Suriye’de son durum: HTŞ liderliğindeki silahlı muhalifler Hama’ya girdi | Yüzlerce mahkumu serbest bıraktılar!

Suriye'de son durum: HTŞ liderliğindeki silahlı muhalifler Hama'ya girdi | Yüzlerce mahkumu serbest bıraktılar!

Suriye’de Esad güçleriyle silahlı muhalif gruplar arasındaki çatışmalar Hama’da yoğunlaştı. Hama’da 20 köyü daha ele geçiren, HTŞ liderliğindeki silahlı gruplar, Hama kent merkezini ele geçirdi. Muhaliflerin askeri lideri Hassan Abdel Gani, Hama merkez hapishanesinden yüzlerce mahkumu kurtardıklarını açıkladı. Suriye ordusu da Hama’da kontrolü kaybettiklerini duyurdu ve “Kayıpları engellemek için Hama dışında yeniden mevzi aldık” dedi. Esad rejimi, 2011’de iç savaşın başlamasından bu yana Hama’daki kontrolü ilk kez kaybetti. Hama, Şam’a giden yolda Humus’tan önceki son kent olarak dikkat çekiyor.

Suriye’de Heyet Tahrir Eş-Şam’ın (HTŞ) öncülüğündeki muhalif gruplar ile Devlet Başkanı Beşar Esad güçleri arasında 27 Kasım’dan bu yana süren çatışmalarda kritik bir eşik aşıldı.
HTŞ liderliğindeki silahlı gruplar, Hama kentine girdiklerini duyurdu. Hama, Şam’a giden yolda Humus’tan önceki son kent olarak dikkat çekiyor. 
Muhalifler, 2011’de iç savaşın başlamasından bu yana Hama’da ilk kez kontrolü ele geçirdi.
Suriye ordusu da Hama’da kontrolü kaybettiklerini duyurdu ve “Kayıpları engellemek için Hama dışında yeniden mevzi aldık” dedi.
Suriyeli muhalifler, Hama hapishanesinin kontrolünü ele geçirdiklerini duyurdu.
Silahlı grupların askeri operasyon biriminin lideri Hassan Abdel Gani, Telegram’daki açıklamasında, “Güçlerimiz Hama merkez hapishanesine girdi ve yüzlerce mahkumu kurtardı” dedi.
Hama, Halep, Humus ve Şam’ı birbirine bağlayan stratejik öneme sahip bir yol üzerinde bulunuyor.
HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Golani, bir video açıklaması yaparak, Irak Başbakanı Muhammed Şii el-Sudani’ye seslendi.
Golani, ülkenin İran destekli Haşdi Şaabi güçlerinin, Suriye’ye müdahale etmesine izin vermemeye çağırdı.
Golani, Suriye’deki çatışmaların Irak’a yayılmayacağını söyledi.
Rusya ise Suriye’deki durumu değerlendiriyor ve Suriye Hükümeti ile sürekli temas halinde.
Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, bugün yaptığı açıklamada, Rusya’nın Şam’a yapacağı yardımın kapsamının bu değerlendirmeye bağlı olacağını söyledi.
Peskov, şunları söyledi: “Şu anda Suriye’de olup bitenleri yakından izliyoruz. Suriyeli dostlarımızla, Şam’la sürekli diyalog halindeyiz. Durumun değerlendirilmesine bağlı olarak, militanlarla başa çıkmak ve bu tehdidi ortadan kaldırmak için Suriyeli yetkililerin ihtiyaç duyduğu yardımın derecesi hakkında konuşabileceğiz.”
Hama kent merkezinin yaklaşık 5 kilometre dışında rejim güçleriyle çatışan grupların kontrol sağladığı köyler şunlar:
