PKK/YPG’nin Tel Rıfat’ta yollara döşediği bombalar temizleniyor

PKK/YPG'nin Tel Rıfat'ta yollara döşediği bombalar temizleniyor

Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Özgürlük Şafağı Operasyonu çerçevesinde terör örgütü PKK/YPG’den kurtardığı Tel Rıfat’ta yollara döşenen patlayıcılar, Beyaz Baretliler tarafından temizleniyor.

Suriye’de 28 Kasım’dan bu yana rejim güçleriyle muhalif silahlı grupların çatışmaları devam ederken, Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Özgürlük Şafağı Operasyonu çerçevesinde terör örgütü PKK/YPG’den kurtardığı Tel Rıfat’ta askerlerin ilerleyişi sürüyor.
SMO ilerleyişini sürdürürken Beyaz Baretliler tarafından Tel Rıfat’a giden yollarda bomba araması gerçekleştiriliyor.
Ekipler tarafından tespit edilen bombalar işaretlenerek temizleniyor.
Duvarın yıkılmasıyla yolun açıldığını ifade eden SMO askeri, “Normalde burada duvar vardı. PKK’nın yapmış olduğu duvar birçok kişiye mezar oldu. Biz duvarı yıktık ve yolu açtık. Şu an çok şükür bir şey yok.” dedi.

İsrail ordusundan Türk hastanesine saldırı

İsrail ordusundan Türk hastanesine saldırı

İsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria’nın Tubas kentinde bulunan Tubas Türk Devlet Hastanesi’ne saldırı düzenledi. İsrail ordusu baskın düzenlediği hastanede sağlık çalışanlarını tutukladı. Saldırı sonucu hastanenin bazı bölümlerinde hasar meydana geldi. Hastane yakınlarında çatışma yaşandığı bildirildi.

Filistin haber ajansı Wafa, İsrail güvenlik güçlerinin işgal altındaki Batı Şeria’daki Tubas’ta bulunan Türk Devlet Hastanesi’ne baskın düzenlediğini bildirdi.
İsrail güçleri, hastanenin genel müdürü de dahil olmak üzere beş sağlık personelini gözaltına aldı.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından kurulan hastane 2013 yılından bu yana hizmet veriyor.
Filistin Sağlık Bakanlığı Hastaneler Genel Müdürü Haitham Hidri, İsrail güçlerinin hastanenin birinci katını ele geçirerek, acil servis şefi Muhammed Gannam’ı hastaların gözü önünde vahşice darp ettiğini söyledi.
Birinci kattaki hastaların diğer katlara taşınmasının hayatlarını tehlikeye attığını belirten Hidri, ayrıca İsrail güçlerinin bir hastayı da yaraladığını bildirdi. Yaralanan hastanın durumu ise belirsizliğini koruyor.
Hamas’ın silahlı kanadı El Kassam Tugayları, hastane binası yakınlarında İsrail güçleriyle çatışmaya girdiğini açıkladı.
İsrail güçleri işgal altındaki Batı Şeria’daki hastanelere yönelik sürekli tekrarlayan saldırılarıyla sağlık ekiplerinin çalışmalarını engelliyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 7 Ekim 2023’ten bu yana Batı Şeria ve Gazze’deki sağlık tesislerine ve personeline yönelik 600’den fazla saldırı belgelendi.

38 yaşındaki Manuel Neuer’e kariyerinde ilk kez kırmızı kart: 17. dakikada atıldı özür diledi

38 yaşındaki Manuel Neuer'e kariyerinde ilk kez kırmızı kart: 17. dakikada atıldı özür diledi

Bayern Münih formasıyla kariyerine devam eden 38 yaşındaki Manuel Neuer, Almanya Kupası’nda oynanan Bayer Leverkusen maçında kariyerinde ilk kez kırmızı kart gördü. 17. dakikada oyundan atılan Neuer özür diledi.

