NSV veya Kord ağır makineli tüfek, 30 milimetrelik AGS17D/AGS-30 otomatik bombaatar, 30 milimetrelik 2A42/2A72 otomatik top taşıyan modelleri bulunuyor.
500 kilometre menzilli MT-LB, saatte yollarda 60, arazide 30, sularda ise 5-6 kilometre hızda ilerleyebiliyor.
Devrik rejimin çekilirken geride bıraktığı, GAZ Tigr olarak da anılan “Tigr-M”, Rusya tarafından üretilerek 2006’da hizmete girdi.
Nispeten yeni nesil olan aracın 2 binden fazla çeşitli modelleri üretildi.
7,2 tonluk Tigr-M’nin 2, 3, 4 ve 5 kapılı modelleri mevcut. Modellerine göre değişmekle beraber araç 5,7 metre uzunlukta, 2,3 metre genişlikte ve 2,2 metre yükseklikte.
2 mürettebat dışında, değişik modellerinde 6 ila 11 kişi taşınabiliyor.
Araçta 7,62 milimetrelik PKP “Peçenek” makineli tüfek, 12,7 milimetrelik Kord ağır makineli tüfek, .50 Kalibrelik “M2HB” ağır makineli tüfek veya 30 milimetrelik AGS-17 bombaatar kullanılabiliyor.
1000 kilometre menzilli araç yollarda saatte 140, arazide 80 kilometre sürat yapabiliyor.
Devrik rejim tarafından kullanılan havan, top ve ÇNRA’lar, SSCB döneminde üretilen eski nesil ateş destek sistemleri.
Söz konusu silah sistemleri eski nesil olmasına rağmen güçlü bir lojistik destek ve bakımla etkin olarak kullanılabilir.
2B9 Vasilek, 1970’de Sovyet ordusunda hizmete giren 82 milimetrelik top/havan, 632 kilogramlık silah çekilerek kullanılabildiği gibi zırhlı araçlara da monte edilerek kullanılabiliyor.
Yarı otomatik doldurucuya sahip araç top gibi arkadan veya havan gibi namlu ağzından doldurulabiliyor.
D-20, Sovyetler yapımı 152 milimetrelik çekili top/obüs. Azami menzili 24 kilometre, etkili menzili ise 17 kilometre.
Acil durumlarda dakikada 5-6 normal şartlarda 1 mermi atılabiliyor. 5,7 tonluk top/obüs, 8,69 metre uzunluğunda, 2,35 metre genişliğinde ve 1,93 metre yüksekliğinde.
Namlu uzunluğu 5,19 metre olan obüs, 8 mürettebatla kullanılıyor.
2A18 olarak da bilinen, 1960’da hizmete giren Sovyetler üretimi çekili obüs D-30’un ağırlığı 3,2 ton.
Obüs, 5,4 metre uzunluğunda, 1,9 metre genişliğinde. Namlu uzunluğu 4,66 metre olan obüsün azami menzili yaklaşık 22, etkili menzili ise 15,4 kilometre.
M1938 (M-30) çekili obüs ise, Sovyetler Birliği döneminde 1939-1955 yıllarında üretildi. 2 bin 450 kilogram ağırlığındaki obüs 5,9 metre uzunluğunda ve 1,98 metre genişliğinde.
Namlu uzunluğu 2,8 metre olan obüs, 8 mürettebatla kullanılıyor. Dakikada 5-6 mermi atabilen obüsün menzili 11,8 kilometre.
Devrik rejim çekilirken M1954 (M-46) topları da geride bıraktı.
130 milimetrelik çekili top olan Sovyet yapımı M-46, 27 kilometre standart mermi, 40 kilometre roket yardımlı mermi menziliyle, en uzun menzilli toplardan biri olarak biliniyor.
1951-1971 yıllarında üretildi. 7 bin 700 kilogramlık topun uzunluğu 11,73 metre, genişliği 2,45 metre, namlu uzunluğu ise 7,15 metre.
Dakikada azami 8, normal koşullarda 5-6 mermi atabilen top, 8 mürettebatla kullanılıyor.
“2S1” Gvozdika obüs ise, MT-LB şasisi üzerine 122 milimetrelik “2A18” (D-30) obüsünün monte edilmesiyle geliştirilmiş bir kundağı motorlu topçu silahı.
4 mürettebatla kullanılan obüsün etkili atış menzili yaklaşık 22 kilometre ve dakikada azami 5, normal koşullarda 1-2 mermi atabiliyor.
Araç 500 kilometre menzilli, yollarda saatte 60 arazide 30, sularda ise 4,5 kilometre hızda gidebiliyor.
Sovyet döneminde, 1971’de envantere giren 2S3 Akatsiya (SO-152) ise kundağı motorlu, 152 milimetrelik D-20 top/havanın zırhlı araca monte edilmesiyle üretildi.
4 kişilik mürettebatla kullanılan 28 tonluk Akatsiya, 8,4 metre uzunluğunda, 3,25 metre genişliğinde ve 3,05 metre yüksekliğinde.
500 kilometre menzilli araç yollarda saatte 63, arazide 45 kilometre hızla gidebiliyor. Aracın azami menzili 24 kilometre, etkili menzili ise 18,5 kilometre.
Type-63, rejimi deviren güçlerin eline geçen ÇNRA’lardan.”RAK-12″ olarak da biliniyor ve güdümsüz 122 milimetrelik 12 roket fırlatılabiliyor. Çekili olan roketatar araca monte edilerek de kullanılabiliyor.Fırlatıcı boşken 720, doldurulduğunda 975 kilogram ağırlığında. Azami atış menzili de yaklaşık 12 kilometre.
1963’ten bu yana hizmette olan tekerlekli araca yüklü BM-21 Grad ÇNRA’larda 122 milimetrelik 40 adet roket bulunuyor.
13,71 tonluk BM-21, 7,35 metre uzunluğunda, 2,4 metre genişliğinde ve 3,09 metre yüksekliğinde.
3 kişiyle kullanılabilen roketatar saniyede 2 roket ateşleyebiliyor, menzili ise 500 metre-52 kilometre arasında. ÇNRA’nın yüklendiği araç 405 kilometre menzilli, saatte 75 kilometre hız yapabiliyor.
BM-27 Uragan da tekerlekli araca yüklü, 220 milimetrelik çok namlulu roketatar. Sovyet üretimi silah 1975’ten itibaren kullanımda. 20 ton ağırlıkta ve 6 mürettebatla kullanılabiliyor.
70 kilometrenin üzerinde azami, 34 kilometre etkili menzili olan ÇNRA, tam doldurulduğunda 16 roket atabiliyor. Aracın azami menzili 500 kilometre.
270-280 kilogram ağırlığındaki roketler, misket bombası, parça tesirli yüksek patlayıcı (HE Frag) ve mayın dahil çeşitli içerikler barındırabiliyor.
“9A52-2” olarak da bilinen BM-30 Smerch çok namlulu roketatar ise Sovyet yapımı ve 1989’da hizmete girdi.
Muharebe alanında çok etkili silah sistemlerinden olan BM-30, 300 milimetrelik 12 roket fırlatabiliyor. 43,7 tonluk araç, 12 metre uzunluğunda, 3,05 metre genişlikte.
3 mürettebatla kullanılabilen araç, 850 kilometre menzilli ve saatte 60 kilometre hızla gidebiliyor.
Roketlerin menzili ise türüne göre 120 ile 200 kilometre arasında değişiyor.
Topçu ve roketatar sistemlerinin kullanım etkinliği ise mermi ve roket tedariki gibi lojistik faktörler ile ateş destek personelinin eğitim seviyesine bağlı.