Pasif, Elcid, El-Kreyyım, Hamr, Suruc, Es-Sa’n, Şeyh Hilal, El-Mecdel, Tel Bicu, Soubin, Zor El-Nasiriye, Zor El-Mesalik, El-Hacame, Zor Ec-Cerabiyat, El-Naura, El-Mubarakat, Resm El-Bağl, Avveyce, El-Ayur ve Kasun Ec-Cebel.
Suriye Resmi Haber Ajansı, Suriye ordusunun ise Hama’da karşı saldırıya hazırlandığını duyururken, Hama kırsalında savunma hatlarının güçlendirildiği belirtildi.
Gruplar ayrıca Hama şehir merkezi yakınlarında Zırhlı Birlikler Okulu, Hattap cephaneliği, Suruc Askeri Üssü ve 25. Tugay’ı da ele geçirdi.
Öte yandan Hama’nın kuzeyinden ilerlemeye devam eden muhalif gruplar, kentin doğu ve batı yönlerinde de Esad güçleriyle çatışıyor.
Bir yandan da terör örgütü PKK/YPG, Fırat Nehri’nin batısındaki Münbiç ilçesinin Suriye Milli Ordusu (SMO) kuşatmasına girmesini engellemek için ilçenin güneyinde yeni cephe ve ikmal hatları oluşturuyor.
AA’nın saha kaynaklarından aldığı bilgiler ve kendi haritalandırma sisteminden yaptığı ölçümlerde, grupların kent merkezine en yakın olduğu nokta, kent merkezinin kuzeydoğusuna düşen Maar Sur’un güney kesimleri olarak görünüyor.
Buradaki gruplar ile kent merkezinin dış kesimleri arasındaki mesafe 3,2 kilometreye kadar düşmüş durumda.
Çatışmalarda 100’ün üzerinde Suriye askerinin öldüğü bildiriliyor.
Suriye’de muhalifler tarafından yönetilen kurtarma servisi Beyaz Baretliler Esad güçleri tarafından gerçekleştirilen hava saldırılarının ardından kuzeybatıdaki İdlib kentinde enkaz kurtarma çalışmalarına başladı. 
Beyaz Baretliler, yayınladıkları videoda, hayatta kalanları aramak için enkazı kazarken görülüyor. Videoda ayrıca beyaz çarşafa sarılı bir cansız bedeni ambulansa taşıyorlar.
Bölge sakinleri ve kurtarma görevlileri, Rusya ve rejimin, İdlib’deki muhalif yerleşim bölgesine yönelik bombardımanının, son günlerde yoğunlaştığını, hava saldırılarının Halep ve İdlib’deki yerleşim bölgelerini ve tıbbi merkezleri hedef aldığını söyledi.
Suriye’nin kuzeybatısındaki saldırı, İsrail ve Lübnanlı silahlı grup Hizbullah’ın bir yıldan fazla süren çatışmaları sona erdiren ateşkesi başlattığı gün olan 27 Kasım Çarşamba günü başlatıldı.
28 Kasım’da Halep’in batı kırsalından merkeze doğru hızla ilerleyen rejim karşıtı silahlı gruplar, 30 Kasım’da merkezin büyük bölümünü ele geçirmişti.
30 Kasım’da Han Şeyhun ilçesini alarak tüm İdlib genelinde hakimiyet sağlayan silahlı gruplar, Hama ilinde de çatışarak ilerleyişini sürdürüyor.
Suriye Milli Ordusunun Halep kırsalında 1 Aralık’ta terör örgütü PKK/YPG’ye karşı başlattığı Özgürlük Şafağı Operasyonu’nda ise Tel Rıfat ilçe merkezi terörden kurtarıldı.

Mısır’da 2 bin yıllık gizem: Gizli bir kapı keşfedildi!

Mısır'da 2 bin yıllık gizem: Gizli bir kapı keşfedildi!

Arkeologlar, Mısır’da bulunan Luksor’un kuzeyindeki Athribis antik kentinde 2 bin yıldan daha eski bir tapınakta gizli bir kapı buldu. Tapınağın aslan başlı tanrıçaya adandığı düşünülse de araştırmacılar henüz kesin bir şey söyleyemiyor.