Bayern Münih’in efsane kalecisi Manuel Neuer, kariyerinin 867. maçı olarak çıktığı Bayer Leverkusen karşısında ilk kez kırmızı kart gördü.21 sezon boyunca hiç kırmızı kart görmeyen Neuer, Almanya Kupası’nda oynana maçta 17. dakikada oyundan atıldı.
Jeremie Frimpong’a müdahalede bulunan Manuel Neuer, hakem tarafından direkt kırmızı kartla cezalandırıldı. Bu karar, yalnızca maçın değil, aynı zamanda Alman futbolunun efsane kalecisinin kariyerine de damga vurdu.
Deneyimli kalecinin oyun dışı kalmasıyla Bayern Münih sahada 10 kişi kaldı. Teknik direktör Kompany, takımın savunma dengesini korumak adına Leroy Sane’yi kenara alarak yedek kaleci Peretz Daniel’i sahaya sürdü.
Neuer’in atılması ile bütün oyun planları değişen Bayern Münih rakibine 1-0 mağlup oldu.
Neuer, maç sonu özür diledi.
Tecrübeli kaleci, “Bu oyun için belirleyici bir andı. Bu bizi incitiyor ve tabii ki bunun için üzgünüm. Özür diliyorum. İçim yanıyor.” sözleriyle herkesten özür diledi.

Yenidoğan soruşturmasında 5 doktor daha gözaltında

Yenidoğan soruşturmasında 5 doktor daha gözaltında

Yenidoğan Çetesi soruşturması ikinci dalga operasyon başladı. Soruşturma kapsamında düzenlenen eşzamanlı operasyonda, aralarında 5 doktor, 3 hemşire, 5 sağlık çalışanı ve bir sivilin yer aldığı 14 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin dijital materyallerine de el konuldu.

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “nitelikli dolandırıcılık”, “rüşvet”, “kasten öldürmenin ihmali davranış ile işlenmesi” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri yeni bir operasyon gerçekleştirdi.
Yenidoğan Çetesi davası: 10 sanık için tutuklama talebi
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada örgüt lideri Fırat Sarı ile birlikte hareket ettiği tespit edilen 16 şüphelinin daha suç eylemlerine dahil olduğu anlaşıldığı belirtildi.
Yapılan incelemede şüphelilerin; SGK’dan günlük 8 bin lira ödeme alabilmek için bebekleri taburcu etmediği, bebek hastaların durumlarının ağırlaştığı gün ve saatlerde görevli gösterilen doktorların başka yerde olduğu, hasta yakınlarının doktorla görüşmek istediğinde hemşirelerin kendilerini doktor olarak tanıttığı, bebeklerin günlük epikriz raporlarının gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği, yoğun bakım ünitelerinde yatmakta olan bebeklerin durumu kötüleştiğinde görevli doktorların hastaneye gitmediği ve bebeklerin ölümü ile sonuçlandığı belirtildi.
Soruşturması kapsamında düzenlenen eşzamanlı operasyonda, aralarında 5 doktor, 3 hemşire, 5 sağlık çalışanı ve bir sivilin yer aldığı 14 şüpheli gözaltına alındı.
Gözaltına alınan şüphelilerin kullanımında bulunan dijital materyallere de el konuldu.

Güney Kore’de altı saatlik kaos: 5 soruda sıkıyönetim kararı

Güney Kore'de altı saatlik kaos: 5 soruda sıkıyönetim kararı

Dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden Güney Kore’de tam bir kaos hakim. Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk-yeol, sıkıyönetim ilan etti. Ülkeyi şaşkına çevirdikten altı saat sonra Yoon, kararını geri alarak istifa çağrılarıyla karşı karşıya kaldı. Yoon’un Güney Kore’de 40 yılı aşkın bir aradan sonra ilk kez sıkıyönetim ilan etmesi, ABD ve diğer müttefikleri alarma geçirdi. Peki Yoon Suk-yeol kararından neden döndü? Ülkeyi kaosa sürükleyen sıkıyönetim ilanı hakkında neler biliyoruz ve bundan sonra ne olacak?

Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk-yeol, dün akşam sıkıyönetim ilan etti ve muhalefeti ülkenin demokrasisini tehdit eden “devlet karşıtı güçler” olarak tanımladı.
Yoon’un Güney Kore’de 40 yılı aşkın bir aradan sonra ilk kez sıkıyönetim ilan etmesi, ABD ve diğer müttefikleri alarma geçirdi.
Yoon, altı saat sonra geri adım attı ve emri kaldırdı. Sıkıyönetim ilanı hakkında neler biliyoruz ve bundan sonra ne olacak?
Yoon, gece geç saatlerde ulusa seslendiği dramatik bir televizyon konuşmasında, muhalefeti “devlet karşıtı faaliyetlerle” hükümeti felç etmekle suçlayarak Güney Kore’de sıkıyönetim ilan ettiğini duyurdu.
Yeni sıkıyönetim komutanı General Park An-su’dan altı maddelik bir kararname hızla geldi:
Siyasi faaliyetleri ve partileri, propagandayı, grevleri ve toplumsal huzursuzluğu kışkırtan toplantılar yasaklandı.
Kararda ayrıca tüm medya kuruluşları sıkıyönetim altına alınırken, grevdeki doktorlar da dahil olmak üzere tüm sağlık personelinin 48 saat içinde işlerine dönmesi talimatı verildi.
Başkanın bu hareketi, ülkenin 1980’lerden beri görmediği otoriter liderler dönemine geri dönüş niteliğindeydi.
Karar, muhalefet ve Yoon’un kendi partisinin lideri tarafından hemen kınandı.
Güvenlik güçleri Ulusal Parlamento’yu kuşattı, çatıya helikopterler indi ve askerler kısa bir süreliğine binaya girerek, milletvekillerinin içeri girmesini engellemeye çalıştı.
Ancak 190 milletvekili oy birliğiyle meclise girerek Yoon’un kararını reddetti ve sıkıyönetimin kaldırılmasını istedi.
Parlamento binasının dışında yüzlerce protestocu toplandı, birçoğu Yoon’un tutuklanması çağrısında bulunan sloganlar attı.
Bazı protestocular askerlerle çatıştı ancak yaralanma veya can kaybı kaydedilmedi.
Güney Kore Anayasası’na göre, sıkıyönetimin kaldırılması yönündeki parlamento kararına saygı gösterilmesi gerekiyor.
Askeri yetkililer, oylamaya rağmen Yoon’un kendisi kaldırana kadar sıkıyönetimin devam edeceğini ilk başta açıklamıştı.
Ancak muhalefet siyasi çizgilerin ötesinde birleşmişti. Yoon’un muhafazakar Halkın Gücü partisinin lideri sıkıyönetim ilan etme kararını “yanlış” olarak nitelendirdi.
2022 başkanlık seçimlerinde Yoon’a karşı dar bir farkla kaybeden muhalefet lideri Lee Jae-myung, Yoon’un duyurusunun “yasadışı ve anayasaya aykırı” olduğunu söyledi.
Lee liderliğindeki Güney Kore’nin ana muhalefet partisi Demokrat Parti, başkanın hareketini “esasen bir darbe” olarak nitelendirdi.
Yoon, sıkıyönetim ilan edilmesinden altı saat sonra, birliklerin kışlalarına döneceğini ve kabine toplantısının ardından emrin kaldırılacağını söyledi.
Beyaz Saray, Yoon’un sıkıyönetim ilanından vazgeçmiş olmasından “rahatladığını” söyledi.
Bir sözcü, “Demokrasi, ABD-Güney Kore ittifakının temelinde yer alır ve durumu izlemeye devam edeceğiz” dedi.
ABD, daha önce 28 bin 500 askerinin Kuzey Kore’ye karşı konuşlandırıldığı Asya’daki önemli müttefikindeki olayları “ciddi endişeyle” izlediğini söylemişti.
Seul’den Guardian’a haber yapan Raphael Rashid, karardan sonraki sabah Güney Kore’deki duygunun şaşkınlık ve üzüntü olduğunu yazıyor.
Yoon’un gece yarısı yaptığı bomba açıklamanın ardından siyasi baskı daha da arttı.
Güney Kore’nin ana muhalefet partisi, Yoon’u “ayaklanma” ile suçlayarak istifa etmesini istedi.
Ülkenin en büyük işçi sendikası grubu da, “akıl dışı ve antidemokratik önlem” nedeniyle istifa edene kadar “süresiz genel grev” çağrısı yaptı.
Yoon’un kendi partisi Halkın Gücü Partisi, onun sıkıyönetim ilan etme girişimini “trajik” olarak nitelendirdi ve olaya karışanların hesap vermesini talep etti.