Mısır’ın Luksor bölgesinin kuzeyinde, Athribis antik kentinde yapılan kazılar, 2 bin 100 yıl öncesine ait bir tapınağın sırlarını gün yüzüne çıkardı; arkeologlar, tapınağın gizli bir kapısını keşfetti.
Antik kentteki kazılar, iki yıldır devam ediyor. Dağ yamacına inşa edilen bu tapınakta arkeologlar, gizli bir geçide rastladı. Bu geçidin, ayrı bir tapınağa ait olduğu tahmin ediliyor.
Mısır tapınaklarının giriş kapılarını ifade eden “pilonlar” büyük kulelerle çevrili yapılar olarak biliniyor. Almanya’daki Tübingen Üniversitesi’nin 25 Kasım’da yaptığı açıklamaya göre, Athribis’te keşfedilen pilon da iki büyük kuleden oluşuyor.
Kazılarda, MÖ 2. yüzyılda hüküm süren Kral VIII. Ptolemaios’un, aslan başlı tanrıça Repit ve oğlu Kolanthes’e kurban sunarken tasvir edildiği kabartmalar bulundu. Ayrıca, tapınak araç-gereçlerinin saklandığı gizli bir oda da keşfedildi.
Tapınak duvarlarında, Antik Mısırlıların zamanı ölçmek için kullandığı “dekan” adı verilen yıldız gruplarından ikisi resmedilmiş. İlginç tasvirlerden biri insan vücuduna, diğeri ise aynak kuşu başına sahip.
Tapınağın, aslan başlı tanrıça Repit’e adandığı düşünülse de kesin bilgi henüz yok. Çalışmaları yürüten Christian Leitz, tapınağın isminin hala bilinmediğini ifade ediyor. Bölgede araştırmalar sürerken, arkeologlar yeni keşiflerin yakın olduğunu belirtiyor.
Athribis antik kenti, tapınakların yanı sıra yerleşim yerleri, nekropol kalıntıları ve antik taş ocaklarına da ev sahipliği yapıyor. 2012’den beri devam eden çalışmalar, bu bölgenin daha birçok sır barındırdığını gösteriyor.

Avustralyalı bilim insanları açıkladı! Bu besinler depresyonu 3 haftada bitiriyor

Avustralyalı bilim insanları açıkladı! Bu besinler depresyonu 3 haftada bitiriyor

Avustralya’daki New South Wales Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre; meyve, sebze ve balık yönünden zengin bir beslenme rutini oluşturmak, depresyonu 3 hafta içerisinde bitirebilir.

Scientific Reports dergisinde yayımlanan araştırmada; ABD, Danimarka, Avustralya ve İsveç gibi ülkelerden elde edilen veriler incelendi. 
Araştırmaya katılan 3 bin 483 kişi, başlangıç verilerine göre 45 yaş ve üstündeydi. Bu araştırmada genç bireyler üzerinde yapılan benzer çalışmalardan farklı olarak, beslenmenin ilerleyen yaşlarda sağlığı nasıl etkilediğini gözlemlendi.
Katılımcılara günlük beslenme alışkanlıkları soruldu ve taze gıdaları ne sıklıkla tükettikleri öğrenildi. Ayrıca, patates tüketimi de ayrı bir kriter olarak değerlendirildi. Depresyon belirtileri ise dört farklı ankette yer alan sorularla ölçüldü.
Ses getiren araştırma sonuçlarına göre, düzenli olarak meyve ve sebze tüketen kişilerin ruh sağlığının daha iyi durumda olduğu belirlendi.
Yaş, cinsiyet, eğitim durumu ve vücut kitle indeksi gibi faktörlerin de göz önünde bulundurulduğu çalışmada, sağlıklı beslenmenin beyin sağlığı için pek çok faydası olduğu ortaya çıktı.
 Vitamin ve lif açısından zengin bir diyetin, tüm vücudu besleyerek beyne sağlıklı kan akışı sağlamaya yardımcı olduğu tespit edildi. Ayrıca, taze gıda tüketiminin bağırsak sağlığını iyileştirerek zihnin sakinleşmesine yardımcı olabileceği de belirtildi.
Uzmanlar, çeşitli meyve ve sebzelerin yanı sıra balık tüketiminin de, depresyonu yalnızca 3 haftada bitirebileceğini ifade etti.
Bağırsaklar, beynin serotonin adlı nörotransmitterinin yüzde 90’ını üretir. Serotonin, ruh hali, uyku düzeni ve genel mutluluk hissiyle ilişkilidir. Bağırsaklardaki dengesizlik, serotonin üretimini etkileyebilir ve bu da depresyon, anksiyete gibi psikolojik sorunlara zemin hazırlayabilir.
Bağırsak florası üzerindeki değişiklikler, zihinsel sağlıkla doğrudan ilişkilidir. Sağlıklı bir mikrobiyom, ruh halini düzenleyici etkiye sahipken, zararlı bakteri ve dengesiz bir mikrobiyom, depresyon ve anksiyete riskini artırabilir.
Bağırsaklar ve beyin arasında sürekli bir iletişim vardır. Bağırsaklar, beynin ruh hali üzerinde etkili olan bazı kimyasallar (örneğin, kortizol gibi stres hormonları) üretir. Aynı şekilde, beynin ruh halindeki değişiklikler, bağırsak fonksiyonlarını etkileyebilir. Bu etkileşim, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sorunların bağırsak sorunlarıyla ilişkili olabileceğini gösterir.
Bağırsaklardaki kronik iltihaplanma, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal hastalıkların gelişmesinde rol oynayabilir. Özellikle, bağırsaklarda aşırı büyüyen zararlı bakteriler ve bağışıklık sistemi ile etkileşimler, beyin fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir.
Yüksek şekerli, işlenmiş gıda ve düşük lifli besinler bağırsak florasını bozabilir, bu da ruh halinin dalgalanmasına neden olur. Ruh sağlığının iyileşmesi için omega-3 yağ asitleri, vitaminler ve mineral açısından zengin gıdalar tüketmek önemlidir.

İtalyan rahibe mafya operasyonunda tutuklandı: “Ruhani rolünü cezaevinde kullandı”

İtalyan rahibe mafya operasyonunda tutuklandı: “Ruhani rolünü cezaevinde kullandı

İtalya’daki mafya operasyonunda, çete ile hapishanedeki ortakları arasında aracılık yaptığı iddia edilen bir rahibe de tutuklandı. Müfettişler, rahibenin “ruhani rolünün” mahkumlarla bağlantı kurmasını sağladığını ve cezaevi tesislerine serbestçe erişmesine izin verdiğini söyledi.

İtalya’da ülkenin en güçlü mafya ağı olan “Ndrangheta” ile bağlantılı bir suç çetesinin parçası oldukları şüphesiyle tutuklanan 25 kişi arasında bir rahibe de bulunuyor. İtalyan basınında yer alan ve ülkenin kuzeyindeki Brescia kentindeki savcılığın mafya ile mücadele birimine dayandırılan haberlere göre, rahibenin çete ile hapishanedeki ortakları arasında aracılık yaptığı iddia ediliyor. Operasyonda, Başbakan Giorgia Meloni’nin lideri olduğu İtalya’nın Kardeşleri partisinden eski bir meclis üyesi ve iktidarın koalisyon ortağı Lig partisinden eski bir siyasetçi de tutuklandı.