Altın diye sakladı, kat kat daha değerli çıktı: Arka bahçenizde servet yatıyor olabilir!

Altın diye sakladı, kat kat daha değerli çıktı: Arka bahçenizde servet yatıyor olabilir!

Avustralya’da 2015 yılında altın arayışına çıkan adamın beklenmedik keşfi uzay yolculuğuna dönüştü. Bulduğu kayanın altından kat kat daha değerli bir meteor olduğunu öğrendi. 4,6 milyar yıllık gizemli bir gök taşı, Güneş Sistemi’nin sırlarını çözmek için kapı aralıyor.

Avustralyalı David Hole, 2015 yılında Melbourne kenti yakınlarındaki Aki Maryborough Bölge Parkı’nda metal dedektörüyle maden ararken sıra dışı bir keşfe imza attı.
Hole, sarı kil tabakasına gömülü, son derece ağır ve kırmızımsı bir kaya buldu. 19. yüzyıldaki altın merkezi olan bölgede bu kayanın içinde bir altın külçesi olduğundan emindi.
Eve döndüğünde kayayı açmak için kaya testeresi, matkap, taşlama makinesi ve hatta asit denedi. Ancak kaya, balyoz darbelerine bile dayandı.
Hole’un gizemli kayanın sırrını öğrenme merakı, onu Melbourne Müzesi’ne gitmeye sevk etti.
Jeolog Bill Birch ve müze ekibi yaptıkları analizler sonucunda, bu kayanın aslında nadir bir meteor olduğunu ortaya çıkardı.
Henry adlı müze görevlisi, 37 yıllık kariyerinde binlerce taş incelediğini, fakat yalnızca iki tanesinin gerçek meteor olduğunu belirtti. Bu, o nadir iki örnekten biriydi.
İncelemeye alınan 17 kilogram ağırlığındaki bu meteor, elmas testereyle kesildi. İçeriğinde yüksek oranda demir tespit edildi.
Araştırmacılar, bunun H5 kondrit sınıfında olduğunu ve içindeki kondrüller (küçük kristalleşmiş mineral damlacıkları) sayesinde Güneş Sistemi’nin erken oluşumu hakkında ipuçları sunduğunu belirtti.
Melbourne Müzesi çalışanı Henry, “Meteorların, uzay keşfinin en ucuz yollarından biri olduğunu belirtirken, bulguların  Güneş Sistemi’nin yaşı, oluşumu ve kimyası hakkında bilgi verebileceğini söyledi. 
“Bazı meteoritler, Dünya’dan daha eski yıldız tozu içerir ve elementlerin nasıl oluştuğunu anlamamıza yardımcı olur.” dedi.
Araştırmacılar, meteorun büyük olasılıkla Mars ve Jüpiter arasındaki asteroit kuşağından geldiğini düşünüyor. Muhtemelen asteroitlerin çarpışması sonucu yörüngesinden çıkarak Dünya’ya ulaşmış olabilir.
Karbon tarihleme yöntemiyle yapılan analizler, meteorun Dünya’da 100 ila bin yıldır bulunduğunu gösteriyor. 1889-1951 yılları arasında bu bölgedeki göktaşı gözlemleri, meteorun düşüş zamanını işaret edebilir.
Henry, “Victoria’da  binlerce altın külçesi bulundu ancak yalnızca 17 meteorit keşfedildi.” dedi.  “Bu meteor, altından çok daha nadir ve değerli,” diyerek keşfin önemini vurguladı.
Meteorun keşfedilmiş olması bile başlı başına bir mucize. Avustralya’da daha önce bir başka meteorit, 80 yıl boyunca kapı tutucu olarak kullanıldıktan sonra tanımlanmıştı.
Bilim insanları, “Belki de arka bahçenizde altın yerine, değeri çok daha yüksek bir uzay kayası yatıyor olabilir,” diyerek, bu tür keşiflerin devam edeceğini söylüyor.