Ayrıca Lombardiya ve Veneto bölgelerinin yanı sıra güneydeki Calabria’daki çeşitli kasabalarda yapılan şafak baskınlarında polis tarafından 1,8 milyon Euro’dan fazla yasadışı kazanç ele geçirildi. Şüpheliler gasp, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, çalıntı mal alma, tefecilik, vergi suçları, kara para aklama ve Lig politikacısının durumunda olduğu gibi oy satın alma gibi suçlarla itham ediliyor. İtalya’nın Kardeşleri siyasetçisinin “suçların işlenmesi sırasında” kendisini çetenin hizmetine sunduğu iddia ediliyor. Rai’nin haberine göre, 2010 yılından bu yana Milano’daki San Vittore cezaevinde gönüllü olarak çalışan rahibe, Pavia ve Roma’daki cezaevlerinde de görev yaptı. Müfettişler, rahibenin “ruhani rolünün” mahkumlarla bağlantı kurmasını sağladığını ve “cezaevi tesislerine serbestçe erişmesine” izin verdiğini söyledi.

Calabria’da ortaya çıkan Ndrangheta, dünyanın en zengin organize suç gruplarından biri.

Bu yılın başlarında, örgüte karşı bir baskının parçası olarak birçok Avrupa ülkesinde düzenlenen koordineli baskınlarda 130’dan fazla kişi gözaltına alındı.

Avrupa Birliği’nden Tiktok’a “saklama” emri: Rus saldırıları iddiası

Avrupa Birliği'nden Tiktok'a

Avrupa Birliği, Romanya’daki tartışmalı seçimlerin ardından Tiktok’a “saklama emri” verdiğini açıkladı. Avrupa Komisyonu, seçimlere olası Rus müdahalesi hakkında bilgi aldıktan sonra Romanya seçimleri bağlamında TikTok’a yönelik izlemesini artırdı.

Avrupa Birliği Romanya seçimlerinin ardından Dijital Hizmetler Yasası kapsamında Tiktok’a bir “saklama emri” verdiğini açıkladı.
Romanya’nın üst düzey güvenlik konseyi tarafından dün gizliliği kaldırılan belgelerde, ülkenin “agresif hibrit Rus saldırılarının” hedefi olduğu belirtildi.
Ancak Rusya, Romanya’nın seçim kampanyalarına herhangi bir müdahalede bulunduğunu reddediyor.
Avrupa Komisyonu, olası Rus müdahalesi hakkında bilgi aldıktan sonra Romanya seçimleri bağlamında TikTok’a yönelik izlemesini artırdı.
Platformun olası kural ihlalleri hakkında yorum yapmaksızın yapılan açıklamaya göre Komisyon, TikTok’tan “hizmetinin AB’deki seçim süreçleri ve sivil söylem üzerinde oluşturabileceği fiili veya öngörülebilir sistemik risklerle ilgili verileri dondurmasını ve muhafaza etmesini” talep ediyor.

Araba alırken dikkat! En çok kaza yapan otomobil renkleri belli oldu

Araba alırken dikkat! En çok kaza yapan otomobil renkleri belli oldu

Avustralya’da yapılan bir araştırmaya göre, araç renkleri güvenlik açısından kritik bir faktör. 850 bin kaza verisine göre, en riskli otomobil renkleri belli oldu. İşte kaza oranı en yüksek araba renkleri…