Fransa’da siyasi kriz: Marcon hükümetin arkasında

Fransa'da siyasi kriz: Marcon hükümetin arkasında

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, üç ay önce atanan Başbakan Michel Barnier’nin hükümetine karşı verilen gensoru önergesinin Meclisten geçmemesi için “bir yol” olduğunu belirtti. Macron, istifa etmesine yönelik çağrıların “siyasi kurgudan” ibaret olduğunu savunarak, “İstifa etmemin anlamı yok. Bu tarz şeyler söylemek beklentinin çok altında kalıyor. Eğer karşınızdaysam, bu iki defa seçildiğim içindir.” dedi. Meclisin en büyük ittifakı solcu NFP, 185 vekille beraber 2 Aralık’ta hükümete karşı gensoru önergesi sunacaklarını açıklamıştı.

Fransız Meclisinde bugün yerel saatle 16.00’da muhalefetin Barnier hükümetine karşı sunduğu gensoru önergesi oylamaya sunulacak. Aşırı sağcıların, sol ittifakının gensoru önergesine destek vereceğini açıklaması sonrası üç aylık Barnier hükümetinin düşme ihtimali bulunuyor. Fransız basınındaki haberlere göre, Suudi Arabistan’a resmi ziyaret gerçekleştiren Macron, ulusal gündemi gazetecilere değerlendirdi.

İSTİFA ÇAĞRILARINI GÖRMEZDEN GELDİ Macron, istifa etmesine yönelik çağrıların “siyasi kurgudan” ibaret olduğunu savunarak, “İstifa etmemin anlamı yok. Bu tarz şeyler söylemek beklentinin çok altında kalıyor. Eğer karşınızdaysam, bu iki defa seçildiğim içindir.” dedi. Fransa Cumhurbaşkanı, aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) partisinin, sol ittifakı Yeni Halk Cephesi’nin (NFP) hükümete karşı sunduğu gensoru önergesine oy vereceğine inanmadığını belirterek, “hükümetin düşmemesi için bir yol” olduğunu ifade etti. Macron, “Ulusal Birlik’in milletvekillerinin, kendilerine ve seçmenlerine hakaret eden bir gensoru önergesine oy verebileceğini samimi olarak düşünmüyorum.” diye konuştu.

“ÜLKENİN ÇIKARI PARTİLERİN ÜSTÜNDE” 2025 bütçesi konusunda hükümetin muhalefete jestler yaptığını savunan Macron, ülkenin çıkarının partiler üstü bir şey olduğunun altını çizdi. Macron, Sosyalist Partisi vekillerinin, hükümete karşı verilen gensoru önergesine ilişkin tutumunu eleştirdi ve bu önergeye “aşırıcı particilerle” birlikte destek verecek olan sosyalistlerin yönünü kaybettiğini savundu. Emmanuel Macron, önceliğinin ülke için “istikrarı” sağlamak olduğunu vurguladı.

HÜKÜMETE KARŞI GENSORU ÖNERGESİ Meclisin en büyük ittifakı solcu NFP, 185 vekille beraber 2 Aralık’ta hükümete karşı gensoru önergesi sunacaklarını açıklamıştı. Aşırı sağcılar, yaklaşık 3 aydır iktidarda olan Barnier hükümetinin kurulmasına üstü kapalı destek vermiş ancak 2025 bütçe tasarısı konusunda hükümetle uzlaşamamıştı. Fransız aşırı sağcılar ve müttefiklerinden oluşan 140 vekil, Barnier’nin Anayasa’nın 49. maddesine başvurması üzerine hükümete karşı kendi gensoru önergelerini sunmuştu. RN ayrıca solcu ittifakın hükümete karşı sunacağı gensoru önergesine de destek vereceğini kaydetmişti.

HÜKÜMET İÇİN MUHTEMEL SENARYOLAR Aşırı sağcıların ve solcu NFP ittifakının eş zamanlı olarak hükümete karşı gensoru önergesine destek vermesi halinde merkez sağ azınlık hükümeti düşebilir. NFP bünyesindeki sosyalistlerin gensoru önergesine destek vermemesi veya aşırı sağın, sol ittifakının önergesine destek vermekten vazgeçmesi durumunda hükümet düşmeyebilir. Fransa’da hükümetin düşmesi için 577 sandalyeli Mecliste görev alan 289 vekilin gensoru önergesini desteklemesi gerekiyor.

LGBT pazubendini takmayı reddeten tek futbolcu oldu: Sam Morsy’nin kulübünden açıklama

LGBT pazubendini takmayı reddeten tek futbolcu oldu: Sam Morsy'nin kulübünden açıklama

Yıldız futbolcu Sam Morsy, Premier Lig’de LGBT pazubendini takmayı reddeten tek futbolcu oldu. Futbolcunun kulübü Ipswich Town’dan yapılan açıklamada, “Herkese saygı duyulduğu bir ortam yaratmaya devam edeceğiz.” denildi.

Mısırlı yıldız futbolcu Sam Morsy, İngiltere Premier Lig’de LGBT propagandasına karşı çıkarak pazubendini takmadı. Morsy, Nottingham Forest’a karşı oynanan maçta LGBT’yi teşvik eden gökkuşağı pazubendini takmayı reddetti.
İngiliz kulübü Ipswich Town, Mısırlı oyuncunun “Rainbow Laces” kampanyası kapsamındaki pazubendini takmamasının, saygıyla karşılandığını dile getirdi.
Açıklamada, “Ipswich Town, kulüpte herkese karşı hoşgörülü olmakta kararlı. Premier Lig’in ‘Rainbow Laces’ kampanyasını desteklemekten gurur duyuyoruz. Aynı zamanda kaptanımız Sam Morsy’nin de bu pazubendini inancı gereği takmamasını saygıyla karşılıyoruz. Saha içinde ve dışında herkese saygı duyulduğu ve herkesin değer gördüğü bir ortam yaratmaya devam edeceğiz.” ifadeleri kullanıldı.
NE OLMUŞTU?LGBT propagandası amacıyla düzenlenen kampanya kapsamında Premier Lig’in takım kaptanları, geçtiğimiz hafta sonu renkli pazubentle sahaya çıktı. Ipswich Town’un Mısırlı kaptanı Sam Morsy ise bu pazubendini takmayı kabul etmeyen tek futbolcu oldu.

Suriye’de son durum: Hama kırsalında yoğun çatışma | İran’dan “Asker gönderebiliriz” açıklaması

Suriye'de son durum: Hama kırsalında yoğun çatışma | İran'dan

Çatışmaların 28 Kasım’dan bu yana devam ettiği Suriye’de, önemli bölgeler el değiştirdi, Suriye haritası büyük ölçüde değişti. Halep’in büyük bölümünde ve İdlib’in tamamında kontrolü ele geçiren silahlı grupların Hama’da ilerleyişi devam ediyor. Suriye ordusununsa karşı saldırıya hazırlandığı belirtildi. Hama’nın kırsal kesimlerinde yoğun çatışmalar yaşandığı aktarıldı. Bazı kasabalar rejim karşıtı güçlerin eline geçti. Bu sırada bazı diplomatik girişimler de kaydedildi. Doha’da Dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantı yapılabileceği ifade ediliyor. Rus jetleri, Suriye savaş uçakları ile birlikte muhalifleri bombalamaya devam ediyor. Bu sırada YPG, Halep’in kuzeydoğu kesimlerinden çekilmeye başladı. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Tahran’ın Şam’ın talebi halinde Suriye’ye asker göndermeyi düşüneceğini söyledi.