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine  göre 2024 yılında Türkiye’de en çok tercih edilen araç renkleri arasında gri öne çıktı.
Gri otomobiller yüzde 38,9 oranında ilk sırada yer alırken, beyaz yüzde 25 ile ikinci, siyah ise yüzde 12,8 ile üçüncü sırada bulunuyor.
Ancak, estetik tercihlerin ötesinde, bu renklerin güvenlik açısından taşıdığı riskler de önemli bir tartışma konusu.
Avustralya’daki Monash Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalar, renklerin kazalara etkisini net bir şekilde ortaya koyuyor.
İncelenen 850 bin kaza verisine göre, en riskli renkler arasında gri, gümüş, mavi ve kırmızı yer alıyor. Özellikle gri ve gümüş renkler, çevreyle kolay kamufle olduğu için fark edilmeleri zorlaşıyor. Bu da kazaların artmasına neden oluyor.
Mavi ve kırmızı araçlar da yüksek kaza oranına sahip. Bu renkler, özellikle spor otomobillerde sık tercih edildiğinden, agresif sürüş tarzlarıyla ilişkilendiriliyor.
Araştırma, gece kazalarında siyah araçların daha tehlikeli olduğunu ortaya koyuyor. Gece şartlarında siyah araçların kaza riski yüzde 47 oranında artıyor. Gündüz ise beyaz araçlar daha görünür olmalarına rağmen bazı durumlarda risk taşıyabiliyor.
Kazaya karışma oranları renk bazında şöyle sıralanıyor: Gri: En riskli renkler arasında Mavi: Yüzde 9,4 oranında kaza riski Siyah: Yüzde yüzde 3,2 oranında kazaya karışma Kırmızı: Yüksek hız ve agresif sürüşle bağlantılı Kahverengi Düşük riskle şaşırtıyor yüzde 0,4 Sarı: Yüzde 2,5, ancak görünürlüğü iyi olduğu için nispeten güvenli
Araç rengi seçimi, yalnızca estetik değil, güvenlik açısından da kritik bir faktördür. Özellikle gri, siyah ve mavi renkler düşük görünürlük nedeniyle daha fazla kazaya yol açarken, beyaz ve sarı renkler daha güvenli tercihler arasında gösteriliyor. Ancak, güvenli sürüş alışkanlıklarının renk kadar önemli olduğunu unutmamak gerekiyor.

Dünyanın en güçlü hava savunma sistemine sahip ülkeler 2024: Türkiye kaçıncı sırada?

Dünyanın en güçlü hava savunma sistemine sahip ülkeler 2024: Türkiye kaçıncı sırada?

Dünyanın en güçlü hava savunma sistemine ait ülkeler listesi belli oldu. World Popülation Review adlı şirket tarafından, her yıl yapılan araştırma sonrasında, ülkelerin hava savunma sistemi bütçeleri, gelişmiş teknolojileri, hava tehditlerini daha hızlı algılama, analiz etme ve karşılık vermelerine göre dünyanın en güçlü hava savunma sistemine sahip ülkeler listesi belirleniyor. 2024 yılında ise yükselişe geçen ülkeler ve yatırımlarına göre dünyanın en güçlü hava savunma sistemine sahip ülkeler açıklandı. Türkiye ise 2024 yılının araştırma sonucuna göre yükselmiş durumda. İşte 2024 yılı dünyanın en güçlü hava savunma sistemine sahip ülkeleri.