Suriye’de Heyet Tahrir Eş-Şam’ın (HTŞ) başını çektiği muhalif güçlerin, Beşar Esad güçlerine karşı Halep’e 28 Kasım’da başlattığı saldırılar devam ediyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre Hama’nın kuzeyindeki kırsal kesimlerde yoğun çatışmalar yaşandı. Rejim karşıtı güçler altı yerleşimde daha hakimiyet sağladı.
Suriye ve Rusya hava kuvvetleri bölgeye onlarca hava saldırısı düzenlendi.
Suriye Resmi Haber Ajansı, Suriye ordusunun Hama’da karşı saldırıya hazırlandığını duyurdu. Bunun için Hama kırsalında savunma hatlarının güçlendirildiği belirtildi.
Çatışma hattının Hama kent merkezinin dış mahallelerine 6 kilometre uzaklıkta yer aldığı açıklandı.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Katar basınına yaptığı açıklamada Tahran’ın Şam’ın talebi halinde Suriye’ye asker göndermeyi düşüneceğini söyledi.
Arakçi, Suriye krizini görüşmek üzere Rusya’yı ziyaret etmeyi planladığı da belirtti ancak ziyaret için kesin bir tarih belirtmedi.
Suriye’nin kuzeyinde de hareketlilik var.
Ana omurgasını terör örgütü YPG’nin oluşturduğu ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Deyrizor ilinin Fırat’ın doğusunda kalan topraklarındaki 7 köyden rejimi güçleri ve İran destekli grupları çıkarmak için saldırı başlattı.
PKK/YPG’li teröristler, yan yana bulunan köylere üç yönden saldırı başlatırken, çatışmalar sürüyor.
Deyrizor kent merkezinden başlayarak Suriye-Irak sınırına yakın El-Bukemal ilçesine kadar olan bölgede, İran destekli grupların yoğun şekilde varlık gösterdiği biliniyor.
Heyet Tahrir Eş-Şam’ın başını çektiği rejim karşıtı silahlı gruplar, 30 Kasım’da Halep kentinin büyük bölümünü ele geçirmişti.
Muhalifler, 30 Kasım’da Han Şeyhun ilçesini alarak tüm İdlib genelinde hakimiyet sağladı.
Suriye Milli Ordusu (SMO) birlikleri, Türkiye sınırına 18 kilometre uzaklıktaki Tel Rıfat’ta kontrolü sağladı.
Tel Rıfat, 8 yıldır terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’nin elindeydi.
İsrail’in dün Şam Havalimanı yolunda bir araca saldırı düzenlediğini duyuruldu.
Şam’da Hizbullah’ın yanı sıra İran destekli grupların yoğun varlık gösterdiği biliniyor.
Suriye konusunda diplomasi alanında da hareketlilik sürüyor.
İran Dişişleri Bakanı Abbas Arakçi, Astana süreci toplantısının dışişleri bakanları düzeyinde 7-8 Aralık tarihinde Doha’da yapılabileceğini söyledi.
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, Türkiye’nin Astana sürecinde kilit role sahip olduğunu, Suriye’deki gerilimin azaltılması konusunda faydalı ve yapıcı bir rol oynadığını belirtti.
Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsüyse Suriye’deki çatışmaları sona erdirmek için Türkiye ve diğer bölge müttefikleriyle ortaklaşa çalıştıklarını söyledi.
Tel Rıfat sahasını terör örgütü PKK/YPG’den kurtaran SMO, ilçe merkezindeki tünel ve tuzaklamalara karşı tedbirler alarak, sivillerin güvenli dönüşünü sağlamaya çalışıyor.
Yıllar önce yerinden edilen Tel Rıfatlılar ilçeye dönmeye başladı.
Birleşmiş Milletler, Suriye’deki çatışmalar nedeniyle son birkaç günde yaklaşık 50 bin kişinin evlerini terketmek zorunda kaldığını açıkladı.

2 bin yıllık gizemi çözene 15 milyon Türk Lirası ödül!

2 bin yıllık gizemi çözene 15 milyon Türk Lirası ödül!

Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla kömürleşmiş Herculaneum parşömenleri, modern teknolojiyle gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor. Bilim insanları, bu antik metinleri çözecek yapay zeka uzmanlarına büyük ödül vaat ediyor.

MS 79 yılında, Vezüv Yanardağı’nın patlaması İtalya’nın Pompeii ve Herculaneum kentlerini yerle bir etti. Lavların ve volkanik küllerin altında kalan Herculaneum’da, bugün “Herculaneum Parşömenleri” olarak bilinen yaklaşık bin 800 papirüs tomarı bulundu.
Bu parşömenlerin, antik Yunan ve Roma dünyasının derin felsefi ve edebi metinlerini barındırdığı düşünülüyor. Ancak volkanik ısı nedeniyle kömürleşmiş bu tomarlara fiziksel olarak dokunmak imkânsız; en ufak bir müdahalede bile parçalanarak toza dönüşüyorlar.
Bilim insanları, kırılgan parşömenleri açmadan okumak için X-ışını taramaları, yapay zeka ve mürekkep algılama teknolojilerini yöntemler geliştiriyor.
Oxford Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, Diamond Light Source tarama tesisinde gerçekleştirdikleri son çalışmada, PHerc.172 adlı bir parşömenin üzerindeki bazı Yunanca kelime parçalarını ortaya çıkardı. Ancak metnin tamamının çözülebilmesi için daha gelişmiş yöntemlere ihtiyaç duyuluyor.
Bilim insanları, Herculaneum parşömenlerindeki gizli metinleri tamamen ortaya çıkarabilecek algoritmaları geliştirmek için dünya çapında bir yarışma başlattı.
Yarışmayı kazanan yetenekli mühendislere 400 bin sterlin (yaklaşık 15 milyon TL) ödül verilecek.
Yarışma, 31 Aralık’ta sona erecek.
Bu tür projeler daha önce büyük ödüller kazandırdı. Bu yılın başlarında bir grup öğrenci, Paris’teki Institut de France’da bulunan bir parşömende yapay zeka kullanarak metni çözmeyi başardı ve 550 bin sterlin ödül kazandı. Bilim insanları, “Bildiğimiz bir şey var: Bu parşömenlerdeki metinleri kurtaracağız. Ancak bunun için yetenekli mühendislerin yaratıcı çözümlerine ihtiyacımız var” diyor.
İtalya’daki ekipler, parşömenlerin üzerindeki mürekkebi görünür hale getirmek için kısa dalga kızılötesi hiperspektral görüntüleme gibi ileri teknikler kullanıyor.
Bir parşömende, ünlü filozof Platon’un son gecesi hakkında ilginç detaylar keşfedildi. Platon’un, hayatının son saatlerinde bir köle kızın flüt çalmasını eleştirdiği, müzik dinlediği ve dostlarıyla birlikte olduğu ortaya çıktı.
Bilim insanları, “Bu sadece başlangıç. Daha keşfedilecek yüzlerce metin var” diyor.
Herculaneum Parşömenleri’ndeki metinlerin içeriği, dönemin düşünce yapısını anlamamıza ve antik Yunan-Roma kültürüne dair yepyeni bilgiler edinmemize yardımcı olabilir. Ancak fiziksel hasarı önlemek için bu metinlerin dijital olarak açılması şart. Oxford Üniversitesi’nden bir araştırmacı, “Bu metinleri, 2 bin yıl önce yazan birinin ardından ilk kez görmek inanılmaz bir duygu” diyor.
Bin 750’lerde Herculaneum’da yapılan kazılarda bulunan parşömenlerin çoğu, ilk başta kömür parçaları sanılarak atıldı veya yok edildi. Bugün, büyük bir kısmı Napoli’deki Ulusal Kütüphane’de korunuyor. Bin 800’lü yılların başında ise bazı parşömenler, İngiltere Kralı IV. George’a hediye edildi.