Gelişmiş hava savunma sistemlerine sahip ülkeler, küresel güvenlik ve stratejik dengelerde kritik bir rol oynamaktadır. Bu sistemler, ulusal güvenliğin güçlendirilmesinde etkili olurken, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası caydırıcılık mekanizmalarını desteklemektedir. Savunma teknolojilerindeki ilerlemeler ve sürekli yenilikler, bu sistemlerin hem etkinliğini hem de gelecekteki potansiyelini şekillendirmektedir.
Özellikle yapay zeka teknolojilerinin ve otonom sistemlerin hava savunma platformlarına entegre edilmesi, bu alanda yeni bir çağın habercisi olarak değerlendirilmektedir.Bu yenilikler, hava tehditlerini daha hızlı algılama, analiz etme ve karşılık verme kapasitesini artırarak modern savaş ortamında büyük avantajlar sunmaktadır.World Population Review tarafından hazırlanan liste, dünyanın en güçlü hava savunma sistemlerine sahip ülkelerini bu perspektifle sıralamaktadır ve teknolojik rekabetin yoğun olduğu bu alandaki lider ülkeleri gözler önüne sermektedir.İşte dünyanın en güçlü hava savunma sistemlerine sahip 20 ülkesi;
NASAMS, Oerlikon Skyshield | Bölgesel savunma sistemleri.
S-300VM, Buk-M2 | Rus ve yerel sistemlerle donatılmış.
Pantsir-S1 | Orta menzilli savunma kapasitesi.
HQ-9, LY-80 | Çin yapımı sistemlerle desteklenen savunma.
Bavar-373, S-300 | Yerel olarak geliştirilen ve ithal edilen sistemler.
NASAMS, Aegis | Bölgesel tehditlere yönelik modern savunma.
THAAD, Patriot | Körfez bölgesinde güçlü savunma altyapısı.
Patriot PAC-3, THAAD | Gelişmiş balistik füze savunması.
Sky Sabre, Aster 30 | Bölgesel savunma için etkili sistemler.
THAAD, Cheongung II | Bölgesel tehditlere yönelik çok katmanlı savunma.
MEADS, Patriot | Avrupa savunma sistemlerinin geliştirilmesine katkı.
Patriot PAC-3, Aegis Ashore | Balistik füze tehditlerine karşı savunma.
Aster 30 SAMP/T | Avrupa ortaklığıyla geliştirilen savunma kapasitesi.
Aster 30 SAMP/T | Hızlı ve etkili hava savunma sistemi.
S-400 Triumph, Hisar-A/O+ | Modern savunma sistemleri.
S-400 Triumph, Akash | Çok katmanlı savunma altyapısı.
David’s Sling, Iron Dome | Roket ve balistik füze savunması.
HQ-9, HQ-19 | Gelişmiş balistik füze savunma yetenekleri.
THAAD, Patriot PAC-3 | Balistik füzeler ve uçaklara karşı etkili savunma.
S-400 Triumph, S-300VM (Antey-2500) | Uzun menzilli ve çok katmanlı hava savunması.

DSÖ “kanser riskini artırıyor” deyip uyardı: Bu içecek sağlığı tehdit ediyor

DSÖ

Sağlıklı bir vücuda sahip olmak ve hastalıklara karşı direnç kazanmak için tükettiğiniz her besine dikkat etmek gerekiyor. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları vücudun genel sağlığını korumak için de altın anahtar. Ancak son zamanlarda popüler hale gelen bir içecek var ki sandığınız kadar faydalı olmayabilir.

Son dönemin popüler içecekleri arasında yulaf sütü yer alıyor. Yulaf sütü genellikle sağlığa faydalarıyla önem çıksa da Dünya Sağlık Örgütü bu içeceğin riskli olduğunu vurguluyor. ABD’li bilim insanları ise DSÖ’nün yulaf sütünü riskli bulmasına katılmıyor
Yulaf sütü dünyanın bir çok yerinde popüler hale geldi ve sıklıkla tüketilmeye başlandı. DSÖ, yulaf sütü tüketiminin tümör gelişimiyle bağlantılı olduğunu ortaya koydu.Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, yulafın yetişme sürecinde kullanılan “glifosat” isimli bir tarım ilacı, kanser riskini artırıyor.
ABD’li uzmanlar, her ne kadar Dünya Sağlık Örgütü’nün bu görüşüne katılmadıklarını dile getirseler de, 2023 yılında yapılan bir araştırmada test edilen 14 organik olmayan yulaf sütünün hepsinde glifosata rastlandı.Beslenme uzmanı ve gıda aktivisti Courtney Swan da, bireyleri yulaf sütü tüketmemeleri konusunda uyardı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı, 2015 yılında glifosatı, esas olarak hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalara dayanarak, ‘kanserojen’ olarak sınıflandırmıştı. Bu durum, AB genelinde herbisit kullanımına yönelik yasakların da önünü açtı.
Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından 2023 yılında yapılan bir araştırmada, glifosata maruz kalan çiftçilerde hücresel yaşlanmanın ve kanser riskinin arttığı görüldü.Glifosata maruz kalan çiftçilerin, ortalama insanlara kıyasla oksidatif stres seviyelerinin de yüksek olduğu gözlemlendi.
Son yıllarda bitkisel süt alternatifleri arasında popüler hale gelen yulaf sütü, sağlıklı yaşam ve çevre dostu beslenme trendlerinin vazgeçilmez bir parçası oldu. Peki, yulaf sütü nedir ve neden bu kadar tercih ediliyor?Yulaf sütü, yulaf tanelerinin suyla karıştırılarak ve süzülerek elde edilen bitkisel bir içecektir. Doğal olarak laktoz içermez, bu nedenle süt ürünlerine karşı intoleransı olanlar için ideal bir alternatiftir. Aynı zamanda hayvansal sütlere kıyasla daha düşük karbon ayak izine sahip olması, çevreye duyarlı tüketiciler tarafından tercih edilmesinin başlıca nedenlerinden biri.
Besin değeri açısından yulaf sütü, lif içeriğiyle dikkat çekerken, genellikle kalsiyum, B vitamini ve demir ile zenginleştirilmiş olarak satılmaktadır. Kolesterol içermemesi ve kalp dostu olması da bir diğer avantajıdır.Yulaf sütü, kahveden tatlılara, çorbalardan smoothielere kadar birçok tarifte kullanılabilen çok yönlü bir içecektir. Hem sağlığınıza hem de gezegenimize dost bir seçenek arıyorsanız, yulaf sütü denemeye değer.
GLUTEN HASSASİYETİ OLANLAR İÇİN RİSKLİ OLABİLİRYulaf, doğal olarak glütensiz bir tahıl olsa da işleme sırasında buğday gibi glüten içeren tahıllarla temas edebilir. Glüten intoleransı veya çölyak hastalığı olan kişilerin, “glütensiz” etiketi taşıyan yulaf sütlerini tercih etmeleri gerekiyor.ŞEKER İLAVESİ SONUCUBazı yulaf sütü markaları, tatlandırıcı veya şeker ekleyerek ürünün lezzetini artırabiliyor. Fazla şeker tüketimi, kilo alımı ve metabolik rahatsızlıklara yol açabilir. Bu nedenle şekersiz veya düşük şekerli seçenekler tercih edilmeli.
Evde yapılan yulaf sütleri, genellikle kalsiyum ve vitaminler açısından zenginleştirilmiş ürünler kadar besleyici değildir. Düzenli tüketim için zenginleştirilmiş ürünlere yönelmek önemlidir.ALERJİK REAKSİYONLARHer ne kadar nadir olsa da bazı kişiler yulaf veya yulaf sütündeki bileşenlere karşı alerjik reaksiyon gösterebilir.

Vietnam’da askeri tatbikat sırasında patlama: 12 asker öldü

Vietnam’da askeri tatbikat sırasında patlama: 12 asker öldü

Vietnam’da askeri tatbikat sırasında patlama meydana geldi.  Patlamada 12 askerin hayatını kaybettiği açıklandı.

Vietnam’ın Dong Nai eyaletinde gerçekleştirilen askeri tatbikat sırasında facia yaşandı.

Ülkenin resmi yayın kuruluşu tarafından yapılan açıklamada, pazartesi günü askeri atış poligonundaki eğitim anında meydana gelen patlamada 12 askerin hayatını kaybettiği belirtildi.

Bazı askerlerin cansız bedenlerinin henüz bulunamadığı ve arama çalışmalarının devam ettiği bildirildi.

Patlamanın nedeni henüz açıklanmazken, yetkililere göre askerlerin mühimmat taşıdığı sırada yıldırım düşmesi nedeniyle patlayıcıların infilak ettiği tahmin ediliyor.

Savunma Bakanlığı, olayla ilgili acil soruşturma talimatı verdi.